
19.BÖLÜM
TAM 7 SENE SONRA(GÜNÜMÜZ)
İnci;
İş anlamında ilerlemiş akademik kariyer yapmıştım. Kendi kliniğimi açmama vesile olan en güzel yıllardan biri oldu kendi ayaklarım üzerinde durmam bir hayli gurur veriyordu bide iş hayatım gibi özel hayatımda yolunda gitse hiçbir sorun kalmayacaktı.
Erkenden evden kliniğe gitmek üzere çıktım varır varmaz önlüğümü giydim ve işe koyuldum. Yine yoğun bir şekilde ilerliyordu işlerim.
2 saat öğle molam var kendi kendimin mola saatini belirliyorum patron olmak kendi işini kurmak kadar güzeli yok. Kliniğim bir pasajın üst katında yer alıyordu pasajın alt bölümleri ise yemek restorantlarından cafelerden oluşuyordu aşağıya indim kendime uygun yemek yeri bakarken pasajda tanıştığım enfes insanlardan biri Helin’in pizzacıda pizza yediğini gördüm ve pizza yemeye karar verdim Helinin yanına oturup pizza siparişi verdim birbirimize eşlik ederek pizzalarımızı yiyorduk. Helin pasajın müzikalcisi kendi yaptığı enstürmanları dükkanında satıyor boş zamanlarında piyano, gitar, keman kursları veriyordu bende öğrenmeyi çok istiyordum müsait bir zamanımda ondan ders alacaktım. Helin molasının bitmesiyle dükkanına gitti bense ortalıkta aylak aylak dolaşıyordum canım koridordan ilerlerken burnuma gelen kahve kokusuyla kahve istedi hemen rotamı en sevdiğim leziz kahveleri olan cafeye yönelttim.
Vee kahvemide aldım olası bir durumda müdahale edilebilmesi için dükkan anahtarları teslim edilen danışmaya anahtarımı almaya uğradım.
“İnci danışmaya yürürken kolundaki fular yere düşmüştür”
Alaz; Türkiye’ye döneli 6 ay olmuştu işlerim gayet yolundaydı bugünse ikizim Ayaz’ın özel siparişi olan gitarı almaya bir pasaja gelmiştim müzik aletleri satılan dükkan pasajın giriş katının en solunda kalıyordu yani bana öyle söylenmişti dükkanı ara ara bulamadım kim bilir hangi aralıkta kalıyor biraz dolanırken önüme bir fular düştü kafamı kaldırıp bakınca önümde danışma ile konuşan bir kadından düştüğünü farkettim. Fuları yerden elime aldım bu fular bu fular bana birini hatırlattı evet onu İnciyi benzeri hatta tıpta tıp aynısı onda da vardı çok severek koluna bağlardı neyse kadına doğru ilerleyip
-Alaz: Çok pard “cümlemi bile tamamlayamadan kadın önünü tam dönmeden yan profilini gördüm”
-Alaz: İ-i-i İncii!
-İnci: Alaz!
Alaz;
İnci mi görmüştüm tam 7 sene sonra İnci’mi gördüm o güzel gülüşünü gördüm, inci gibi keskin bembeyaz saçlarını gördüm, keskin keskin bakışlar atan o gözlerini gördüm
İnci;
Alaz Alaz karşımda duruyordu yıllar sonra ilk defa gözlerimin içine içine bakıyordu bense gözlerimi kaçırıyordum hiç değişmemişti hala o ilk gördüğüm Alaz gibiydi büyümüştü sadece
-Alaz: Fular senin galiba “uzattım” düşürdün az önce
-İnci: Benim “elime temas etmeden almaya çalıştı”
-Alaz: Ee vaktin var mı?
-İnci: Aslında yok
-Alaz: Yarım saat
-İnci: “kafamı salladım ve kafeye geçtik”
-İnci: Gelmişsin
-Alaz: Geldim
-İnci: “Alaz’ın gözlerine bakmamak için kendimi zor tutuyordum gözlerinden bir saniye uzak kalmak zordu”
-Alaz: Parmağında yüzük falan yok evlenmemişsin galiba
-İnci: “duraksayıp” Sende de yok
-Alaz: Evlenmedim, nasılsın bu arada
-İnci: İyi ama bir o kadar da kırgınlıklarla doluyum sen
-Alaz: İyi diyeyim iyi olalım, ne var ne yok işlerin nasıl
-İnci: İyi şükür , senin ne işin var burada senin gibi ünlü bir iş adamı gelir miydi buralara
-Alaz: İyiki bir ün aldık iş adamı olduk ha özümden vazgeçmedim ki ben hala benim ama duymuşsun şirketin büyüdüğünü, ün aldığımı bildiğine göre
-İnci: Duydum kulağıma geldi hayırlı olsun
-Alaz: Sende klinik açmışsın
-İnci: Evet üst katta nerden biliyorsun
-Alaz: Duydum
-İnci: Çok şey değiştimi hayatında
-Alaz: Senden sonra 7 sene öncesine göre mi
-İnci: 7 sene… Biliyorsun
-Alaz: 70 sene gibi geçen o koca 7 sene
-İnci: “telefonu çalar İnci biraz gerilir telefonu yandan sessize alır”
-Alaz: Niye bu kadar gerildin alt tarafı telefon çaldı açsaydın sorun olmazdı
-İnci: Önemli biri değil, benim gitmem lazım artık kendine iyi bak “apar topar masadan kalkar”
-Alaz: Sendee
İnci;
Boğuluyorum gibi hissettim bir zamanlar yanında en rahat olduğum kişiyle iki yabancıydık bugün onun gözlerine bakamamaktansa hiç karşılaşmamayı tercih ederdim ne kadar büyük bir şey bu benim için
1 HAFTA SONRA
Klinikten çıkmış dalgın bir şekilde merdivenlerden aşağıya iniyordum anahtarı danışmana teslim ettikten sonra çıkışın yolunu tutarken birden bire adama çarptım
-İnci: Pardon özür dilerim “kafamı kaldırınca çarptığım kişinin Alaz olduğunu gördüm”
-Alaz: Önemli değil dalgın gördüm seni
-İnci: Bişey yok işle alakalı
-Alaz: Geçiştirilmiş bir cevap oldu
-İnci: Yok bir şey!
-Alaz: Tamam
-İnci: Bakıyorum da habire burdasın
-Alaz: İşim düşüyor sürekli ne tesadüfse de sürekli karşılaşıyoruz
-İnci: Maalesef
“İnci’nin arkasından seslenilir”
-Arda: İnciii!
“İnci panikle arkasını döner”
-İnci: “İçinden” Arda
-Arda: “Yaklaşır” Bu adam kim niye muhattap oluyorsun
-İnci: Bir arkadaşım
-Arda: Allah Allah ben niye tanımıyorum
-İnci: Üniversiteden
-Arda: Her arkadaşınla sohbet etmen gerekmiyor
-Alaz: Birader hayırdır noluyor ne bağırıyorsun kıza
-Arda: Pardon da sanane
-İnci: Alaz tamam git istersen sen
-Alaz: Nereye gidicem ya gözümün önünde hesap soruyor sana
-Arda: İnci düş önüme benle geliyorsun “kolundan tutar”
-Alaz: Bir sakin ol kardeşim bırak kızın kolunu
-Arda: Ya arkadaş parçası kaşınma
-İnci: Offf Alaz Arda tamam sakin olun
-Alaz: Sen durur musun bi
“İnci bir hıçımla ağlamaya başlayarak merdivenlere yönelir”
-Arda: İnci bana bak hemen buraya gel İnci! Konuşucaz kafanın dikine göre gidemezsin
“İnci arabaya binerken arkasından 5 dk sonra Alaz otoparka gelir”
-Alaz: İnci İnci dur dur dur! “önüne geçer”
-İnci: Ne var Alaz
-Alaz: Yukardaki kişi kimdi seni öyle azarlama hakkını nerden buluyor kim oluyor o
-İnci: Önemsiz biri boş ver
-Alaz: Her önemsiz biri karşında çocuk varmış gibi sana bağıramaz kimdi o söyler misin ona göre davranıcam kendisine
-İnci: Alaz git gider misin gelicek şimdi bizi böyle görürse daha çok kızar
-Alaz: Kızar kim ki kızıcak sana bana onu söyler misin?
-İnci: Alaz git lütfen “ağlamaklıdır, sürekli sağına soluna bakar”
-Alaz: Sen söylemeden gitmicem kim o bak o günde telefonun çalınca bu kadar gerilmiştin o zamanda belli bu kişi aramış söyler misin?
“Uzun süren bir sessizlikten sonra İnci ağlayarak”
-İnci: Nişanlım! Oldu mu nişanlım
-Alaz: Nişanlın mı nasıl parmağında yüzük yok
-İnci: Şimdi bunu mu sorgulayacaksın Alaz gelicek git lütfen
-Alaz: Sen niye korkuyorsun bu adamdan bu kadar bir şey mi yapıyor sana
-İnci: Korkmuyorum
-Alaz: Korkuyorsun gözlerinin içi titriyor İnci tanıyorum seni korkuyorsun bak sen böyle biriyle nişanlanmazsın
-İnci: Ben Ardayı seviyorum arada böyle yapıyor sadece
-Alaz: Hahaha seviyormuş ne sevmesi İnci ne sevmesi madem seviyorsun neden ağlıyorsun?
-İnci: “Bişey demeden ağlar”
-Alaz: Bana bak gözlerimin içine bak “iki elini İnci’nin yüzüne koyar” gerçekten seviyor musun o adamı seviyorum de hiç bir şey sormadan gidicem söz veriyorum gözlerimin içine bakarak de
-İnci: “Cevap veremez”
-Alaz: Diyemiyorsun neden o zaman İnci neden
-İnci: Öldürür çünkü beni hem babam hem Arda
-Alaz: Baban?
-İnci: ”ağlayarak” Babam beni zorla Arda’yla evlendirmeye çalışıyor onun kararını çiğneyemem öldürürler Alaz öldürürler beni sen babamı tanımıyorsun onun psikopatlığını bilmiyorsun onun bana yaptıklarını bilmiyorsun
-Arda: İnci! “sesi yakından gelir”
-Alaz: Benim arabaya geç korkma arabaya geç
-İnci: Alaz!
-Alaz: Dediğimi yap
“Alaz ve İnci arabaya binip oradan uzaklaşırlar”
Yaklaşık 1,5 saat süren bir yolun ardından küçük bir taş eve gelirler Alaz anahtar ile kapıyı açar ve içeriye geçerler
-Alaz: Burası bizim bağ evi kolay kolay kimse bilmez
-İnci: Neden geldik napıcaz burada
-Alaz: Bir süre burda kalıcaz senin meseleni halledene kadar
-İnci: Halletme Alaz bir şey yapma
-Alaz: İnci istemediğin biriyle evleneceksin zorla farkındasın dimi
-İnci: Ama “ağlaması artar”
-Alaz: Napar mesela ciddi ciddi öldürür mü? “İnci’nin gözyaşlarını siler” Şişşş bana herşeyi en başından anlatıyorsun
-İnci: Can çekiştire çekiştire öldürür beni ölmekten beter eder sen Arda’yı bilmiyorsun istediğini alamadı mı onu kimse durduramaz
-Alaz: Gelsin sıkıyorsa alsın benim yanımdan hiç bir şey yapamaz sana ben yanındayım
-İnci: O yapmazsa babam yapar Alaz babamı tanımıyorsun bana karşı olan tutumundan haberin yok ben sana hiç birini anlatmadım
-Alaz: Nee yani benim zamanımda da mı vardı?
-İnci: “Kafa sallar” ben sende benle acı çekme diye bahsetmedim sana duyupta dellenme diye bahsetmedim belli etmemeye çalıştım az şiddet görmedim az dayak yemedim kemeriyle sırtımı kırbaçladığı anları unutamıyorum, saçımdan tutup yerlerde sürüklediği anlar çıkmıyor aklımdan üniversiteden mezun olduğumda sırf onun istediği bölümü okumadığımı diplomamda görünce bıçak çektiği an benim o evdeki hıçkıra hıçkıra ağlayışlarımı unutamıyorum sesimi herkes duysun istedim ama çoğu zaman ağzımı bile oynatamadım. Yaralarımı sen anlama bir başkası görmesin diye fondötenle kapatmaktan bıktım işte bir daha aynı şeyleri yaşamamak için babamın dediklerini yapıyorum tam yaralarım iyileşiyorken bir daha dayak yiyemem
“Alaz dayanamaz ve İnci’ye uzunca sarılır”
-Alaz: O herif bişey yaptı mı sana
-İnci: “daha çok ağlar”
-Alaz: Ne naptı el mi kaldırdı İnci sana
“İncinin boğazı düğümlenir kelimeler çıkamaz evet anlamında ağlayarak kafa sallar”
-Alaz: “delirir” nasıl nasıl nasıl ya sana aklım almıyor gebertirim öldürürüm İnci
-İnci: Sakin ol
-Alaz: Ya nasıl sakin olabilirim ya senin bas baya benleyken bile canını yakmışlar acımamışlar ben nasıl sakin olabilirim engel olmadım engel olamadım “kendini tokatlamaya başlar”
-İnci: Alaz kendine gel Alaz senin bir suçun yok dur yapma Alaz
“sarılırlar”
-Alaz: Ben polise gidicem herşeyi anlatıcam sen evlenmeyeceksin o itle
-İnci: Hayır olmaz polis olmaz
-Alaz: Mecburuz elimizden gelen bu sözümü dinle bir planım var
-İnci: Alaz olmaz
-Alaz: Bana güveniyor musun?
-İnci: Güveniyorum
-Alaz: Tamam kurtulucaksın merak etme korkma ben şimdi çıkıyorum sen bekle beni tamam mı anlaştık mı
-İnci: Tamam anlaştık
“Alaz polise gittikten sonra tekrardan bağ evine gelir”
“içeriye girdiğinde İnci’nin koltukta uyuyakaldığını görür”
-Alaz: “içinden” Çok ağladı sonunda uyuyakalacağı belliydi “Alaz koltuğun yanına çöker İnci’nin başucunda saçlarını okşamaya başlar “
“saçlarını okşarken birden bire elektrikler gider ışıklar söner”
“İnci panikle uyanır”
-İnci: “oturur” ışıkları niye kapattın
-Alaz: Elektrikler gitti
-İnci: Ben duramam karanlıkta hayır fobilerim azıyor travma yaşıyorum karanlık korkum var Alaz ışık yok mu
-Alaz: Güzelim ben burdayım kimse yok yanında kimse sana zarar vermicek
-İnci: “nefes alıp verir” Alaz korkuyorum
-Alaz: Başındayım ben sen yat
-İnci: Imğ ığ olmaz yatamam çok karanlık uyursam kabuslarla uyanırım istemiyorum “ağlamaya başlar”
-Alaz: Sakin sakin ol “gözlerini siler saçlarını geriye atar”
-İnci: Sarılarak uyuyabilir miyiz beraber
-Alaz: Uyuyabiliriz ama ağlamazsan
-İnci: Tamam ağlamam
“Alaz İnci’nin yanına uzanır beline ellerini atar ve sıkı sıkı sarılırlar”
“Alaz bütün gece 7 sene ayrı kaldığı İnci’nin kokusuyla uyur onun teninin arasında uyur İnci ise Alaz’ın kolları arasında korkmadan rahat bir uyku çeker”
ERTESİ GÜN
Alaz sabah erkenden yiyecek bir şeyler almaya markete gitmiştir eve gelince İnci’nin uyandığını görür.
-Alaz: Günaydın
-İnci: Günaydın
-Alaz: Açsın sen ben hemen yiyecek bir şeyler hazırlıyorum
-İnci: Sen hiç değişmemişsin o kadar şirket kurdun patron oldun ün aldın hala aynısın
-Alaz: Dedim sana ben hala aynıyım 7 sene önce neysem şuanda oyum diye, sende değişmemişsin
-İnci: Sen öyle san çok değiştim bakış açılarım, görüşlerim, fikirlerim, davranışlarım eski İnci değilim aslında hiçbir zaman senin tanıdığın İnci değildim ki ben, içimde bambaşka travmaları olan korkak, ezik bir kız çocuğu yatıyor o güçlü görünmelerim, gülümsemelerim senin içindi hayatın bir amacı vardı sen gittikten sonra bir önemi kalmadı
-Alaz: Sen gücünü her zaman kendinden aldın ben senin istiridye kabuğun yani umut ışığın oldum sadece yapman gerekeni sen yaptın
-İnci: Gerek var mıydı Alaz bunlara bana doğruları söyleseydin şuan çok farklı yerlerde olabilirdik
-Alaz: Doğruları derken
-İnci: Herşeyi biliyorum Alaz ben, olmuyor, yürümüyor deyip kaçmalarının ayrılmamızın asıl sebebini biliyorum babanın dayımın katili olduğunu bana söyleyemediğini bu nedenle ilişkimizi bitirdiğini biliyorum. Gece ordaymış herşeyi duymuş bana o söyledi, ben senin gelip bana söylemeni bekledim sense naptın doğruları söylemek yerine ortada bir neden yokken ilişkimizi bitirdin
-Alaz: “gözlerinden akan yaşlarla” İnci o adam benim babam ben yapamadım o an ondan nefret etsemde bunu ona yapamadım korktum
-İnci: Babanı korudun… Alaz ben düşmanınız mıyım ben babanı içeriye tıktırmicaktım ki senin baban olduğu için yapmicaktım sırf sen üzülme diye fakat sen bizi baban uğruna harcamayı seçtin bütün umutlarımı aldın götürdün Alaz benim ne çektiğimden haberin var mı aynı anda nelerle uğraşıyordum ben kimlerin derdini çekiyorum benim sana en çok ihtiyacım olduğu zaman hemde yanımda olman gereken zamanda yoktun
-Alaz: Özür dilerim
-İnci: Dileme çok geç
-Alaz: Neyse ben kahvaltıyı hazırlayayım “gözlerini siler”
“kahvaltı sonrası Alaz’a gelen telefonla evden çıkması bir olmuştur”
“Alaz bağ evine mutlu mutlu gelir”
-Alaz: İnciiiii!
-İnci: Noldu Alaz
-Alaz: Bitti gitti kurtuldun
-İnci: Ne nasıl bitti mi?
-Alaz: Polisler zorla evlilikten yasal ve özgürlük hakkını ihlal ettikleri için o itle babanı göz altına aldılar
-İnci: “Sevinç çığlıkları atar” hığğğ hığğ aağğğğ bitti bitti bittii!
-Alaz: Bak korkulacak bir şey yokmuş
-İnci: Teşekkür ederim çok teşekkür ederim “sarılır”
“Alaz anın şaşkınlığıyla ellerini İnci’nin beline atar “
-Alaz: Rica ederim her zaman, yalnız ağlamak yok hayır ağlamam kıyamam gözyaşlarına “siler”
-İnci: Hayatımda ilk defa mutluluktan ağlıyorum izin ver de tadını çıkarayım
-Alaz: Yine de gözyaşı dökmeseydin çok ağladın bu hayatta sen
-İnci: Ben gidebilir miyim şimdi özgürce istediğim yerde kimseye bağlı kalmadan gezebilir miyim?
-Alaz: Ona sen karar verebilirsin ben bişey diyemem
-İnci: “koşarak evden çıkar”
-Alaz: İnci ne zaman ihtiyacın olursa arayabilirsin
-İnci: Sağol
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |