15. Bölüm

(13)

Zeynep Özel
zambak03

 

Duyduğu sesten emin olamasa da içinde yeşeren umudun peşinde ilerledi Serkan. En azından birilerini bulsa bu durumdan kurtulabilirdi.

Gerçi bulacağı kişi dost muydu düşman mıydı oda bilinmiyorduya !

"Belki şans benden yanadır " Adımlarını temkinli bir şekilde attı. Ne olursa olsun tedbiri asla elden bırakmayacaktı, belki gelenler Fikret ve adamlarıydı, o piç Serkanın başı ne zaman sıkışsa dibinde biter ve onu öldürmek için planlar kurardı.

Dikkatinin dağılmaması için kendini silkeledi Serkan, attığı her adımın toprakta çıkardığı en ufak sese bile dikkat ediyordu. Çok geçmeden ağaçların seyrekleştiği, yaprak ve çalıların azaldığı bir alan gördü, gözlerini biraz kısarak daha iyi görmeye çalıştı ama nafile mesafe çok fazlaydı.

Biraz daha ilerledi dikkatleri üstüne çekmeden, şimdi görüntü çok daha netti. Bir kulübe vardı oldukça küçük ama sevimli bir kulübeydi bu, tamamen ahşaptan yapılmış duvarları ve yapraklardan oluşan bir dekora sahipti.

Kulübenin çevresinde dikkat çeken ilk şey belirli aralıklarla dizilmiş bir kaç kaptı, hani şu kedilere köpeklere mama su konulan kaplardan.

Biraz daha dikkatli inceledi etrafı, dar alanı çevreleyen her bir ağaçta minik kuş yuvaları vardı, bunlarda ahşaptan yapılmıştı ve renkleri çok hoş duruyordu.

Sonradan fark etti:

Bir kadın, arkadan görüldüğü kadarıyla çok gençti. Yere çömelmiş bir şeyler yapıyordu, kulübeye çok uzak değildi hatta hemen duvarın dibinde bile sayılabilirdi.

Ormanın içinde yalnız başına yaşayan bir kadın mı ?

Kimdi bu filmlerdeki gulyabani falan mı ?

Kendi içinde gülmeden edemedi Serkan, o sıra kadın ayaklanıp kulübeye geçince neyle uğraştığını gördü.

Onu kovalayan Kaplan az ilerisinde yerde uzanmış bir şekilde duruyordu.

Göz göze geldiler kaplanla, bir kaç homurtuya benzer ses duyuldu ve ayaklanmaya çalıştı ancak yaralıyı, bu yaptığıyla kendine zarar vermişti.

Serkanın içini bir telaş kapladı: korktuğu için değil Kaplan için endiselenmişti.

O sıra kulübenin kapısı hiddetle açıldı ve az önce gördüğü kadın tekrar belirdi, oldukça panik bir şekilde kaplanın yanına gitti ve onu yelelerini okşayarak sakinleştirdi.

Sonra kaplanın baktığı yere baktı, Serkanı gördüğü an omuzları gerildi ve savunma moduna geçti. Serkanla göz gize geldiler, "Madem fark edildim daha fazla saklamanın bir anlamı yok" diye düşünerek kulübeye doğru yürüdü Serkan.

Yaklaştıkça fark ediyordu, otuzlarında sandığı kadın belkide 45-50 yaşlarındaydı. Nasıl bu kadar genç göründüğüne hayret etti Serkan, zamanla yüzü çökmüş olmasa belki de hiç anlamayacaktı o yaşlarda olduğunu.

Kadın ve kaplanın yanına geldiğinde ikisininde gözleri düşmanca bir tavırla bakıyordu Serkan'a.

"Sen de kimsin ? "

Tıpkı duruşu gibi sesi de çok sert ve soğuktu bu kadının. Sanki Serkan onlara zarar verecekmiş gibi her an tetikteydi, güven sorunu yaşayan tek kişinin Serkan olmadığı anlaşılıyordu.

" Buraya bilmeden geldim, hatta sanırım artık kaybolmuş sayılırım. "

Ortamı yumuşatmak için samimi tutmaya çalıştığı sesiyle konuştu Serkan ama kadın ikna olmuş görünmüyordu. Bunu görünce devam etti.

" Serkan, ismim bu. Sana zarar vermek gibi bir niyetim yok, zararsızım. "

O bunu söylerken Kaplan hafif hırlayınca ikisinin de bakışları oraya döndü , ardından kadın dudaklarında aşağılayıcı küçük bir gülüşle döndü.

" Senden hoşlanmadı, daha önceden tanışıyormuşsunuz gibi duruyor ? "

İç çekti Serkan, her ne kadar onu kovalamış olsada kaplanı orada yaralı bıraktığı için kendini hâla çok kötü hissediyordu.

" Beni kovaladı "

Kısa ve net bir cevapla kadını yanıtlarken kendisi hakkında çok bilgi vermemeye özen gösterdi, nede olsa kadının kim olduğu hala belli değildi ?

" Onu kışkırtmışsındır, yoksa seni kovalamazdı. "

Kendinden emin konuşması Serkanın canını sıksada tepki vermemeye çalıştı, kadının söyledikleri ister istemez içinde bir şüphe uyandırdı.

Gerçekten de fark etmeden kaplanı kışkırtmış olabilir miydi ?

Böyle bir şey yapmışsa kendini çok kötü hissederdi.

" Yarası ne durumda, çok kötü değildir umarım ?"

Bu sözler kadının yumusamasina yetişmişti, artık Serkanı zararsız gördüğü için rahatça arkasını dönüp kaplanın yanına çömelmiş işine devam ediyordu.

" Şuan durumu iyi biraz dinlenirse daha iyi olacak"

Bu kısa cevap Serkanın içine su serpmişti.

" Güzel, iyileşsin de beni ormanda kovalayabileceği bir duruma gelsin hemen"

Ortam gittikçe yumuşarken Serkan kaplana bakmak için eğildi, elini uzattığında Kaplan ona hırladı neyseki kadın işini biliyordu.

Serkanın elini tutup kaplana nasıl yaklaşması gerektiğini gösterdi.

" İlk önce başını sev, sana güvensin "

Kafasını sallayarak onu onayladı Serkan, kaplanın tüylerini okşarken az önce kendisini kovalayan vahşi yırtıcıyla bu masum kedicik aynı hayvan mıydı emin olamıyordu.

" Tamamen değişmiş gibi, ilk gördüğümden farklı "

Yandan bir gülme sesi işitince kadına yandan bir bakış attı, kendisine samimi bir gülüş sunan kadına bakındı.

Nasıl gelmişti bu ormana ?

Daha fazla duramadı, kendi içinde çok merak ettiği soruyu sordu.

" Sen kimsin ? Bu koca ormanda, tek başına ne yapıyorsun ? "

Serkan bunu söyleyince kadının yüzü düştü, harelerine derin bir hüzün ve acı hakim oldu. Bu bakışı iyi tanıyordu Serkan, kadının çok sancılı bir geçmişe sahip olduğunu hemen anladı.

" Sultan'ım ben, ayrıca yalnız da değilim bu orman ve bütün canlılar benim arkadaşım. "

Ormanı ve Orman halkını kendine arkadaş edinecek kadar yalnızdı demek...

Kafasını usulca sallayarak Sultan'ı onayladı Serkan ama emin değildi, hala bir şeyler eksikti.

Serkan, Sultan’a şüpheli bir bakış attı. Kadının sözlerindeki kırgınlık, ormandaki yalnızlığı, içindeki o tarif edilemez hüzün… Bütün bunlar ona çok tanıdık geliyordu. Ama nedenini bilmiyordu.

Sultan, kaplanın başını okşarken uzaklara daldı. Serkan, ilk kez birinin bu kadar kaybolmuş göründüğünü fark etti. Ama o da bilmiyordu. Asıl kaybolan kimdi, Sultan mı, yoksa kendisi mi?

Bittiiiiii.

Evet ard arda iki bölüm gönderdim bu yüzden çok mutluyummmmmmm

Bölüm nasıl?

Yıldızımı parlatıp yorum yapar mısınız ?

Şimdilik sağlıcakla kalın <3

Bölüm : 21.02.2025 19:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...