5. Bölüm

5. Bölüm

Dilara Atasoy
zdatsy

 

‘Beni yaşarken öldüren, hayatımı mahveden katil sensin!’

 

Emir sahilde onu delirtmeye yaklaşan türden kötü düşüncelerle ne kadar olduğuna emin olmadığı bir süre boğuştuktan sonra daha fazla orada da kalamayacağını anladığında iki haftadır gitmeyi çok istediği ama bir türlü gitmeye cesaret edemediği o yere artık karşı koyamayacağı bir istekle gitmek istemişti. Sanki vakti geldi gibi hissetmişti.Rüya ve arkadaşı Gamze’nin kaldığı eve...Aslında Rüya ilk kaybolduğu andan beri sanki onu orada bulacakmış gibi sanki Rüya, onu orada bekliyormuş da gitse onu görebilecekmiş gibi geldiği için o eve hep gitmek istemişti ama yüz bulup gidememişti. 3 yıl boyunca herkesten her şeyi saklamıştı. Rüya, üniversiteye başladığı sene o da sanki 18 yaşında biri gibi hepsinin arasına gizlice girmişti. Herkese yalanlar söylemişti. Süslü yalanlar... Üç yıl boyunca arkadaşım dediği insanlardan kendi kimliğini saklamıştı. Kim olduğunu, asıl mesleğini, neden onlarla olduğunu, hayatını... Gerçeği hep saklamıştı. Hem de bilmeleri gereken tüm gerçekleri... Yanlarında her zaman olması gerekli olan Emir olmuştu, gerçek Emir değil. Ya da artık kimi kandırıyordu ki; Ne kadar görev olması gerekse de hepsiyle arasında bağ kurmuştu. Onları arkadaşı olarak görmüştü ama bu söylediği yalanları onları sürekli kandırmasını unutturmazdı. Ya da onu haklı göstermezdi belki. Ama zorundaydı...Onlardan sakladığı basit şeyler değildi. Yaşadıkları acıya sebep olabilecek her şeyi onlardan gizlemişti. Hayatlarının gerçeklerini... Şu an bu durumda olmalarını sağlayan her şeyi... Ama yapamazdı, söylemezdi... Bildiklerini hatta bilmediklerini bile kimseye söyleyemezdi. Onların arkadaşı olmaktan öncelikli olması gereken görevleri vardı. Her şeyden önce bir polisti. Ve ona göre davranmak zorundaydı. Kimseyi bunun önüne koyamazdı. O da böyle olsun istemezdi ki... Yalan söylemek, onları kırmak veya incitmek istemezdi. Yalanlar üzerine kurulu bir ilişki çemberi oluşturmak onun tercihi değildi. Ama yapmak zorundaydı. Korumak zorunda olduğu bir Rüya varken her şey aynı olması gerektiği gibi olmalıydı.Rüya’nın canı tehlikedeydi. Onu bile korumak zorken başkalarını da bu çıkmaza sürükleyemezdi. Onları da tehlikeye atamazdı. Gerçi, bu yaptığı onları daha çok çıkmaza sokmuştu gibi duruyordu artık. Gerçekten en başından herkese her şeyi söylese, anlatsa bir şeyler farklı olabilir miydi? Rüya, en başından beri peşinde ailesinin katili olduğunu bilse şu an yanında olur muydu? Ya da şu an kaybettiği herkes ona destek olur muydu? Sakladığı doğrular daha fazla yanlış doğurmuştu belki evet. Onları kırmış, üzmüştü. Güvenlerini sarsmıştı. Belki de onları sonsuza dek kaybetmişti. Ama.. Ama ama ama... Çok fazla aması vardı.Ama Emir, ilk bu işe başladığı zamanlardan bu zamana kadar bu yaptığını doğru sanmıştı. İşlerin bu noktaya geleceğini nereden bilebilirdi ki? Bu yaptıklarının böyle sonuçlanacağını nasıl anlayabilirdi? Ya da doğru bildiklerini yapmasa ne değişebilirdi ki? Rüya şimdi yanında olur muydu?Rüya’yı kaybedeceğini nereden bilebilirdi ki?Sahilde nefes alamayıp arabaya bindin andan arabayı durdurduğu şu ana kadar yol boyunca ona eşlik eden bin bir türlü düşünceyle farkına varmadan Rüya ve Gamze’nin evine gelmişti. Ama yapabilir miydi ki? Bu kadar kötü şeylere biraz bile olsa kendi de sebep olduktan sonra birazda olsa huzuru bulmayı hak ediyor muydu? O eve girmeye hakkı var mıydı? Hakkı olmasa da yine de gidebilir miydi?Arabadan inerken de merdivenlerden çıkarken de aklında kendine eziyet eden türlü düşüncelerle yavaşça evin kapısının önüne gelmişti. Kapıya geldiğinde eli defalarca kez zile gitmiş ama çalmaya cesaret edememişti. Kapıyı açan Gamze’ye ne diyecekti? Yüzüne bakmaya bile utanıyordu. Ne yüzle içeriye girmeye izin isteyecekti? Ne diyecekti? Yüzüne bile bakamazken evine girmeye nasıl izin isteyecekti? Buna hakkı var mıydı? Ama Gamze vicdanlı biriydi. Ne olursa olsun belki ona acıyabilirdi. Olabilecek tüm kötü senaryoları aklından geçirirken her şeye rağmen bir kez daha cesaretini toplayıp zile basmak için hareket edecekken ondan hızlı davranarak kapıyı açan Gamze ile eli havada kalmış ve şaşkın bir şekilde ona bakmaya başlamıştı.Gamze, Emir’in göreve başladığından beri sevdiği bir arkadaşıydı. Evet, kedisinden yaşça küçüktü. Ama bu onu arkadaşı olarak sevmesine veya değer vermesine engel değildi. Üç yıl hatta biraz daha fazla zamandır tanıdığı bu kız hayatının her zamanında yanında destek olmasını isteyeceği biriydi. Kaybetmek istenmeyecek bir dosttu. Belki böyle olmamalıydı ama öyleydi. Ve onun gözlerinde hayal kırıklığını görebiliyordu.Yaşanan olayları ve kendisine söylediği yalanları Rüya’nın kaybolmasından sonra duyduğunda yaptığı ilk şey Emir’e tokat atmak olmuştu. Sonra yanından bir şey demeden ayrılıp emniyete gitmiş ve tüm olayları Emir’in babası aynı zamanda emniyetin amiri olan Mehmet Yılmaz’dan tekrar dinlemişti. İlk birkaç gün herkes gibi o da olanları hazmedememiş ve bir süre bitkisel hayatta gibi dolandıktan sonra serumlarla beslenmişti resmen. Sonradan yavaş yavaş olayları idrak ettiğinde Rüya’yı aramak için çok çalışmış ama diğer herkes gibi o da bir şey bulamamıştı. Aklına gelen herkesi aramış, her yere bakmış ama bir ipucuna ulaşamamıştı. Hastaneden çıktığı günden beri de Emir’in suratına dahi bakmıyor, onunla muhatap olmuyordu. Emir, bu ana kadar ona hiç kızmamıştı. Yaptığı ve yapacağı her şey için ona hak vermişti. Ve kendince yaptıkları için bir bedel ödemişti.Ama şu an ihtiyacı vardı: Onun desteğine, yanında olduğunu bilmeye ihtiyacı vardı. Arkadaşına ihtiyacı vardı.Gamze, mahalleye yüksek sesle giren arabadan dolayı istem dışı bir merakla pencereden dışarıya baktığında Emir’in geldiği görmüştü. Buraya geleceğini biliyordu. Hatta uzun zamandır gelmesini bekliyordu. Ama bu zamana kadar cesaretini toplayamadığını yeni gelmeye cesaret ettiğini tahmin edebiliyordu. Ona ne kadar kızgın ve kırgın olsa da bir yandan da onu anlayabiliyordu. Bir tarafı ona söylediği yalanlar yüzünden ondan nefret etse de diğer yandan tek amacının Rüya’yı korumak olduğunu biliyordu. O yüzden asıl öfkesini Rüya’nın bulunmasından sonraya saklıyordu. Dakikalarca içindeki stresle kapıdan gelecek sesi bekledi ama süre uzamasına rağmen ses gelmeyince kapıyı uzun bir süre çalamadığını anlayıp kapıyı açmak ve Emir’i büyük bir yükten kurtarmak durumunda kalmıştı. Çünkü ne kadar ondan şu an için nefret ediyor olsa da polis olan değil üç yıldır arkadaşı olan Emir’in onun desteğine ihtiyacı olduğunu biliyordu. Çünkü ne kadar aksini iddia etse de Emir onların yanında her zaman gerçek bir dost olmuştu. Ve bu da onun farkındaydı.

Bölüm : 26.08.2024 12:41 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...