2. Bölüm

Kızıl Ötesi

Kelebek5405
zeeynoo

 

“Hayır götürmeyin annemi, bırakın babamı, Resul amca bırak götürmeyin hayır(hayır götürmeyin,bırakın ,yapmayın, anne baba bırakmayın beni, hayır ,hayır HAYIIIRRR)”

 

Bir anda yataktan sıçradım.Nefes nefese kalmıştım. Sürekli aynı rüyayı görüyordum. O anlar bi türlü aklımdan çıkmıyordu. Neyse kendimi toparlayıp yatağımdan çıktım.

 

Daha sabahın erken saatlerindeydik ama ben gördüğüm kabustan sonra bir daha uyuyamam o yüzden her zaman olduğu gibi spor yapmak için özel olarak yaptırdığım spor odama geçtim.

 

Her sabah böyleydi. Bazen ailemle geçirdiğim güzel anıları görüyordum bazense o lanet olası ânı. Unutamıyorum, o an gözlerimin önünden gitmiyor. Gördüğüm kabusu unutmaya çalışırken pijamalarımı çıkartıp kıyafetlerimi giydim ve odamdan ayrıldım.

 

Görüntü.png

(Giydiği kıyafet)

 

Spor odama girer girmez başladım. Yaklaşık bir saat spor yaptıktan sonra tekrar odama çıkıp duş aldım ve üzerimi değiştirip aşağı mutfağa indim.

 

Görüntü_1.png

(Giydiği kıyafeti ceketi çıkarken alıyor)

 

Eminim ki şu anda bilmem kaçıncı rüyasını gören sevgili arkadaşım Ezgi asla erken kalkıyım kahvaltıya yardım edeyim ve bi an önce okula gidelim diye bir düşüncesi yoktu. Her zamanki gibi yine kahvaltı hazırlamak bana kaldı.

 

Neyse zaten canıma minnet ne zaman mutfağa girsem annemle yaptığımız kekler, tatlılar,kurabiyeler ve daha fazlası aklıma geliyor. Helede babamla yaptığımız un savaşları. Bunlar aklıma geldikçe tebessüm ediyorum.

 

Kahvaltıyı hazırlar hazırlamaz Ezgiyi uyandırmaya gittim. Tamda tahmin ettiğim gibi uyuyordu uykucu ve ben onun bu tatlı uykusunu yarıda bozmazsam olmazdı.

 

Hemen üzerine atlatıp “ Kalk bakalım uykucu civciv, kaçıncı rüyanı görüyorsun yine” deyip onu çılgına çevirdim çünkü Ezgi uyandırılmaktan, helede benim tarafımdan bu şekilde uyandırılmakta bıkmıştı.

 

Ama bu benim en büyük zevklerim arasında. Kusura bakma Ezgi.

 

Hangisi Gökçe. Ezgiyi uyandırmak mı yoksa onu bu şekilde uyandırmak mı? Malum senin baya bi zevkin var ama benim dışımda kimse bilmiyor.

 

'Eveeett sevgili iç sesimde olaya dahil olduğuna göre benim de Ezginin üzerinden kalkma vaktim geldi demek oluyor.'

 

Tabi kızım ben olmasam Ezgiciğimi yorganın altında boğup öldürücen. Kalk çabuk kızın üstünden kızıl ötesi.

 

'İç sesciğim kes sesini yoksa seni boğarım.'

 

Hahahah hiç güleceğim yoktu Gökçe beni boğamayacağını biliyorsun değil mi?

 

'KES DİYORUM SANA ŞU SESİNİ BEEEĞĞ'

 

Kızı unuttun kızı kalk çabuk ölecek.

 

İç sesimin haklı olduğu nadir anlardandı. Hemen kalktım ve Ezgiyi kontrol ettim gayet iyiydi hatta benim ona yaptığımın aynısını yapacak kadar iyiydi.

 

Zor bela ayrıldıktan sonra Ezgiyi banyoya gönderdim ve onu kahvaltı için beklemeye başladım. Beklemek derken tabikide ben çoktan kahvaltıma başladım. Malum Ezgi hanımın hazırlanması bir saati bulup hatta daha da uzayacağı için bekleyemezdim.

 

Ezgi iner inmez kahvaltısına başladı. Bitirir bitirmez sofrayı toplayıp evden çıktık. Ezgi’yle ufak bi tartışma yaşayacağımı biliyodum çünkü o yine arabayla gidelim diyecek ama ben motorla gitmek isteyeceğim. Öyle de oldu ufak bi tartışma sonucu ayrı ayrı gitmeye karar verdik. O arabasıyla bende motorumla yola koyulduk.

 

Anlamıyorum madem motordan korkuyor bin arabana git demi ama yok bende binmeyecekmişim. Neymişte tehlikeliymiş. Binmemem gerekirmiş. Sürekli aynı cümleleri söyleyip duruyor. Yani ben sıkıldım ama o sıkılmadı.

 

Neyse bugün kü öğütlerimizide aldık, boş konuşma kotasıda doldu artık daha fazla çekemem. Bi an önce okula gidip derse yetişmem lazım zira geç kalıyorum.

 

Işıklarda beklerken yanıma bi motorcu geldi. Yeşil ışık yanana kadar arada bir bana baktığını gördüm. Sinir olmaya başladım ne varda bakıyor ki hiç mi kadın motorcu görmedi sanki allahallah. Bu durum artık canımı sıkmaya başladı çünkü artık bakışlarını çekmiyor sanki kitlenmiş gibi bana bakıyor.

 

Artık yeter ama eğer biraz daha devam ederse o gözlerini çıkarıp eline vereceğim ha. “Hayırdır kardeşim niye bakıyorsun birine mi benzettin?” Dediğimde hala bana bakıyordu. Allahallah çattık resmen şu lanet olası ışık bi yeşil olsa artık.

 

Gökçe allah aşkına kardeşim ne ya. Hayırdır felan. Düzgünce “Pardon rahatsız oluyorum lütfen bana bakmayı bırakır mısınız” der insan ya eğer neden baktığını merak ediyorsanda “Neden bana baktığınızı öğrenebilir miyim” diyeceksin kızım ben mi öğreteceğim sana bunları. Azcık kibar ol kibar.

 

'Pardon iç sescim sen başka biri ile konuşuyorsun galiba ben ne zaman öyle şeyler söyledim de şimdi söyleyeyim. Ayrıca bi işe de karışma defol git başımdan.'

 

İy be iyi ne halin varsa gör. Çokta umrumdaydı. Erkek fatma nolcak. Sen varya yalnız yaşlanacaksın kızım. Kaldın kaldın. Evde kaldın aşkooooo.

 

'Ne diyon oğlum sen sensin erkek fatma. Ayrıca ev benim ister kalırım ister kalmam sanane.'

 

Sensin derken ben senin iç sesinim bana söylediğin her şey senin içinde dahil hatırlatırım. Hem oğlum falan cık cık cık. Hiç yakıştıramadım. Ayrıca ev senin olabilir ama bu evde kaldığın gerçeğini değiştirmez. Üniversite bitince ne yapacaksın acaba.

 

'Evet sen benim iç sesimsin maalesef ama seninde dediğin gibi senin söylediğin her şeyde kendin için geçerli. Ayrıca üniversite bitince her normal insan gibi bende çalışıcağım. Onun için üniversite okuyoruz ya hani.'

 

Doğru söylüyorsun bi dakka ya biz şimdi kendimizemi hakaret ediyoruz. Hemde yıllardır. Oha lan. Ayrıca normal ve sen aynen aynen inandık kesin yaa. AYNEEENNN.'

 

'Bide bana diyorsun kibar ol diye diyene bak. Ve evet normallik ve ben. Diyeceğim ama bu konuda haklısın galiba.'

 

Senden bulaştı napıyım bence biz bu konuşmayı sonraya erteleyelim zira hem kafam karıştı, beynim çöktü hemde bu çocuk hala sana bakıyor. Bu kadarı bana bile fazla.

 

'Birincisi senin kafan yada beynin yok ikincisi cevap vermeyi kes ve üçüncüsü haklısın bu çocuk hala bana bakıyor ve ben birazda bunun gözleri oyup boynunu kıracam bi daha bu tarafa dönemiyecek. Ayrıca bu ışıklar neden hala yeşil olmadı.'

 

Bak ya hala bakıyor. "Hey sana diyorum neden bakıyorsun." Diyerek elimi şıklattım.

 

“Sana bakmıyorum, neyine bakayım ben senin.” dedi. Tuhaf bi şekilde bu ses bana tanıdık geldi ama bi türlü hatırlayamadım.

 

“Madem bana bakmıyorsun ne diye diktin gözlerini?” “Sana değil kaskına bakıyorum, üzerindeki çıkartmayı daha önce gördüm nerede gördüğümü hatırlamaya çalışıyordum.”

 

“Nerede gördüğünü bilmiyorum ama biraz daha gözlerini üzerimde tutarsan nerede göreceğini biliyorum.”

 

“Anlamadım, nerede görecek mişim?”

 

“Nerede olacak her aynaya baktığında. Eğer biraz daha bana, pardon kaskıma bakmaya devam edersen senin sonunda o çıkartma gibi olacak” dedikten sonra yeşil ışık yandı ve bende yoluma devam ettim.

 

Arkama dahi bakmadan okula doğru sürmeye başladım 'Hey iç ses bakıyorumda sesin soluğun çıkmıyor. Bişey demiyecek misin? Nasılda adamın hakkından geldim ama.”

 

Bi an hiç sormayacaksın sandım ya. Kız nasıl da adamı şoka soktun ya. Adam resmen mosmor oldu ha.

 

“Mosmor olduğunu nereden biliyorsun ben cümlemi bitirir bitirmez yeşil ışık yandı uzaklaştım hem kaskı vardı adamın.”

 

Ben biliriiiimm. Hem ben bu adamın sesinin neden sana tanıdık geldiğinide biliyorum. Ama sen bilmiyorsun ahahahhaha.

 

“ Ne, nasıl biliyorsun bi dakka bi dakka yani ben haklıyım bi yerden tanıdık ve sen biliyorsun ama ben bilmiyorum o nasıl oluyor lan sen benim iç sesimsin. Heeeyyy cevap versene. Sana diyorum nasıl oluyor bu. Lan cevap ver. Ulan sus desem susmazsız be. Bende bunun acısını senden çıkarmazsam banada Gökçe demesinler lan. Sus sen sus.”

 

Lanet olası iç sesim bütün tehditlerime rağmen bana cevap vermedi ama ben bunun acısını ondan çıkaracağım ama şimdilik tek derdim okula yetişmek.

 

Okula varır varmaz motorumdan indim ve yeni okuluma bakmaya başladım. 'Hey lanet olası hala konuşmuyor musun bak sen bana cevap vermedin ama ben sözümü tutuyorum ha bu arada sende dakika tutuyorsundur umarım.”

 

Tutuyorum tutuyorum sadece yirmi saniyen kaldı tam iki dakika olacak azıcık daha sabret. Bu arada ben yapmazsın sanıyordum ama sözünü tuttun ve ölmeden önce yapılacaklar listemden bi maddeyi daha eksilttin.

 

“Ben sana o sözü nasıl verdim hala inanamıyorum. Ayrıca sen benim iç sesimsin beni desteklemen benim fikirlerime saygı duyman lazım bana yardımcı olman lazım ama sen tam tersi bana zorluk çıkartıyorsun. Ölmeden önce yapılacaklar listesi nedir ya. Nereden öğreniyorsun bunları.

 

Nereden olacak televizyondan. Sen tabi bilmezsin açıyorsun filmi yarısına gelmeden uyuyorsun bende tek başıma izliyorum hiç zevki olmuyor.

 

“Allahallah on saniye içinde hem beni bana şikayet edebiliyorsun valla anlamıyorum ya. Neyse neyse eğer süre dolduysa okula girebilir miyim?”

 

Gir gir süre çoktan doldu. Hadi çabuk ol biraz merak ediyorum yeni okulumuzu.

 

“İzin verirsen gireceğim sanki ben keyfimden bekliyorum. Allahım sen bana sabır ver yarabbim.

 

İç sesimle olan tartışmam biter bitmez okuluma sonunda girdim. Bakalım beni neler bekliyor. Lütfen normal bi okul yılı geçsin. Lütfen lütfen. Birazda olsa normallik istiyorum.

Amin.

 

🦋

 

Bölüm : 19.09.2024 21:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Kelebek5405 / Kızıl Tanesi / Kızıl Ötesi
Kelebek5405
Kızıl Tanesi

7 Okunma

0 Oy

0 Takip
4
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...