9. Bölüm

9.Bölüm Köleler ve Zincirler

İbrahim Kuru
zehhin

Ayların yorgunluğu, Sara’nın yüzüne zamandan bir damga gibi kazınmıştı. Drazinlerin karanlık diyarı Gaabr’ın gölgeleri altında, Barak’ı bulduğunda adımları bir an durakladı. Barak, Drazinlerin geleneklerine göre Helara ile evlenmişti. Helara’nın yüzünde huzurun narin ışıkları dans ederken, karnındaki yaşam, yeni bir çağın habercisi gibi duruyordu. Barak’ın etrafında, hem eski düzenin hem de yeni bir düzenin kokusu vardı; Sara’nın içinde bu görüntü, körelmiş bir umutla çatışan bir görev bilincini tutuşturdu.

Tereddütle Barak’a yaklaştı. İçinde yankılanan kelimeler, ağır bir emrin yankısıydı. Sesini toplayarak konuştu:

“Barak,” dedi, “diyarın efendisi Duräl seni İn’in huzuruna çağırıyor. Suçun hükmü orada belirlenecek. Bu, geri çevrilemez bir emirdir.”

Barak, Sara’ya döndü. Yüzünde hüzün ve yorgunluk iç içe geçmiş, ama gözlerinde o eski, tanıdık isyanın kıvılcımı yanıyordu. Sesi, uzak bir fırtına gibi alçak ama tehditkârdı:

“Suç mu? Hislerimin peşinden gitmek mi suç? Kendi özgürlüğümü seçmek mi suç? Eğer bu bir suçsa, kimin adaletine göre yargılanacağım? Efendinizin zalim kanunlarına mı, yoksa ruhumun çağrısına mı?”

Sara, bu sözlerin ağırlığı altında sarsılsa da, duruşunu bozmamaya çalıştı. Ancak Barak’ın sesi bir kez daha yükseldi, bu kez daha keskin ve daha derin bir yankıyla:

“Ve sen, Sara… Efendinin övgüsü seni özgür mü kıldı? Yoksa sadece altın zincirlerle daha sıkı mı bağlandın? Zincirlerinizin parlak olması sizi kölelikten kurtarıyor mu?”

Sara’nın sessizliği bu kez bir boyun eğiş değil, derin bir içsel çatışmanın yankısıydı. Fısıldar gibi cevap verdi:

“Belki de haklısın, Barak. Hepimiz zincirler taşırız. Ama senin gibi zincirlerinden kaçanlar, gerçekten özgür mü olur, yoksa yeni bağların mahkûmu mu? Aşk dediğin, özgürlüğün ta kendisi mi, yoksa görünmez bir esaret mi?”

Helara, Sara’nın kelimelerine cevap verdi, ama sesi bir bilgenin sükûnetiyle doluydu:

“Özgürlük, hiçbir bağın olmaması değil, seçilen bağların yükünü taşımaktır. Ben Barak’ı, Barak da beni seçti. Bizim zincirlerimiz, bir tutsaklık değil, bir varoluş hikâyesidir. Ama senin zincirlerin, Sara… onları kim seçti? Kimin iradesini taşıyorsun?”

Bu kelimeler Sara’yı sessizliğe sürükledi. Ancak görevini unutmadı. Yüzünü sertleştirerek konuştu:

“Bu soruların cevabı benim için önemsiz. Ben buraya bir emir getirdim. Barak, seni İn’in huzuruna çağırıyorum. Hakikatin hükmü orada verilecek.”

Ama Barak’ın yüzünde bu sözler bir hiddet fırtınası kopardı. Yavaşça Sara’ya yaklaştı, gözlerinde yanan delilik bir fırtınanın aleviydi. Aniden, bir vahşi hayvan gibi atılarak Sara’yı yere serdi. Ellerinden birinin sertliğiyle kadim Althiir’in kanatlarını tek bir hamlede kopardı. Sara’nın çığlığı, diyarın dört bir yanına yankılanan bir ağıttı; bu, sadece bir canlının acısı değil, kadim düzenin çatırdamasıydı.

Barak, Sara’nın acıdan titreyen bedenine eğildi, sesi keskin bir bıçak gibi fısıldadı:

“Hayatını bağışlıyorum, ama bunu unutma: Git ve efendine söyle. Artık onun iznine, onun emirlerine ihtiyacım yok. Ben kendi yolumu çizeceğim, ve o yol ne Duräl’a ne de İn’e boyun eğer.”

Sara, kan kaybının acısıyla sendeleyerek doğruldu. Barak’ın meydan okuyucu sözleri zihninde yankılanıyordu. Gaabr’dan ayrıldığında, kutsal sarayın mermerlerine kadar güç bela ulaştı. Kanatlarının koparıldığı yerden akan kan, sarayın dokunulmazlığını lekeledi. Duräl’ın huzuruna son kez çıkarken, zar zor bir fısıltıyla Barak’ın meydan okumasını tekrarladı:

“Artık… sana… ihtiyaç… duymuyor…”

Bu kelimelerle Sara’nın bedeni cansız yere düştü. Duräl, Sara’nın kan içindeki bedenine bakarken gözlerinde öfkenin buzu ve adaletin alevi bir arada parladı. Sessizliği bir kararın yankısıyla bozuldu. Barak, yalnızca bir Althiir’in kanını dökmemiş, kutsal düzeni de yıkmaya cüret etmişti.

Duräl, ayaklarının dibindeki kandan gözlerini kaldırdı ve sert bir sesle konuştu:

“Barak… İn’in huzurunda yaratılışın düzenine ihanet etmenin bedelini ödeyecek. Ve bu bedel, kendi varlığından ağır olacak.”

Karanlık gölgelerin arasında, kadim zamanlardan beri iç içe geçmiş hırs ve kardeşlik bağları, yeni bir dramın sahnesine dönüşmek üzereydi.

Bölüm : 22.11.2024 20:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...