
Okula başlayalı 2 ay olmuştu. Bir çok kişi ile kaynaşıp arkada olmuştum ve bazılarıylada düşman
Her zaman yaptığım gibi okula hazırlanıp çıktım. Betty ile birlikte aynı otobüse bimiyorduk. Betty biraz öfkeli ve cimri de olsa iyi biriydi. Siyah saçları ve kahverengi gözleri vardı. Dudağının sol üst köşesinde bir beni vardı ve çok hoş gözüküyordu.
İlk kez bu sabah oturucak yer bulmuştuk. Bu sabah şaşırtıcı bir şekilde otobüs baya boştu. Sebebini anlamasakta çok sorgulamadık.
" Şu çocuğa baksana çok iyi değil mi"
Betty'nin zevki gerçekten çok kötüydü. Bahsettiği erkek hayvanat bahçesinden kaçmış gerizekalı bir maymun gibi görünüyordu. Betty'nin tüm erkek seçimleri böyleydi.
Okula vardığımzda syra ve aria bizi bekliyordu. Syra'nın yeşil gözleri parlıyordu. Kesin birini hoş bulmuştu. Turuncu saçları çok parlak görünüyordu.
Dersimiz edebiyattı, hocamız çok sıkıcı biriydi. Sanki uyumam için bir ninni söylüyomuş gibi anlatıyordu. Sonra da kızıyordu. Uonuam onun suçuydu.
Zil çaldığında herkes rahatladı. Syra ve Betty ile birlikte dışarı çıktık. Aria gelmemişti çünkü sevgilisinin yanına gitmişti. İnsanlar nasıl sevgili yapıyordu ki. Onların sihirli gücü mü vardı yoksa benim bi lanetim mi. Şimdiye kadar tanıştığım çoğu kişi yakışıklı ama karaktersizdi.
Aşağı indiğimizde syra heyecanla sabah gördüğü çocuğu arıyordu. Bu sırada Betty ise elindeki kocaman sandviçi yiyordu. Ben ise sebepsizce etrafa bakıyordum.
DEDİM "NE"
Betty ve Syra bi anda bana bakmaya başladı. Ben ise hayatımsa gördüğüm en kusursuz erkeğe. Bir insan nasıl bu kadar yakışıklı olabilirdi. Onu nasıl daha önce hiç fark etmemiştim. Acaba okula yeni mi gelmişti.
Açık kahve rengi kıvırık saçların bir kere daha geri attığında ondan etkilenmemek mümkün değildi. Kahverengi maviye çalan gözleri parlıyordu.
Acayip uzun görünüyordu 2 metre falan mıydı ki. Nerdeyse onun yarısı kadar felandım. Biraz iri gözüküyordu ama yağ değildi, kas olduğundan emindim.
Betty bana vurarak beni uyardı. Ona o kadar uzun süredir bakıyordum ki zil çalmıştı. Betty ve syra beni çekiştirerek yukarı çıkardı ama hâlâ aklımdaydı.
Ders yine edebiyattı ve yine acayip sıkıcıydı. Teneffüs zili çalar çalmaz Betty ve Syrayı koluma alıp sınıftan çıktım. O çocuğu bir kere daha görmek için can atıyordum. Tüm okulu dolaştık.
En son onu 12. Sınıfların olduğu katta buldum. Acayip yakışıklı. 12. sınıf mıydı gerçekten. Hayalimde hep sevgilimin benden 5-10 yaş büyük olmasını ummuştum ama olsun.
Syra derse az kaldığını ve artık gitmemiz gerektiğini söyledi. Gitmek istemesemde gitmek zorunda kaldım. Merdivenlere doğru ilerlerken kısa boylu bi çocuk koşarken karnıma çok sert bi şekilde çarptı. Çocuk özür dilediği için çok sorun etmedim.
Bir süre sonra nefesim kesildi. Sanki dünyada değilde farklı bir evrende gibi hessetmeye başladım. Nefes almak hiç bu kadar zor gelmemişti. Kulağıma boğuk boğuk sesler geliyodu. Kalbim durmuştu sanki. Neden nefes alamadığımı anlamamıştım. Artık dünyayı daha bulanık görüyordum. Gittikçe daha az görmeye başladım. Bir anda sırtıma çok sert bir darbe aldım. Yere yapışmıştım. Bayılmadan gördüğüm son şey o çocuğun yakışıklı yüzüydü. Ama hiç bişey hissetmemiştim. Çünkü ölmek üzereydim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
