Şu an günlerden Cumartesiydi. O y*vşak zibidi tam dört gündür hiçbir şey yazmamıştı. Hep ben yazmıştım. Tabi kendi görüldü bile atmaya tenezzül etmedi g*tü yemiyor artık. Yazdığım mesajları göstereyim sonra dört gün içerisinde olanları anlatayım;
Sİz: Lan nerdesin sen
-bi tırstın sanki
- Ay nasıl mutluyum seni bulacağım diye
-Hatta dur ne anlatıcam
-abim geldi dün
-baktı bana inceledi beni
-sıfatında niye vatan gülüşü var dedi.
-Seni bulacağım diye nasıl mutlu olduysam vatan gülüşü oluşmuş yüzümde
-cevap vermeyeceksin ha
-Öyle olsun
-
Siz: Bu sabah kalktım
-Tüm ev ahalisine yemeği ben hazırladım
-Babam diyor
-Bu kızın yüzünde vatan gülüşü var
-Bir şey olmuş
-iki gündür vatan gülüşü var yüzümde
-
Siz: Temu beni dolandırdı
-ücretsiz ürün ayağına saçma sapan bir şey gönderdi
-tek işe yarar şey bi tişörttü
-neyse
-buna da şükür
-insan şükretmeyi bilmeli
-
Siz: Hayırdır lan
-ne oldu
-tövbe haşa ölmüş olabilir misin?
-neyse
-aktif olunca yazarsın
-ama
-mesajları okumaman
-üzdü
Evet, pek bir şey yazmamıştım. Çünkü olanları Sabiş'e anlatmakla meşguldüm.
Şehir dışına gitmişti. Geri geldi.
Zaten benden bir sınıf üsteydi.
Geldiği günden anlatmaya başlayayım.
"Hele hele minnoş minnoş," dedi Toprak. Dediği an herkes ona kilitlendi. Sınıftaydık ve bunu sesli söylemişti. Sertaç Hoca Diyarbakırlı olduğu için sadece ufak bir tebessüm ile geçmişti ama sınıftakiler Toprak'ı çözemiyordu.
"Bana gönderme mi yapmaya çalışıyorsun Toprak?" Diye haklı bir soru yöneltti Esmer Yakışıklı Sertaç Hoca. Hakkını yemeyelim, çok yakışıklı.
"Yok hocam tövbe! Bir anlık boşluğuma denk geldi sadece..." Sona doğru utancından sesi kısılmıştı. Şu an kahkahalar ile gülmek vardı. Fakat ortam müsait değildi işte, tüh...
"Peki o zaman dersi bitirelim. Toprak gibi sıkılan bir çok arkadaşınız vardır eminim ki." Dedi Sertaç Hoca. Açık sözlü ama kafa dengi birisi. Toprak adamın bu sözüne karşın sadece "Hocam..." diyebilmişti mahcubiyetle. Sonra bana bakarak yardım istemişti, yanlış anlaşıldığını kanıtlamak için. Ama ben gülmemek için kendimi çok zor tutuyordum bir de gülmemek için uğraştığım olayın içerisine dahil olamazdım.
Zaten beş dakika geçmemişti ki kapı iki kere tıklatıldı ve içeri müdür olacak şeref yoksunu girdi, sevmiyorum bu adamı. Ama arkasından Sabiş'in girdiğini görünce bir anda tüm düşüncelerim değişti. Sevmeye başladım bu adamı.
Hemen çantamı Sabiş'in sırasından alıp sıraya dayayarak yere koydum. 32 diş sırıtıyordum. "Anaaaa! Sabiş?" Toprak'ın az önceki skandalının üzerinden beş dakika bile geçmemişken verdiği bu tepki... Üzgünüm ama artık kahkahalarını tutamayan sadece ben değildim. Sertaç Hoca bile artık kendini tutamıyordu. Zaten adam öyle gülmeye başlayınca Toprak gene bir şeyleri hata ile yaptığını fark etti. "Hocam Allah belamı versin bilerek yapmıyorum." Diyerek kendini savunmaya çalıştı Toprak.
"ikinci derste olduğumuz için uyanamadığını var sayıyorum Toprak. Değerimi bil." Diyerek gülmeye devam etti Sertaç Hoca. Sabiş, garibim beş dakika önce olanları bilmediği için salak salak bakıyor bize.
"Sabiş anlatacağım ben sana." Dedim sakinleştiğimde. Başını salladı ve Toprak'a döndü.
"Yine ne yaptın sen?" Oda biliyordu her şey Toprak'ın başının altından çıkıyor. Toprak cevap vermek yerine trip atan kız bakışı yaparak bizden öte tarafa döndü yüzünü.
***
Saat akşam sekiz civarı WhatsApp'tan bildirim geldi.
*Topraam kişisi, Sabiş kişisini 'Faydasız Elemanlar' grubuna ekledi*
-Yaratıcılığından dolayı bir şey söylemeyeceğim.
Sıla: Siz çıkabilirsiniz beğenmiyorsanız
Siz: Gereksiz yere az önce bir Cuma mesajı sözü buldum
-Kerim erkek nufusu falan deyince.
-Ama bununla alakası yok
-Ney
Siz: Bakmayan erkek değildir, bakan adam değildir. Hayırlı Cumalar.
Kerim: Neye ya da nereye bakmayan.
Topraam: Bunu Özün dışında kimsenin anlamadığına yemin edebilir ama kanıtlayamam.
Kerim: Ben bu kızları anlayamıyorum.
Topraam: Yalnız değilsin kardeşim.
Siz: Toprak senin böyle bir şey söylemeye hakkın yok.
Sabiş: Üç ablan var senin çocuk kendine gel.
*Topraam kişisi grubu sadece yöneticiler mesaj atabilir şeklinde düzenledi*
Siz: BENDE YÖNETİCİYİM GERİ ZEKALI
Topraam: *Sesli Mesaj* Seni yönetici yaptığım aklımı s*keyim.
***
Saat şu an akşam dokuza yaklaşıyordu. Tam Sabiş'i arama saati.
S "Ne anonimi be? Tuğkan şu an tedavi sürecinde değil mi?
S "Ne çok sevenin varmış be seninde.
S "Bu kadar güzel özetleyebileceğini tahmin etmemiştim.
Ö "Tuğkan'dan sonra travma yarattı bende bu mesajlar.
Ö "Bide artık Tuğkan'ın olmadığını söylüyor.
S "işim gücüm yok bununla mı uğraşacağım Allah aşkına özün bi kendine gel ya
Ö "Biraz paronayak olabilirim kabul
Dedi ve suratıma kapattı. Bu kısaca "DÜŞÜNME GERİ ZEKALI S*KTİR ET GEÇ" demekti.
***
"Özün, bak ne diyeceğim," Diyerek abim odamın açık olan kapısından içeri girdi ve duvara yaslandı. Ben ona baktım, o bana baktı, ben baktım, o baktı... "Ne diye sormayacak mısın?"
"Söyle işte abi ya?" Dediğimde yastığımı alıp kafama vurdu. Dünyam karardı, bi baygınlık geçirecek gibi oldum. Tam ikinci darbe geliyordu ki... "ABİ ÖZÜR DİLERİM!" dedim.
"Adam ol. Velet." Dedi. "Neyse. Artık abinin bir sevgilisi var velet."
NEY?
***
***
Artık yarın ne olacak bakalım.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |