"Arsenn Arminn hadi kalkın bakayım sabah oldu bu ne tembellik!" Keşke her sabah bu ses yerine Cem Karaca ya da ne bileyim bi Şebnem Ferah ile uyansam ne güzel olur aslında telefon alarmım bir ara öyleydi ama sevgili ikizciğim rock müzikten rahatsız olduğu için maalesef koymak yerine bu sese katlanıyorum bu arada ben Armin. Arsen ilede birazdan tanışabilirsiniz ama önce uyanması lazım, bazen biz nasıl ikiziz diye düşünmeden edemiyorum. Ben en ufak bir seste hemen uyanırım Arsen'i ise bıraksan akşama kadar uyur birde yorgunsa ohh değmeyin o zaman keyfine. Lafa daldım Arsen'i unuttum hemde bugün ders erken saatte alınmıştı eyvah "Arsen! Arsen çabuk uyanman lazım! Arsen diyorum off!!"
"Armin beni bir rahat bırak yaa rahat bırakta bir uyuyayım ya."
"Uyuda gör başına gelicekleri ben gidiyorum, uğraşamam seninle."
"Of Armin off iyi tamam geliyorum, kalktığımda banyo ile işin bitmiş olsun yoksa aldırış etmem direkt dalarım içeriye."
"Özel hayata saygın sıfır yemin ederim, neyse ben gidiyorum gelirsin sen şimdi ben gidene kadar." Her seferinde aynı şeyi yapıyo bıktım artık FBI gibi üç kere kapıyıya vuruyo çıkmam için uyarıda bulunuyo uyarıyı duymazsam ya da çıkmazsam pat diye içeri dalıyo kütük valla bunu alıcaklara Allah kolaylık versin ben iki dakika zor tahammül ediyorum bunu alan kız ne yapıcak çok merak ediyorum hareketlilik duyuyorum uyanıyo heralde duşa giremem şimdi gelir birazdan eve gelince yapabilirim artık biliyorum ben başıma gelicekleri ben tam duşa giricem dayanıcak bu kapıya alıcaklı gibi o yüzden hızlıca işimi halledip geliyorum.
Çıktım şimdi kahvaltı edebilirim çok acıktım inşallah güzel bir kahvaltı ile karşılaşırım derken sevgili Akkurt ailesi yine şaşırtmadı ve yine dillere destan bir kahvaltı sofrası ile beni karşıladı(!) Neyse dışarıda yiyeceğim için aldırış etmeyeceğim babamın ağzına sakız olamam sabah sabah (sabah dediğime bakmayın şu an saat 13.00'e geliyor) heh Arsen'de geldi biraz çocukca kaçıcak ama ben mutfağa Arsen'siz giremiyorum o gelene kadar ya odada ya da salonda onu bekliyorum tek sığınağım o çünkü tek güç kaynağım "Arsen, şey... Elimi tutar mısın?"
"Sormana gerek bile yok diye kaç kere demem gerekiyor, ne demiştim sana hatırla?"
"Ne demiştin?"
"Ne zaman güçsüz hissedersen tereddüt bile etmeden bana sarılabilir ve elimi tutabilirsin. Sana söz bu elin tek sahibi sadece sen olucaksın."
"Tabi tabi külahıma anlat, karşına çıkan ilk güzel kızda beni kapı dışarı ediceksin biliyorum ben."
"Hani güzel kız nerede ben senden başka güzel kız göremiyorum." Allah'ım bir yandan kızıyorum ama çok seviyorum bu çocuğu yaa öyle bir seviyorki tam aşık olmalık. Daha da uzatmadan mutfağa girdik bizimkilerin sert bakışlarına aldırış etmeden sofraya oturduk birazdan bir fırtına kopucaktı hissediyordum böyle düşündükce Arsen'in elini daha sert tutmaya başladım. Babam önce elindeki çatalı bıraktı çayından bir yudum aldı ve bize döndü "Kaç kere dedim ben size heh kaç kere on mu? Elli mi? Yüz mü? KAÇ KERE!! Kahvaltı sofrasına benden sonra gelinmeyecek diye kaç kere dedim!?"
"Sus özür dileme! Özür dilemenden bıktım artık. Hep özür hep özür başka bir şey bildiğin yok! Anca papağan gibi sürekli özür dile!!"
"Haklısın baba..." Arsen'de benim elimi sert bir şekilde tutmaya başlamıştı bende önce ona baktım kriz geçirmek üzere gibi duruyordu bende onu kolundan tuttum ve sofradan kaldırdım odamıza doğru giderkende babamın sorusunu her ne kadar duymak istemesemde duydum "Nereye gidiyorsunuz öyle izin istemeden!" Ben dayanamadım tabi hiç düşünmeden cevabı yapıştırdım "CEHENNEMİN DİBİNE GELİCEK MİSİN?!" Şaka gibi gerçekten bu adam ya beni her seferinde babam olduğu güne lanet ettiriyo anneme göre ise melek gibiymiş siktirsin ordan asla inanmam buna bu bana göre fillerin dans etme ihtimali ile aynı düzeyde bir şey oluyor ay ben Arsen'i hep unuttum bu gereksiz adama söverken "Arsen? Abicim kapıyı açta konuşalım hadi ne olursun?"
"Ar-Armin g-git başımdan! Beni rahat bırak!"
"Gidersem başına bir şey gelir ama yok asla gitmem. Gel öfkeni benden çıkart bana bağır bana vur ama kendine bir şey yapma ne olursun?" En son tek bıraktım gözünü hastane odasında açtı bir daha asla hataya düşmem ama bir dakika ya ne bu sesler kim böyle höpürdete höpürdete içiyo şu çayı? Diye sormam büyük hata olur başka kim olabilirki yani dur bir bakayım. Valla da o balkona çıkmış elinede almış çayı keyifli keyifli içiyor tipini sevdiğim sanki hiçbir şey yapmamış gibi dur bakalım bir yanına gidelim öğrenelim neden bu kadar neşeyliymiş değil mi öğrenmek lazım.
"Eee baba muradına erdin mutlusundur tabii!?"
"Ne diyorsun kız sen saçma sapan konuşup benim cinlerimi tepeme çıkartma." La havle bak bana geliyorlar he ufak ama ne yapacağım bir kaza çıkmasın diye sakin olacağım "Tabi babacığım sende anlama kıtlığı olduğu için anlamadın tabiki ben sana özet geçeyim hemen. Yani diyorumki bir kahvaltı sofrasını yine bize zehir ettin mutlusundur daha da açmama gerek var mı ya da ne bileyim anlamadığın her hangi bir yer filan?"
"Armin babanla ne biçim konuşuyorsun sen öyle büyüğün senin o kızım, çabuk özür dile."
"Ben niye diliyor muşum? Resmen saçmalık asıl o bizden özür dileyecek." O an yüzüme gelen tokatla neye uğradığımı şaşırdım gözlerim dolmaya ve sesim titremeye başlamıştı "LANET OLSUN SİZE! DUYDUNUZ MU!! HEPİNİZE LANET OLSUN!!!" Sesimin kısılma ya da çatlama ihtimalini hiç düşünmeden öyle sert bağırdımki evin temelleri filan sallandı.
Hızlıca banyoya doğru giderken Arsen odadan çıktı önce bana baktı ben ise onunla muhattap olmadan direkt banyoya girdim ve duvarı yumruklamaya filan başladım. Çocukluğumdan beri hep bunu yapardım canımı sıkan bir şey olduğunda hemen banyoya kaçar ve sinirimi orada yaşardım sakinleşene kadarda oradan çıkmazdım. Ben banyoda sinir krizi geçirirken Arsen balkona onların yanına gitti ve onların bir şey demesine müsade etmeden direkt bağırmaya başladı "SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN!" Babamda yine aynı mal sırıtışıyla cevap verdi "Ne yapacağım? Size terbiye nasıl verilir onu gösteriyorum, siz başka türlü akıllanmazsınız çünkü."
"Allah'ım ben kafayı filan yiyeceğim heralde bu gidişle. Daha iki gün önce ne konuşmuştuk seninle?"
"Bilmem ne konuşmuştuk valla unutmuşum oğlum?" Bu adam gerçekten ya abimi ya da beni sınıyor bunun başka bir açıklaması olamaz "Öncelikle bana 'oğlum' deme inan bu kelime senin ağzına hiç ama hiç yakışmıyor. Ne demiştim biliyorsun aslında işine gelmediği için unutmuş gibi yapıyorsun olsun hatırlatırım ben ama: Demiştim ki Armin'e tek bir fiske bile vurmayacaksın, onun saçının tek bir teline bile zarar gelse sana bu dünyayı dar ederim demiştim."
"Aaa evet öyle demiştin değil mi? Eee ben ne demiştim peki?"
"Sende tamam demiştin söz vermiştin bir şey yapmayacığım demiştin!"
"Oğlum inan senile kalıp sohbet etmeyi çok isterdim ama biliyorsun çok meşgülüm. Kendine dikkat et emi yavrucuğum? Hadi gittim ben görüşürüz."
"Kaç tabi kaç tek bildiğin bu zaten ya kaçmak ya da saklanmak başka bir bok bildiğin yok çünkü."
Kapının kapanma sesini duyduğum an sakinledim elimi yüzümü yıkadım ve odaya doğru gittim yatağa oturdum kulaklığımı takıp en sevdiğim şarkıyı açtım ve sadece ağlamaya başladım. Bir yandan ağlıyor bir yandanda şarkı söylüyordum. Ben ağlayarak şarkı söylerken odanın kapısı açıldı babam olduğunu düşündüğüm için hemen yatağa girip yorganı üzerime çektim yorganın içinde sessiz sessiz ağlamaya devam ederken omuzumda bir sıcaklık hissettim aynı sıcaklık belimdede vardı bu Arsen'den başkası olamazdı çünkü benim belimden tikim var ve o da tikim ile uğraşmayı çok seviyor "Burda tikli bir prenses mi varmış?"
"Ya git başımdan uyumak istiyorum."
"Hayır uyumak yok kalk okula gidicez."
"Anaa okul vardı dimii gerizekalı herif yüzünden hep unuttum of ya."
"İstersen gitmeyelim onun yerine çarşıda gezelim." Bu fikir kafama yattı şimdi yalan yok ama sınavlar yaklaşıyor "Bu planı bence sınavlardan sonraya filan yapalım. Her şeyin üzerine birde sınavları veremezsek gösteri asıl o zaman başlar."
"Of ya, iyi hazırlanda çıkalım o zaman."
"Hazırım zaten bi tişört giyeceğim o kadar."
"Kısa mı uzun mu?"
"Uzun tabiki de oversize bir tişört giyeceğim."
"Tamam sen yeterki iste giyip geliyorum."
İşte klasik bir Armin kombini görüyorsunuz siyah oversize bir tişört yine bol paça bir pantolon ve asla ayağımdan çıkarmadağım beyaz spor ayakkabılarım.
Arsen'e bakalım:
O da klasik her zaman giydiği beyaz bir tişört, beyaz bir kot şort ve kombinin olmazsa olmaz parçası beyaz spor ayakkabılar. "Arsen'ciğim kimlere süslendin böyle şıkır şıkır, hani ses şaşa filan sevmezdin yoksa biri mi var? Aaa kim Ezginur mu? Ya da Cansel mi? Ama sen Cansel'i sevmezsin ki."
"Arsen bir dur ya sabah sabah soru tufanına soktun insanı. Kimseye süslenmedim, belki okuldan sonra bir kahve içeriz diye düşünmüştüm olamaz mı?" Benim kahve zilleri çaldı ve bu fikir direkt olarak onaylandı "Ayy süper olur hatta şahane olur. Direkt kahve içmeyemi gitsek acaba?"
"Olur gidelim." Bak ben ne diyorum o ne diyo yaa ben sınavlar yaklaşıyor diyorum çalışmamız gerekiyor diyorum bu gezelim tozalım diyor "Sevgili kardeşim ben daha demin ne dedim? Sınavlar yaklaşıyor diyorum çalışmamız gerekiyor diyorum dimii."
"Of iyi tamam hadi hazırsan çıkalım o zaman."
"Sana söz sınavlardan sonra alasından bir tur hazırlayacağım. Armin Akkurt'u görüceksin."
"Görelim Armin Akkurt'u marifetleri nelermiş."
"Bendende söz seni bir kere daha İstanbul'a götüreceğim."
"Valla mı! Aslanım benim yaa, çok seviyorum seni. Gel öpücem o mübarek alnını."
"Ay yok yok kalsın vıcık vıcık hiç sevmem biliyorsun. Neyse hadi çıkalım artık."
Evet duydunuz zilin sesini ben kaçarotti, okuluma gideyimde milletin ağzını gözünü yırtayım.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |