Acaba toprak sevdiklerimizi aldığı için mi bu kadar güzel kokar?

Bu bir yarışma değil... Bu, ben kimim sorusuna vereceğim en gür cevap

Dünyanın dengesi Avatar tarafından korunmalıydı—ama bu kez Avatar, dengenin kendisi için bir tehdide dönüştü. Aang, Avatar Gücü’nün yükü altında ezildikçe gücü onu yozlaştırır ve sonunda kontrolünü kaybederek Sokka’yı öldürür. Bu olay yalnızca tek su kabilesini değil, dünyayı da kaosa sürükler. Aang, Toph ile birlikte yeni bir düzen kurma saplantısına kapılır: Kuvvetle sağlanan bir barış. Geriye kalan son su bükücü olan Katara, hem kabilesinin hem de geçmişinin ağır yükünü taşırken, artık yalnız değildir. Zuko, ateş ulusunun tahtını geri almak ve Aang’in karanlık düzenini durdurmak için Katara’ya yardım eder. Katara, hayatta kalmak için ateş ulusuna sığınmak zorunda kalır ve Zuko’nun yanında ateş bükmeyi öğrenir. Fakat zamanla Katara’nın içindeki güç değişime uğrar: O artık iki elementi birden bükebilen tek kişi hâline gelir. Dünya bu kez iki kaderle bölünmüştür: Aang ve Toph’un kurmak istediği baskıcı barış ve Zuko ile Katara’nın kurtarmak istediği özgür dünya. Savaş büyüdükçe Katara yalnızca dünyayı değil, kendi iç dengesini de korumak zorundadır—çünkü güç, bir kez tadına varıldığında geri dönmek zordur. Ve Zuko ile olan bağı, onu ya topraklayacak ya da yıkıma sürükleyecektir.

Bir şövalyenin hikayesi...