31. Bölüm

Siparişten aşka bölüm 10

Zeylalvci (🇹🇷)
zeylalvci

Beğenirseniz ☆'ı parlatmayı unutmayınn<333

Birkaç adım daha atmamla beni fark etti.

"Selam" dedim.

"Selam" dedi ve bankı göstererek "Oturalım istersen." Dedi.

Banka oturdum o da yanıma oturdu. Hediyeyi nasıl konu açıp vereceğim diye düşünmeye başladım. Düşündükçe daha kötü oluyor diye doğaçlama olacak şekilde konuşmamın en iyisi olduğuna karar verdim. Konuşmayı ilk o başlattı.

"Nasılsın? Neredeyse iki gündür görüşemiyoruz da merak ettim."

"İyiyim teşekkür ederim. Sen nasılsın?"

"İyi ben de. Şuan daha iyiyim hatta." Dedikten sonra kısık sesle "Beni buluşmaya çağırdıktan sonra nasıl kötü olabilirim ki?"

"Efendim?"

"Yok bir şey."

"Pekii."

Gözlerim çantama kaydı ve hediyeyi vermem için uygun bir zaman olduğunu düşündüm.

"Doruk benim kovulmamamı sağladığın babanı karşına alıp beni savunduğun için sana yeniden teşekkür ederim. Ne kadar teşekkür etsem az." Dedim ve aynı zamanda çantamdaki resmi çıkardım.

"Bunu sana vermek istedim." Diyerek cümlemi tamamladım.

Elimden pakete sarılı resmi aldı ve açtı. Kendi portresini görünce gözleri parladı ve

"Zeren çok teşekkür ederim bu paha biçilemez bir hediye." Dedi ve bana sarıldı. Bu hareketi beklemediğim için biraz duraksadıktan sonra ben de sarıldım ve

"Beğenmene sevindim." Dedim ve sarılmayı bıraktım.

"Bunu hep saklayacağım." Dedi. Gülümsemekle yetindim. Bir kaç dakika sessizlik olduktan sonra

"Bir şey sorabilir miyim?" Dedim.

"Tabii seni dinliyorum."

"Sen neden baban iş yerinin sahibi olmasına rağmen 10 saat kurye olarak çalışıyorsun? Beni yanlış anlama ama 10 saat çalışmak kolay değil. Sebebini merak ettim sadece."

Biraz duraksadı ve

"Babama yalan söyledim. Bilirsin babam çok sert ve disiplini birisi. Bana nerede olduğumu söylediğinde küçük bir yalan söylediğim için bana bu cezayı verdi."

"Baya sertmiş anlaşılan. Pekii ne kadar bu cezaya devam edeceksin?"

"Bilmiyorum. Ne zaman isterse o zaman bitecek."

"Ya hiç bitmezse?"

"O kadar abartmaz merak etme."

"İyi bari. Kurye olarak çalışmanın zorluğu ortadayken hep bu işi yapmak zorunda kalmayacaksın."

"Evet bu umutla devam ediyorum bende." Dedi.

Biraz bekledikten sonra "Sıra sen de sanırım. O gün neden geri gelmedin? İşini bırakıp da gitmeyeceğine eminim. Kötü bir şey olmadı değil mi?" Dedi.

"Kötü bir şey olmadı."

"Ne oldu peki?"

"Hiç."

"Tamam anlatmak istemiyorsun. Pekii anlatma seni zorlayamam sonuçta."

"Önemli bir şey yok gerçekten. Olsa anlatırdım."

"Tamam ikna oldum." Dedi gülümseyerek.

"Ben artık gideyim. İşe gecikmek istemem."

"Bırakayım mı?"

"Gerek yok teşekkür ederim. Yakın zaten kendim giderim."

"Sen bilirsin."

Ayğa kalktım o da kalktı.

"Senin instagram ın var mıydı?"

"Evet."

"Peki hesap adını bana bahşeder misiniz?"

"Tabii." Dedim. Telefonunu çıkardı ve elime verdi. Hesabımı buldum ve telefonu geri verdim. İstek atmıştı. Telefonumu çıkardım ve kabul ettim.

"Görüşürüz o zaman." Dedim.

"Görüşürüz."

Ona arkamı dönmek istemesem de arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım. Tekrar ona baktığımda bana el salladı ben de gülümsedim ve aynı şekilde el salladım. Çok mutlu görünüyordu. Önüme döndüm ve hızlı adımlarla yürümeye devam ettim.

Doruk'un ağzından

Oh be sonunda az da olsa ona kendimi açabildim. Nasıl söyleseydim ona cezamın bitmesine rağmen senin için işe devam ediyorum diye. Değil 10 saat onun için hiç durmadan çalışabilirim. Onu bu kadar sevdiğimi bilseydi keşke. Her ne kadar o beni arkadaş olarak görse de beni sevmeyeceğini bilsem de ben onu hep seveceğim.

Zeren'in ağzından

Eve varmıştım. Usulca anahtarı çevirdim ve içeriye girdim. Saat daha erkendi işe çok vardı. Odama geçtim üzerimi değiştirdim. Oturma odasına geçip koltuğa uzandım. Telefonum gelen bildirim ile titredi. Merve'dir diye düşünüp ofladım. Daha fazla açıklama yapmak istemiyordum. Her şeyi anlatmıştım zaten. 10 dakika sonra art arda mesajlar gelmeye başladı. Sıkılarak kalktım ve telefonu alıp yeniden koltuğa oturdum. Mesaj instagramdan gelmişti. Instagrama girdim ve mesaj atan kişinin Bertuğ olduğunu gördüm. Koltukta kendimi toparladım ve daha düzgün bir pozisyon aldım. Mesaja tıkladım

"Günaydın."

"Cevap veremedim kusura bakma."

"Özür dilerim. Arkadaşım kaza yapmıştı onun yanındaydım."

"Kırıldın mı?"

"Gerçekten özür dilerim bilerek bekletmedim."

İlk attığı mesajdan sonra sadece 10 dakika mesaja bakmadım diye kırıldığımı düşünmüştü.

"Kaza mı yaptı? Şimdi nasıl iyi mi? Ya sen, sen nasılsın iyisin değil mi?" Yazdım. Yazarken ellerim titremişti. Kendinin de kaza yapmış olma ihtimali beni çok korkutuyordu. Mesajı gönderdikten sonra anında cevap verdi.

"İyi çok şükür. Kolu kırıldı ve ufak birkaç sıyrık var sadece. Ben kaza yapmadım zaten arkadaşıma üzülmem dışında iyiyim."

Mesajı gördükten sonra içim rahatlamıştı. Ona bir şey olmamıştı iyiydi.

"Geçmiş olsun dediğimi ilet lütfen."

Bir sesli mesaj göndermişti. Kalbimin ritmi ufaktan değişmeye başlamıştı. Gelen sesli mesaja tıkladım.

"Sağol yenge çok iyiyim valla motor süremeyceğim bir ay ona canım sıkıldı sadece." Yenge demesi nedensizce gülümsememe neden olmuştu. Arkadan ses geliyordu "Oğlum niye yenge diyorsun sil bu mesajı atma."

"Karışma sen kaza yapan benim." Ses kaydı bitmişti.

"Çok sevindim. Umarım en kısa sürede iyileşir." Yine bir sesli mesaj gelmişti. Açtım dinlemeye başladım.

"Sağol yenge. İyileşince beraber süreriz artık."

"Bertuğ? Sen değil misin?"

Yeniden sesli mesaj geldi.

"Bertuğ'dan aldım telefonu. Malum kol kırık yazamıyorum sesli mesaj atayım dedim bende."

"Bertuğ nerede peki?"

"Susadım dedim gönderdim onu. Attığım mesajlara karışıyordu. Ben doğruları söylüyorum utanıyor söyletmiyor çocuk."

"Anladım. Geçmiş olsun tekrardan."

"Sağol da öyle kuru kuru geçmiş olsun yetmiyor yenge. Grupça bir motosiklet turu yapsak varya mükemmel olur. Sevinir çocukcağız."

"İyileşmeye bak sen düşünme bunları." Yazdım. Benim motorum yok gelemem diyemedim. Motorum olsa da yanlarına gidebileceğimi sanmıyordum. Bertuğ beni yanında ister miydi ki?

"Öyle olmaz ki yenge söz vermelisin söz ver ben daha iyi iyileşirim."

Mecburi olarak "Söz" yazdım. Yazmasam kabul edene kadar ses atardı eminim. Asıl sorun söz vermem değildi söz vermeme rağmen oraya gidemeyecek olmamdı. Beklediğimin aksine sesli mesaj yerine normal mesaj geldi.

"Alparslan tüm mesajları silmiş. Saçma bir şey yazmadı değil mi?"

Saçmadan kastı yenge demesiydi galiba ama bunu söylemek bana hiçbir şey katmayacaktı. Arkadaşı ile şakadan da olsa kavga etmelerini istemedim.

"Hayır demedi."

"Ne dedi merak ettim doğrusu sildiğine göre kesin saçma bir şey vardır."

"Beni grupça motosiklet sürmeye davet etti sadece."

Bertuğ'un ağzından

"Kabul ettin mi peki?" Yazdım. Arkadan mesajları okuyan Alparslan

"Tabii etti oğlum."

"Seninle uğraşmamak için de öyle söylemiş olabilir ben gerçekten kabul edip etmediğini merak ediyorum."

Mesaj geldi hemen tıkladım.

"Evet.Söz verdirdi hatta."

"Gelecek misin yani?"

"Gelebileceğimi sanmıyorum."

Alparslan araya girdi

"Ne oldu Bertuğ bir yüzün düştü sanki. Ne diyor yok mu diyor."

"Bir dakika bir mesaj daha attı."

"Çok isterdim ama şuan motorum yok. O zamana kadar alırsam gelirim. Tabii sizi rahatsız etmeyeceksem."

"Ne rahatsızı. Dört gözle bekliyoruz hepimiz. Motoru dert etme artçı olarak da binebilirsin. Hem nasıl sürdüğümü görmüş olursun."

"Zaman gösterecek. Şey benim çıkmam gerekiyor da görüşürüz."

"Görüşürüz."

Alparslan merakla

"Ne dedi ne dedi?" Diye sordu.

"Motoru yok diye gelmek istemedi. O zamana kadar alırsam gelirim dedi."

"Motoru yok diye ne olacak sanki. Sen varsın artçı olarak binsin işte."

"Ben de öyle söyledim zaten. Ama çekiniyor galiba."

"Neden çekiniyor artçılık kötü bir şey mi sanki?"

"Hayır. Ama kendi motorunla sürmek ayrı bir şey."

"Sen bu kıza kurye demiştin. O nasıl alsın o maaşla. Yattı bu iş o zaman desene."

"Bilmiyorum. Umarım gelir."

"Sen de kıza aşıksın ama yenge dedirtmiyorsun. Tuhaf mısın ne"

"Sus Alparslan. Ben onu rahatsız etmek istemiyorum. Onunla iletişimimin kopmasını da istemiyorum. Sen ise bunu riske atacak şeyler yapıyorsun."

"Hiçte rahatsız olmadı valla."

"Ne? O sesli mesajı gönderdin mi sen!?"

"Sesli mesajlar diyecektin sanırım."

"Mesajlar mı? Ne dedin lan kıza."

"Yenge dedim be abartma. O da hiç sorgulamadı tepki bile vermedi. Hoşuna gittiyse demek. Adı neydi sahi adını unuttum yenge demekten."

"Zeren. Adı Zeren. Gerçekten yenge dedin ve o da bir şey demedi mi?"

"Evet. Cevap verdi sadece."

Sıkıntıyla iç çektim. Elini omzuma koydu ve

"O da seni seviyor kardeşim. İnan bana."

"Sağol kardeşim."

 

Bölüm : 30.11.2024 21:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Zeylalvci (🇹🇷) / Siparişten aşka / Siparişten aşka bölüm 10
Zeylalvci (🇹🇷)
Siparişten aşka
Siparişten aşka bölüm 1Siparişten aşka bölüm 2Siparişten aşka : HatırlatmaSiparişten aşka:karakter analiziSiparişten aşka bölüm 310 Kasım 1881-193∞Siparişten aşka bölüm 4Özür duyurusuSiparişten aşka bölüm 5Siparişten aşka bölüm 6Siparişten aşka bölüm 7Siparişten aşka bölüm 8Siparişten aşka bölüm 9Siparişten aşka bölüm 10Siparişten aşka bölüm 11Siparişten aşka bölüm 12Siparişten aşka bölüm 13Siparişten aşka bölüm 14Siparişten aşka bölüm 15Siparişten aşka bölüm 16Siparişten aşka bölüm 17Siparişten aşka bölüm 18Siparişten aşka bölüm 19Siparişten aşka bölüm 20Siparişten aşka bölüm 21Siparişten aşka bölüm 22Siparişten aşka bölüm 23Siparişten aşka bölüm 24Siparişten aşka bölüm 25Siparişten aşka bölüm 26Siparişten aşka bölüm 27Siparişten aşka bölüm 28Siparişten aşka bölüm 29Siparişten aşka bölüm 30Siparişten aşka bölüm 31Siparişten aşka bölüm 32Siparişten aşka bölüm 33Siparişten aşka bölüm 34Siparişten aşka bölüm 35Siparişten aşka bölüm 36Siparişten aşka bölüm 37Siparişten aşka bölüm 38Siparişten aşka bölüm 39Siparişten aşka bölüm 40Siparişten aşka bölüm 41Siparişten aşka bölüm 42Siparişten aşka bölüm 43Siparişten aşka bölüm 44Siparişten aşka bölüm 45Siparişten aşka bölüm 46Siparişten aşka bölüm 47Siparişten aşka bölüm 48Siparişten aşka bölüm 49Siparişten aşka bölüm 50Siparişten aşka bölüm 51Siparişten aşka bölüm 52Siparişten aşka bölüm 53Siparişten aşka bölüm 54Siparişten aşka bölüm 55 (Final)
Hikayeyi Paylaş
Loading...