
Oy:70
Okunma:200
İyi okumalarrr<333
En son kazanan uyku oldu ve ben de çalışmanın verdiği yorgunluk sebebiyle kolaylıkla uykuya daldım.
...
Gözlerimi kapatmamın üzerinden 5 dakika geçmiş gibi hissediyordum. Hâlâ çalmakta olan alarm daha fazla sinirimi bozmadan kapattım ve ekranın açık olduğunu gördüm. Reels açıkken uyuyakalmışım. Saat 07.00'ydi. Zaten dün gece 4'e kadar çalışmıştım şimdi de bir 10 saatlik çalışmam gerekiyordu. Bunu kendim istemiştim. Bir ay içerisinde ne kadar çok para kazanabilirsem benim için kârdı. Alacağım motoru düşünerek kendimi motive etmeye çalışıp yataktan kalktım. Dolabımdan siyah boğazlı kazak ve gri bir eşofman çıkarıp giydim. Saçımı her zamankinden farklı olarak kelebek tokayla tutturup saldım. Siyah montumu giyip dünden hazır olan çantamı da aldıktan sonra evden çıktım. Otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Suriyelilerin gidiyor olmasından kaynaklı sanırım durak bomboştu. Bu bile neşemi yerine getirmişti. 15 dakika bekledikten sonra otobüs geldi ve itişme olmadan sakince otobüse bindim. Ne kadar güzelmiş aslında otobüs. Hem ucuz hem de rahat olabiliyormuş. Kalabalık olmayınca tabii. İkinci sırada, cam kenarında bulunan koltuğa oturdum. Herkes binince otobüs hareket etmeye başladı. Otobüsün durmasıyla irkildim. Az daha uyuyakalıyordum. Neden durduğumuzu merak ettiğim için camdan dışarıya baktım ve ışıklara takıldığımızı anladım. Şu ışıklar otobüsteyken bile beni buluyordu. Dışarıya bakmaya devam ederken otobüsün kenarına bir motosikletli geldi. O da ışıklarda takılmayı sevmiyordu anlaşılan. Ben pür dikkat motorunu incelerken birden kafasını bana çevirince aynı hızla önüme döndüm. Baktığımı fark etmişti kesin off.
Bertuğ'un ağzından
Hâlâ gözlerim kapalıyken ses duymaya uykudan uyanmaya başlamıştım.
"Bertuğ. Bertuğ. Bertuğ."
Gözlerimi açınca başucumda duran Alparslan'ı fark ettim.
"Ne oldu oğlum bu saate neden Bertuğ Bertuğ diyip duruyorsun?"
"Benim canım erik çekti. Bana erik alır mısın?"
"Ne eriği lan bu mevsimde. Hamile filan mısın yoksa, aşerdin mi?"
"Dalga geçme lan. Canım çekti sadece. Senden de bir şey istenmiyor. Kolum kırık olmasa kendim alırdım zaten."
Yatakta doğruldum ve "Oğlum alırım almasına ama ben bu mevsimde nereden bulayım eriği. Portakal filan olmaz mı?"
Dedim.
"Vardır bir yerlerde ama uğraşmak istemiyorsan anlarım zaten kolum kırık kendim de gidemiyorum yemem bende o zaman."
"Beni duygusal yoldan manipüle etmeyi bırak Alparslan."
Bunu söylememin ardından güldü ve ben de onun gülmesine eşlik ettim.
"Şaka bir yana ama gerçekten canım çekti."
"Alırım tamam tamam. Yeter ki birdaha beni bu saatte uyandırma."
"Aslansın kardeşim benim be." Dedi ve biraz durduktan sonra
"Sen gece hiç uyumadın mı?" Diye ekledi.
"Nereden anladın?"
"Yüzünden belli oluyor. Neden uyumadın bir şey mi oldu?"
İç çektim
"Zeren."
"Şimdi anlaşıldı senin neden durgun durduğun. Ee ne olmuş Zeren yengeye?"
"Yengen değil başkasının yengesi galiba."
"Ne? Sevgilisi mi varmış."
"Emin değilim ama büyük ihtimalle öyle."
"Nereden anladın bunu?"
"Dün bütün gece instagramda çevrimiçiydi. Gece boyu başka kiminle konuşabilir ki?"
"Sen bu yüzden mi uyumadın. Ne zaman çıkacak diye bekledin yani ciddi ciddi. Bertuğ oğlum sen gerçekten salaksın çevrimiçi olmasına mı üzüldün. Belki arkadaşıyla konuştu."
"Umarım."
Düşük bir ihtimaldi ama ben o ihtimale tutunmak,inanmak istiyordum.
"Tamam hadi sen çıkta bende hazırlanıp sana erik almaya gideyim."
Omuzumu sıvazlayıp "Canını sıkma." Dedi ve odadan çıktı. Doğrulduğum yataktan çıktım. Dolabımdan beyaz bir sweat çıkardım ona uygun gri eşofman bulup giydim. Saçlarımı ellerimle düzelttim. Zaten erik almaya gidiyordum üstelik kaskta takacaktım dağınık kalmasının bir önemi yoktu. Eldivenlerimi taktım kaskımı ve anahtarı alıp evden çıktım. Garajı açtım ve içeriye girip motorumu çıkardım. Anlatamayacak kadar çok seviyordum motorumu. Zaten o kadar çok sevdiğim 3 şey vardı. Annem, motorum ve beni sevmese bile Zeren. Gitmem için son hazırlık olan kaskımı da taktıktan sonra anahtarı çevirip hareket etmeye diğer bir deyişle gazlamaya başladım. En yakın olan markete doğru sürdüm. Yaklaşık 10 dakika sonra vardım. Motordan indim ve markete girdim. Manav bölümüne gittim fakat yoktu. Bu mevsimde ne arasın erik? Marketten çıktım ve tekrar motoruma binip başka markete gitmek için yol aldım.
Birkaç yer gezmiştim ama yoktu. Forum İstanbul'a gitmeye karar verdim ve o yöne doğru ilerlemeye başladım. Evdeyken içimde olan huzursuzluk motor sürmemle son bulmuştu. Bir nevi terapiydi benim için. Yoluma devam ederken trafikte sevmediğim olaylardan olan şey başıma gelmişti. Trafik ışıklarına takılmıştım. Motoru durdurdum ve sıkıntıyla ofladım. Güvenlik önemliydi evet ama bana denk gelmese olmuyor muydu sanki. İşte bu yüzden trafiğe kapalı yerlerde motosiklet sürmeyi daha çok seviyordum. Hem ışıklar yoktu hem de canı yanacak kimse yoktu. Ben oflamaya devam ederken birinin bana baktığını hissedip kafamı çevirdim. Yanımda duran otobüste birisi bana bakıyordu. Ben ona bakınca hemen gözlerini kaçırmış yönünü dönmüştü. Yüzü tanıdık geliyor gibiydi. Yoksa? Evet bu oydu Zeren'di. Hiç sevmediğim beklemeye tahammül edemediğim kırmızı ışık şimdi hiç bitmesin istiyordum. Ben onu tanımışken o beni tanıyabilmiş miydi acaba? Normalde kırmızı ışığın yanma süresi bana saatler gibi gelirken şimdi 5 saniye sürüp bitmişti. Otobüs hareket etmeye başlamıştı ama o hâlâ bu tarafa bakmıyordu. Arkadan çalan korna sesiyle gözlerimi giden otobüsten çektim ve gaza basıp ilerlemeye başladım. Çok sürmeden otobüse yetişmiştim ta ki otobüs başka yola girene kadar. Derin bir nefes aldım ve hızla çarpan kalbimi sakinleştirmeye çalıştım. Dikkatimi yola verdim ve asıl yola çıkma amacım olan "erik almak" için Forum İstanbul'a doğru ilerlemeye devam ettim.
Zeren'in ağzından
Utanıp kafamı çevirmiştim. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu sanırım. Hâlâ bana bakıyor mu diye merak etsem de kafamı çevirip yeniden göz göze gelmek cesaretini gösteremedim bu yüzden bakmamaya devam ettim. Yeşil ışık yanınca ve otobüs hareket etmeye başlayınca rahatladım. Arkadan korna sesi gelince kafamı tekrar cama çevirdim ama bir şey göremeyince tekrar önüme döndüm. Bir sonraki durağa yani ineceğim durağa gelince otobüsten indim. İş yerime girdim ve direkt arka tarafa geçip üzerimi değiştirdim ön tarafa tekrar geldiğimde artık benim diye nitelendirdiğim koltuğa oturdum. Merve'de yeni gelmişti onun gecikme gibi bir hakkı yoktu çünkü o siparişi not alıyordu onun yedeği yoktu benim aksime. Koltuk her zamankinden daha rahat gelmeye başlamıştı. Kafamı ellerimin üzerine koymuş siparişi bekliyordum.
"Zeren."
Gelen sesle irkildim koltuktan düşer gibi oldum. Kafamı kaldırınca sesin sahibinin Doruk olduğunu fark ettim.
"Korkuttum mu?"
"Hayır ya dalmışım öyle"
"Sen dün çalışmamış mıydın bugün neden buradasın?"
"Mesai aldım."
"Paraya mı ihtiyacın var?" Dedi ve ekledi
"Özür dilerim böyle pat diye söyledim ama yani eğer durumun sıkışıksa yardım etmek isterim. Lütfen yanlış anlama."
"Teşekkür ederim ama hiç gerek yok ben hallederim. Zaten öyle temel ihtiyaç konusunda sıkışık filan da değilim. Sadece bir söz verdim ve onu tutmaya çalışıyorum."
"Nasıl bir söz böyle bir şeye sebep olabilir ki? Neyse ben seni hiç zorlamayacağım sonra kaçıp gidiyorsun."
Son kısmı imalı söylemişti.
"Hey ben ne zaman kaçıp gittim?"
"Şöyle nereden baksan 3 kez oturup konuştuk ve 3'ünde de yanımdan ayrılan sendin."
"Ama hiçbiri keyfi yere değildi sende biliyorsun."
Cevap vermemişti.
"Hadi ama cidden mi trip mi atıyorsun?"
"Hayır."
"Hâlâ atmaya devam ediyorsun." Dedim ve "Tamam sen de haklısın ama benim de isteyerek gitmediğimi bilmen gerekiyor. Özür dilerim şimdi istediğini sor söz gitmeyip cevap vereceğim."
"Tutamayacağın sözleri verme bence."
"Soruyor musun yoksa uyuyayım mı?"
"Tehditin uyumak üzerine mi cidden?"
"Şu anda bana en çok cazip gelen şey o."
"Pekii bu sefer direkt soruyorum. Geç kaldığın gece neredeydin? Neden gelmedin ya da gelemedin?"
"Sipariş götürdüm, götürdüğüm kişi ıslanmamı ve kaza yapmamı istemediği için beni bırakmadı hepsi bu."
"Beni bırakmadı derken? Hem de gecenin 2'sinde?"
"Kötü bir amacı yoktu. Çok iyi bir çocuk."
"Çok iyi çocuk? Erkek miydi yani?"
"Evet ama bu iyi olduğunu değiştirmez. Hem başta beni erkek sanmıştı."
"Sadece bir kez gördüğün birinin çok iyi olduğunu nereden biliyorsun?"
"Bir kez görmedim ki." Dedim ve ağzımı kapattım. Sesli şekilde söylemiştim.
"Ne? Nasıl yani buluştunuz mu?"
"Hayır."
"Öyleyse nasıl birden fazla kez gördün?"
Neden bu kadar sorgulamıştı. Bu kadar sorgulaması sinirimi bozmuştu.
"Bir önemi yok. Pardon ama sana ne oluyor? Şuan resmen beni sorguluyorsun ve bu çok rahatsız edici. Konuşmanın burada bitmesi ikimiz için de en iyisi olacak." Dedim ve koltuktan hızla kalktım. Benim kalkmamla o da ayaklandı ve
"Zeren bak dinle özür dilerim ben" dedi daha fazla konuşmasına izin vermeden Merve'nin daha yeni hazırlamış olduğu siparişi elinden kaptım ve kendimi dışarıya attım. Motosiklete binip yola çıktım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 117.26k Okunma |
13.34k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |