
Oy:100☆
Yorum:70☆
İyi okumalarrr<333
Bertuğ bir anda hızlandı. Refleksle Bertuğ'a sarıldım. Ellerimi belinde kenetlendim. Gerçek anlamda 20 yıldır yaşıyordum fakat ruhen işte tam da şimdi kendimi yaşamış olarak hissediyordum.
Bertuğ'un ağzından
Alparslan'ın yaptığı kıyak sayesinde Zeren ile birlikte gidecektim. Alparslan taksiye binip gittikten sonra kaskı Zeren'e uzattım ve "Gidelim mi?" Dedim. Başıyla onaylayıp kaskı aldıktan sonra motora önce ben sonra da o bindi. Motoru sürmeye başlayınca omuzlarımdan tutundu. Korkar diye düşünüyordum fakat aksine rahattı. Sanırım gerçekten de motorları seviyordu. İlk kez benim motoruma biniyordu bu anın unutulmayacak bir an olmasını istiyordum. Bmw'ye binmişken yavaş gitmek olmazdı hakkını vererek sürmek lazımdı. Hep yaptığım ama Zeren'in ilk kez deneyimleyeceği şekilde hızlandım. Hızlanmamla beraber omuzlarımda olan elleri belimde kenetlenmişti. Bu hareketi çok hoşuma gitmiş içimi ısıtmıştı. Tebessümüme engel olamamıştım. İlerlerken birden aklıma Zeren'i nereye bırakacağım gelmişti. Ben iş yerine doğrudan gidecek diye sormamıştım fakat hazırlanmam ancak yetişir gibi şeyler söylemişti. Motosikleti uygun bir yerde sağa çektim ve inmeden
"Zeren doğrudan iş yerine mi gideceksin?" Dedim.
"Hayır önce eve gitmem lazım."
"Konumu at bana da ona göre gidelim. Malum evinin yerini bilmiyorum."
"Gerek yok ben birazdan iner taksiyle giderim hiç zahmet etme."
"Zahmet filan değil. Büyük bir zevkle yapıyorum. Hem seninle motor sürmek ayrı güzel oluyor."
"Açıkçası benim için de büyüleyici bir an." Dedi. Pot kırmış gibi gözlerini benden kaçırdı. Oysa söylediği şey beni çok mutlu etmişti. Birkaç saniye sessizlik hakim olmuştu. Sessizliği bozan ben oldum. Gülümseyerek "Konumu atacak mısın yoksa yolun ortasında beklemeye devam edelim mi?" Dedim. Az önceki gibi yapmıyordu gözlerime bakarak konuştu
"Tamam atıyorum." Telefona konumun gelmesiyle tekrar motoru çalıştırdım. Bu sefer elleri omuzlarımı es geçerek direkt olarak belimdeydi. Zeren'in evine çok fazla kalmamıştı. Hiç istemesem de yol geçiyordu ve geçirecek zamanımız azalıyordu. Yaklaşık 15 dakika sonra Zeren'in evine varmıştık. Motoru bir köşeye durdurdum ve önce ben indim. Zeren'e inmesine yardımcı olmak için elimi uzattım. Elimi tuttu ve motordan indi. Kaskı çıkarıp bana uzattı.
"Bıraktığın için teşekkür ederim."
"Ne demek."
Yönünü diğer tarafa çevirmişti ve bende motora doğru ilerlerken
"Bertuğ" diye seslendi. Yüzümü ona doğru çevirdim ve
"Efendim." Dedim.
"Bugün çok güzeldi çok eğlendim. Beni çağırdığınız için çok teşekkür ederim tekrardan."
"Sen olmasan bu kadar güzel geçmezdi." Dedim. Yanakları kızarmıştı. Görmememi ister gibi kafasını başka tarafa çevirdi. "Çok isterim." Dedim. Kaçırdığı bakışları tekrar beni buldu ve
"Neyi?" Diye sordu.
"Birlikte yine böyle bir gün geçirmeyi." Dedim.
Az önceki şaşkınlığı gitmiş yerini tatlı bir gülümseme almıştı. Gülüşünü izlemeyi bitirmeyi hiç istemesem de işe gideceğini biliyordum.
"Görüşürüz öyleyse." Dedim.
"Görüşürüz." Dedi. Arkamı döndüm ve motosiklete bindim. Son kez göz göze geldik. Motoru çalıştırdım onun içeriye yönelmesiyle hareket edip buradan uzaklaştım.
Zeren'in ağzından
Yolda ilerlerken birden Bertuğ motoru sağa çekti. Ne olduğunu merak ediyordum ki daha fazla bekletmeden
"Zeren doğrudan iş yerine mi gideceksin?" Diye sordu.
"Hayır önce eve gitmem lazım."
"Konumu at bana da ona göre gidelim. Malum evinin yerini bilmiyorum."
"Gerek yok ben birazdan iner taksiyle giderim hiç zahmet etme."
"Zahmet filan değil. Büyük bir zevkle yapıyorum. Hem seninle motor sürmek ayrı güzel oluyor."
"Açıkçası benim için de büyüleyici bir an." Dedim bir anlık boşlukla. Söylediğim şeyin farkına varıp utançla bakışlarımı çevirdim. Fark etmemesini umuyordum. Gülümseyerek "Konumu atacak mısın yoksa yolun ortasında beklemeye devam edelim mi?" Dedi. Yola çevirmiş olduğum bakışlarımı tekrardan ona çevirdim ve "Tamam atıyorum." Dedim. Konumu gönderdikten sonra yeniden motoru hareket ettirdi. Ellerimle beline sıkıca tutundum. Az önceki söylediğim sözün utancından dolayı daha sıkı tutunuyordum. Hep denk gelen trafik ışıkları ben mutluyken hiç denk gelmez o anın hemen bitmesini ister gibi yanmazlardı. Yaklaşık 15 dakika sonra eve varmıştık. Bertuğ motoru durdurdu ve indi. Elini bana uzattı. Uzattığı elini tuttuğumda kalbim yerinden fırlayacak gibi çarpmaya başlamıştı. Elinden tutundum ve motordan indim. Kaskı çıkardım ve ona uzattım.
"Bıraktığın için teşekkür ederim."
"Ne demek."
Yönümü başka bir tarafa çevirmiş acaba ne söylesem diye düşünüyordum. Gitmesini istemiyordum. Tekrar ona döndüğümde motoruna doğru ilerliyordu hızla seslendim.
"Bertuğ"
Bana döndü ve
"Efendim." Dedi.
"Bugün çok güzeldi çok eğlendim. Beni çağırdığınız için çok teşekkür ederim tekrardan."
"Sen olmasan bu kadar güzel geçmezdi." Dedi. Demesiyle kalbimde değişik bir his oluştu ve yanaklarımın kızardığını hissettim. Hemen kafamı diğer tarafa çevirip bakışlarımı kaçırdım. Birden "Çok isterim." Dedi. Başımı çevirmiş olduğum yerden çekip tekrar ona baktım
"Neyi?" Diye sordum.
"Birlikte yine böyle bir gün geçirmeyi." Dedi.
Gülümsedim. Gözlerimin içine bakıyordu fakat bu sefer bakışlarımı kaçırmamıştım.
"Görüşürüz öyleyse." Dedi.
"Görüşürüz." Dedim. Motoruna binip gitmesiyle içeriye geçtim. Kapıyı kapatıp arkasına yaslandım. Ellerimi ağzıma götürdüm. Değişik bir sevinç kaplamıştı içimi. Kapıdan ayrılıp camdan dışarıya baktım. Yoktu gitmişti. Gözlerim duvardaki saate kayınca işi yeniden hatırladım. Ekstradan aldığım mesai yüzünden artık günlerim daha az, daha kısıtlıydı. Bertuğ ile geçirdiğim vaktide bu yüzden sonlandırmamışmıydım zaten. İtiraz etmek gibi bir şansım yoktu. Sonuçta motor almak için çalışıyordum. Daha fazla durmayacaktım. Geç kalmaya hiç niyetim yoktu. Hızlıca duş alıp çıktım. Odama geçtim saçlarımı kurulayıp giyindim. Çantamı da hazırladıktan sonra evden çıktım. Otobüs durağına gittim. 13 dakika sonra otobüs geldi. Duraktaki herkesin binmesini bekledikten sonra gülümseyerek otobüse bindim. Günüm çok güzel geçmişti ve sırf otobüse biniyorum diye bunu bozacak değildim. Şansıma boş koltuk vardı geçip oturdum. Otobüs hareket etmeye başlayınca dışarıyı seyretmeye başladım. Dışarıya bakıyor olmama rağmen zihnim oraları görmüyor düşüncelerle boğuluyordu. Sürekli aklıma Bertuğ geliyordu. Aklıma geldiği anda içimde tuhaf bir his oluşuyordu. Anlam veremiyordum. Neden böyle olduğumu anlamıyor anlamaya çalıştıkça da beynim bulanıyordu. Kafamı dağıtmak için Alparslan'a yazmaya karar verdim. O da bugün bir tuhaftı. Sürekli yen diyor sonra Zeren'e çeviriyordu lafı. Aslında yenge dememesinde değil yenge demesinde sorun vardı. Neden diyordu mesela? Ve şimdi neden demekten vazgeçmişti? Bunu hiç sorgulamadığım için kendime kızdıktan sonra telefonu elime aldım ve instagram'a girip Alparslan'a mesaj attım.
"Alparslan."
Cevap vermesini bekledim fakat cevap gelmeyince instagramdan çıktım. İnterneti kapatıp telefonu çantama geri koydum.
...
İş yerine varmıştım. İçeriye girdim Merve yerine oturmuş gelecek siparişleri bekliyordu. Hızla arka tarafa geçtim ve üzerimi değiştim. Malum, akşam saatleri çok sipariş geliyordu. Yeniden ön tarafa geçtim ve resmi olarak olmasa bile çalışan herkesin "Zeren'in koltuğu" olarak kabullendiği koltuğa oturdum. Telefonumu elime aldım,sipariş gelene kadar reels izleyecektim. İnstagrama girmemle siyah ekranı görmem bir oldu. Şarjım bitmişti. Ofladım ayağa kalkıp arka tarafa geçtim. Telefonu çantama koydum. Arkamdan birisi birden "Zeren" diyince irkildim. Sese doğru döndüm ve sesin sahibinin Doruk olduğunu gördüm.
"Efendim." dedim soğuk bir sesle.
"Nasılsın?"
"İyi."
"Bana trip mi atıyorsun?"
"Hayır."
"Soğuk davranıyorsun ama."
"İşim var ben gideyim artık." Dedim. Elini alnına koydu ve sıkıntıyla ofladı. Arkamı dönüp giderken seslendi
"Ne olduğunu bilmiyorsun ama."
Duymamazlıktan geldim ve ön tarafa geçtim. Tekrar koltuğa oturdum. Doruk ardımdan çıktı. Yüzü çok kötü görünüyordu. Benimle bir ilgisi olmadığını düşünmek istedim. Her ne kadar sinir olmuş olsam da benim yüzümden üzülsün istemiyordum. Merve'nin Doruk'a seslendiğini duydum.
Merve ve Doruk arasında geçen konuşma :
"Doruk ne arıyorsun burda baban görürse kötü olur biliyorsun."
"Biliyorum. Ama daha ne kadar kötü olabilir ki. Uğruna her şeyi göze aldığım kişi yüzüme bile bakmıyor. Babam ne yaparsa yapsın canımı bu kadar acıtamaz."
"Seni anlıyorum fakat şimdi nereden geldiysen git daha fazla karışıklık olmasın."
"Gideceğim. Gelmem için bir anlam kalmadı zaten."
Sadece Doruk dediğini duymuştum. Daha fazla dinleme gereksinimi de duymamıştım. Ama Doruk'a her ne olduysa çok üzülmüş gibi duruyordu. Acil çıkışa yöneldi ve buradan ayrıldı. Neden acil çıkıştan çıkmıştı? Üzerinde neden iş kıyafetini yoktu? Belki de işten ayrılmıştır. Sonuçta cezası için geliyordu babası cezasını bitirmiş olabilirdi. Merve'nin Zeren sipariş var demesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve ayağa kalkıp Merve'nin yanına gittim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 117.26k Okunma |
13.34k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |