43. Bölüm

Siparişten aşka bölüm 20

Zeylalvci (🇹🇷)
zeylalvci

Oy:130☆

Yorum:80☆

İyi okumalarr<333​​​​

Ayça'nın yanına gittim ve "Sipariş mi geldi?" Dedim.

"Hayır,kapıda birisi varmı-" derken birden kapı açıldı ve ıslak saçlarıyla Bertuğ içeriye girdi.

"Bertuğ?" Dedim şaşkınlıkla. Ben daha ne olduğunu bile anlamamışken bana sarıldı ve "Şükürler olsun iyisin" gibisinden bir şeyler mırıldandı. Sarılmayı bıraktık ve ben "Bertuğ ne oldu? Neden bu saate bu hâlde buradasın?" Diye sordum. Ne olduğunu merak ediyordum.

"Ben, sana bir şey oldu sandım." Dedi ve sesini daha da alçaltarak "Çok korktum." Dedi. İçimde çok tatlı bir his oluştu ve yaaa diyip Bertuğ'a sarılmamak için zor tuttum kendimi. Fakat neden benim için endişelenmişti? İşte olduğumu biliyordu.

"Neden durduk yere bana bir şey olsun ki?"

"Alparslan'a mesaj atmıştın saatler geçmesine rağmen cevap vermedin yağmur da yağınca kaza yaptın sandım."

"Telefonumun şarjı bitmişti mesajı görmedim. Özür dilerim seni meraklandırmak, gecenin bir yarısı bu hâlde buraya gelmeni istemezdim."

"Sen istemesen bile ben yine gelirdim."

"Zeren" Ayça'nın sesiyle ikimiz de ona döndük

"Artık eve gidebilirsin bence."

"Ama mesai daha bitmedi."

"Sipariş gelmiyor zaten. Saatin de doldu sayılır Hem sevgilin senin için bu kadar endiselenmişken onu daha fazla bekletmesen iyi olur." Dedi. Bertuğ araya girdi

"Evet Zeren sorun olmazsa seni eve ben bırakmak isterim. Bu saatte taksi bulamazsın."

"Sana zahmet olmasın ben kendim giderim."

"Bu saatte buraya gelmişim sence seni eve bırakmak mı bana zahmet olacak?" Dedi.

"Tamam o zaman ama sen de ben hazırlanırken saçlarını kurutacaksın. Bu şekilde dışarıya çıkarsan hasta olursun."

"Sorun değil."

"Nasıl sorun değil? Sen beni hasta olurum diye bırakmamıştın bu sefer de ben seni bırakmıyorum. Gel hadi." Dedim ve arka tarafa yöneldim. Eşya bırakma yeri ortaktı oraya girdim ve Bertuğ'da arkamdan girdi. Kadın ve erkek giyinme kısımları ayrıydı.

"Şu tarafta erkek giyinme kabini var. Dolapta saç kurutma makinesi var. Saçlarını filan kurut benim yüzümden hasta olma."

Gülümsedi

"Dejavu."

Ben de aynı şekilde gülümsedim ve "dejavu" dedim.

"Hadi hadi çabuk daha fazla ıslak kalırsan kurutmanın bir anlamı da kalmayacak." Dedim ve hemen ardından çantamı alıp kadın giyinme kabinine yöneldim. Bertuğ bir anda bileğimden yakaldı ve "Ben buraya geldiğim için patronun seni kovar mı?" Dedi.

"Hayır." Dedim inandırıcı olmasına özen gösterdiğim bir ses tonuyla. Aslında kovabilirdi fakat bunun için ilk önce öğrenmesi gerekiyordu. Ama Bertuğ'u gören kişilerin de söyleyeceğini sanmıyordum. Yani umarım öyledir.

"Emin misin?"

"Hıhı." Dedim ve "Ama yine de burada fazla durmadan gitsek iyi olur." Diye ekledim. Onaylamasını beklemeden arkamı döndüm ve kadın kabinine doğru ilerledim. Patronun yani Atilla Bey'in gelmesine az kalmıştı. İçeriye girip hızlıca üzerimi değiştirdikten sonra ortak yerde durmadan ön tarafa geçtim. Çantamı koltuğa koydum ve Bertuğ'u beklemeye başladım. Ayça yanıma gelip "Gitti mi?" Diye sordu.

"Hayır, içeride saçını kurutuyor."

"Hmm." Dedi ve sonra "Ayy Zeren vallahi çok yakışıyorsunuz."

Diye ekledi.

"Hayır ya sen yanlış anladın."

"Neyi yanlış anladım?" Diye sordu tam cevap verecekken Bertuğ'un gelmesiyle sustum.

"Gidelim mi?" Diye sordu Bertuğ.

"Evet." Dedim ve ayaklandım tam o sırada adını bilmediğim fakat burda çalıştığını düşündüğüm birisi geldi ve

"Atilla Bey geliyor." Dedi nefes nefese. İçimden Zeren sen şimdi naneyi yemedin mi diye geçirdim. Ayça bizi acil çıkışa yöneltti ve "Burdan gidin çabuk hadi." Dedi. Bertuğ neler olduğunu anlamamış onun deyimiyle boş boş bakıyordu. Bertuğ'un kolunu çekiştirdim ve acil çıkışa kadar koşturdum. Tam çıkışa geldiğimizde kafamı dışarıya uzattım ve etrafa bakındım. Kahretsin Atilla Bey tam da çıkışı görebilecek konumda duruyordu.

"Zeren ne oluyor?" Diye sordu.

"Şşt sessiz ol." Dedim bir elim hâlâ kolunu tutuyorken diğer elimle sus işareti yapıyordum. Parmağımı dudağımdan çektim ve duvardan destek alıp tekrar dışarıya baktım. Gitmişti. Tuttuğum nefesimi bıraktım ve

"Hadi gel." Diyerek Bertuğ ile birlikte kendimi dışarıya attım. Artık rahat olabilirdim sonuçta burası dışarıydı ve dışarıda bize karışmazdı.

"Tamam artık gidebiliriz." Dedim. Bertuğ bana tuhaf tuhaf bakıyordu.

"Ne?" Dedim sorgular bir sesle.

"Neler oldu az önce anlatamayacak mısın?" Diye sordu.

"Şuan yorgunum sonra anlatsam."

"Peki." Dedi. Motosikletinin olduğu yere doğru yürüdük. Önce o bindi, sonra da ben bindim ve omuzlarından tutundum. Kaskı yoktu evden acele ile çıktığı belliydi.

...

Eve varmıştık. Bertuğ motosikleti kenarda durdurdu ve yeniden ilk kendi indikten sonra elini uzatıp beni indirdi.

"Getirdiğin için teşekkür ederim."

"Rica ederim." Dedi ve arkasını dönüp gideceği sırada tekrar bana dönüp

"İyi olmana sevindim. Birdaha bana bunu sakın yapma." Dedi ve gitti. Bertuğ gittikten sonra hemen içeriye girdim. Direkt olarak üzerimi değiştirip yatağa uzandım. Tam gözlerimi kapatıp uyuyacağım sırada Bertuğ'un "Birdaha bana bunu yapma." Dediği aklıma geldi ve yataktan çıkıp telefonumu şarja taktım. Artık uykuya hazırdım. Tekrar yatağa girdim ve gözlerimi kapattım.

...

Alarmın 5. Kez çalmasıyla mecburi olarak uyandım. Yok yani daha fazla dayanamayacağım. Uyuyalı 3 saat bile olmamıştı ve şimdi yeniden işe gitmem gerekiyordu. Uyandıktan sonraki 5 dakika tehlikesini yaşıyordum. Biraz daha uyuyabilmek için her şeyi feda edebileceğim o uyanma sonrası sersemliği olan 5 dakikayı. İşi bırakamazdım fakat şuan gidecek hâlim de yoktu. En iyisi bugünlük izin almaktı. İzin kullanacaktım artık başka bir şansım yoktu. Hasta olursam da paşa paşa gidip çalışacaktım fakat bugün hayır bugün olmazdı. Telefonumu elime aldım ve Atilla Bey'e mesaj attım. Kabul edeceğini biliyordum. Sert ve sıkı birisiydi evet ama konu sağlık olunca yeterince şefkatli oluyordu. Yorgunum gelemem deseydim daha mesajı göndermeden kapı dışarı ederdi beni bu yüzden biraz rahatsızım yazmıştım. Yalan da sayılmazdı yani başım ağrıyordu sonuçta. Her ihtimale karşı uyumuyor mesaja cevap vermesini bekliyordum. 10 dakika sonra cevap geldi. Tahminimde haklıydım izin vermişti. Daha fazla rahatsız olursam bunu 2 güne çıkarabileceğini de yazmıştı. Bu kadar iyi bir adam nasıl olur da oğluna bu kadar gaddar davranırdı aklım almıyordu. Belki de zamanında kendisi de öyle terbiye edilmişti ki Doruk'u da öyle yetiştiriyordu. Kendi kendime bunları söylerken aniden aklıma Doruk'un kovulmasında ufakta olsa benim payım olduğu geldi. Adam hiç bana bir şey dememiş oğlunu kovmuştu. Konu benimle ilgili olsaydı beni de kovmaz mıydı? Ne diye iş yerinde Zeren'in yüzünden diye söylüyorlardı ki. Bu meseleyi bugün halledeceğim Dorukla konuşup gönlünü alacağım diye söylendim. Zihnimi boşalttım ve hemen gözlerimi kapadım. Uyku şuan ihtiyacım olan en büyük şeydi.

Bertuğ'un ağzından

Yağmur hızlanmıştı. Hızla gökten düşen damlalar saçlarımı ıslatıyordu fakat umurumda değildi. İş yerine ulaşmama az kalmıştı. Daha fazla hızlı gitmek istiyordum ama yağmur buna engel oluyordu. 30 dakika olan yolu kısaltmaya çalışsamda fazla kısaltamamıştım. 25 dakika sonunda iş yerine vardım. Hemen motosikleti park ettim. Benim motosikletten indiğimi gören birisi yanıma yaklaştı ve "Sen Bertuğ Barlas mısın?" Diye sordu heyecanla.

"Evet." Dedim seri bir şekilde. Hemen içeriye gidip Zeren iyi mi bakmak istiyordum.

"Bir fotoğraf çekilebilir miyiz lütfen?"

"Tamam ama hızlı olur musun içeride birine bakmam gerekiyor."

Telefonu cebinden çıkardı ve bir selfie çekti. Ardından

"Kime bakacaktınız?" Diye sordu.

"Zeren'e Zeren Aktaş. Şuan içeride mi?"

"Zeren hmm. İsmini duymuştum ama kim olduğunu bilmiyorum. İçeriye geçip bakabilirsin. Ben de bir haber vereyim"

"Eyvallah."

Hızlıca kendimi içeriye attım. Karşımda Zeren'i görünce rahatlayıp o anın verdiği kaybetme korkusuyla ona sarıldım.

"Bertuğ?" Dedi merak içeren ses tonuyla.

"Şükürler olsun iyisin. Seni kaybettim sandım." Dedim duyulmayacak kadar kısık bir sesle. Sarılmayı bıraktıktan sonra

"Bertuğ ne oldu? Neden bu saate bu hâlde buradasın?" Diye sordu.

"Ben, sana bir şey oldu sandım" dedim ve sesimi daha da alçaltarak "Çok korktum." Diye ekledim.

"Neden durduk yere bana bir şey olsun ki?"

"Alparslan'a mesaj atmıştın saatler geçmesine rağmen cevap vermedin yağmur da yağınca kaza yaptın sandım."

"Telefonumun şarjı bitmişti mesajı görmedim. Özür dilerim seni meraklandırmak, gecenin bir yarısı bu hâlde buraya gelmeni istemezdim."

"Sen istemesen bile ben yine gelirdim."

"Zeren"

Orada olan kızlardan birisi seslenince ikimiz de ona döndük.

"Artık eve gidebilirsin bence."

"Ama mesai daha bitmedi."

"Sipariş gelmiyor zaten. Saatin de doldu sayılır Hem sevgilin senin için bu kadar endiselenmişken onu daha fazla bekletmesen iyi olur." Dedi.

"Evet Zeren sorun olmazsa seni eve ben bırakmak isterim. Bu saatte taksi bulamazsın." Dedim ben de o kızı destekler nitelikte.

"Sana zahmet olmasın ben kendim giderim."

"Bu saatte buraya gelmişim sence seni eve bırakmak mı bana zahmet olacak?" İmalı bir şekilde söylemiştim. Kendisi bana zahmet olmazdı ki ben onunla ilgili her şeyi yaparken çok mutlu oluyordum.

"Tamam o zaman ama sen de ben hazırlanırken saçlarını kurutacaksın. Bu şekilde dışarıya çıkarsan hasta olursun."

"Sorun değil."

"Nasıl sorun değil? Sen beni hasta olurum diye bırakmamıştın bu sefer de ben seni bırakmıyorum. Gel hadi." Arka tarafta bir yere gidiyordu. Peşinden gittim ve konuşmasını bekledim.

"Şu tarafta erkek giyinme kabini var. Dolapta saç kurutma makinesi var. Saçlarını filan kurut benim yüzümden hasta olma." Dedi. Gülümsedim bu sözlerin neredeyse aynısını ona ben söylemiştim.

"Dejavu." Dedim. O da neden dediğimi anlamış olacak ki çok tatlı bir şekilde gülümsedi ve "Dejavu." Dedi ve

"Hadi hadi çabuk daha fazla ıslak kalırsan kurutmanın bir anlamı da kalmayacak." Diye ekledi. Arkasını dönüp giderken bileğinden tuttum ve "Ben buraya geldiğim için patronun seni kovar mı?" Diye sordum.

"Hayır." Dedi fakat pek inandırıcı gelmemişti.

"Emin misin?" Diye yeniden sordum. Onu merak edip gelmiştim fakat merakım yüzünden işten kovulmasını da istemiyordum. Bu yüzden net bir onay almak istiyordum.

"Hıhı." Dedi ve "Ama yine de burada fazla durmadan gitsek iyi olur." Diye ekledi. Cevap vermemi beklemeden hızlı bir şekilde gitti. Ben de bana gösterdiği yere girdim. Bir sürü dolap vardı. Birkaç tanesini açtım fakat yoktu. Sol köşede olanı açtığımda makineyi buldum. Havlu peceteyle ıslağını aldıktan sonra kurutmaya başladım. Fazla sürmeden kuruttum ve çıktım. Zeren'in ilk başta beni getirdiği kısıma geçtim ve bekledim. Fakat Zeren yoktu. Kadın kabininin olduğu yere yöneldim ve kapıyı tıkladım. Ses yoktu.

"Zeren orada mısın?" Diye sordum. Ses çıkmayınca ön tarafa geçmeye karar verdim. Ağır adımlarla kapıya kadar gittikten sonra tak kapıyı açacağım sırada bir ses duydum.

Bir ses "Gitti mi?" Diye sordu. Az önceki kızdı sanırım.

"Hayır, içeride saçını kurutuyor." Bu gelen ses Zeren'e aitti.

"Hmm. "Ayy Zeren vallahi çok yakışıyorsunuz." Dedi yine ilk ses.

"Hayır ya sen yanlış anladın." Dedi Zeren.

"Neyi yanlış anladım?" Diye sordu diğer kız. Anlık olarak şuan yaptığım şeyin yanlış olduğunu fark edip daha fazla dinlememek için kapıyı açtım.

"Gidelim mi?" Diye sordum Zeren'e

"Evet." Dedi ve ayağa kalktı. Tam o sırada az önce kapıda konuştuğum kişi gelip

"Atilla Bey geliyor." Dedi nefes nefese. Diğer kız Zeren'e bir şey söyledi ve acil çıkış yazan yere doğru yönlendirdi bizi. Ne olduğunu anlamamış Zeren'e bana olayı açıklaması için bakıyordum. Bir anda Zeren kolumu tuttu ve koştururcasına acil çıkışa kadar çekiştirdi. Çıkışın sonuna geldiğimizde kafasını dışarıya uzattı ve bir süre dışarıya bakındı.

"Zeren ne oluyor?" Diye sordum.

"Şşt sessiz ol." Dedi. Hâlâ kolumu sıkıyordu. Tekrar kafasını dışarıya uzattı ve rahatlarcasına bir nefes verip

"Hadi gel." Dedi ve dışarıya çıktıktan sonra ekledi.

"Tamam artık gidebiliriz." Hâlâ bana bir açıklama yapmamıştı. Sorgulayıcı şekilde ona baktım.

"Ne?" Dedi. Neden baktığımı anlamamış gibiydi.

"Neler oldu az önce anlatamayacak mısın?" Dedim.

"Şuan yorgunum sonra anlatsam."

"Peki." Üstelemedim. Anlatmak istemiyorsa onu zorlayamazdım. Motosikleti koyduğum yere doğru gittik. İlk ben bindim sonra da o. Motoru çalıştırınca elleriyle omuzlarımı tuttu ve ilerlemeye başladık.

...

Eve varmıştık. Motosikleti kenarda durdurdum ve yeniden ilk kendim indikten sonra elimi uzatıp Zeren'i indirdim.

"Getirdiğin için teşekkür ederim." Dedi.

"Rica ederim." Dedim. Tam arkamı dönüp giderken tekrar ona dönüp "İyi olmana sevindim. Birdaha bana bunu sakın yapma." Dedim ve motosiklete bindim. Bunu söylerken ciddiydim. Onun için çok endiselenmiştim. Daha elde bile edememişken kaybetmek bana çok korkutucu geliyordu.

...

Eve vardığımda saat 5'i geçiyordu. Alparslan gittiğimi bile fark etmemişti sanırım. Anahtarı çevirdim ve içeriye girdim. Tahminim doğruydu Alparslan hâlâ uyuyordu. Onu uyandırmamak için sessizce hareket ederek odama gittim. Üzerimi değiştirdim ve yatağa girdim. Artık uyumamak için sebebim yoktu. Gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.

...

"Bertuğ"

"Bertuğ kalksana"

Gözlerimi açmadan Alparslan'a cevap verdim.

"Yenge hâlâ cevap vermemiş mesaja."

"Şarjı yokmuş." Dedim uykulu bir sesle.

"Nereden biliyorsun?"

"Yanına gittim."

"Ne? Nasıl? Ne zaman? Nerede? Kiminle?"

"5 N 1 K soruların bittiyse uyuyabilir miyim artık."

"Bu 4 N 1 K oldu ama neyse. Cevap vermeden gitmeyeceğimi biliyorsun."

"Off Alparslan. Saat kaç?"

"09.45" dedi ve hemen ardından "Anlatacak mısın kardeşim. Dün evde volta atarken şimdi çok sakinsin de merak ediyor insan ister istemez." Yatakta oturur pozisyona geldim ve

"Dün gece iş yerine gittim." Dedim.

"Lan benim neden haberim yok!"

"Uyuyordun."

"Uyandırabilirdin."

"Uyandırsaydım beni göndermemek için elinden gelen her şeyi yapardın."

"Olabilir ama biz dostuz Bertuğ. Bir şey yaparsan mutlaka bana da söyle. Birbirimize destek olmak için varız."

"Haklısın kardeşim."

Eline telefonunu aldı ve bir şeyler yaptıktan sonra bana bakıp

"Yenge de iyi olduğuna göre artık videoyu yükleyebilirim."

"Ne videosu?"

"Dün çektiğim ve çektiğin videolar."

"Zeren'in haberi yok. İstemez belki ona sorduktan sonra yüklersin."

"Artık çok geç."

"Nasıl çok geç?"

"Az önce yükledim zaten."

"Geri sil o zaman Alparslan."

"Sorun etme Bertuğ ben yengeme söylerim. Rahatsız olursa sileriz."

"Bir dakika sen kimin hesabından paylaştın videoyu?"

"İkimizinde."

"Benim hesaptan nasıl paylaştın oğlum?"

"Öncelikle şunu söyleyeyim aynı videoyu paylaşmadım. Ve ikinci olarak sen benim telefonumdan hesabına girmiştin. Açık kalmıştı bende paylaştım."

"Lan"

"Merak etme daha yeni fark ettim ve videoyu paylaştıktan sonra hesabını telefonumdan sildim."

"Tamam sorun değil. De hangi video bu? Ben video çekmedim."

"Motosikletin kamerasının yaptığı kaydı yükledim."

"Sen dün ondan soruyordun." Jeton yeni düşmüştü. Anlamam gerekirdi Alparslan başka hangi sebepten sorabilirdi ki. Başıyla dediğimi onayladı ve odamdan çıktı. Bende artık istesem de uyuyamazdım. Oturuyor olduğum yataktan çıktım.

Oya çok demeyin çünkü 1 günde şartları tamamlıyorsunuz ve ben 1 günde yeni bölüm yazamıyorum. Biraz daha zaman kazanmak için bir tık arttırdım sadece. Bölümü nasıl buldunuzz?¿

Bölüm : 16.01.2025 17:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Zeylalvci (🇹🇷) / Siparişten aşka / Siparişten aşka bölüm 20
Zeylalvci (🇹🇷)
Siparişten aşka
Siparişten aşka bölüm 1Siparişten aşka bölüm 2Siparişten aşka : HatırlatmaSiparişten aşka:karakter analiziSiparişten aşka bölüm 310 Kasım 1881-193∞Siparişten aşka bölüm 4Özür duyurusuSiparişten aşka bölüm 5Siparişten aşka bölüm 6Siparişten aşka bölüm 7Siparişten aşka bölüm 8Siparişten aşka bölüm 9Siparişten aşka bölüm 10Siparişten aşka bölüm 11Siparişten aşka bölüm 12Siparişten aşka bölüm 13Siparişten aşka bölüm 14Siparişten aşka bölüm 15Siparişten aşka bölüm 16Siparişten aşka bölüm 17Siparişten aşka bölüm 18Siparişten aşka bölüm 19Siparişten aşka bölüm 20Siparişten aşka bölüm 21Siparişten aşka bölüm 22Siparişten aşka bölüm 23Siparişten aşka bölüm 24Siparişten aşka bölüm 25Siparişten aşka bölüm 26Siparişten aşka bölüm 27Siparişten aşka bölüm 28Siparişten aşka bölüm 29Siparişten aşka bölüm 30Siparişten aşka bölüm 31Siparişten aşka bölüm 32Siparişten aşka bölüm 33Siparişten aşka bölüm 34Siparişten aşka bölüm 35Siparişten aşka bölüm 36Siparişten aşka bölüm 37Siparişten aşka bölüm 38Siparişten aşka bölüm 39Siparişten aşka bölüm 40Siparişten aşka bölüm 41Siparişten aşka bölüm 42Siparişten aşka bölüm 43Siparişten aşka bölüm 44Siparişten aşka bölüm 45Siparişten aşka bölüm 46Siparişten aşka bölüm 47Siparişten aşka bölüm 48Siparişten aşka bölüm 49Siparişten aşka bölüm 50Siparişten aşka bölüm 51Siparişten aşka bölüm 52Siparişten aşka bölüm 53Siparişten aşka bölüm 54Siparişten aşka bölüm 55 (Final)
Hikayeyi Paylaş
Loading...