
Oy:130☆
Yorum:Size bıraktım sınır yok☆
Yine de yazın tabiiki okumak güzel oluyor :)
iyi okumalarrr<333
Bende artık istesem de uyuyamazdım. Oturuyor olduğum yataktan çıktım.
Zeren'in ağzından
Yarım kalan uykumu tamamlamıştım. Telefona uzandım ve saate baktım 10 olmuştu. Bu kadar uyku yeterliydi sanırım. Yataktan bir çırpıda çıktım. Bugün işe gitmeyecektim ama yapacak çok işim vardı. Yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Zihnimden "Sahiden de ben mi suçluydum Doruk'un kovulmasında? Benim yüzümden mi açılmıştı babasıyla arası? Çocukluk edip kalbini mi kırmıştım yoksa?" Gibi düşünceler geçiriyordum.Soğuk suyu yüzüme 3 kez çarptıktan sonra havluyu aldım, ıslak yüzümü kuruladım. Üzerimi değiştirmek için tekrar odama döndüm. Seçtiğim şeyleri giyindim hemen ardından yatağımı toplamaya başladım. Zihnimdeki sorularla yalnız kalmamak için kendimi meşgul etmeye çalışıyordum. Odamı kısa bir sürede toplamıştım. Kahvaltı hazırlamak içn mutfağa geçtim. Dolaptan yumurta çıkardım ve pişirmeye başladım. Normalde gevrek ile geçistirdiğim sabah öğünüme bu sefer yapımının daha uzun sürmesi için yumurta eklemiştim. Evet yapımı zor bir şey değildi ama en azından gevreği yapmaktan daha fazla vakit harcıyordum. Masayı kurdum ve yerime yerleştim. O an bir şeyin eksik olduğunu fark ettim "telefonum" Yerleştiğim yerden kalktım ve odamda bırakmış olduğum telefonumu alıp tekrar mutfağa geçtim. Şifreyi girer girmez bir sürü bildirim ile karşılaştım. Annem ve babamın mesajı hariç hepsi instagramdandı. İlk önce anne ve babama cevap verdim. Sonra instagrama girdim ve gelen diğer bildirimlere baktım. Takip istekleri yoruma yanıt yorum beğenisi filan vardı. Onları umursamadan gelen mesaj bildirimlerine tıkladım. Alparslan'dan sadece "Alparslan" mesajıma yanıten "Efendim Zeren" yazan bir mesaj vardı. Ona biraz sonra cevap vermek için çıktım ve diğer mesaja tıkladım. Bertuğ'dan dı. "Zeren", "Zeren iyi misin?" Ve buna benzer +20 mesaj daha vardı. Gecenin ikisine kadar mesaj atmıştı. Sadece mesaj atmakla kalmamış yanıma da gelmişti. Bunu hatırlamam ile yüzüme bir gülümseme yerleştirmişti. Görüldü atmamak için attığı son mesaja kalp bıraktım ve sohbetten çıktım. Bertuğ'un hesabına tıkladım ve paylaştığı hikayeye baktım. Kafede çekildiğimiz fotoğrafı paylaşmış ve beni de etiketlemişti. Hikayesini beğendim ve ben de etiketli olduğum için kendi hikayemde paylaştım. Tekrar Bertuğ'un hesabına girdim ve reels paylaşmış mı diye baktım. Bir yeni reels vardı merakla tıkladım ve izlemeye başladım. Bertuğ motosiklet sürerken çekilmiş bir reelsti. Gözüm birden Bertuğ'un omuzlarında olan ellere kaydı. Görüntüyü yaklaştırınca videonun dün Bertuğ'un beni eve bırakırken çekilmiş olduğunu fark ettim. Merakla yorumlara tıkladım.
"Belini tutsun diye hızlanması>>>>"
"Kız sarılınca gülümsemesi çok tatlı"
"Reisin yüzünde vatan gülüşü"
Buna benzer çok fazla yorum vardı. Ben öyle bir şey fark etmemiştim. Kendi kafalarında kurduklarını düşündüm ve diğer yorumlara bakmaya devam ettim.
"Olay: Kız Bertuğ'a trip atıp omzundan tutuyor Bertuğ'da hızlanıp belinden tutmasını sağlıyor."
Yorumu görmemle gülmeme engel olamadım. Aramızda böyle bir şey geçmemişti bile. İçimden güzel kurgu yapmışsın yazmak gelse de bunu yapmadım ve yorum okumaya devam ettim. Gözüme bir yorum çarpmıştı
"Beyler artçısı kim bilen var mı?"
Geçen hesabımı bulmuşlardı fakat bu sefer ne bir plaka vardı ne de yüzüm görünüyordu. Bu sefer de bulun da görelim dedim kendi kendime. Gelen yanıtları okumak için tıkladım.
"Aga bir bilsek söyleyeceğiz"
"Rezz"
"Geçen seferki kurye kız bu"
Yanıtı okumamla kaşlarımı çattım. Nasıl anlamıştı? Yüzüm bile görünmüyordu. Merakla diğer yanıtlara baktım.
"Kanıt?"
"Bertuğ'un attığı st'ye bakın. Kurye kızı paylaşmış. O fotoda kızın eline bakın ve videodaki ele bakın. Ojeler aynı mont aynı o olduğu bariz."
Kızın yanıtına yanıt olarak
"Bu kadar uğraşmana gerek yoktu ki sorsaydın ben sana söylerdim." Yazdım ve gönderdim. Daha fazla yorum okumak istesem de bunu şimdi değil gece uyumadan önce yapacaktım. Bertuğ'un hesabından çıktım. Ana sayfaya dönünce Alparslan'ın da hikaye attığını fark ettim. Hikayesine tıkladım. O da bizi paylaşmıştı onun da hikayesini beğendim. Diğer hikayesinde ise paylaştığı reelsi kapalı bir şekilde "New reels" olarak atmıştı. Ne olduğunu merak ettim ve hesabına girip en son attığı reelsi açtım. "Çifte kumrular birlikte gitsin diye taksiyle gidiyorum" yazmış taksiden giderken çekmiş olduğu Bertuğ ve beni paylaşmıştı. Yorumların nasıl olduğunu tahmin edebiliyordum. Bu yüzden bakmaya tenezzül bile etmedim.Biz çifte kumrular filan değildik ki sadece arkadaştık. Alparslan'ın paylaşımı yüzünden tüm Türkiye bizi "Çifte kumru" olarak bilecekti. Yaklaşık 15 dakika sonra kahvaltımı bitirmiştim. Telefonu kapattım ve masayı toplamaya başladım. Bulaşıkları makineye dizerken bir şey unuttuğumu hatırladım. Doruk. Evet Doruk'tan özür dileyecektim. Hızlıca elimi yıkadıktan sonra tekrar telefonumu elime aldım ve Doruk'a mesaj attım.
"Günaydın."
Bertuğ'un ağzından
Bende artık istesem de uyuyamazdım. Oturuyor olduğum yataktan çıktım. Lavaboya gidip yüzümü yıkadıktan sonra oturma odasına geçtim. Alparslan'da oradaydı. Paylaştığı videolara bakmak için instagrama girdim. Zeren ile motosiklete bindiğimiz videoyu paylaşmıştı. Gelen yorumlara bakmak için tıkladım.
"Belini tutsun diye hızlanması>>>>"
Belimi tutsun diye hızlanmamıştım ki ben. "Bmw'nin hakkını vermek için hızlanmıştım ama sen bilirsin." Yazdım ve gönderdim. Diğer yorumlara bakmak için ekranı kaydırdım.
"Kız sarılınca gülümsemesi çok tatlı"
"Reisin yüzünde vatan gülüşü"
"Onu mu fark ettiniz lan" dedim sesli bir şekilde. Alparslan
"Ne?" Diye sordu.
"Yok bir şey." Diyince Alparslan omuz silkti ve tekrar telefona bakmaya döndü. Evet o an gülümsemiştim ama kask vardı nasıl fark etmişlerdi hâlâ anlamamıştım. Böyle şeylere alışmıştım fakat her seferinde beni daha çok şaşırtacak şeyler yapıyorlardı. Reelsten çıktım ve gelen bildirime tıkladım. Zeren hikayemi beğenip kendisi de paylaşmıştı. Diğer bildirime tıkladığımda ise dün yazdığım mesajları okumuş en sonuncusunada kalp bırakmış olduğunu gördüm. Mesaj yazmak için elimi klavyeye bir götürüp bir getiriyordum. Yazıp yazmamak arasında kalmıştım.
"Ee daha ne kadar sürecek?" Dedi Alparslan.
"Ne?"
"Mesajı gönder artık. Silip silip durma. Sen böyle yaparsan nasıl ilerleyeceksiniz?"
Cevap vermedim. Alparslan işine gelince çok iyi konuşuyor ve beni susuturuyordu. Şuan yine haklıydı ve yine benim diyecek bir şeyim yoktu. Yazdığım mesajı gönderdim, telefonu bıraktım.
Zeren'in ağzından
Doruk'a mesaj atmamın üzerinden 10 dakika geçmişti ama hâlâ cevap vermemişti. İnterneti de açıktı aslında neden cevap vermiyordu? Çok mu kırmıştım acaba onu. Telefonuma bir bildirim gelince hemen ekranı açtım. Bildirim instagramdandı. Videodaki yorumuma cevap vermişlerdir diye aldırmadım ve telefonu tekrar bıraktım.
...
Doruk'a yazmamın ardından bir saat geçmişti fakat hâlâ cevap vermemişti. Böyle olmayacaktı mutlaka bir şey yapıp onunla konuşmam gerekiyordu. Düşünmeye başladım. Merve evet Merve. Doruk ile en samimi olan oydu mutlaka ona nasıl ulaşacağımı biliyor olmalıydı. Hızla whatsapp'a girip Merve'ye mesaj attım.
"Merveeeeee"
Birkaç dakika sonra cevap geldi
"Efendiiiiiim"
"Doruk'a mesaj attım fakat bana cevap vermiyor da ona nasıl ulaşabilirim?"
"İg den yaz wp den yaz ne bileyim sms at yaz kızım işte."
"Bir yere bakmayan diğerlerine bakar mı sence?"
"O da doğru."
"Doruk ile konuşmam gerek Merve onu üzdüm sanırım."
"Baya hemde."
"Çok güzel destek veriyorsun sağol."
"Tamam tamam düşüneyim." Yazdı ve 1 dakika sonra
"Mesajına cevap vermesini beklemen en iyisi olacak. Doruk sana durduk yere cevap vermemezlik yapmaz."
"Ama şuan bana kırgın değil mi?"
"Onun kırgınlığının iş ile ilgisi yok. Yani demek istediğim kırgın olsa bile mesajına cevap verir."
"Vermiyor ama."
"Şuan telefonu elinde bile değildir. Merak etme o sana senin sandığından daha çok değer veriyor."
"Umarım dediğin gibidir." Yazdım ve sohbetten çıktım.Bugün evdeydim. Aldığım mesai yüzünden uyku düzenim,sağlığım hep bozulmuştu. Bu yüzden bugün full dinlenmeye karar verdim. Yatak odama geçtim, üzerime pijamalarımı giydim ve telefonumu alıp yatağa uzandım. Motosiklet fiyatlarına bakmak için siteye girdim. En uygun motosiklet modellerine baktım. Hayalimdekine bakmayacaktım çünkü böbreğimi satsam ancak alabilirdim. En uygun fiyatlı motosikletler bile haddinden pahalıydı. Bir ay doldu dolacak sayılırdı ama elimdeki parayla değil motosiklet, ekipmanları bile zor dizerdim. Neden her şey bu kadar pahalı olmak zorundaydı ki? Umutsuzca siteden çıktım ve mesaj gelince bildirim geleceğini bilmeme rağmen Doruk cevap yazmış mı diye whatsapp'a girdim. Değil cevap yazmak mesaja bakmaya bile tenezzül etmemişti. Fiyatlar yüzünden bozuk olan moralim biraz daha bozulmuştu. "Hakettin Zeren sen bunu ama hakettin. Çocuk seni engellese yeridir." Diye söylendim kendi kendime. Yorganı başımdan yukarıya çektim ve sağ kolumun üzerine yattım. Boş boş bakmakta olduğum whatsapp'tan çıktım. Telefona daha fazla bakmak istemiyordum. Zaten zihnim yeterince yorgundu bir de telefonla yormak istemiyordum. Telefonu kapattım ve yataktan çıkmadan komodinin üzerine koydum. Başım feci ağrıyordu. Çekmecede ağrı kesici vardı. Bir bardak su ile ilacı içtim ve tekrar yorganı başımdan aşırdım. İlacında etkisiyle öğlen olmasına rağmen uykuya daldım.
Bölümü nasıl buldunuzz¿¿
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 117.26k Okunma |
13.34k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |