
Oy: Sınır koymuyorum ama gelen oy yb nin geliş hızını etkileyecekk☆
Yorum:100☆
İyi okumalarrr<333
Sipariş gelmesine şaşırmamıştım. Bu saatte çok gelmesine alışıktım. Günün ilk siparişini alıp yola çıktım.
...
Siparişi teslim edip dönmüştüm. Bir köşeye geçip oturdum. Hep aynı şeyleri yapmaktan sıkılmıştım artık. Hayatımda değişiklikler olsun istiyordum büyük değişiklikler. Ama sadece istemekte kalıyordu bu düşüncelerim. Avucumun çeneme yaslayıp bunları düşünürken telefonuma bildirim gelmesiyle elimi çenemden çektim ve telefonumu çıkardım. İnstagramdan mesaj gelmişti. İnternetimi yine açık unutmuştum. İnstagrama girdim. Alparslan mesaj atmıştı.
"Nasılsın yengecim"
Bana yine yenge demişti. Kafeye gittiğimizde Zeren demeye başlamıştı. Aramızda bir sorun olduğunu bile düşünmüştüm hatta. Aslında bana yenge demesini sorgulamam, istememem gerekiyordu. Bugünlerde bir tuhaftım zaten.
"İyiyim Alparslan sen?" Yazıp gönderdim. Birden aklıma Bertuğ geldi. En son konuşmayı o sonlandırmıştı. Trip atıyor gibi hissetmiştim ama bana trip atması için bir sebep yoktu. Hâlâ mesaj atmamış olması trip attığını doğrular nitelikte olmasına rağmen buna zıt şekilde bana her zaman mesaj atmak zorunda olmayışı o fikri çürütüyordu. Bertuğ şuan ne yapıyordu diye düşünmeden alamadım kendimi.
"Çok iyiyim ben de. Sana bir müjdem var hatta."
"Nedir?" Yazdım merakla.
"Bana verdiğin birlikte motosiklet sürme sözünün gerçekleşme vakti geldi artık."
"Kolun iyileşti yani. Senin adına sevindim."
"Alçım çıktı da 1-2 hafta egzersiz yapmam gerekiyormuş. Son 1 hafta kaldı anlayacağın."
Tam Alparslan'a cevap yazacakken yeni sipariş geldiğini öğrendim. Yeni siparişler desem daha doğru olur. Çünkü benden önce iki kişi gitmişti bile. Ayça'ya "Geliyorum." Dedikten sonra Alparslan'a
"Alparslan şimdi sipariş götürmem gerekiyor. Sonra konuşuruz." Yazdım ve instagramdan çıktım. Ayça'nın yanına gidip siparişi aldım. Benim ardımdan bir kişinin daha çıktığını gördüm. Anlaşılan bugün iş yoğunluğunu sürdürecekti.
...
Mesaimi de tamamlamıştım. Aşırı yorgundum. Eve gidince 2-3 saat uyuyup yine çalışmaya gelecektim. Zaten parayı toplayamıyordum. Kendimi yormama da gerek yoktu. Ek işimi iptal ettirdim ve eve gitmek için iş yerinden ayrıldım. Bu çalıştıklarımın parasını alacaktım sonuçta. Telefonumu çıkarıp taksi çağırdım. Bu saatte yoldan geçen taksiyi bulmam imkansızdı. Biraz bekledikten sonra taksi gelmişti. Trafik olmadığı için kısa sürede eve ulaşmıştım. Kendimi içeriye attım. Olduğum yerde uyumamak için zor duruyordum. Güç de olsa üzerimi değiştirdim ve uyumak için yatağıma girdim. Bu sefer düşüncelerim bile beni uyumaktan alı koyamazdı.
Bertuğ'un ağzından
Alparslan'ın anlattıkları zihnimde dolaşıyordu. Zeren ve Doruk sevgili değildi. Bunu biliyordum fakat Doruk'un ondan hoşlandığı da barizdi. Bunu o gün de fark etmiştim. Alparslan bana söylediği şey de de haklıydı. Hislerimi belli etmem gerekiyordu. Bütün bunların gerçekliği beni boğuyordu.
Zeren'in ağzından
Alarmın çalmasıyla uyandım. Çok az uyumuştum ama artık eski düzenime dönecektim. Bu yüzden şikayet etmeden kalktım. Hızlıca hazırlanıp evden çıktım. Günlerimin aynı olmasından çok sıkılmıştım artık. Otobüs durağına kadar yürüdükten sonra otobüsü beklemeye başladım. Oyalanmadan evden çıktığım için otobüsü ekstra 15 dakika filan bekleyecektim. Beklerken telefona bakmaya karar verip telefonu elime aldım. Bertuğ'un videosundan bir sürü bildirim gelmişti yine. Bildirimleri görünce aklıma Alparslan'ın söylediği şey geldi. Alçısı çıktığı için seviniyordum fakat konu verdiğim söze gelince kendimi çıkmaz sokakta ilerlemeye çalışıyor gibi hissediyordum. Biriktirdiğim parayla ekipmanları bile zor alırdım. Onların yanına motosikletsiz gitmek istemiyordum. Artık kendi motorum olsun istiyordum. En başından da bu kadar kısa sürede alamayacağımı biliyordum zaten ama gereksiz bir güven vardı içimde. Sanki alabilecekmişim gibi hissettirmişti bana. Hoş bu devirde hiç para harcamadan yaşasam bile alamazdım motosikleti. 4 aydır para biriktiriyordum ama nafile. Otobüsün gelmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve otobüse bindim. Boş bir koltuk bulup oturdum. Düşünmeye devam ettim. Alparslan'a söz vermiştim. Motorlu ya da motorsuz gidecektim. Süremezdim ama hiç değilse onları izleyebilirdim. Bu bile güzeldi aslında. Sonuçta hem Bertuğ hem de Alparslan ülke çapında ün kazanmış motorculardı. Bir ay öncesine kadar onları göreceğimi bile düşünmezken şimdiyse canlı canlı motor sürmelerini izleyebilirdim. İyi yönünden düşünmeye çalıştım. Hiç değilse 2 yeni arkadaşım vardı. Ben bunları düşünürken ineceğim durağa gelmiştim bile. Otobüsten indim. İş yerine az bir mesafe kalmıştı. Bu yüzden kısa sürede vardım ve içeriye girdim. Hızlıca üzerimi değiştirdiğimde ise artık iş için hazır hâle gelmiştim. Gündüzleri geceye göre daha fazla sipariş veriliyordu. Bu yüzden hiç boş olmayacağımı biliyordum. Bu durumu kabullenmiştim de. Sipariş gelmesine hiç şaşırmayarak ismimin seslenilmesiyle bulunduğum yerden kalktım ve günün ilk siparişini teslim etmek için yola çıktım.
...
Mesai almadığım için normal çıkış saatinde iş yerinden çıkmıştım. Bugün Bertuğ ve Alparslan ile buluşacaktım. Şuan saat 18.30 du. Buluşmayı istemesem bile Alparslan ısrar edince dayanamamıştım. Bir kafeye gidecektik. Şimdi düşününce de aslında eğlenceli olabilirdi. Her gün aynı şeyleri yapmaktan bunalmıştım zaten. Otobüs durağına gidip sıkıntılı bir otobüs yolculuğu geçirdikten sonra eve varmıştım. Anahtarı çevirip içeriye girince derin bir nefes verdim. Seviyordum evimi. En rahat olduğum yerdi. Çantamı odama yerleştirdikten sonra kıyafetlerimi seçip hızlıca bir duş aldım. Duştan çıktıktan sonra yemek hazırlamak için mutfağa gittim. Basit bir şeyler hazırlayıp yedikten sonra etrafı toparlayıp hazırlanmaya başladım. Dolabımdan seçip giyindim. Saçlarımı yukarıdan topladım. Kıyafetime uygun bir makyaj yaptım. Artık hazırdım. Gideceğimiz kafe evime biraz uzaktı. Taksiyle gidecektim yine. Aslında Bertuğ beni almayı teklif etmişti ama ben Alparslan'ın yerini almak istemiyordum. Sonuçta kendisi şuan motosiklet süremiyordu. Kendisini kötü hissettiğine emindim. Bu yüzden Bertuğ'un bu teklifini geri çevirmiştim. Evden çıktım ve etrafta taksi var mı diye bakındım. Biraz bekledim fakat ne gelen vardı ne de giden. Telefonumu çıkardım ve bir taksi çağırdım. Zaten normal bir şekilde taksi hiç bulamazdım ben. Cağırdığım taksinin gelmesini bekliyordum. Sonunda gelmişti. Taksiye binip konumu söyledikten sonra yapmam gereken tek şey oturup varmamızı beklemekti.Acaba Bertuğlar kafeye gitmiş miydi? Telefonumu çıkarıp Bertuğ'a mesaj attım. Kafamı cama yaslayıp cevap vermesini bekledim. Telefonum titreyince tekrardan ekrana baktım. Birazdan yola çıkacaklardı. Bu sefer benden önce varırlar diye düşündüm. Çünkü tahminime göre Bertuğ'un evi kafeye daha yakındı. Siparişler için sürekli yollarda olmam bu konuda doğru tahmin yapmamı kolaylaştırıyordu. Çevre yerleri ezberlemiş sayılırdım artık. Bir süre daha taksiyle yol aldıktan sonra sonunda varmıştım. Ödemeyi yapıp taksiden indim. Kafeye doğru ilerledim. İçeriye girdiğimde etrafı göz ucuyla süzdüm. Çok tatlı bir ortamdı. Ben etrafa bakınırken Alparslan'ın sevinçle bana eliyle burdayız hareketi yaptığını fark ettim. Kolunun iyileştiğini herkese göstermek istiyor gibiydi. Birde yeniden motosiklet sürebilirse ondan iyisi yoktu. Onları görünce tebessüm ettim ve yanlarına doğru ilerlemeye başladım.
Bir tık kısa oldu ama bölümü beğenmediğim için yazıp silmiştim. Bu şekilde içime sindi. Bölümü nasıl buldunuzz¿¿
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 117.26k Okunma |
13.34k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |