
Oy sınırı ve yorum sınırı yok size bıraktım. Çok az gelmezse yeter☆
İyi okumalarrr<333
Herkes gülmeye başlamıştı. Alparslan'da olmasa bu grubu kim güldürecek, neşelendirecekti bilmiyordum doğrusu.
...
Bertuğ'un ağzından
"Bertuğ'um ben ne yaptım ki sabahtan beridir benimle konuşmuyorsun?"
"Daha ne yaptım diyorsun Alparslan. Zeren'i Altay'ın artçısı yapmak nedir oğlum?"
Alparslan sırıtarak "Kıskandın yani." Dedi ve ardından kendini toparlayıp
"Gereksiz kıskançlık yapıyorsun Bertuğ'um. Altay öyle bir insan değil." Diye ekledi. Diyecek bir şey bulamadım, derince iç çektim.
"Hepsi bizim arkadaşımız. Sen de art niyetli olmadıklarını en az benim kadar iyi biliyorsun." Dedi Alparslan.
"Biliyorum." Dedim sadece. Yersiz miydi kıskançlığım acaba? Abartıyor muydum gerçekten? Kafamda bunları düşünürken Alparslan yüzüme bakıp
"Altay'ın yanından nasıl da kapıp kaçırdın yengemi ama." Dedi gülerek.
"Sana kalsaydı benim dışımda herkesle sürerdi."
"Vallahi aklıma gelmedi Bertuğ'um. Ben motor süreceğim hevesiyle sizi unuttum. Yoksa hiç yapar mıyım?"
Alparslan'ın üzerine daha fazla gitmek istemiyordum. Kıskanmayı abartmış olabilirdim belki de. Bu yüzden konuyu değiştirmek amacıyla
"Çocukların yanında yenge dediğinde iyi çevirdin lafı." Dedim. Alparslan her zaman ki yüz ifadesini takınıp
"Laf çevirmek benim işim." Dedi muzipçe ve
"Sahi sen neden onlara söylemiyorsun ona göre davranışlarına dikkat ederlerdi" Diye ekledi.
"Hoşlandığımı söylemek istemiyorum. Sevgili olursak eğer o zaman söylerim." Diye yanıtladım onu.
"Size kaldıysak hâlimiz yaş. Ne zaman çıkıp itiraf etmeyi düşünüyorsun acaba Bertuğ'um?"
"Bilmiyorum Alparslan. Başlama yine."
"Ben başlamayayım peki, ama Doruk denen çocuk senden önce itiraf edip Zeren'i kaparsa da şaşırma." Dedi ve telefonun ekranını bana çevirdi. Ekranda Doruk'un hikayesinin ekran kaydı vardı.
"Sen nereden buldun bunu?" Diye sordum.
"Şuan önemli olan bu değil. Şu hikayeye bak. Şarkı sözlerine, yapılan göndermeye bak. Siyah saç mavi göz diyor. Sence kimden bahsediyor? Demek istediğimi anladın mı Bertuğ'um."
Alparslan'ın telefonundaydı gözlerim. Telefonda çalan şarkı ile beraber Alparslan'ın söyledikleri zihnimde dolaşıyordu.
"Bana bak Bertuğ, ya yengemi alır gelirsin ya da başkasının sevgilisi olmasını köşeden sessizce izlersin. Bunun başka bir seçeneği yada yolu yok. Tercih senin"
"Elimden geleni yapıyorum Alparslan. Bir anda pat diye bana aşık olacak değil ki."
Alparslan elini omzuma koyup
"Sacece senin üzülmeni istemiyorum kardeşim." Dedi. İçi sıkıntı doluymuş gibi dökülmüştü kelimeler ağzından. Zaten kendim yeterince üzülüyordum bir de Alparslan'ı üzmeye hakkım yoktu.
"Üzülen ben olmayacağım inan bana. Zeren'in gerçekten yengen olmasını sağlayacağım. Sadece biraz zamana ihtiyacım var hepsi bu."
"Yenge filan benim umurumda değil Bertuğ'um. Ben senin üzülmeni istemiyorum. İşin sonunda üzülen kişi sen olursan diye korkuyorum. Yine aynı şeyleri yaşarsan bu sefer atlatamazsın diye endişeleniyorum."
Alparslan'ın bu sözünden sonra yutkundum. Beni benden daha çok düşünüyordu belli ki. Üstelik tüm detayları düşünüyor her ihtimali gözden geçiriyordu. Konuyu değiştirmek için
"Sen seninkinden bahsetsene biraz. Hastaneden çıkarken anlattın ama yolculuk esnasında olduğu için pek anlamadım." Dedim. Alparslan bana bakıp tek kaşını kaldırdı ve
"Konu değiştirme ustasıyla konuşuyorken daha dikkatli şekilde konuyu değiştirmen lazım." Dedi.
"Senin kadar marifetli değilim henüz."
"Bertuğ'um bu acı gerçeği kabul etmen lazım. Benim gibi konu değiştirme ustası olamazsın."
"Bu konuda haklısın." Dedim ve biraz bekledikten sonra "Anlat hadi Alparslan. Bana yenge mi geliyor bilmem lazım." Diye ekledim onun bana yaptığı gibi imalı imalı gülümseyerek.
"Yok yenge filan değil. Sadece aklım kaldı hepsi bu. Hiç uyumamıştı biliyor musun?"
"Adı neydi?"
Alparslan biraz boş duvara baktıktan sonra ağzından küçük bir tebessümün kaçmasına engel olamayarak söyledi
"Akça."
Alparslan'ın bana hep yaptığı şeyi bu sefer ben ona yapacaktım. Soru yağmuruna tutacak detaylı şekilde öğrenmeye çalışacaktım.
"Siz hastanede kaşla göz arasında nasıl tanıştınız hemen?" Diye sordum.
"Kantinden bir şeyler almaya gitmiştim. O anda bana birisi çarptı ve üzerime çay döküldü. Ne yapıyorsun birader filan diye atarlanırken ince bir sesin özür dilediğini duydum. Kafamı kaldırıp bir baktım kızmış. Adını kendisini çağırdıkları zaman şans eseri öğrendim. Gidiş o gidiş zaten. Tekrar görmedim."
"Reklam arası kadar sürede aşk yaşamayı nasıl başardınız Alparslan?"
"Hey şaka yapmak benim işim. Hem aşk filan yok ortada. Aşk bana göre bir şey değil."
"Aşık olana kadar böyle sanılıyor. Her ne kadar üzse de insanı en çok mutlu eden şeylerden birisi o."
"Hayır Bertuğ'um insanı en çok mutlu eden şey garajında duran motosikletidir. Gerisi faso fiso."
"Alparslan."
"Hı?"
"Sultan Alparslan'ın karısının adının Akça olduğunu biliyor muydun?"
"Bertuğ oğlum neden biliyorsun böyle şeyleri. Benim tek aşkım motorum tamam mı. Ben sevgili filan yapamam. Yengemin kuması olmayı tercih ederim."
"İyi sen bilirsin madem." Dedim onun aksine gülümseyerek. Benim nasıl hissettiğimi anlardı belki. Alparslan bir kaç dakika susmasının ardından
"Benim çok önemli bir işim vardı. Onu halledeyim." Dedi ve ayaklanıp hızlıca odadan çıktı. Sonuçta o Alparslandı aklına gelince bir şeyler yapmasına alışkındım. Telefonumu elime aldım bugün çektiğimiz fotoğrafları incelemeye başladım. Kaskla çekildiğimiz fotoğrafı paylaştım. Diğerlerinden de bir kaç tane seçip gönderi olarak attım. Reels atmam için Alparslan'ın edit yapması gerekiyordu bu yüzden sadece gönderi atmıştım. Zeren'in hesabına girdim. Fakat o daha hiçbir şey paylaşmamıştı. Tam hesabından çıkacakken aklıma Alparslan'ın gösterdiği ekran kaydı geldi. Zeren Doruk'u takip ediyor muydu diye bakmak istedim. Takip ettiklerine girdim ve hesabıyla karşılaşmam bir oldu. Göndermeli hikayeyi boşuna atmıyordu demek. Biraz daha inceledim takip ettiği kişileri. Ben, Alparslan, maalesef ki Doruk ve birkaç erkeği daha takip ediyordu. Soy adı Aktaş olanlar vardı. Belli ki ya kardeşleri ya da kuzenleriydi. Onun dışında farklı soy isme sahip birkaç kişi daha vardı. Gözüme batan tek kişi Doruk'tu. Nasıl birisi olduğunu bilmiyordum fakat sevdiğim söylenemezdi. Zaten kim sevdiği kadından hoşlanan başka bir erkeği severdi ki?
"Bertuğ."
Alparslan'ın seslenmesiyle hesaba bakmayı bıraktım ve telefonu kapatıp Alparslan'ın yanına gitmek için odadan ayrıldım.
Zeren'in ağzından
Çok mutluydum. Belki de gereksiz mutlu. Motosikletim yoktu ama motor sürmüştüm. Üstelik bu kurye motoru filan değil bildiğin bmw'ydi. Tamam sürememiştim ama yine de güzeldi. Gün başlı başına güzeldi zaten. Yapılan yarışlar,oynanan bowling, edilen sohbetler... Bitmesine üzülüyordum aslında. Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar eğlenmiş bu kadar mutlu olmuştum. Hâlâ kafamda duran kaskı ve hâlâ parmaklarımda takılı olan eldivenleri çıkardım. Üzerimi değiştirmek için odama geçtim. Üzerimi değiştikten sonra yatağımda oturmaya başladım. Gözüm elime dalmıştı. Birden elime bakarken tebessüm ettiğimi fark ettim. "Saçmalama Zeren sadece motor sürmeyi öğretiyordu. Neden gülümsüyorsun ki?" Diye sesli şekilde söylendim kendime. Sanki elime dokununca bir sıcaklık yayılmıştı da tüm kalbimi ısıtmıştı. Elim karıncalanmaya başlamıştı. Hızlıca salladım ve odağımı değiştirmek için telefona bakmaya karar verdim. Bertuğ "New post" şeklinde hikaye paylaşmıştı. Ne paylaştığına bakmak için hesabına tıkladım. "Günden kalanlar" yazmış bugün çekildiğimiz fotoğrafları paylaşmıştı. Kaydırarak ilerledim. En sonda bizi paylaşmıştı. Kask taktığımız yüzümüzün belli olmadığı ama bir o kadar da tatlı çıkan fotoğrafımızı. Gelen yorumları merak ediyordum. Hızlıca tıkladım ve okumaya başladım.
"Hangi mekan söyleyin biz de gelelim."
"Aslanlarım."
"Kürşad'ın karizma şaka mı??"
"Kurye kız nerede abi?"
"Alparslan'ım motoruna kavuşmuş sonunda."
"Bu sonda paylaştığı kız kim bilen var mı?"
Ben olduğumu fark etmemişler miydi gerçekten? Bir kask ve eldiven bu kadar mı tanınmaz kılıyordu insanı? Oje renginden çıkarım yapanlar şimdi neredeydi acaba. Gönderiyi beğendim ve ben de kendi çektiklerimden paylaşmak için Bertuğ'un hesabından çıktım. Bende o kadar çok fotoğraf yoktu. Olanları seçtim ve "Bunlar da benden" yazıp paylaştım. Takipçim çok hızlı artmış neredeyse 1000 olmuştu. Daha doğrusu takipçileri. Bertuğ için beni takip ettiklerini biliyordum. O hesabından etiketleyip paylaştı diye takip ediyorlardı muhtemelen. Reels olarak paylaşmıştım. Şarkıyla kaydırmak daha güzel geliyordu bana. Paylaştıktan sonra tam instagramdan çıkıyordum ki Doruk'un yorum attığını gördüm.
"Kurye hanım çok şıksınız."
Yorumuna kalp bıraktıktan sonra yanıtladım
"Teşekkür ederim Doruk Bey."
Ana sayfaya tekrar döndüğümde Alparslan'ın hikaye attığını gördüm. Hikayesini açtım bir tane "New reels" paylaşmıştı. Bir tane de "New post" Önce gönderiye bakmaya karar verip tıkladım. O da kendi çektiği kamera arkası gibi çıkmış fotoğrafları paylaşmıştı. "Günün ifşaları" yazmasından böyle şeyler olacağı belliydi. 1-2 fotoğraf kaydırdıktan sonra Bertuğ ile olan fotoğrafımı gördüm. Çekilirken hiç fark etmemiştim. Daha doğrusu böyle bir fotoğraf olduğundan bile haberim yoktu. Diğer fotoğraflara da baktıktan sonra yorumlara tıkladım.
"Günün en içten paylaşımı cidden PUQSHJSHSQWKSNMW"
"7 böcek 1 çiçek gibi kalmış ablamız orada"
"Çok güzel bakmamış mı?"
"Daha çok ifşa gelsin mükemmel."
"3. Fotoğrafın hayali saç beyazlatır."
Yorumlardan sonra tekrar fotoğraflara baktım. Söyledikleri 3. Fotoğrafta bir şey vardı da ben mi fark etmemiştim? Kaydırdım ve 3. de durdum. Bertuğ ve benim olduğum fotoğraftı. Bertuğ gülümsemiş gülümsemesi gözlerine yansımıştı. Bana bakıyor gibi görünüyordu. Ama öyle olduğunu sanmıyordum. Beğendikten sonra reelse bakmak için videolar kısmına tıkladım. "Gizli çekim" yazıp paylaştığı bir videoydu. İzlemeye başladığımda ise benim Bertuğ'un motorunu sürmeye çalıştığım an olduğunu gördüm. Teker öne kalkınca "Hayat şaşırtır hep zaten." şarkısı çalıyor ve motorun etrafında pembe kalpler çıkıyordu. Bunu çekmeye ne zaman vakit bulmuştu? Gerçekten ne düşünüyorsam yorum olarak yazdım.
"Rezil olduk baba."
Annem görmese yeterdi aslında. Zaten pek gönlü olmuyordu motosiklet almama.
Sınavdı bayramdı derken bölüme vakit ayıramadım. Önceki hoşuma gitmediği için sildim bu sabah tekrar yazdım. Bu kadar oldu.
Bölümü nasıl buldunuzz¿¿¿
Alparslan'ın gönderileri

| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 117.26k Okunma |
13.34k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |