56. Bölüm

Siparişten aşka bölüm 33

Zeylalvci (🇹🇷)
zeylalvci

Beğenirseniz ☆'ı parlatmayı unutmayınn<333

Sınır koymuyorum diye oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin. Yorum okumayı özledimm.

Annem görmese yeterdi aslında. Zaten pek gönlü olmuyordu motosiklet almama. Kurye olmama bile zor izin vermişlerdi. Son bir kez daha videoya baktıktan sonra instagramdan çıktım. Aylar sonra ilk kez bir cumartesiden bu kadar keyif almıştım. İçimden umarım son olmaz diye geçirdikten sonra günün geride kalan birkaç saatini televizyon izleyerek geçirmek için yataktan kalkıp oturma odasına geçtim.

Bertuğ'un ağzından

"Bertuğ."

Yinelenmişti ses. "Geldim Alparslan geldi." Diye cevapladım onu odasına girmişken. Ve ardından ekledim. "Bir şey mi oldu?"

Alparslan'ın yüzünde yine bir sırıtma vardı. "İnstagrama girip attığım son reelse bakar mısın Bertuğ'um?"

Telefonumu açtım ve instagrama girdim. Alparslan'ın hesabına girip en son attığı reelse baktım.

"Hayat şaşırtır hep zaten." Dedi Alparslan gülerek.

"Akımdan da geri kalmıyorsun hiç. Hem sen ne ara çektin bu videoyu?"

"Bertuğ, benim sıradan bir insan olmadığımı ne zaman anlayacaksın kardeşim?"

"Alparslan sen pek çok şey olabilirsin. Ama "sıradan" asla. Yani kesinlikle sıradan birisi olmadığını biliyorum kardeşim."

"İltifat olarak kabul ediyorum Bertuğ'um."

...

Alparslan sonunda tüm enerjisini bitirmiş uyumaya gitmişti. Zaten çok hareketli birisiydi. Kolu kırıldıktan sonra evde 1 ay yatmaktan mıdır nedir daha da hareketli olmuştu. Saat 1'e yaklaşıyordu. Bende odama geçtim ve telefonumu açtım. Uyku tutmuyordu bir türlü. Fakat benimki enerjiden değil çok düşünmektendi. Kendimce bir umut yaşatıyordum içimde. Ve o sönmesin diye çabalarken strese sokuyordum beynimi. Sadece geceleri değil ki. Her an onu düşünüyordum. Ara ara sessizleşmemin sebebi de buydu aslında. Kendimce çözüm arıyordum. Sevgisizlik bir sorunsa çok sevmek bin sorun katıyordu insana. Belki de itiraf edememekten, sessizce sevmektendi bu sorunlar. Karşılıksız kalma korkusu da cabasıydı tabi. Tüm bunları düşünmek içimi kemirip duruyordu. Kafamı dağıtmak için instagrama girdim. Alparslan'ın gönderisi ana sayfamın en başına düşmüştü. "Günün ifşaları" yazısını görünce bakmak istedim. Zaten bu fikir sadece Alparslan'ın aklına gelirdi. İlk fotoğraf ikinci fotoğraf derken üçüncüde takılı kaldı gözlerim. Öyle derin bir fotoğraftı ki benim için duraksamadan edemedim. Kafam dağılsın diye yorumlara tıkladım. Tıklar tıklamaz en üste çıkmış olan "3. Fotoğrafın hayali saç beyazlatır." Yorumunu gördüm.

"Beyazlatıyor gerçekten." Dedim hafif sesli şekilde. Diğer yorumlara bakmak için hafifçe ekranı kaydırdım.

"Küçükken Kuran kursunda tesbih savaşı yapmayacaktık."

"Şu kadar sevilsem yeter ya."

Biraz daha kaydırdım ekranı.

"Abimiz ne kadar güzel bakmış. Büyük bir sevgiyle, derin bir hüzünle."

İşte bu yorumdu tam olarak beni anlatan. Beğendim yorumu ve yorumlar kısmından da çıktım. Kafa dağıtmak, uykum gelsin diye oyalanmak isterken daha fazla derine düşmüştüm. Fotoğrafa bir kez daha baktım. Sonra ekranı kapatıp uyumak için, en azından uyumayı denemek için sağ tarafıma dönüp gözlerimi kapattım.

*Birkaç gün sonra*

Zeren'in ağzından

Takipçi sayım baya yükselmişti. Bu kadar kısa sürede yükselmesini beklemiyordum. Henüz maddi bir kazancım yoktu tabii. Yine de insanlar tarafından sevilmek olsun gelen yorumlar olsun beni çok mutlu ediyordu. Bunları düşünürken eş zamanlı olarak çantamı hazırlıyordum. Koyacağım son şeyi de koyup evden çıktım. Hızlı adımlarla otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Bugünlerde hayat daha bir güzeldi sanki. Çocuklarla motosiklet sürdüğümüz günden beri pek düzenli olmasa da Bertuğ ile mesajlaşıyorduk. Daha önceden de konuşuyorduk fakat bu sefer başka gibi geliyordu bana. Mesajını okurken tebessüm ediyor gelen her bildirime Bertuğ'dan mı diye bakıyordum. Düşündükçe kafam allak bullak oluyordu. Kendi kendimle olan içsel konuşmamı geçici olarak sonlandırdığımda otobüs durağına vardığımı fark ettim. Kimsenin olmamasını fırsat bilerek oturdum. Birkaç dakika boş boş oturduktan sonra otobüsün gelmesiyle ayaklandım. Durağın aksine içerisi tıklım tıklımdı. Binmeden önce derin bir nefes aldım ve kendimi içeriye attım. Çok sıkışık gidiyoruz diye söylenecekken bu durumda olunca sadece bu anı düşündüğümü. Bertuğ, Doruk, iş yada motosiklet gibi konuları düşünmediğimi fark edip söylenmekten vazgeçtim. Kısa süreliğine de olsa düşünecek başka şey bulmuştum. Pek hoş değildi ama yine de başka bir konuydu en azından. 15 dakikalık yolu trafik sebebiyle 30 dakika gittikten sonra otobüsten indim ve kalan yolu yürümeye başladım. En azından benim trafikte sıkışma ihtimalim yoktu. Kısa sürede iş yerine varmıştım. Merve her zamanki yerine geçmiş vardiyasının başlamasını bekliyordu. Beni görür görmez yanıma koştu ve

"Zeren duydun mu yeni çalışan geliyormuş." Dedi.

"Ne çalışanı?"

"Benim gibi siparişleri alan işte. O da vardiyalı çalışacakmış. Aslında iyi oldu bazı günler fazladan kalmam gerekiyordu."

"Adı neymiş peki?"

"Bilmiyorum."

"Tüm bu detayları bilip adını mı bilmiyorsun gerçekten?"

"Görevi hakkındaki şeyleri biliyorum sadece. Onu da benimle aynı işi yapacağı için biliyorum. Kimse cinsiyeti ile ilgili yada adı, bir şey söylemedi."

"Anladım." Dedim ve biraz durduktan sonra

"Doruk ile Atilla Bey'in arası düzeldi mi?" Diye sordum.

"Bana neden soruyorsun ki?"

"Çünkü Doruk hakkında en çok bilgiye sahip olan sensin. Daha doğrusu sadece Doruk'ta değil iş yerinde çalışan herkes hakkındaki en çok şeyi bilen sensin."

Söylediğim şeyin ardından küçük bir kahkaha attıktan sonra

"Tamam haklıymışsın." Dedi. Bu lafının ardından ikimiz de güldükten sonra

"Ee düzelmiş mi araları?" Diye sordum.

"Araları düzelmiş gibi oluyormuş ama hâlâ net bir şey yokmuş. Atilla Bey'de tuhaf bir adam. Ama zamanla düzelir iyice araları."

"İyi de bu kadar tepki verilecek bir şey yapmadı ki Doruk."

"Atilla Bey işte ne yaparsın."

"Doruk nasıl peki? Yani babasının böyle davranmasından dolayı ne tepki veriyor."

"Doruk ile konuşmuyor musunuz?"

"Hayır konuşuyoruz ama öyle çok değil."

Merve imalı bir ses tonuyla

"Doruk'un canı sıkkın. Sıkkın ama babasına değil. Ona alışmış zaten küçüklükten beri aynı tas aynı hamam. Onun can sıkıntısının sebebi başka." Dedi. Sesindeki tonu görmezden gelerek

"Zor bir durum. Dışarıdan çok iyi duruyor oysa Atilla Bey."

Dedim.

"İyi birisi ama iyiliği saçma ve gereksiz katılığının önüne geçmiyor maalesef."

Merve benden bir cevap beklemeden

"Biraz da sen anlat bakalım." Dedi.

"Ne anlatayım?"

"Motorcu çocukla nasıl gidiyor?"

"Ne? Gitmiyor. Yani şey ne gitmesi hangi motorcu? Kimden bahsetiğini anlayamadım da."

Merve kaşlarını kaldırmış bana bakarken yüzünde inanmamış bir ifade ve "Ne anlatıyor bu?" bakışı vardı. Haklıydı da. Ne dediğimi ben bile anlamamıştım. Merve hâlâ bana o ifadeyle bakıyordu.

"Şey Merve'cim. Bir şey gitmiyor aynıyız arkadaşız filan."

Dedim az önceki rezilliğimi kapatmak amacıyla.

"Hıhı aynen arkadaş. Sana sadece nasıl gidiyor diye sordum adını bile söylemeden kıpkırmızı oldun. Üstelik iki kelimeyi bile bir araya getiremedin."

"Kimi dediğini anlamamıştım ilk başta. Bu yüzden biraz karıştırdım hepsi bu." Dedim kendimi zaten dibe batmamış gibi daha da derine gömerek.

"Zeren. Senin sorunun ne biliyor musun? Önüne çıkan tüm erkekleri arkadaş gözünde görmen. Biraz aç şu gözlerini." Dedi ve ardından mırıltıyla "En azından Doruk'a yazık etme." şeklinde söylendi.

"Merve benim sorunum filan yok. Bertuğ'un benim arkadaşım olması bile şans eseri olmuş bir şey. Daha ötesinin olacağını sanmıyorum."

"Bu kafayla gidersen daha ötesinin imkanı yok zaten."

"Ben artık gideyim. Lafa tuttun bak üzerimi bile değiştirmedim. Atilla Bey görür filan Allah muhafaza bu sefer de bana takar kafayı." Dedim ve elimle masaya üç kez vurdum. Merve ise

"Kaç sen kaç. Zaten soru sorunca iki dakikadan fazla tutamıyoruz seni." Dedi. Tam o sırada telefonun çalmasını da fırsat bilip Merve'nin yanından ayrıldım. Arka tarafa geçip üzerimi değiştirdim. Tekrar ön tarafa geldiğimde ise Merve'nin hâlâ telefonla konuştuğunu gördüm. Ya ne istediğini bilmeyen bir müşteriydi ya da başka birisi daha aramıştı. İki ihtimal de işime geldiği için fazla umursamayıp kendi kendime tapuladığım koltuğa oturdum.

Bölümü nasıl buldunuzz¿¿¿

Bölüm : 25.04.2025 20:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Zeylalvci (🇹🇷) / Siparişten aşka / Siparişten aşka bölüm 33
Zeylalvci (🇹🇷)
Siparişten aşka
Siparişten aşka bölüm 1Siparişten aşka bölüm 2Siparişten aşka : HatırlatmaSiparişten aşka:karakter analiziSiparişten aşka bölüm 310 Kasım 1881-193∞Siparişten aşka bölüm 4Özür duyurusuSiparişten aşka bölüm 5Siparişten aşka bölüm 6Siparişten aşka bölüm 7Siparişten aşka bölüm 8Siparişten aşka bölüm 9Siparişten aşka bölüm 10Siparişten aşka bölüm 11Siparişten aşka bölüm 12Siparişten aşka bölüm 13Siparişten aşka bölüm 14Siparişten aşka bölüm 15Siparişten aşka bölüm 16Siparişten aşka bölüm 17Siparişten aşka bölüm 18Siparişten aşka bölüm 19Siparişten aşka bölüm 20Siparişten aşka bölüm 21Siparişten aşka bölüm 22Siparişten aşka bölüm 23Siparişten aşka bölüm 24Siparişten aşka bölüm 25Siparişten aşka bölüm 26Siparişten aşka bölüm 27Siparişten aşka bölüm 28Siparişten aşka bölüm 29Siparişten aşka bölüm 30Siparişten aşka bölüm 31Siparişten aşka bölüm 32Siparişten aşka bölüm 33Siparişten aşka bölüm 34Siparişten aşka bölüm 35Siparişten aşka bölüm 36Siparişten aşka bölüm 37Siparişten aşka bölüm 38Siparişten aşka bölüm 39Siparişten aşka bölüm 40Siparişten aşka bölüm 41Siparişten aşka bölüm 42Siparişten aşka bölüm 43Siparişten aşka bölüm 44Siparişten aşka bölüm 45Siparişten aşka bölüm 46Siparişten aşka bölüm 47Siparişten aşka bölüm 48Siparişten aşka bölüm 49Siparişten aşka bölüm 50Siparişten aşka bölüm 51Siparişten aşka bölüm 52Siparişten aşka bölüm 53Siparişten aşka bölüm 54Siparişten aşka bölüm 55 (Final)
Hikayeyi Paylaş
Loading...