64. Bölüm

Siparişten aşka bölüm 41

Zeylalvci (🇹🇷)
zeylalvci

İyi okumalar<333

"Bertuğ'um ne oldu birden fırladın gittin geri dönmedi-"

dedi Alparslan. Lafını tamamlayamadan şaşkınlıkla bize baktı ve yaklaşık 5 saniye süren susmasının ardından hafif kekeleyerek

"Bakın kar yağıyor." Dedi. Bertuğ ve ben ona gülümseyerek bakmakla yetindik.

"Şey, ben artık gideyim o zaman." diyerek sessizliği bozan kişi ben oldum.

"Hiçbir şey konuşmadan mı?" diye yanıtladı Bertuğ beni. Alparslan meraktan çatlayacakmış gibi çıkardığı ses tonuyla

"Hayır ama. Artık resmi olarak yengem misin bilmem gerek. Ne oldu anlamadım ki ben. Şimdi sarılıp 5 dakika sonra birbirinizi canım gardaşım diye paylaşırsınız diye korkuyorum." dedi.

"Hey hiç de öyle değil." dedim Alparslan'a hitaben.

"Bunu içeride tartışsak çok iyi olur. Hem artık kar da yağdığına göre sıcak çikolata sezonu açılmış demektir. Ben onları yaparım siz de konuşursunuz."

Dedi ve içeriye yönelmişken tekrar arkasını dönüp kapıdan kafasını dışarıya uzatarak

"Lütfen artık iki yetişkin gibi oturup düzgünce konuşun." dedi ve gitti. Bertuğ ile hâlâ kapının önünde bekliyorduk. Sanki 5 dakika öncesine kadar onunla yalnız değilmişim gibi şimdi bir tuhaf hissediyordum.

"Geçelim mi?"

Bertuğ'un sorusuyla kapıldığım iki dakikalık düşünce selinden çıktım ve

"Olur." diye cevap verdim. Birlikte oturma odasına geçtik. Koltuğa oturdum fakat o yanıma oturmadı. Belli ki benden bile çekingendi. Rahatsız olmamı istemeyecek kadar naif düşünceliydi o. Sanırım onu bu yüzden seviyordum. Oldukça düşünceli birisiydi. Yanıma otur dercesine baktım ona. En sonunda tereddütünü yendi ve oturdu.

"Aslında hiç böyle hayal etmemiştim." dedi. Biraz durduktan sonra cümlesine devam etti.

"Ben söylemek istiyordum." diye ekledi.

"Mesaj attığında bunu mu söyleyecektin?" Diye sordum. Başını onaylarcasına salladı.

"Geçiştirmek istememiştim."

"Sorun değil. Ben de yeterince cesur değildim. Karşına geçip yüzüne söylemem gerekiyordu ama ben cesaretimi toplayana kadar sen yaptın bile."

"Bertuğ."

"Efendim."

"En başından beri derken neyi kastettin? Yani gerçekten en başından beri mi?"

"Yani ilk görüşte değil. O zaman mahcubiyet yaşıyordum. Benim yüzümden birisi işten kovulsaydı kahrolurdum herhalde."

Anlatırken bir kitap okuyormuş gibi oluyordum. Bu yüzden onu pür dikkat dinliyordum. Aslında hâlâ inanamadığım şey de vardı tabii ve bunu öğrenmek de istiyordum.

"Sonra tuhaf şekilde seni düşünmeye başladım. Basit bir hoşlantı sandım ama bundan çok daha fazlasıymış."

dedi. Hani en güzel gözler mavi, yeşil, ela gözlerdi? Böylesine güzel bakan kahverengi gözler varken diğerleri nafileydi. Baktıkça içim ısınıyordu sanki. Ve ben bu bakışları daha önce hiç fark edememiştim. İçten içe kızıyordum kendime. Daha 1 saat öncesine kadar nasıl fark etmezsin bu bakışları diye.

"Ya sen?"

Bertuğ'un sorusuyla kendime geldim.

"Ben?" dedim.

"Sen ne zaman bir şeyler hissettiğinin farkına vardın?"

"Yaklaşık 1 saat önce."

İçimden söylemem gereken şeyi dışımdan söylemiştim. Lafı toparlamaya çalışarak

"Yani şey tam olarak öyle değil ben"

Derken Alparslan elinde 3 kupayla içeriye girdi.

"Alparslan şefin özel tarifi. Kesinlikle hazır paketi açıp içine süt eklemedim." dedi. Bize kupalarımızı uzattı ve bir diğer koltuğa oturdu.

"Siz şimdi nesiniz amca oğlu filan mı?" Dedi gülerek.

"Hayır kirve olmaya karar verdik Alparslan." Dedim onun dediği tarzda cevap vererek.

"Tamam tamam ama bana kızamazsın. Bu çocuk 2 aydır yemeden içmeden kesildi. Az daha kalsa yataklara düşerdi. Bu vakte kalınca insan ister istemez amca oğlu diyor."

Bertuğ "Abartma Alparslan." Dedi.

"Söyleyin o zaman nesiniz şuan?" diye sordu Alparslan. Söyletmekte kararlıydı orası kesindi.

"Sevgiliyiz." Dedi Bertuğ. Ondan beklediğim bir hareket değildi doğrusu. Çünkü sevgili olalı 10 dakika olmasına rağmen aşırı çekingen davrandığını biliyordum görmüştüm.

"Şükürler olsun sana Yarabbim. Şükür namazı kılacağım valla. Çocuklara şeker çikolata dağıtacağım." Dedi Alparslan. Sesinden son derece samimi olduğu belliydi.

"Abartmıyor musun?" Diye sordum ona. Sesi samimiydi kısaca söylediklerinde ciddi olduğu anlaşılıyordu. Bu kadar sevinmesine şaşırıyordum doğal olarak.

"Bu yolda, bu uğurda neler çektiğimi kaç kere Bertuğ'a açıl artık dediğimi bir Allah bilir bir de ben müstakbel yengecim. Bu yüzden abartı diyemezsin."

"Sen yenge dediğin günden itibaren mi biliyorsun yani?"

"Başka neden yenge diyebilirim ki?"

"Ben de onu anlamamıştım zaten. Telefonda konuştuk çocuk doğruları söylemeye çekiniyor filan demiştin. O zamandan beri mi seviyor beni Bertuğ?"

"Bertuğ'um ben sana laf ettim o kadar flört yeteneklerin eksilerde diye. Affet kardeşim yengeminki daha da eksilerdeymiş. Neden bu zamana kadar sevgili olamadığınız belli oldu."

"Alparslan ya. Sen de bugün hep bana laf sokuyorsun. Ben Bertuğ Barlas'ın benden hoşlanabileceğine ihtimal bile vermiyordum ki." dedim. En son söylediğim şeyi hemen söylemeyi planlamıyordum. Bir anda ağzımdan kaçmıştı ve artık geri dönüşü de yoktu.

"Neden olmasın neden seni sevemeyeyim?" Dedi Bertuğ. Sanırım dediğim şeyi yanlış anlamıştı.

"Ben ilk birkaç gün gerçekten Bertuğ Barlas ile konuştuğuma hatta evine gittiğime bile inanamamıştım ki. Bu bile bana imkansız gelirken beni sevebileceğine ihtimal vermiyordum." Dedim.

"Seviyorum." Bu cümlesiyle yüzüme bir gülümseme yerleşmişti.

"Artık biliyorum. Hem de tanıştıktan birkaç gün sonra hoşlanmaya başladığını da."

Alparslan araya girdi ve

"Peki ya sen müstakbel yengecim. Sen nasıl anladın ne zaman anladın?" Dedi.

"Buraya gelmeden önce." Dedim tek nefeste. Artık bir önemi var mıydı ki? Birbirimizi seviyorduk ve sevgiliydik -sevgili olalı yarım saat bile olmamıştı ama neyse- söyleyecektim. Olduğu gibi hissettiğim gibi.

"Ne?" Dedi ikisi aynı anda.

"Ne ne?"

Bertuğ: Gerçekten gelmeden önce fark ettin sonra gelip bana itiraf mı ettin?

Alparslan: Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Bertuğ'um tekrar senden özür diliyorum. Ve aynı zamanda senden daha cesur olduğu için yengemi kutluyorum. Ama yenge Allah aşkına bu çocuk flörtsel olarak eksik olabilir tamam bunda hemfikiriz. Peki ya sizin mesajlaşmalar ne olacak? Bayağı bayağı flört bu. Hoşlanmıyorsan ne diye öyle konuşup ümit verirsin ki yani?

Bertuğ uyarıcı bir sesle

"Alparslan." dedi sadece.

"Haklısın gerçekten haklısın. Ama ben hoşlanmadığım için değil bunu kabul etmek istemediğim için farkına varamadım." dedim.

Bertuğ: Neden kabul etmek istemedin?

"Bu karışık bir durum. Ben senin benden hoşlanabileceğine gerçekten ihtimal bile vermiyordum. Sadece arkadaşça davranıyorsun diye düşünüyordum. İmkansız geliyordun tamam mı?"

Bertuğ: Sende bana imkansız geliyordun. Bunu takipçi sayıma bağlama.

"Affedersin ama ünlü biriyle tanışmak zaten düşük ihtimalken ünlü biriyle sevgili olmak daha da düşük bir ihtimal."

Alparslan gülerek

"Neyin kavgasını yapıyorsunuz şuan siz?" dedi ve

"Buradaki tek mantıklı konuşan kişi olarak duruma el koyuyorum. Yengecim sadece bugün nasıl farkına vardığını anlat. Gerisini sonra tartışırsınız." Diye ekledi.

"Doruk fark etmemi sağladı. Buraya da beni göndermek için o cesaretlendirdi."

Cümlemi bitirmemle ikisi de şok olmuş gibi bakmaya başladı.

Alparslan: Bertuğ parkta gördüğüm değildir değil mi herhalde?

Bertuğ: Bilmiyorum.

"Park?" Dedim neyden bahsettiklerini bilmediğimi belli edecek şekilde. Gerçekten de neyden bahsettiklerini bilmiyordum.

Bertuğ: Bu Doruk iş arkadaşın olan Doruk değildir herhalde.

"Ta kendisi. Neden böyle diyorsunuz anlamadım?"

Bertuğ yarım saniyede nasıl hemen düşüncelere dalmıştı anlayamamıştım.

"Alparslan ne oluyor?"

Diye sordum.

Alparslan: Bir şey yok yengecim. Bertuğ arada bozuluyor böyle ama sonra düzeliyor.

"Onu mu diyorum ben? Park meselesi ne?"

Alparslan: Ne parkı yengecim?

"Parkta gördüğüm değildir dedin ya az önce."

Alparslan: Park ne alaka yenge ben fark dedim. İş yerinde tartıştığın çocuk vardı ya işte farklı gördüğüm çocuk mu dedim sen yanlış anladın.

"Hayır ya eminim park dedin."

Alparslan: Fark dedim fark. Sen düşünme bunları hadi sıcak çikolatandan iç yengecim.

Alparslan lafını bitirdi ve kalktı.

"Ben sizi yalnız bırakayım en iyisi. Amca oğlu olmamanıza sevindim." Dedi ve odadan çıktı. Bertuğ bana bakıyor olsa bile hâlâ bir şeyler düşündüğünü biliyordum.

"Ne düşünüyorsun?" Diye sordum.

"Hiç. Keşke daha önce cesaretimi toplayıp teklif eden kişi ben olsaydım diye düşünüyordum."

"Teklif etmedim yalnız. Hâlâ edebilirsin yani."

Gülümsedi

"Haklısın." Dedi ve

"Aşk siparişimi getiren kuryem olur musun?" Diye ekledi. Hemen ardından

"Hayır hayır fazla çocukça bir laf. Farklı bir şey söylemeliyim." Dedi.

"Hayır hayır. Yani şey teklifine evet çirkin olduğunu düşünmene hayır. Bu gayet tatlı. Biraz çocukça ama yine de tatlı."

"Elimden geleni yaptım oysa." Dedi alınmış gibi çıkardığı sesiyle. İkimiz de onun verdiği tepkiye gülüyorduk.

"Bunu ben değil de bir başkası söylemiş olsaydı peki?"

"O zaman yüksek sesle kahkaha atardım. Sen söylediğin için tatlı ama."

​​​"Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim."

Bunu diyince tekrar gülmeye başladık. Mutluydum bayağı mutlu hemde. Fakat şuan aklıma takılan bir şey vardı. Doruk ile ilgili benim bilmediğim bir olay dönüyordu. Ve ben bunu öğrenecektim. Er ya da geç. Ama şimdi değildi. Şimdi sadece anın tadını çıkarmak istediğim nadir zamanlardandı.

Bölüm : 10.07.2025 01:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Zeylalvci (🇹🇷) / Siparişten aşka / Siparişten aşka bölüm 41
Zeylalvci (🇹🇷)
Siparişten aşka
Siparişten aşka bölüm 1Siparişten aşka bölüm 2Siparişten aşka : HatırlatmaSiparişten aşka:karakter analiziSiparişten aşka bölüm 310 Kasım 1881-193∞Siparişten aşka bölüm 4Özür duyurusuSiparişten aşka bölüm 5Siparişten aşka bölüm 6Siparişten aşka bölüm 7Siparişten aşka bölüm 8Siparişten aşka bölüm 9Siparişten aşka bölüm 10Siparişten aşka bölüm 11Siparişten aşka bölüm 12Siparişten aşka bölüm 13Siparişten aşka bölüm 14Siparişten aşka bölüm 15Siparişten aşka bölüm 16Siparişten aşka bölüm 17Siparişten aşka bölüm 18Siparişten aşka bölüm 19Siparişten aşka bölüm 20Siparişten aşka bölüm 21Siparişten aşka bölüm 22Siparişten aşka bölüm 23Siparişten aşka bölüm 24Siparişten aşka bölüm 25Siparişten aşka bölüm 26Siparişten aşka bölüm 27Siparişten aşka bölüm 28Siparişten aşka bölüm 29Siparişten aşka bölüm 30Siparişten aşka bölüm 31Siparişten aşka bölüm 32Siparişten aşka bölüm 33Siparişten aşka bölüm 34Siparişten aşka bölüm 35Siparişten aşka bölüm 36Siparişten aşka bölüm 37Siparişten aşka bölüm 38Siparişten aşka bölüm 39Siparişten aşka bölüm 40Siparişten aşka bölüm 41Siparişten aşka bölüm 42Siparişten aşka bölüm 43Siparişten aşka bölüm 44Siparişten aşka bölüm 45Siparişten aşka bölüm 46Siparişten aşka bölüm 47Siparişten aşka bölüm 48Siparişten aşka bölüm 49Siparişten aşka bölüm 50Siparişten aşka bölüm 51Siparişten aşka bölüm 52Siparişten aşka bölüm 53Siparişten aşka bölüm 54Siparişten aşka bölüm 55 (Final)
Hikayeyi Paylaş
Loading...