
Yorum:70☆ (yazın artıkk🤧)
İyi okumalarr<333
...
"Neden sürpriz şekilde geldin anne?"
Sorduğum soruyu kırılacağı şekilde sormuş olmaktan korkuyordum. Amacım sadece gelme sebebini bilmekti. Belki özlemek belki de hasret gidermek için. Farklı bir şey olup olmadığını da merak ediyordum açıkçası.
"Bu aralar bizimle çok konuşmuyordun. Konuştuğunda da hep dalgın görüyordum seni. İyice de zayıflamışsın zaten. Dayanamadım merak ettim geldim. Derdin mi var kızım? Neden söylemiyorsun anneciğine ha yavrum?"
Zayıflamış mıydım gerçekten? Hayır yanlış soru buna daha sonra sevinmeliyim. Dalgın mıydım gerçekten? Evet dalgındım. Gerekli gereksiz her şeyi düşünür olmuştum ama bunu dışarı yansıttığımdan haberim yoktu. Anneme fark ettirecek kadar belli etmiştim bilmeden. Onu yanıma gelecek kadar çok merakta koyduğum için kendime kızdım. Hâlâ da endişeli gözlerle bakıyordu bana. Daha fazla merakta bırakmamak için açıkladım kendimi.
"Mesai almıştım yorgun oluyordum o yüzden sana öyle gelmiştir anne. Ne derdim olacak ki benim hem? Zayıflama konusuna gelirsek de sen ben kilo aldığımda bile zayıflamışsın diyorsun. Gözüne öyle görünmüştür gayet iyiyim ben."
"Çok mu zorluyorlar kızım seni? Gel bırak işi de evimize gidelim. Hem ne diye mesai alıyorsun ki sen. Sıkıntı çekiyorsun da saklıyor musun yoksa bizden?"
"Hayır, hayır. Zorlama filan yok. Yani yoruluyorum ama dayanılmayacak kadar değil. Maddi anlamda da sıkıntı çekmiyorum için rahat olsun."
"Ne diye mesai istiyorsun o zaman?"
"Motosiklet alma-"
Daha cümlemi bitirmeden ağzımdan motosiklet kelimesinin çıktığını duyunca annem lafımı kesip az öncekinin aksine kızgın bir surat ifadesi takınıp
"Motosiklet filan almıyorsun Zeren. Hele de bunun için mesaiye filan kalmayacaksın." dedi.
"Kalmıyorum zaten. Birkaç gün denedim geri bıraktım. Ama motosiklet alacağım. Bunu konuşmuştuk."
"Evet konuşmuştuk ve ben izin verdiğimi filan hatırlamıyorum."
"Hadi ama ben motokuryeyim. Her gün motosiklet üzerindeyim."
"Beni mi kandıracaksın Zeren? Motosiklet kuryesi ile senin istediğin motosikleti bir sandığımı mı sanıyorsun? 50 cc ile 500 cc arasındaki farkı biliyorum en azından."
Gözlerimi devirmeme engel olamadım.
"Bunu neden biliyorsun ki?" dedim yılmış bir ses tonuyla.
"Motosiklet filan alınmayacak konu kapanmıştır."
"Zaten izin versende ben alamıyorum." Dedim kısık şekilde. Duymamış olacak ki
"Ne dedin?" diye sordu.
"Tamam. Motosiklet filan almıyorum, şimdilik."
Biraz sustuktan sonra
"Bak kızım ben senin için söylüyorum. Hiçbir anne evladına bir şey olsun istemez. Zaten gözümün önünde değilsin bir de motosiklet alıp beni diken üstünde bırakma. Geçici bir hevestir belki de araba almak istersin. Acele edip de pişman olma diye söylüyorum." dedi.
O da haklıydı kendince. Ne diyebilirdim ki? Zaten amacı beni kısıtlamak ya da yaptığım şeylere karışmak değildi ki. Motosikleti tehlikeli gördüğü için öyle söylüyordu. Ben sonra ikna ederdim onu.
"Haklısın." demekle yetindim. Yaklaşıp sarıldı. Başımı omzuna koyup saçlarımdan öptü.
"Çok özledim seni çok." Derken bir yandan da saçımın kokusunu içine çekti.
"Ben de seni annem." diyip daha sıkı sarıldım ona.
"Yemek yapayım mı sana? Özlemişsindir ev yemeğini. Kalkıp da yaptığını sanmıyorum hiç." dedi gülerek.
"Hey. Ben de istersem yemek yapabilirim gayet de."
"Yumurta kırabilirsin evet."
"Anne ya."
"Tamam tamam. Hem yapamadığın için değil de benim yemeklerimi özlediğini varsayarak yapmak istiyorum."
"Yol yorgunusun ama."
"Geleli kaç saat oldu. Ben yatmayı sevmem bilirsin zaten. Güzel bir akşam yemeği yemeyelim mi kızımla?"
"Dışarıya çıkarabilirdim seni."
"Aman kızım bugün benden olsun yarın senden olur. Sana yemek yapmayı bile özledim ben."
Cevap vermemi bile beklemeden mutfağa gitti. Annem gerçekten de yatmayı, tembellik yapmayı hiç sevmezdi. Keşke bu huyum ona çekseydi. Ben uykuya aşık olan fakat uyuyamayan tayfadandım. Telefonuma mesaj gelince düşüncelerimden sıyrıldım ve telefonu elime alıp mesaja baktım. Bertuğ'dan gelmişti.
"Ne yaptın? Annenden önce varabildin mi eve?"
Gülümseyerek mesajı okudum ve bu sefer bunu yaptığım için kendime kızmadım bile. Sebebini bulmuştum sonuçta.
"Evet. Ucu ucuna da olsa yetiştim." yazıp gönderdim. Cevap gecikmeden, anında geldi.
"Seni bırakabilecek vaktim varmış yani. Neyse artık birdahakine. Üstelik bu sefer öncekiler gibi itiraz edeceğini de sanmıyorum."
"Ben ne zaman itiraz ettim ki?"
"Bilmem nereden baksan en az 5 kez etmişsindir."
"Örnek ver. Bugün hariç ama." yazdım zeytinyağı gibi üste çıkma umuduyla. Böyle durumlarda benim aklıma örnek hiç gelmezdi ve karşıdaki hep kazanırdı. Bu sefer de ben deniyordum bu taktiği.
"Kafede Alparslan, sen, ben buluştuğumuzda evine bırakmamı teklif ettiğimde reddetmiştin."
Örnek vermesi beni yeterince şaşırtırken üstüne üstlük bunu hiç bekletmeden anında yazması şaşkınlığıma şaşkınlık katmıştı.
"Nasıl ya?"
"Ne nasıl?"
"Böyle olmaması gerekiyordu. Senin örnek verememen lazımdı. Nasıl hatırladın?"
"Seninle ilgili hiçbir şeyi unutmuyorum ki."
Gelen mesaj içimi yumuş yumuş yapmıştı. Saçma bir cevap vermiş olmama ümidiyle yanıt yazıp gönderdim.
"Gerçekten mi?"
Yazarken saçma gelmeyen mesaj gönderdikten sonra saçma geliyordu gözüme. Beynim sen birdaha sevgili yapma Zeren derken bir yandan da başka ne yazabilirdim bu mesaja düşüncesiyle savaş veriyordu. Neyse ki savaşı benim sonlandırmam gerekmemişti. Bertuğ cevap verince tüm odağım yeni gelen mesajın ne olduğuna kaymıştı.
"Buna emin olabilirsin. Yanımdayken ne yaptıysan, neyi sevdiğini söylediysen hepsini hatırlıyorum unutmayacağım da. Şimdi örnek de istersin diye sen sormadan bir tanesini söyleyeyim. Kahveyi şekerli içiyorsun şekeri biraz az olursa fark ediyor bitirmekte zorlanıyorsun."
"Ben sana bunu hiç söylemedim ki?"
"Evet söylemedin ama ben fark ettim."
"İlk karşılaştığımızda beni erkek sanmıştın. Madem bu kadar küçük bir şeyi bile fark edebiliyorsun neden o zaman kız olduğumu fark edemedin?"
"Çünkü o zaman senin hakkındaki şeyleri merak etmiyordum. Beni ilgilendirmiyordu da. İlgilendiren tek kısım benim yüzümden yağmurda ıslanmış olmandı."
"Yani kız olduğumu fark etseydin bile şimdiki kadar detaylı izlemez hakkımdaki bir şeyi öğrenmeye çalışmaz mıydın?"
"Sence öğrenmeye çalışacak olsaydım öncelikle buna kız olduğunu fark ederek başlamaz mıydım? Kaskını çıkarmasaydın erkek sanmaya devam ederdim seni."
"Sağ ol ya iltifatın için."
"Öyle demek istemedim. Uykulu olduğum için öyle sandım. Yoksa erkeğe benzediğinden filan değil."
"Bertuğ sus lütfen. Alparslan haklıymış sanırım."
"Hangi konuda?"
"Flört yeteneğinin eksilerde olduğu konusunda."
"Alparslan'ın bize ne dediğini biliyor musun?"
"Ne diyor?"
"Atanamayan flörtler."
Gelen mesajla küçük bir kahkaha attıktan sonra evde annemin olduğunu hatırlayıp gülmemi durdurmak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Haklı gibi. Benim de senden bir farkım yok aslında." Yazıp gönderdim.
"Zeren."
Annemin seslenmesiyle başımı telefondan kaldırıp hemen onu cevapladım.
"Efendim anne?"
"Yanıma gelir misin bir şeyi bulamıyorum da."
"Tamam geliyorum."
Tekrar ekrana bakıp Bertuğ'a bir mesaj daha attım.
"Şimdi çıkmam gerek görüşürüz."
Vereceği cevabı beklerken annemin tekrar seslenmesiyle telefonu kapatıp mutfağa annemin yanına gittim.
"Şu tencereyi verir misin uzanamıyorum."
Annemin gösterdiği tencereyi aldım ve anneme uzattım.
"Teşekkürler." dedikten sonra
"Neye gülüyordun öyle bakalım." diye ekledi. Nasıl duymuştu hemen? Bunu kendisine sorsaydım anneler duyar diye cevap vereceği için soruyu kendime saklamayı tercih ettim. Anlamıyordum ve anne olana kadar da anlayacağımı sanmıyordum. Ben de istiyordum annelerdeki özel güçlerden. Süper menzilli terlik fırlatma çok gerekli bir özellikti mesela. Hep imreniyordum annelerdeki bu özelliklere.
"Hiç öyle bir arkadaşın mesajına gülmüştüm."
"Hangi arkdaş bu?"
"Herhangi bir arkadaş işte."
Annem daha fazla soru sormazken Bertuğ'dan herhangi bir arkadaş diye bahsetmiş olmam tuhafıma gidiyordu. Daha bu öğlene kadar öyle değil miydi zaten? Şimdiyse onu öyle nitelendirmek benim garibime gider olmuştu. Annem yemeği pişirmeye devam ederken bir şeyler düşündüğümü belli etmeyecek şekilde düşünmeye devam ederken eş zamanlı olarak masayı kuruyordum. Önceki aylara kıyasla bu sefer daha hafifti düşüncelerim. En azından artık aklımı meşgul eden şeyin neden ettiğini biliyordum.
Bertuğ'un ağzından
"Haklıymışsın Alparslan."
"Ben sana ben her zaman haklıyım demekten usandım sen anlamamakta ısrar etmekte usanmadın Bertuğ'um. Yine hangi konuda haklıyım acaba?"
"Flört yeteneklerim konusunda söylediklerin hakkında. Zeren'de böyle düşünüyor ve haklı da."
"Orada dur işte Bertuğ'um. Seni sadece ben eleştirebilirim başkaları ki buna yengem de dahil eleştiremez. Hem ben sadece seni eleştirmedim o konuda. Atanamayan flörtler dedim farkındaysanız. Yengeciğimin de senden bir farkı yok yani."
"O da öyle söyledi zaten. Benim de senden bir farkım yok aslında dedi."
"Ne güzel işte ikiniz de aynı kulvarda eşit şekilde ilerliyorsunuz. Biriniz öyle biriniz böyle değil. Sorun ettiğin kısmı anlayamadım Bertuğ'um."
"Sorun etmiyorum ki? Komiğime gitti sadece. İkimiz de normal çiftler gibi konuşamıyoruz."
"Normal olmak ne kadar da gereksiz bir laf. Neye göre kime göre? Sıradan olmak mı güzel sence? Farklılık çeşitlilik iyidir. Hem ne demiş Şuşu "Farklılıklar hayata renk katar." Biz insanız. Bu yüzden kimsenin belirlediği "normal" kalıplarına uymak zorunda da değiliz. İtiraf etmeliyim ki motorum ve benden sonra favori çiftim sizsiniz. Herkes gibi değil farklı ve özgün olduğunuz için."
"Nasıl beceriyorsun?"
"Neyi?"
"Her şeye böyle bakmayı. Olumsuzluklarda olumlu kısmı görmeyi, umutsuz durumlarda umutlu olmayı."
"Kendim oluyorum. Başkalarına göre değil kendime göre yaşıyorum. Ve de atamızın izinden gidiyorum "Umutsuz durumlar yoktur umutsuz insanlar vardır." cümlesini hayatımın temeline koyuyorum."
"Sen gerçekten özenilecek insansın Alparslan."
"İşte tam olarak bu. Özenen taraf değil özgün taraf olmalısın. Ki sen zaten böyle bir insansın. Gerek düşüncelerin gerekse davranışlarınla. İlişkinizi de normalleştirmeye çalışma. Sıradanlık sıkıcı farklılık eğlencelidir. Kendini bu konuda eksik hissetme."
"Teşekkür ederim Alparslan. Arkadaştan öte kardeşim olduğun beni hep desteklediğin için."
"Rica ederim Bertuğ'um."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 117.26k Okunma |
13.34k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |