71. Bölüm

Siparişten aşka bölüm 48

Zeylalvci (🇹🇷)
zeylalvci

Beğenirseniz ☆'ı parlatmayı unutmayınn

Ben de ona sarıldım. Akan gözyaşlarını sildim

"Ben de seni çok çok seviyorum." Dedim. Birden dışarıdan bir kız sesi geldi.

"O kim oluyor da senden ayrılıyor?"

Sesin gelmesinin ardından kapı açıldı ve

"Ünlü diye ne sanıyor kendini şerefsiz?" Dedikten sonra Zerenle ve de benimle göz göze geldi. Zeren eliyle sus işareti yaparken kız şaşırmış gibi duruyordu. Şaşkınlığını üstünden attığı anda

"Buradaymış o şerefsiz." Dedi sessizce sakinleştiğini belli edecek şekilde.

"Zeren?" Dedim Zeren'e dönerek. O benim aksime kıza döndü ve

"Merve ben sana Bertuğ benden ayrılıyor demedim ki. Ben ayrılıyorum dedim." Dedi. Kızın yüzünü şaşırma ile karışık utanç kaplarken

"Ay ben yanlış anlamışım." Dedi. Odada ben yokmuşum gibi konuşuyorlardı. Kız biraz sustuktan sonra tekrar konuşmaya başladı

"Ayıp ettim değil mi şimdi." Dedi. Zeren başını sallayarak onayladı onu. En sonunda odada benim varlığımı da hatırlayıp ikisi de bana döndü. Kız

"Yanlış oldu kusura bakma biraz şerefsiz filan demiş bulundum." Dedi.

"Yok ne kusuru alt tarafı şerefsiz oldum o kadar." Dedim kıza hitaben ve Zeren'e dönüp

"Bana da açıklar mısın ne olduğunu?" Diye sordum. Zeren bu sefer susmayıp

"Merve ona attığım mesajı yanlış anlamış benden ayrılıyorsun sanmış da ondan böyle bir tepki verdi. Yoksa asla böyle bir kız değildir." Dedi. Adının Merve olduğunu Zeren'den tekrar duyunca öğrendiğim kız

"Evet evet normalde asla böyle değilim. Bir tık abartmış olabilirim şuan. Özür dilerim tekrardan." Dedi.

"Önemli değil." Diyip geciştirdim. Zeren'e döndüm ve

"Ben artık gideyim." Dedim.

"Neden?"

"Kız kıza vakit geçirin biraz. Daha sonra da konuşuruz biz. Yapmam gereken birkaç şey de var zaten."

"Tamam o zaman." Dedikten sonra birlikte odadan çıktık. Kapıya geldiğimiz sırada

"Dikkat et kendine" dedi. Arkadan annesi

"Gidiyor musun oğlum?" Diye seslendi. Birkaç saniye sonra yanımıza geldi ve

"Kalsaydın yemek yapıyordum tam da."

"Teşekkür ederim zahmet vermeyeyim işim de var zaten."

"İşine engel olmayalım o zaman. Daha sonra yine beklerim oğlum."

"Sağ olun gerçekten." Dedikten sonra Zeren'le bir kez daha göz göze geldim. Annesinin yanındayız diye

"Görüşürüz." Demek dışında bir şey demedim ve motosikletime binip yola çıktım.

...

Eve vardığımda Alparslan'ın beni kapıda beklediğini gördüm. Bir şey demeden aceleyle gitmiştim tabiiki merak ederdi. Motoru yerine koyduktan sonra yanına gittim.

"Sonunda geldin. Ne oldu oğlum? Hiçbir şey söylemeden çekip gittin. Mesajlara ve aramalara da bakmadın zaten. Biraz daha gecikseydin yollara düşecektim."

"İçeriye geçelim anlatırım." Dedim tüm söylediklerine yanıten. İçeriye geçtikten sonra daha doğrusu kapıdan adımızı atar atmaz

"Bertuğ anlat ne olduğunu." Dedi.

"Zeren'le ayrılıyorduk."

"Ne?"

"Bu sabah ayrılık mesajı göndermiş ve beni her yerden engellemişti. Ama ayrılmadık merak etme."

"Sebep neydi ki?"

"Gelen linçlerden etkilenmiş biraz. Kendini bana uygun görmüyordu. Aynı statüde değilmişiz falan filan. Saçma insanların saçma yorumları yüzünden anlayacağın."

"Birkaç kötü yorum yüzünden ayrılıyor muydunuz yani?"

"Aklı karışmıştı hepsi bu. Yanına gittim ve konuşunca hallettik. Ama bu şekilde kaybetme korkusu bile bana fazlasıyla yetti."

"Fazla bağlanma Bertuğ'um. Yani tabiiki sev ama fazla bağlanma. Fazla düşkünlük ayrılık getirir derler."

"Sağ ol Alparslan tam da ayrılmanın eşiğinden dönmüşken çok güzel moral veriyorsun."

"Haklısın kusura bakma Bertuğ'um. Sadece seni olası bir duruma karşı hazırlamak için söylemiştim."

"Önemli değil."

Olabilir miydi gerçekten? Fazla düşkünlük ayrılık getirir miydi? Bu sözü daha önce duymuştum fakat şuan ilk kez doğru olmasından korkuyordum. Daha yeni barışmıştık ve şuan saçma düşüncelerle bu mutluluğumu bozmak istemiyordum. Bu yüzden konuyu daha sonra düşünmek için erteledim kendimce.

Zeren'in ağzından

Bertuğ gittikten sonra direkt odama Merve'nin yanına döndüm. Merve beni görür görmez ayaklanıp

"Pot kırdım ya." Dedi.

"Yani pek pot kırmış sayılmazdın karşında görüp "buradaymış o şerefsiz" diyene kadar tabii." Dedim gülerek.

"Gülme ya rezil oldum." Dedi fakat kendisi de dayanamayıp gülmeye başladı.

"Birdaha senin mesajlarını iki kez okumadan harekete geçmeyeceğim." Dedi gülmeye devam ederken. Yanaklarının kırmızılığı hâlâ utandığını belli ediyordu.

...

Duştan çıktıktan sonra oturma odasına annemin yanına geçtim. Merve gideli 1 saat oluyordu. Koltuğa oturur oturmaz annem bana

"Ee anlat bakalım." Dedi.

"Neyi?" Diye sordum. Gerçekten neyden bahsettiğini bilmiyordum.

"Kim bu çocuk?" Dedi direkt lafı dolandırmadan.

"Hangi çocuk?" Bertuğ'u kastettiğini biliyordum fakat anlamamazlıktan gelerek sorudan kurtulmayı ümit ediyordum.

"Zeren." Ne yazık ki işe yaramayan numaramdan sonra açık vermeyecek şekilde cevap verdim.

"Bertuğ'u mu diyorsun? Arkadaşım o benim."

"Zeren geç bu yalanları annecim. Sen içeride perişandın çocuk kapıda perişandı. Sadece arkadaş olduğunuzu sanmıyorum."

"Anne-" lafımı kesti ve

"Ne zamandan beri sevgilisiniz?" Diye sordu.

"Tanışalı birkaç ay oluyor ama daha yeni yeni sevgili olduk."

"Daha yeni sevgili olduysanız bugünkü olay neydi?"

"Anne biraz karışık. Anlatmayayım en iyisi."

"Aranız düzeldi diye düşünüyorum."

"Düzeldi."

"Neden bana sevgilin olduğunu söylemedin kızım?" Dedi gözlerimin içine bakarak.

"Daha yeniydi. Direkt aileyle tanıştırmanın doğru olmayacağını düşünmüştüm özür dilerim."

"Haklısın ama ben senin annenim Zeren. Tanıştırmana gerek yoktu sadece konuştuğum birisi var demen yeterliydi."

"Gerçekten özür dilerim düşünemedim."

"Sorun değil güzel kızım. Sadece ailenden bir şeyleri gizlemene gerek olmadığını söylemek istiyorum."

"Biliyorum. Sana da babama da çok güveniyorum zaten. Sadece ilk sevgilim olduğu için biraz endişeliydim hepsi bu."

Annem gülümsemesiyle cevap verdikten sonra

"Sen bugün mü anladın anne?" Diye sordum.

"Yani telefona bakıp gülümsemelerinden de şüphelenmiştim ama üstüne fazla düşmemiştim. Sabah ağlayınca sonrasında da çocuk gelince emin oldum zaten."

"Geldiğinde nasıldı anne?" Annem az önce çocuk kapıda perişan demişti. Bu kadar çok üzmüş müydüm onu? Bu sorumun cevabını almak için annemden cevap bekliyordum.

"Üzgün olduğu çok belliydi. Dışına yansıtmadığını sanıyordu ama gözleri bağırıyordu hüznünü. İçeriye almasam seninle konuşamasa yıkılırdı çocuk." Dedi. Annemin lafından sonra yaptığım aptallığın Bertuğ'u ne kadar çok üzdüğünü fark etmiştim. Bu durum beni kahrediyordu. Nasıl bu kadar aptal olup yorumlara kanabilmiştim? Her şeyden önemlisi birkaç yorum yüzünden Bertuğ'u nasıl üzebilmiştim? Tüm bunların pişmanlığı yüreğime şimdi oturmuştu. Bunu Bertuğ'a birdaha asla yaşatmayacaktım.

1 hafta sonra

Annem yarın eve dönecekti ve gitmeden önce Bertuğ ile konuşmak istediğini söylemişti. Bu beni mi daha çok geriyordu yoksa Bertuğ'u mu emin olamıyordum. Emin olduğum tek şey vardı o da tek gergin olmayan kişinin annem olduğuydu. Bertuğ ile 1 hafta önce yaşadığımız saçma olayın etkisi tamamen geçmişti ya da en azından ben öyle umuyordum. O günden sonra aramız düzelmişti. İlişkimiz gayet de iyi gidiyordu. Fakat instagram hesabımı kapatmıştım. Bunu benden ne Bertuğ ne de başkası istemişti. Bunu yapmayı kendim seçmiştim. En başından olmasından korktuğum şey başıma gelmişti ve bu yüzden çok sevdiğim birini incitmiştim. Toksik insanlarla dolu bir platformda içerik üretemeyeceğimi fark etmiştim. İlk başta kendime güvenmememin sebebi de buydu demek ki. Bu zamana kadar verdiğim en sağlıklı kararın bu olduğunu düşünüyordum ve zerre pişmanlık duymuyordum. Her gün her an gündemi değişen bu platformda bir iki gün daha konuşulduktan sonra bu olay da ben de unutulmuş gitmiştim. Şimdi tek endişem annemin Bertuğ'u sevip sevmeyeceğiydi. Tatlı bir endişeydi bu. Diğer tüm yaşadıklarımın aksine en masumu en güzeli buydu. Annemin Bertuğ'u sevmeme ihtimali yoktu. Bu kadar kibar, tatlı bir çocuğu kim sevmezdi ki?

"Zeren fırına baktın mı?" Annemin bana seslenmesiyle fırında olan yemeği şimdi hatırlayabilmiştim. Yemeğin yanmamış olmasını ümit ederek hızlıca fırını açtım. Yemek yanmamıştı ama annem seslenmeseydi Zonguldak kömürü gibi olurdu çünkü ben fırında yemek olduğunu hatırlayamazdım. Hatırladığımdaysa iş işten çoktan geçmiş olurdu. Yemeğin yanmamış olmasına sevinip fırından yemeği çıkarmak için uzandığımda elimi yakmıştım. Bunun sebebiyse fırın eldiveni takmadan tepsiyi kucaklamaya çalışmamdı. Yanan elimi sallayıp üflerken diğer elimle de yemeği çıkarmaya çalışıyordum. Fakat bu kez eldiveni takmıştım. O en en çok heyecanlananın kendim olduğuma ikna olmuştum. Bazen unutkan olduğum doğruydu ama bu heyecanlanınca üst seviyeye çıkıyordu ki elimi yakmamı da açıklıyordu. Tepsiyi çıkardıktan sonra hâlâ yanmakta olan elimi suya tuttum. Fazla bir yanması yoktu bu yüzden acısı yüksekti ya zaten. Ben böyleysem kim bilir Bertuğ nasıldır diye düşünmeye başladım. "Yine de o sıcak tepsiyi eldivensiz kucaklamıyordur Zeren." Diye kendi kendime söylendim.

Bertuğ'un ağzından

"Ne demek trafik konisini kafana taktığın için ceza aldın Alparslan?"

"Değil mi Bertuğ'um ben de anlamadım. Ceza vermeleri çok saçma evet katılıyorum."

"Ben onu mu diyorum Alparslan. Ne diye trafik konisini kafana şapka niyetine kaskın üzerinden takarsın ki?"

"Arabacılar yol vermiyordu. Ben de kafama taktım ki görüp "Aa yol çalışması var." diyip yavaşlasınlar."

"Yavaşladılar mı peki?"

"Yavaşladılar, ama arabacılar değil."

Alparslan'ın bu lafından sonra gülmeye başladım.

"Az bile vermişler cezayı kardeşim."

"Nasıl kardeşsin sen? Böyle bir şeyi ancak Kabil söylerdi."

"Yok Alparslan'ım yanlış anladın sen beni. Trafikten men etmek yerine para cezasıyla kurtulmanı haklı buldum ben."

"Lafı güzel değiştiremedin ama işime geldiği için inanmış gibi yapacağım."

"Sen gerçekten yol versinler diye mi taktın kafana koniyi?"

"Yani çocukken yapmayı istememin de etkisi var tabii."

"Çocukken bunu mu yapmak istiyordun gerçekten?"

"Evet."

"Kafanın içini gerçekten çok merak ediyorum."

"Bunlar en sıradan olanlar Bertuğ'um. Diğerlerini bilsen dayanamazsın."

"Hiç şüphem yok buna."

"Bertuğ."

"Efendim?"

"Biz havadan nefes alıp suda yüzüyoruz. Balıklar ise suda nefes alıyor demek ki onlar aslında havada yüzüyor olmalı, değil mi?"

"Ona bakarsan suda yüzüyorlar da."

"Ee bu mantıkla da biz havada yüzmüş olmuyor muyuz?"

"Hayır lan ne alaka? Of Alparslan beni de kendin gibi yaptın. Zaten gerginim bir de bunun için gerilemem."

"Ne oldu ki Bertuğ'um? Neden gerginsin?"

"Zeren'in annesiyle tanışmaya gideceğim bugün."

"Bunda gerilecek ne var ki kardeşim?"

"Ya bizi onaylamazsa?"

"Bertuğ saçma diye cevaplamadığın düşüncelerim bile senin bu düşüncenden daha mantıklı. Onaylamayacak olsa tanışmaya çağırmaz zaten. Bu seni onayladım ama hakkında biraz daha bilgi sahibi olsam fena olmaz daveti."

"Öyle mi diyorsun?"

"Kesinlikle." Ben cevap vermeden Alparslan tekrar konuşup

"Sadece kendin ol yeter." Dedi.

"Seni de göreceğim ben. Şimdi bana üstten üstten tavsiyeler veriyorsun ama seni de göreceğiz."

"Aynen aynen." Dedi Alparslan umursamaz şekilde. Kendisi kimseyi sevmediği için hiç sevmeyeceğini sanıyor umursamıyordu bile. Yanımdan kalkıp odasına gittiğinde ben de onun ardından kalktım ve hazırlanmak için odama geçtim.

Alparslan'ın fotoğrafını koyayım dedimm

Bölüm : 17.08.2025 00:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Zeylalvci (🇹🇷) / Siparişten aşka / Siparişten aşka bölüm 48
Zeylalvci (🇹🇷)
Siparişten aşka
Siparişten aşka bölüm 1Siparişten aşka bölüm 2Siparişten aşka : HatırlatmaSiparişten aşka:karakter analiziSiparişten aşka bölüm 310 Kasım 1881-193∞Siparişten aşka bölüm 4Özür duyurusuSiparişten aşka bölüm 5Siparişten aşka bölüm 6Siparişten aşka bölüm 7Siparişten aşka bölüm 8Siparişten aşka bölüm 9Siparişten aşka bölüm 10Siparişten aşka bölüm 11Siparişten aşka bölüm 12Siparişten aşka bölüm 13Siparişten aşka bölüm 14Siparişten aşka bölüm 15Siparişten aşka bölüm 16Siparişten aşka bölüm 17Siparişten aşka bölüm 18Siparişten aşka bölüm 19Siparişten aşka bölüm 20Siparişten aşka bölüm 21Siparişten aşka bölüm 22Siparişten aşka bölüm 23Siparişten aşka bölüm 24Siparişten aşka bölüm 25Siparişten aşka bölüm 26Siparişten aşka bölüm 27Siparişten aşka bölüm 28Siparişten aşka bölüm 29Siparişten aşka bölüm 30Siparişten aşka bölüm 31Siparişten aşka bölüm 32Siparişten aşka bölüm 33Siparişten aşka bölüm 34Siparişten aşka bölüm 35Siparişten aşka bölüm 36Siparişten aşka bölüm 37Siparişten aşka bölüm 38Siparişten aşka bölüm 39Siparişten aşka bölüm 40Siparişten aşka bölüm 41Siparişten aşka bölüm 42Siparişten aşka bölüm 43Siparişten aşka bölüm 44Siparişten aşka bölüm 45Siparişten aşka bölüm 46Siparişten aşka bölüm 47Siparişten aşka bölüm 48Siparişten aşka bölüm 49Siparişten aşka bölüm 50Siparişten aşka bölüm 51Siparişten aşka bölüm 52Siparişten aşka bölüm 53Siparişten aşka bölüm 54Siparişten aşka bölüm 55 (Final)
Hikayeyi Paylaş
Loading...