78. Bölüm

Siparişten aşka bölüm 55 (Final)

Zeylalvci (🇹🇷)
zeylalvci

Bertuğ'un ağzından

Zeren de yanımızdan ayrılmıştı. Ben daha yönümü dönmeye fırsat bulamazken hemen konuşmaya başladı.

"Zeren benim biricik kızım. Onun üzülmesini asla istemem. Başkasının üzmesine de izin vermem. Yani delikanlı ona göre davran. Her ne kadar benim hanım seni beğenip efendi bir çocuk demiş olsa ben uyarımı yapayım dedim. Kızımı üzeni ben daha çok üzerim bilmiş ol." Dedi.

"Anlıyorum. Bana güvenebilirsiniz. Zeren'i üzmek benim de en son isteyeceğim şey. Elimden geldiği kadar mutlu olması için her şeyi yapacağım." Dedim cevap olarak. Bir yandan da yanlış bir şey söyledim mi diye söylediğim şeyleri içimden tekrar ederek kontrol ediyordum. Ben içimden cümlelerimi tekrar edip hata var mı diye ararken birden

"Güven verilen değil kazanılan bir şeydir. Ve sen kazanma yolunda değilsin." dedi. İçimde hâlâ halledemediğim kaza konusu tekrar kendini hatırlatmıştı.

"Ben." dedim fakat devamını getirememiştim. Hızlıca bir nefes alıp

"Ben üzgünüm. Güveninizi kazanacağım. Tekrar böyle bir şey olmayacak buna emin olabilirsiniz." Dedim. Konuşmanın aksine başıyla belirli belirsiz anladım hareketi yaptı.

"Ben gideyim artık." Dedim ve ayaklandım. Mutfaktan Zeren'in annesinin sesi duyuldu

"Gidiyor musun oğlum?"

Daha sonra da birkaç ayak sesi duyuldu. Mutfaktan çıkıp yanımıza gelmişti.

"Otursaydın biraz daha."

"Teşekkür ederim ben gideyim. Hem halletmem gereken birkaç şey de var."

"Peki o zaman. Ben seni geçireyim."

Zeren'in babası bana "Hadi güle güle. Allah'a emanet ol." Dedi ve ben de "Siz de." Diyip Zeren ve annesiyle birlikte salondan çıktım. Zeren "Görüşürüz Bertuğ." Dedi tam sarılacağım sırada babası seslenince sarılamadan içeriye gitti. Ben de kısaca "Görüşürüz." diyebilmiştim. Babası hissetmiş gibi çağırmıştı resmen. Belki de gerçekten hissetmişti. Ne diyebilirdim ki? Kız babasıydı sonuçta. Olurdu bu kadarı. Son söylediği şey olmasa da olurdu ama. Zeren'in annesine de görüşürüz dedikten sonra tam arkamı döneceğim sırada bana seslendi.

"Bertuğ."

Tamamiyle ona dönüp gözlerine bakınca hızlı ve sessiz bir şekilde

"Bu kaza Zeren'de çok iz bıraktı. Dışarıdan bakınca bir şeyi yok gibi görünüyor ama her gece uyurken atılmalarını ben görüyorum. Ne kadar gizlese de korkuyor. Bunları neden anlattığımı anlamamış olabilirsin neden anlatıyor diye düşünüyorsun biliyorum. Beni anlamanı beklemiyorum çünkü ancak bir anne bunu anlayabilir. Ama senden isteyeceğim şeyi anlamanı umuyorum." Dedi.

"Nedir?" Diye sordum merakla.

"Zeren'i seviyorsan eğer ona bu kadar zarar veren şeyi bırakırsın. Hem bu sadece ona zarar vermiyor sana da zarar veriyor. Senin canın da her gün tehlikede. Vazgeç bu motor sevdasından. Vazgeçemezsen eğer diye söylüyorum benim kızımı bile bile tekrardan göndermeye hiç niyetim yok." Dedi.

"İyi günler." Dedim ve hiç beklemeden çıktım evden. Hızlıca motoruma bindim, ilerlemeye başladım. Resmen bana ya kızımı seçersin ya da motorunu demişti. Motordan vazgeçmezsen kızımı bile bile ölüme göndermem de ne demekti? Zeren'i ben mi ölüme götürmüştüm? Bunu söylemeden hemen önce de kazada senin suçun yok dememiş miydi? Peki ya kabuslar? Zeren neden bana hiç bahsetmemişti? Onu bu kadar etkilediyse neden bana anlatmamayı tercih etmişti? Ona gerçekten zarar mı vermiştim?

...

Eve varmıştım. Motorumu garaja bile koymadan kapıya ilerledim. Alparslan ile konuşmam gerekiyordu. Anahtarı çevirip içeriye girdim.

"Alparslan." Diye seslendim fakat ses gelmedi. Odasına ve sonra diğer odalara baktım ama yoktu. Evde değildi. Telefonumu açıp Alparslan'ı aramaya başladım. Normalde aramazdım. Zaten o fark eder bana ısrarla ne olduğunu anlattırırdı. Bu sefer normal bir durum yoktu. Diğer tüm her şeyi yalnız halledebilirdim belki ama bunu asla. Alparslan telefonunu açtı ve

"Bertuğ'um?" Dedi.

"Neredesin Alparslan?" Diye sordum.

"Dışarıdayım. Neden sordun?"

"İşin var mı?"

"Bir yere uğrayacaktım da bir şey mi oldu? Sesin iyi gelmiyor. Neredesin sen?"

"Evdeyim."

"Ne oldu Bertuğ'um?"

"Yok bir şey. Sen işini hallet."

"Bir şey olmuş anladım ben. Geliyorum."

"İşini yap Alparslan."

"Geliyorum Bertuğ."

Dedi ve telefonu kapattı. Odanın içinde volta atıyordum. Söyledikleri şeyler mantıklı değildi. Kaza her taşıtla olabilecek bir şey değil miydi? Sanki araba kullanıyor olsaydım kaza olmayacak mıydı? Motor kullanıyor olmam Zeren'e zarar verdiğim anlamına mı geliyordu? En önemlisi de Zeren neden bana bunlardan hiç bahsetmiyordu?

"Bertuğ."

Sesi duymamak birlikte durdum ve kapıya baktım. Alparslan gelmişti. Ben aynı şeyleri tekrar tekrar düşünürken zamanın nasıl geçtiğini fark edememiştim.

"Bertuğ'um ne oldu? Bir sakinleş bir otur." Dedi ve kolumdan tutup beni koltuğa otutturdu.

"Ne oldu şimdi sakince anlat bana." Dedi. Olanları anlattım. Sessizce, lafımı hiç kesmeden dinledi.

"Öncelikle şunu netleştirelim Bertuğ'um sen yengeme zarar filan vermedin, vermiyorsun, vermeyeceksin de. Bu düşünceyi sil at kafandan. Ve sonraki kısımlara gelecek olursak müstakbel kayınbabanın lafını hiç düşünme bile. O kızını kıskandığı için sert davranıyor. Güvenmek ya da güvenmemek onun kararı. Kızı güvenmiş zaten. Gerisi önemli değil. Müstakbel kayınvalidenin laflarına gelecek olursak onları ben de anlamadım. 'Ya kızım ya da motorun' diye seçenek sunmak fazlasıyla gereksiz. Yani annesin anlarım kaza olmasın istersin tavsiye verip motor sürme dersin ama gidip de tefecinin 'Ya borcunu ver ya da canını alayım.' sorusu gibi seçenek sunmazsın. Bu yüzden onun da bu laflarına takılma. Şuan sağlıklı düsünebildiklerini sanmıyorum." Dedi.

"Peki ya Zeren? Ona zarar vermediysem neden kabus görüyor? Ve bana neden bundan hiç bahsetmiyor? Annesinin abartısı olabilir mi sence? Zeren bana anlatırdı yoksa. O bana her şeyi anlatır. Bana güvenir o." Dedim.

"Sana neden anlatmadı bilmiyorum ama kabus kısmı ne yazık ki gerçek Bertuğ'um. Ama bu senin suçun filan değil. Korkmuş tabi ki birkaç gün kabus görecek."

"Kabus meselesi gerçek derken? Sen nereden biliyorsun ki?"

"Akça Zeren ile kalmıştı ya kazanın olduğu gün."

Devam etmesini söylercesine baktım ona.

"İşte o gece Akça neredeyse hiç uyumamış. Çünkü Zeren sürekli kabus görüyor korkup duruyormuş." Dedi.

"Bana anlatmadı." Dedim güçlükle. Bunu derken bile kendimi suçlu hissetme duygusu sarmıştı içimi. Ben olmasaydım motorla o yolda olmayacaktı ben olmasaydım kaza yapmayacaktı ben olmasaydım korkmayacaktı. Annesi haklı mıydı yani? Seçim yapmak zorunda mıydım?

"Belki de kabus gördüğünün farkında değildir. Kabusu görmüyorsun ama dışarıya fiziksel olarak korktuğun belli oluyor. Öyle durumlar da var. Küçükken yaşamışsındır illaki." Dedi Alparslan son sözüme hitaben.

"Olabilir mi?"

"Kesinlikle. Sana anlatmamak için bir sebebi yok zaten. Neden gizleyin değil mi?"

"Haklısın."

Haklısın demiştim ama bu kez Alparslan'ın haklı olmasının benim için değiştirdiği bir şey yoktu. Sonuç olarak Zeren'in annesi de haklıydı ve bu durum beni çıkmaza sokuyordu. Motorumu seviyordum çok seviyordum ama sevdiğim bir şey diğer sevdiğim şeye Zeren'e zarar veriyordu. Bu benim isteyeceğim en son şey bile değildi. Fakat başıma gelmişti. Ve bana yapacak hiçbir şey bırakmamıştı.

"Bertuğ?" Diyen Alparslan'ın sesiyle kendime gelip düşüncelerimden sıyrıldım.

"Efendim?" Diye cevap verdim.

"İyi misin?"

"Evet. Evet sanırım iyiyim. Seninle konuşmak iyi geldi teşekkür ederim."

"Önemli değil de sen hiç iyi gibi durmuyorsun. İyi olduğuna eminsin değil mi?"

"İyiyim sadece yorgunum. Uyusam daha iyi olacak."

"Bu saatte mi?"

"Evet tam da bu saatte. Kafamı ancak toparlarım."

"Bertuğ. İyi hissetmezsen söyle. Konuşabiliriz. Seni üzgün görmek istemiyorum."

"Söylerim."

"İyi uykular Bertuğ'um."

"Teşekkür ederim Alparslan'ım."

Alparslan'ın endişeli bakışlarını geride bırakarak odama girdim. Yatağa yüzüstü yattım ve gözlerimi kapattım. Uyuyamazdım biliyordum. Sevdiğime zarar veriyorum hissi çok ağır basıyordu. Hatırladıkça karnıma ağrılar giriyordu. Her şeyden sakındığım kıza ben mi zarar veriyordum yani? Ben ve motor sevgim mi zarar veriyordu? Doruk bile ona iyi bak diye tembihlemişti beni. Zeren'i seven çocuk bile bana ona zarar vermeyeceğine emin olduğum için onu sana getirdim diyordu ve ben bunun tam aksini mi yapıyordum? Babası haklıydı belli ki. Ben güven yolunun zıttına doğru koşuyordum habersizce. Düşüncelerimle cebelleşirken ne kadar zaman geçtiğinin farkında değildim. Telefonuma mesaj gelene kadar. Saat 2'ydi ve Zeren mesaj atmıştı.

"Bertuğ uyudun mu?"

Hemen cevap yazdım.

"Hayır. Bir şey mi oldu?"

"Yok olmadı. Uyuyordum uyandım geri de uyuyamadım bari seninle konuşayım dedim."

Kabus mu görmüştü acaba yine? Korkarak mı uyanmıştı uykusundan?

"Kabus mu gördün yoksa?"

"Evet."

Alparslan yanılmıştı. Kabuslarını hatırlıyordu ve belli ki bilerek bana söylememişti. Şimdi bir tanesini söylerse bir şey anlamayacağımı düşünerek bunu söylemişti.

"Anlatmak ister misin?" Yazdım. Bir umut için mi yoksa sadece meraktan mı yazdım emin değildim. Şuan hiçbir şeyden emin değildim.

"Anlatacak bir şey yok ya. Boş bir şey."

"Korktuysan önemlidir."

"Unuttum."

"Anlatmamak için böyle söylüyorsun."

"Hayır ne alakası var unuttum işte. Benim uykum geldi. Uyuyacağım iyi geceler seni seviyorum."

"İyi geceler ben de seni seviyorum."

Seviyordum. Çok seviyordum hem de. İşte bu yüzden yapmam gerekeni yapacaktım. Sevdiğime zarar vermemek için kendi isteklerimden vazgeçecektim. Instagrama girdim ve hesabımı silmek için ayarlara tıkladım. Fakat son tuşa basamıyordum. Motorumla ilgili tüm anılarım, sevdiklerim, beni sevenler buradaydı. Yılların emeği de vardı. Vazgeç diyince hemen vazgeçilmiyordu. Anılarımın sonsuza kadar yok olmasına razı olamadım. Hesabı silmek yerine dondurdum. Hesabı dondurmamın da sebebi vardı. Hesabım duruyor olsaydı yarın yapacağım şeyi yapmaya elim varmazdı. Hesabımı dondurmak bile canımı yeterince sıkmıştı zaten. Tekrar yatağa yüzüstü yattım ve yorganı başımdan aşırdım. Bu şekilde belki uyuyabilirdim. Uyursam sabah daha kolay olurdu ne de olsa.

Zeren'in ağzından

İşe gitmediğim ve de evde annem olduğu için erken kalkmıyordum. Fakat sabahın 8'inde beni arayan şahıs yüzünden uyanmak zorunda kalmıştım. Kim arıyor öğrenmek için ekrana bakınca arayanın Alparslan olduğunu gördüm. İçimi korku kaplamaya başlamıştı. Alparslan beni hiç aramazdı. Bu saatte arıyorsa bir şey olmuştur düşüncesi beni gererken daha fazla beklemeyip telefonu açtım.

"Alo?" Dedim.

"Alo yenge. Acilen bizim eve gitmen lazım. Motorum arıza yaptı ben gidemiyorum şuan. Elimden geldiğince hızlı gelmeye çalışacağım. Ama sen hemen git."

"Ne oldu Alparslan söylesene bir şey mi oldu?"

"Olmadı ama olacak."

"Açık konuşur musun lütfen? Bertuğ'a bir şey mi oldu iyi mi o?"

"Yenge."

"Anlat dinliyorum."

Alparslan olanları anlatınca hızlıca telefonu kapatıp üzerime bir ceket aldım. Kapıya fırladım. Annem arkamdan

"Ne oldu kızım nereye gidiyorsun?"diye seslendi.

"Gelince anlatırım anne acil gitmem lazım." Dedim ve evden çıktım. Otobüse binemezdim hem uzun sürerdi hem de kartım yoktu. Biraz şansım varsa taksi bulurdum ki ben de şans denen şey de yoktu. Etrafta ipi kopmuş deli danalar misali gezinirken bir taksi buldum ve hemen durdurdum. Bertuğ'un adresini söyledim.

"Abi hızlı gidelim ne olur. Hemen yetişmem lazım."

"Yetişirsin yetişirsin."

Şoförle başka muhabbete girmemiştim. Susuyordum ama içim içimi yiyordu. Yol daha fazla uzasaydı muhtemelen dayanamazdım. Taksiden inip direkt Bertuğ'un evine koştum. Ön taraftan girmiştim. Art arda zile bastım kapıyı çaldım ama açan olmadı. Hızla arka tarafa doğru koştum. Garajın önünde donuk şekilde motoruna bakan Bertuğ'u gördüm.

"Bertuğ!" Diye seslendim fakat yönünü dönmedi bile. Koşmamı hızlandırdım ve yanına yetiştim.

"Bertuğ. Bertuğ ne yapıyorsun?" Diye sordum.

"Motora binemiyorum."

"Ne?" Dedim şaşkınlıkla. Ne demek istediğini anlamamıştım.

"Sana zarar verdiğimi hatırlıyorum. Motoruma dokunamıyorum. Tekrar seni incitmekten korkuyorum. Motoruma binemiyorum." Dedi.

"Beni incitmedin ki sen. Nereden çıkarıyorsun bunu?"

"Hâlâ mı gizlemeye çalışıyorsun? Zeren geceleri kabuslar görüp uyuyamadığını arabadan bile korkar hâle geldiğini de inkar edecek misin? Bir şeyi anlamıyorum. Bana neden söylemedin? Bana neden gördüğün kabusları anlatmayıp yaşadığın korkuyu gizledin? Bir şekilde öğrendim ve senin için hayat amacı edindiğim şeyden vazgeçiyorum ama lanet olası düşünceler beni rahat bırakmıyor. Satmak için götüremiyorum bile."

"İşte tam da bu yüzden senden gizledim anlıyor musun? Kendini suçlamandan, kendine baskı kurmandan ve hayallerinden vazgeçmenden korktuğum için sakladım. İlk günler bilmiyordum kabus gördüğümü. Hatırlamıyordum. Sonra hatırlamaya, anlamaya başladım ama dediğim gibi korktum. Görüyorum ki korkmakta da haksız değilmişim. Yıllardır emek verdiğin hesabını kapatmışsın çok değer verdiğin motorunu satma kararı almışsın ve en kötüsü de her şey için kendini suçlayıp psikolojini kötü etkilemişsin. Asıl böyle yaparak bana zarar veriyorsun." Dedim. Birkaç adım daha gidip sımsıkı sarıldım ona

"Evet korkuyorum evet kabus görüyorum ama bunu birlikte aşabiliriz. Korkuyoruz diye bir şeylerden vazgeçersek hayatı kapalı bir kutuda ömür harcayarak geçiririz. Ben bunu istemiyorum. Mutlu olalım istiyorum. Bertuğ ben seni çok seviyorum." Dedim gözlerimden yaşlar akarak.

"Birlikte aşacağız." Dedi Bertuğ dediğim şeyi tekrar ederek. Daha sıkı sarıldı bana ve

"Ben de seni çok seviyorum Zeren." Dedi.

 

1 ay sonra

 

Alparslan'ın ağzından

"Nerede kaldılar ya? Sen saati farklı mı söyledin Alparslan?" Dedi Akça.

"Trafiği biliyorsun. Gelirler birazdan. Hem belki de takcisiler durmamışlardır. Malum onu bulmak da zor." Diye yanıtladım onu.

"Hem fena mı benimle baş başa oturuyorsun." Diye ekledim.

Gülümseyip "O ayrı. Güzel, güzel de gelsinler işte. Hem ben seninle hep birlikteyim artık." dedi.

Yakından ses duyup karşıya bakıp

"Akça Hatunum bak kimler geliyor." Dedim şaşkınlık ve de mutlulukla. Akça arkasını döndü ve yengemle Bertuğ'umu gördü.

"Görüyor musun yengemi. Hem iyileşti hem de gidonu devraldı. Bertuğ'u artçı yapmış." Dedim gülerek. O da güldü aynı şekilde. Birkaç dakika sonra yanımıza geldiler. Ayaklanıp merhabalaştık.

"Biz sizi taksiyle bekliyorduk motorla geldiniz. Üstelik yengem seni artçı yapmış." Dedim. Hep birlikte güldüler. Son zamanlara göre şimdi mutluydular. Sonunda.

"1 aydır ne yapıyoruz sanıyorsun Alparslan? Birlikte iyileştik ve ben ekstradan Bertuğ'un motorunu sürmeyi öğrendim." Dedi yengem.

Akça Zeren'e sarıldı ve

"Tebrik ederim. Senin adına çok sevindim. Çok da güzel sürüyordun. Bertuğ'dan bile iyiydi hatta." Dedi.

"Henüz o kadar olamadım. Bertuğ benden daha iyi." Dedi Zeren.

Bertuğ da "Bir gün en iyisi sen olacaksın." Dedi Zeren'e hitaben.

"Ama benden sonra en iyi değil mi Bertuğ'um?" Dedim araya girerek.

"Kimse bir sen olamaz Alparslan'ım."

"İşte duymak istediğim sözler."

Hep birlikte yine güldük ve hepimiz bir yere yerleştik. Akça benim yanıma Zeren de Bertuğ'un yanına oturdu.

"Oyunu başlatalım artık. Bilmiyorum ama öğrenmeye sabırsızlanıyorum." Dedi Akça.

"Öncelikle adını öğrenmekle başlayabilirsin. 'Okey' " dedim.

"İşte Alparslan'ın sevgilisi de olsan zorbalanmaktan kurtulamazsın." Dedi Bertuğ'um.

"Haklısın maalesef." Dedi Akça. Taşların karışması için tuşa basmışken Zeren

"Alparslan hatırlıyor musun okeye dördüncü kişi getirecek misin diye sormuştum."

"Evet ben de Bertuğ'un da sevgilisi yok demiştim sonra Bertuğ bana gözlerini ayırınca okeye 4. Kişi için diyorum demiştim."

"Sonra neyse 3 kişiyle idare ederiz demiştin ama bakıyorum da okeye dördüncüyü de sen getirdin yine." Dedi. Bertuğ ve yengem kendi söylediği lafa gülerlerken

"Siz de sevgili değildiniz o zaman. Baktım sevgili oldunuz okey 3 kişiyle oynanmaz dördüncüyü ben getireyim dedim."

"Ciddi ciddi 4'lü okey date'i yaptık ben şakada kalır sanıyordum." Dedi Bertuğ.

"Bir şeyi atlıyorsun Bertuğ'um. Ben bir şeyi istersem o şey olur. Ayrıca date ne? Buluşma demeliyiz. Dilimizi yozlaştırmayalım."

"Haklısın Alparslan ne diyeyim dikkat edeceğim artık."

"Ben her zaman haklıyım Bertuğ'um."

Yine masadan kahkaha sesleri yükseliyordu. Çok üzülmüştü Bertuğ'um, yengem. Bundan sonra hep gülsün yüzleri. Hiç mutsuz olmasınlar.

"Zaten bana sahipsiniz bundan sonra da hiç mutsuz olmazsınız."

Herkes gülmeye başlayınca duamın bu kısmını yüksek sesle söylediğimi fark ettim. Ben de onlara katılıp gülmeye başladım.

SON

Bu gül Alparslan'dan size 🥺

Kitaba başlayıp bitiren herkese teşekkür ederim. Umarım bu kitap size az da olsa bir şeyler katmıştır. Umarım severek okumuşsunuzdur. Ben yazarken çok eğlendim kitabı kendim yazmıyormuş gibi bağlandım karakterlere. Kitabı bitirmişken uyarımı da yapayım. Kızlar hiçbir erkek bu kitaptakiler kadar masum güvenilir değil. Olur da bir gün kurye olup gece sipariş götürürken yağmura yakalanırsanız kimsenin evine (erkek sanılsanız dahi skxhksj) girmeyin. Ne olur ne olmaz biz dikkat edelim. Umarım gerçek hayatta karşınıza bu karakterlerden daha iyi kalplileri çıkar. (Alparslan hariç çünkü o zaten en iyisi hsdfdh) Kendinize çok iyi bakın. ❤🏍

 

Bölüm : 14.12.2025 02:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Zeylalvci (🇹🇷) / Siparişten aşka / Siparişten aşka bölüm 55 (Final)
Zeylalvci (🇹🇷)
Siparişten aşka
Siparişten aşka bölüm 1Siparişten aşka bölüm 2Siparişten aşka : HatırlatmaSiparişten aşka:karakter analiziSiparişten aşka bölüm 310 Kasım 1881-193∞Siparişten aşka bölüm 4Özür duyurusuSiparişten aşka bölüm 5Siparişten aşka bölüm 6Siparişten aşka bölüm 7Siparişten aşka bölüm 8Siparişten aşka bölüm 9Siparişten aşka bölüm 10Siparişten aşka bölüm 11Siparişten aşka bölüm 12Siparişten aşka bölüm 13Siparişten aşka bölüm 14Siparişten aşka bölüm 15Siparişten aşka bölüm 16Siparişten aşka bölüm 17Siparişten aşka bölüm 18Siparişten aşka bölüm 19Siparişten aşka bölüm 20Siparişten aşka bölüm 21Siparişten aşka bölüm 22Siparişten aşka bölüm 23Siparişten aşka bölüm 24Siparişten aşka bölüm 25Siparişten aşka bölüm 26Siparişten aşka bölüm 27Siparişten aşka bölüm 28Siparişten aşka bölüm 29Siparişten aşka bölüm 30Siparişten aşka bölüm 31Siparişten aşka bölüm 32Siparişten aşka bölüm 33Siparişten aşka bölüm 34Siparişten aşka bölüm 35Siparişten aşka bölüm 36Siparişten aşka bölüm 37Siparişten aşka bölüm 38Siparişten aşka bölüm 39Siparişten aşka bölüm 40Siparişten aşka bölüm 41Siparişten aşka bölüm 42Siparişten aşka bölüm 43Siparişten aşka bölüm 44Siparişten aşka bölüm 45Siparişten aşka bölüm 46Siparişten aşka bölüm 47Siparişten aşka bölüm 48Siparişten aşka bölüm 49Siparişten aşka bölüm 50Siparişten aşka bölüm 51Siparişten aşka bölüm 52Siparişten aşka bölüm 53Siparişten aşka bölüm 54Siparişten aşka bölüm 55 (Final)
Hikayeyi Paylaş
Loading...