
Beğenirseniz ☆'ı parlatmayı unutmayınn <333
"Zeren sen misin?"
Sesimden tanımıştı sadece bir kez duyduğu sesimden.
"Evet benim."
"Takip isteğini neden kabul etmedin?"
Konuya pat diye girmişti.
"İstek mi attın?"
"Zeren isteği gördüğünü biliyorum."
"A ama nasıl yani ben" diye lafı gevelerken daha fazla konuşturmayıp
"Attığım hikayeye bakmışsın." Dedi.
Yalanım ortaya çıkmıştı.Yanaklarımın kızardığını hissettim. Neyse ki kask hala kafamdaydı utancımı gizliyordu. Ben tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken iç çekip
"Seni rahatsız ediyorum sanırım." Dedi.
"Ne?" Dedim şaşkınlıkla ve cümlemi devam ettirdim.
"Hayır rahatsız filan etmiyorsun. Ben sadece ne bileyim ünlü bir motorcunun evine sipariş götürmemi bile sindirememişken istek atmana şaşırdım."
"Anlıyorum." Dedi sessiz ve biraz da üzgün çıkan sesiyle. Hala ikna olmamıştı sanırım. Beni rahatsız ettiğini düşünmesine sebep olmuştum çok kötü hissediyordum.
"Özür dilerim."
Şaşkınlıkla bana baktı ve "Neden?" Diye sordu.
"Beni rahatsız ettiğini düşünmene sebep oldum şuan öyle hissediyorsun adım kadar eminim. Ama yanlış hissediyorsun sen beni rahatsız filan etmiyorsun."
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten."
Yüzünde rahatlamış bir ifade vardı. Yüzüne bu ifadenin gelmesiyle rahatladım ve hala elimde duran siparişi hatırladım. Elimdeki siparişi kaldırıp
"E bende görevimi yerine getireyim bari." Diyerek paketi ona doğru uzattım. Paketi elimden aldı
"Teşekkür ederim." Diyip ödemeyi yaptı. Artık gitmem gerekiyordu gitmek için arkamı dönüyordum ki bir şeyi öğrenmem gerektiğini hatırladım. Yeniden kapıda benim gitmemi bekleyen Bertuğ'a dönerek
"Bertuğ" diye seslendim.
"Efendim."
"Bir şey sorabilir miyim?"
"Tabii, dinliyorum."
"Sormamam gerekiyor aslında ama çok merak ettim. O pembe pandufları ne yapacaksın acaba?"
Elinde tuttuğu pakete baktı ve sonra bana baktı.
"Şey ee arkadaşım arkadaşıma aldım evet arkadaşıma aldım."
Kaşlarımı yukarıya kaldırdım ve inanmaz bir ifadeyle
"Peki bu arkadaşın kız mı?" Böyle diyince kıskanmışım gibi görünüyordu ama kıskanmamıştım sorma amacım da farklıydı zaten.
"Ne alaka ki?"
"Çeyiz diziyor gibi akşama kadar sipariş vermişsin de neden merak ettim." Biraz sustu ve en sonunda bakışları beni buldu. Biraz utanmış bir ifadeyle
"Sen denk gelene kadar gerekli gereksiz her şeyi sipariş ettim." Dedi.
"Ciddi değilsin değil mi?"
Kaşlarını çattı
"Şaka yapmıyorum." Dedi
"Kaç kere sipariş verdin peki?"
"36 dan sonra saymadım."
Şok olmuştum arka arkaya o kadar sipariş vermesinin nedeni benim olmam çok tuhaftı.
"Oha." Elimle ağzımı kapatmaya çalıştım yanlışlıkla sesli söylemiştim. O ise bu çabamı görüp sessizce tebessüm
etti. Aklıma bir şey takılmıştı.
"Neden bana direkt yazmak yerine bu kadar çok sipariş verdin ki?"
Ses tonu düşük bir şekilde
"Mesaj atarak rahatsız etmek istemedim."
"Rahatsız ettiğin düşüncesine nereden kapıldın?"
"Attığım isteği görüp beklettiğin için rahatsız oluyorsun sandım."
"Evet sandın ve sadece sanmanda kalacak çünkü öyle bir şey yok. Bak hatta hemen şimdi kabul ediyorum."
Cebimden telefonumu çıkardım ve instagrama girdim. Gelen isteği onayladım ve ben de takip etmeye başladım. Bu benim stalk yaparken işimi zorlaştıracaktı ama şuan konu bu değildi.
"Neyse ben gideyim artık." Diyip arkamı dönerken kulağıma doğru eğilip "Beni stalkladığını biliyorum" dedi. Kalbim yerinden çıkacak gibi çarpmaya başladı.
"İyi akşamlar" Diyip hızla kurye motoruma koştum. Bu çocuk neden bu kadar dikkatliydi? Özellikle benim mi stalk yaptığımı fark etmişti yoksa tüm herkese mi bu kadar dikkatliydi? Motora bindim ve hızla oradan uzaklaştım. Allah'tan kafamda kask vardı yoksa konuşmanın yarısında yüzümü kızarık bir şekilde görecekti. İş yerine doğru gidiyordum ama aklımda ne yol ne de iş kalmıştı. Arkadan bir arabanın korna çalmasıyla kendime geldim. Yeşil ışık yanmıştı ve ben hala yol ortasında bekliyordum hemen ilerlemeye devam ettim ve yaklaşık 25 dakika sonra vardım. Vardiyamın bitmesine daha çok vardı ama siparişler yavaş yavaş azalmaya başlamıştı. Rahatça bir koltuğa oturdum. Gözlerim çantama kaydı içinde hala Doruk'un hediyesi duruyordu. Çocukla denk gelemiyordum ki vereyim hediyesini. Bir anda aklıma Doruk'un cezası geldi. Ne yapmıştı da böyle bir ceza almıştı çok merak ediyordum. Fakat öğrenemiyordum. O da bana söylemiyordu. Ne yapmış olabilir ki diye düşünmeye başladım. Ama yok aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Çok büyük bir şey olmalıydı ki babası 10 saat çalışmasını istiyordu. Düşüncelerimden sıyrılmaya çalıştım ve o an Merve'yi gördüm. Patronun oğlu olduğunu biliyordu benim için babasıyla konuştuğunu biliyordu ama o da neden ceza aldığını bilmiyordu. Sebep ya çok büyük bir şeydi ya da çok küçük. Her türlü merak ediyordum. Doruk'a mesaj atmaya karar verdim.
"Doruk."
Düşünmeden attığım bir mesajdı ona ne diyecektim sadece ismini söylemekle mi yetinecektim?
Birkaç dakika sonra cevap geldi
"Efendim"
"Hasta filan mısın bugün erken çıkmışsın."
"Hayır öyle çok bir erkenlikte yok 15 dakika sadece."
"Seni görmek için bugün iş yerine erken gelmeme rağmen seni göremememe neden oldu o 15 dakika."
"Sen beni görmeye mi geldin??? Ah lan keşke erken çıkmasaydım. Bana diyecek bir şeylerin mi var yoksa?"
"Sayılır yani."
"Şimdi gelsen yanıma ya da ben gelip seni alsam olur mu?"
"Bu saatte mi? Unutuyorsun galiba bugün saat 4 e kadar vardiyadayım."
"Ben izin alsam babamdan."
Doruk çok merak etmişti galiba ne diyeceğimi. Babasına kadar gitmişti konu.
"Hayır hayır babanı katma. Ben yarına kadar bekleyebilirim. Yarın konuşuruz. "
"Bak emin misin gerekirse ben 20 saat çalışır sana şuan bile izin alabilirim. "
"Yok yok eminim gerek yok. Yarın veririm."
"Neyi?"
"Hiçbir şey neyse sonra görüşürüz."
"Görüşürüz."
Benim yerime çalışıp bana izin almayı düşünmüştü. Bana bu kadar değer verecek kadar yakın değiliz sanmıştım hep. Merve'nin yanıma gelmesiyle dikkatimi ona topladım.
"Ee sen de anlatacak mısın?"
"Neyi?"
"O gün olanları işte. Yağmur yağdı evet ama nereye gittin? Kiminle gittin? Neden o kadar uzun kaldın? Anlat işte."
Merve bana Doruk hakkında bildiklerini söylemişti benim olayımı da bilmeye hakkı vardı. Üstelik gizlemek için de bir sebebim yoktu.
"Tamam anlatacağım."
Gözleri heyecanla parladı tüm odağını bana vermişti.
"Ayça bana bir sipariş vermişti. Yaklaşık 30 dakika uzaklıkdaydı. Siparişi aldım ve yola çıktım. Giderken bir anda yağmur bastırdı. Adrese vardığım da ise kapıyı Bertuğ açtı."
"Bertuğ kim?"
"Bertuğ Barlas."
"Kızım sen ciddi misin Bertuğ Barlas'a sipariş mi götürdün? Anlat çabuk sonra ne oldu?"
"Islanmış olduğumu görünce kusura bakma reis filan gibi şeyler söyledi." Lafımı kesti ve
"Reis derken?" Dedi.
"Kask taktığım için beni erkek sandı."
"Oha olaya bak. Ee sonra ne oldu?"
"İçeriye davet etti. İlk başta tereddüt edip reddetsem de ısrar etti hem beni erkek sanmıştı kötü bir amacı olmadığını anlamıştım. İçeriye girdim hala beni erkek sanıyordu kaskımı çıkarınca kız olduğumu fark etti. Tekrar yağmurda ıslanmamam ve kaza yapmamam için beni bırakmadı."
"Kızım neden bunu daha önce anlatmıyorsun? Resmen Türkiye'nin en iyi motorcusunun evine gitmişsin."
"Bilmiyordum ki."
"Nasıl yani sen Bertuğ Barlas'ı tanımıyor muydun? Evine girerken filan fark etmedin mi?"
"Onun yüzünü hiç görmemiştim hem sadece adını söylemişti soy adını değil. Ve evet eve girerken de bilmiyordum."
"Sonradan nasıl öğrendin peki?"
Tam cevap verecekken telefon çaldı. Merve hızla kalktı ve hemen telefonu açtı. Birkaç dakikalık bir konuşmadan sonra "Zeren sipariş var." Dedi. Yanına gittim adresi aldım arkamı dönüp giderken
"Bana olayın geri kalanını da anlatacaksın değil mi?"
"Anlatırım."
"Hala inanamıyorum ya Bertuğ Barlas'ın evine gitmek çok değişik ve süper bir şey olsa gerek."
"Bilmiyorum ünlü olduğunu bilmeden evindeyim hiç Bertuğ Barlas' gözüyle bakmadım ki. Hala ben de inanamıyorum doğrusu." Dedim ve hemen ardından
" Şimdi sipariş gecikmesin sonra konuşuruz" diyip dışarıya çıktım. Merve'ye anlattıklarımdan dolayı pişman değildim. O bu durumu çok abartıyordu sadece. Ya da olay bana sıradan geliyordu. Motosikletime bindim ve siparişi vermek üzere yola çıktım. Daha önce 2 kez beni Bertuğ'a götüren yollar bu sefer kime götürecekti bilmeden ilerlemeye devam ettim.
Birkaç saat sonra:
Sonunda eve varmıştım. Saat 4.28'i gösteriyordu. Aşırı yorgundum. Direkt yatak odama geçtim üzerimi değişip yatağa girdim. Bu saate kadar uyanık kalmak ve motor sürmek çok yorucuydu. Telefona bile bakmadan günün yorgunluğunu atlatabilmek için uyumaya çalıştım kendimi uykunun tatlı kucağına bırakıp uykuya daldım.
❗Belirli bir okuma gelince yb atacağım.❗
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 117.26k Okunma |
13.34k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |