
Nisan yağmurları şifadır,” derler. Bazı acılarınsa yağmurla geçecek kadar hafif olmadığını kimse söylemez.
Yağmur alnımdan süzülürken durmadım. Islanmak istedim. Soğuk, tenime değdikçe hâlâ hayatta olduğumu hatırlatıyordu. Oysa bedenim, bana ait olmayan bir savaşın içindeydi.
Ben kim miyim?
Kanser tedavisi gören bir cerrahım. Adım Efla.
Mesleğimin ikinci yılında tanıştım onunla. Tesadüf dediler. Rutin bir kontrolde, sıradan bir tahlilde ortaya çıktı. Sonuçlara bakan meslektaşım gözlerini kaçırdı. O an anladım. Hastalara hep öyle bakardım çünkü: umudu yükseltmeden.
Ona bir isim vermedim. “Arkadaş” dedim. Ne benimle kalıyor ne de beni terk ediyordu. Sessizleşiyor, sonra ansızın geri dönüyordu.
Bilmek sanıldığı gibi bir ayrıcalık değil. Bilmek, bazen cezadır.
Bir gün odama giren profesör sandalyeye oturdu. Bilim konuştu: yüzdeler, ihtimaller. Sonra cümlesini yavaşça kurdu. Hamileliğin bağışıklığı farklı bir noktaya taşıyabileceğini söyledi.
Bir mucize gerekiyordu. Bir bebek.
Hayata tutunmam için başka bir hayat.
Ama içine kapanık bir kızken bu nasıl mümkün olacaktı?
Sekiz yaşımdan beri yetimhanede büyüdüm. Aile, bayramdan bayrama gelen ve adımı yanlış söyleyen ziyaretçilerden ibaretti. On sekizimde bana bir bavul verdiler. İçinde birkaç kıyafet ve alışmayı öğrendiğim bir yalnızlık vardı.
O bavulla Hacettepe Üniversitesi’nin yurduna girdim. Çok çalıştım. Daha çok sustum. Okulu birincilikle bitirdim. Asistan doktor oldum. Kendimden kaçabileceğim bir unvanım vardı artık.
Şimdi ne mi yapıyorum?
Psikiyatri bölümünde bir randevum var. Saatine bakmadım. Yağmur hızlandı. Ayaklarım beni hastaneye değil, bilinmeyen bir yöne sürükledi.
Göğsümde bir sıkışma hissettim. Tam o sırada arkamdan ılık bir sıcaklık yayıldı. Sanki biri sarılmıştı. Ama kimse yoktu.
Dizlerim çözüldü. Gözlerimi kapattım.
“Nisan yağmurları şifadır,” derler.
Ben karanlığı seçtim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 19.53k Okunma |
939 Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |