9. Bölüm

8.BÖLÜM

Zeynep
zeynep_aygol

 

Hayat çok yorucudur ve bazen insan her şeyden, her kesten kaçmak ister. Tabi kaçar ama kaçarken geride bıraktıklarını düşünmez. Arkasında kimseyi bırakmadıklarını sanarlar, kimseleri olmadıklarını düşünür ama en az bir kişi vardır ve o kişiyi hiç düşünmezler, onları görmezler…

 

“ Dalya! Sana kaç kere hiç bir şeyi düşünmemen gerektiğini söylemem gerekiyor.”Armin’in beni yeniden azarlamasıyla düşüncelerimden yeniden uzaklaştım.

 

“ Ben sessizlik olunca düşüncelere dalıyorum işe yaramıyor egzersizin!” Armin bıkmış bir şekilde bana bakınca yanımızda sesizce antreman yapan muhafızlar gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı.

 

“ Tamam Dalya ben vazgeçtim sen bu işi beceremeyeceksin. Kalk dövüş yeteneklerine bakayım.” Tek kaşımı çattım.” Seninle mi dövüşecem?” Armin bana tersçe bakınca masumca göz kırpıştırdım.” Daha değil. Barlas baş muhafızım olarak bu görev sana bahşediyorum.” Barlas’ın sırıtan suratı aniden şaşkınlıkla kalakaldı.” A-ama ben-“ Armin onun sözünü kesmesiyle cümlesi yarım kaldı.” Barlas sen baş muhafızsın hiç bir şeyden korkmaman gerekiyor!” Barlas yutkundu.” Efendim ama yenge yani prenses beni öldürür.” Barlas’ın bana prenses demesi dikkatimi çeksede bir şey demedim.

 

Barlas istemese de karşıma geçti ve pozisyonunu aldı. Bende Ateş abinin öğretiği gibi pozisyonumu aldım. İlk hamleyi benim yapmamı isteyecekti. Bende istediğini yapıp yumruğumu savurdum. Yumruğumdan kolayca kurtulup karnıma yumruk atmaya çalıştı ama çevik bir hareketle arkasına geçip kurtuldum.

 

Bir şey denemek istiyordum bu pek hoşuna gitmeyecekti ama bu beni vazgeçirmezdi.

 

Elimle bir Ateş topu oluşturup , Barlas’a fırlatım. Barlas neye uğradığını şaşırsada hızla kaçtı.

 

Barlas’ın hoşuna gitmişti. O da aynı şekilde bana Ateş topu fırlatınca bilerek kaçmadım. Ateşin bana ne yapacağını merak etmiştim. Bir nevi kendi canım üstüne kumar oynamıştım.

 

Bir hafta boyunca sürekli antreman yapmıştım burada Armin’le o sürede dövüşen bir sürü muhafız vardı ve bazıları güçlerini kullanarak savaşıyordu. Ateş onlara bir şey yapmıyordu sadece itiyordu çarptığı an.

 

Barlas onu izlediğime göre gerçektende en iyi dövüşen kişiydi. Ona kim Ateş topu atsa çok geriye gitmiyordu. Ama kime atsa o kişi uzağa gidiyordu.

 

Ateş topu bana çarptığı an neye uğradığımı anlayamadım. Kendimi yerde buldum. Yere düşerken ellimi sürtmüştüm ve elim çok yanıyordu. Sesimi çıkarmadım. Barlas’ın yanıma endişeyle geldiğini görünce hızla ayağı kalktım ve bu sefer daha güçlü bir şekilde Ateş topu fırlatım.

 

Bu sefer kaçamamıştı. Ateş topu ona çarptığı an kimsenin beklemediği şekilde çok sürüklendi. Barlas’ın ağzından acıyla inleme çıktı. Herkes sustu. Armin’ e bakınca diğerleri gibi şaşkınlıkla bakıyordu.

 

Barlas ayağı kalkınca sırıttı. “ Hayatımda gördüğüm en iyi dövüştü.” Barlas acıyan omzunu tutarak bana reverans yaptı.” Siz kazandınız tebrikler Prenses.” Şaşkınlıkla Barlas’a baktım. Aniden bir alkış tufanı kopunca gözlerim etrafı taradı ve Armin’in yanına ne zaman geldiklerini fark etmediğim Oğuz, Asil, Eflin ve Eftal beni alkışlıyordu. Koşarak üçüne birden sarılmaya çalıştım. Onlarda sımsıkı bana sarıldı.” Özür dilerim gerçekten sizin iyiliğiniz i-“ Oğuz sözümü kesti.” Dileme Dalya biliyoruz neden yaptığını birileri açıkladı her şeyi.”baktığı noktaya bakınca Eftal’i gördüm. Onlardan ayrılıp Eftal’e sarıldım. Eftal yine şaşırsada karşılık verdi. Kalbimde çok büyük sızı hissetmemle dişlerimi sıktım. Eftal’den ayrıldığım zaman aynı şekilde Eftal’in de dişini sıktığını fark ettim.

 

Armin şüpheyle ikimize baktı. Eftal hemen gülümserken bende teşekkür edip Oğuz’ların yanına gittim.

                                                                           *

 

Yine kahkahalarımızı bastıramadık ve uzun bir kahkaha patlaması yaşadık. Gülmekten yere düşen Eflin ve Oğuz yere uzanıp nefes almaya çalıştılar bende zor zor kendimi sakinleştirir koltukta gülmekten bayıldığım yerde. Kalktım. Asil ise benim yatağımda soluklanıyordu.

 

“ Tamam yeter Oğuz’un eski takıntılı sevgilerini bırakın. Hemen hazırlanın ayıp olacak kalk Armin’in yanına gidelim.” Ben üstümü değiştirmeye giyinme odasına giderken Arkamdan Eflin’in sesi geldi.” O kız neydi ya en son sana takıntılı olan onunla çıkmayı kabul etmeyince nasıl üstüne bir kova alkol dökmüştü.” Onlar tekrar kahkaha atmaya başlayınca gülümsedim.

 

Üstümü hızla değiştirip yanlarına giderken Eflin’in telefonu çaldı. Eflin bana baktı. “Kim?” Dercesine başımı saladım. “ Ateş abi.” Başımla onu onaylayınca Eflin telefonu açtı. Görüntülü aramış olmalı ki telefonu kendine turuyordu.

 

“Abim ne yapıyorsun?” Ateş abinin sesini duymamla görüntüye bende girdim.” Ateş abi kahkaha attı bir an “ Kızım sen ne fenasın ya , yine paçanı sıyırdın kimseye haber vermeden.” Gülümsedim. Oğuz ve Asil’de görüntüye girmesiyle Ateş abi gülümsedi.” 4 kaçak yine yan yana ha?” Herkesin ağzından bir ses çıkmasıyla Ateş abi bir kere daha kahkaha attı.” Beni bu kadar özlemişseniz yanıma gelin.” Asil elini ensesine attı.” Bir ara geliriz abi”

 

“ Siz neredesiniz baban seni bulamadığı için her gün deliriyor Kaya abide Dalya kayıp diye çok üzülüyor.” Eflin , Ateş abinin sorusunu yanıtladı.” Ateş sarayı” Anında suratı endişeli bir hale geldi.”Ne!” Hepimiz merakla ona baktık.

 

“ Dalya ben bugün marketten dönerken baban ve su muhafızını gördüm galiba Çelik’in babası, Ateş sarayında olduğunu konuşuyorlardı, bulduklarını söylüyorlardı. Kimden bahsetiklerini anlamamıştım ama şuan her şey oturdu. Dalya oraya geliyorlar kaç!” Sanki bu komutu bekliyormuşum gibi hızla odadan çıktım. Arkamdan Eflin’lerin koştuklarını ayak seslerinden anladım.

 

Bir kat aşağı indikten sonra Oğuz’un o kalın sesi kulaklarıma geldi.” Dalya bekle!” Durmadım. Hızlıca son merdivenlerden de inip dışarı çıktım. Kulaklarıma o tandık melodi gelmesiyle geriye bir adım attım.

 

Hemen karşımda arabadan iniyordu ve yine o ıslık, kabusum, içimdeki küçük kızın katili.

 

Hemen ardından Kağan indi ve Çelik. Çelik’i görmememle bir adım daha geri gittim. Çelik’in burnu sarılıydı, bir kolu da kırıktı ama bana bakmıyordu başı yerdeydi. Ona ne olduğunu tahmin etmek zor değildi.

 

Hemen yanıma Asil’er varınca elimi iki yana kaldırıp daha fazla adım atmalarını engelledim. Oğuz’un ağzından küfür fırlayınca ona döndüm. Başımı iki yana saladım.

 

“ Lan hani kardeşiniz için o kadar olay çıkartınız kardeşinizin yerini biliyormuşsunuz ya!” Babamın imalı sorusuyla Oğuz bir adım atarak hemen benim yanımda durdu.” Ben kardeşim için canımı bile veririm bu da seni ilgilendirmez sen fedakarlığı bilmezsin!” Babamın yüzü öfkeyle kasıldı.” Oğuz sen tanrıya şükret ki babandan dolayı sana bir şey demiyecem!” Oğuz güldü. “Sıkıyorsa de!” İkisi birbirlerine öfkeyle bakarken Barlas yanımıza koşarak geldi. “ Dalya hemen içeri gir kraliçenin kesin emri.” Barlas’ı duymazdan geldim.

 

Ağzımı ilk kez açtım.” Çelik’e ne oldu?” Aslında tahmin ediyordum ama inanmak istemiyordum.”Sadece aptalığı yüzünden küçük bir ceza aldı sağ olsun o işe yaramaz denizkızıda daha fazla cezası sürmesin diye bize bir şeyler fısıldadı ve Çelik’i affetmiş olduk.” Gözlerimde büyük bir öfke bürünmüştü. Bir kaç adım ileriye gittim.” Çelik gel yanıma.” Çelik başını bile kaldırmadı. Derin bir nefes verdim.

 

“ Hadi gel buraya Dalya daha fazla rezillik çıkarmadan evlenin!” Babamın cümlesinde tonlarca tehdit vardı alışık olduğum gibi.

 

“ Siz hangi rezillikten bahsediyorsunuz benim istemediğim bir adamla evlenmem için benden habersiz iş çevirip üstüne satıyorsun bir malımışım gibi, Çelik’i de istemediği şeylere sürükleyip sevdiği kadın ayırıyorsun asıl rezillik bu!” Babam uyarı dolu gözlerle bakarken Çelik geldiğinden beri ilk kez bana baktı.

 

Hızla babam ve Kağan’ın arasından geçip Çelik’i kolundan tutarak yanıma aldım. Çelik şaşkınlıkla bana bakarken ona dostça gülümsedim.

 

Kağan’ın gözlerinin içine bakarak konuştum.” Çelik istediği kişiyle o denizkızı diye kötülediğin kızla evlenecek ve sen karışmayacaksın!” Aniden babama döndüm onun gözlerine de aynı şekilde bakmak istesemde yapamadım. “ Dalya anlamıyorsun sen hep benim istediklerimi yapacaksın buradaki şovlarını kes eve gidiyoruz sen hep bir malmış gibi kullanılacaksın!” Babamın ağır cümleleriyle omzum düştü.

 

“ Kimle konuştuğuna dikkat et fani!” Çelik’ in sert sesiyle omzum tekrar dikleşti. “ yanında Kİ o kız benim kız-“ Çelik babamın sözünü sertçe kesti.” Yalan söyleme Dalya senin kızın falan değil! Dalya’dan nefret etme sebebinde karının tecavüze uğrayıp Dalya’yı doğurması!” Gökyüzüne bakıp gülümsedim.

 

Aniden yılardır babam sandığındaki adama öfkeyle baktım. Çelik’in kolunu bırakıp yavaşça ona doğru ilerledim. “ Sen ne iğrenç bir adamsın gerçekten seni baba saydığım her güne lanet gelsin. Tüm o çektiğim acılarda ses çıkarmadığım için lanet gelsin ama ben sana senin üstünde sigara söndürmeyeceğim…” elimde küçük bir Ateş belirince babam geriye adım attı. İlk kez gücüm olduğunu öğreniyordu.

 

Kağan konuşunca ona döndüm.” Sen kim olduğunu sanıyorsun?” Gülümsedim. Tam dudağımı aralayıp konuşacaktım ki arkamda bir ses geldi. “ Ateş prensesiyle nasıl konuşulacağını öğretmeni istermisiniz?” Armin’ e şaşkınlıkla bakarken arkasından gelen Eftal’in öfkeli yüzü de beni şaşırtmıştı. İlk kez onu bu kadar öfkeli görüyordum. “ Lan Kağan sana ne oluyor ya uyandığım günden beri seni tanıyamıyorm. Sen çok değişmişsin ama sakın bir daha oğlum dediğin kişiye el kaldırdığını görmeyeceğim yoksa tüm parmaklarını teker teker keserim. Çelik, Aydilge ile evlenecek ve sen sesini çıkarmayacaksın!” Üst üste şaşkınlık geçiriyorduk.

 

Babam sandığım adam korkuyla geriye adım attı. Ona baktım “ Yazıklar olsun umarım bir gün yaptIğın her kötülüğün altında kalırsın. “Acıyla gülümsedim.” Bende diyorum babam beni neden sevmiyor diye , senin için ağladığım günlerin hadi hesabı yok.” Arkamı dönüp kimseye bakmadın ilerledim. Ağlamamak için direndim ama dayanamadım odama daha varmadan zayıflık gösterdim. Göz yaşlarım yanaklarımdan aşağı doğru kayarken geçmişimin anıları canlanıyordu. Her baba dediğimde yendiğim dayaklar, küçük bir kızın yaptığı gibi gülünce yerinin dayaklar…

 

Başım dönüyordu gözlerim artık bulanık görüyordu ağlamaktan. Odamın kapısını görünce kapımın önünden geçen muhafızlar beni görünce yanıma doğru gelip yardım etmeye çalıştılar. İzin vermedim. Kapımı açıp kendimi zorla odaya attım. Az önce kahkahalarla güldüğüm oda da şimdi benim hıçkırıklarım vardı.

 

Duvara sırtımı dayayıp yavaşça kendimi yere bıraktım. Dizlerimi kendime çekip başımı dizime yasladım.

 

Kapım tıklatıldı cevap vermedim veremezdim. Hıçkırıklarım dinmiyordu. Kapıdan sesler geliyordu. Duymuyordum.

 

Hayatım boyunca hep “baba “diye ağlardım ama bu sefer baba diye de ağlamıyordum babamın kim olduğunu bile bilmiyordum.

 

Kapımın açıldığını duydum ama gelen kişiyi görmüyordum. Gözlerimi ne zaman kapattığını bilmiyordum ama onun varlığını hissediyordum. Yanıma yaklaştı benim gibi her zamanki gibi çöktü yere ve bana sımsıkı sarıldı. Gözlerimi açmadım “ Beni sende bıraktın kral nereye gittin hani bırakmayacaktın.” Küçükken her ağladığımda yanımda beliren o adam 18 yıldır ilk kez yanıma geldi.” İzin vermediler engellediler her ağladığından bana sesini dinletiler ama yanına gelemedim. Özür dilerim ama bundan sonra yanındayım.” Gözlerimi açmadan konuşmaya devam ettim.” Kral biliyormusun-“ sözümü kesti.” Duydum her şeyi unutma ben senin her şeyini yılardır duyuyorum.” Bana asla gerçek adını söylememişti hep kral dememi istemişti.

 

“ Uyu Dalya ben yanındayım.” Uykuya dalmak üzereydim. Kral yanıma gelip bana hep sarılınca hep uykum gelirdi.

 

“Uyandığımda yanımda olmayacaksın ama.” Bana cevap vermedi. Sadece saçlarımı okşadı. zaten üstüme yoğun uyku düştüğü için ağzımı açmadım, cevap vermesini söylemedim.

 

Uykuya dalmadan önce bana bir şey fısıldadı.” O çok sevdiğin saçları kesmişsin”

                                                                               *

 

Gözlerimi açınca yatakta olduğumu fark ettim beni yine yatağa bırakıp gitmişti. Yataktan kalkıp yıkandım.

 

Üstüme uzun bir tişört giyip altıma kısa bir şort giydim. Dışarı çıkıp etrafa baktım sesiz görünüyordu. Dün akşam olanlardan dolayı yemek yiyememiştim ve sabah olmuştu. Aç olduğum için yemek odasına gittim. Yemek odasında kimse olmayınca hayal kırıklığına uğradım.

 

Armin’in uyanık olduğunu tahmin ederek çalışma odasına gittim ama onu orada bulamayınca kaşlarım çatıldı.

 

En son sürekli oraya bura koşturan muhafızların gittiği odaya gittim. Şansım bu sefer yaver gitti. Armin orada Barlas ile konuşuyordu.

 

Armin beni fark edince gülümseyerek yanıma geldi. “ Günaydın tatlım umarım iyisindir?” Armin’e gülümsedim.” Daha iyiym ama neden burası bir parti verilecek gibi hazırlanılıyor.” Armin odaya bir göz gezdirdi.” Bir balo vericez yarın.” Bana imayla bakınca kaşlarımı çattım.” Neden ki, özel bir gün mü?” Başıyla beni onayladı.” Yarın seni herkesin içinde Ateş prensesi olduğunu duyuracağım.” Şaşkınlıkla kaldım.” NE?”

 

“ Bunu kabul edeceğini biliyorum Dalya, hem prenses olursan sana kimse bir şey yapamaz, seni yönetemez, canın isteyince kardeşlerinin yanına gidebilirsin.” Dedi.

 

Bölüm : 08.08.2025 21:57 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...