9.BÖLÜM

Bana balo için seçtikleri kırmızı gelinlik gibi elbiseyle aynadan bakıştık. Aynada Eflin’in bana yaklaşmasıyla ofladım.” Ben bununla nasıl yürüyeyim benden daha ağır!” Sitem etmemle Eflin kıkırdadı.

Bana bunalma gelmişti aşırı sıcak tutuyordu.” Ben bunu giymemem ne baloymuş arkadaş çıkartmama yardım et!” Eflin şaşkınlıkla bana baktı.” Ama kraliçe bunu gi-“ sözünü kestim hemen” şuan hiç bir şey umrumda değil, gelenekleri batsın!” Eflin hemen elbisenin arkadaki bağcıklarını çözmeye başladı.

Bugün bir saat sonra resmî olarak herkese Ateş prensesi olduğumu duyuracaklardı ve bir taç giyme töreni olacaktı. Sadece soylu insanlar davetliydi. Birde benim sayemde Ateş abi, Kaya amca, Duygun abla ve Metehan amca geliyordu.

Üstümdeki elbiseyi Eflin sayesinde çıkardıktan sonra hemen gardrobuma gittim.” Elbise giymek mi zorundaymışım? Alın o zaman çok güzel bir elbise.” Üstüme koyu kırmızı bir elbise giydim. Elbise dizimden bir karış üstünde kalıyordu. Sırtımın kapalı olmasını bilerek istemiştim artık sırtımı gizleyen saçlarım kısalmıştı. Göğüs dekoltesi bir tık fazlaydı ama kafayı takmadım.

Aynadan tekrar kendime bakınca gülümsedim. Hem daha rahat hem de daha güzel olmuştum. “ Ben hala senin prenses olacağına inanmıyorum.” Güldüm.” Sanki ben çok inanıyorum. Daha düne kadar babamdan saklanıyordum. Doğrusu o da babam değilmiş!” Eflin’in bakışları saçlarımı bulunca durgunlaştı.

Herkes fark etmişti ama kimse ağzını açıp bir şey dememişti. Yarım yamalak gülümsedim.

Kapı hayvan gibi yumruklanınca yerimizden sıçradık. Kapıyı hızla açıp kimin hayvan olduğuna baktım. Cevap şaşırtmamıştı, Oğuz ve Asil’di.

“ Kapıyı ne zamandan beri yumruklayarak açılmasını bekliyoruz!” Oğuz omuz silkip beni kenara itip girdi.

Asil’de girince kapıyı kapatıp tersçe onlara baktım.” Siz ayımısınız burası kadın odası böyle dalınır mı?” Oğuz bana bakıp sırıtı.” Ben abinim” öfkeyle yanına gidip yakasına yapıştım.” Abiymiş ,kıçımın abisi. Defolun odamdan!” Asil alınırmış gibi bana bakınca tersçe ona baktım. Oğuz’un yakasını bırakıp sakinleşmeye çalıştım. Onları tanıyordum kıskançlık damarları tutmuştu ve beni tüm gün sinir edeceklerdi.

“ Asil , Dalya çok çirkin olmamış mı?” Bilerek yapıyordu.” Evet bu ne çirkinlik bununla insanların karşına çıksalar derler ki keşke sarışın yakışıklı mı yakışıklı kardeşi Yani ben çıksaydım derlerdi.” Çığlık attım.” Ya başıma bela mısınız?” İkiside başını aynı anda sallayınca odadan kendimi dışarı atıp çığlık attım.” Ben nasıl bu salaklarla arkadaş oldum ki? Tanrım canımı alın lütfen!” Aniden arkamdan birimin konuşmasıyla durdum.” Böyle güzel bir prensesin delirmesine neden olan nedir?” Alkan’ın sesiyle ona döndüm. Duvara yaslanmış rahatsız edici bir şekilde bana bakıyordu.” Seni ilgilendirmez Alkan!” Onu terslemem ile alınmış gibi yapıp yanıma yaklaştı.” Kalbimi kırıyorsun prenses.” Bir adım geriye adım atınca o da bir adım bana doğru ilerledi.” Uzak dur benden!” Alkan sırıtınca koştum ama bir vampire karşı şansım yoktu. Alkan önüme hızlıca geçtiği için ona çarpmıştım.” Beni rahat bırak vampir!” Alkan kolumu tutunca hiç beklemediği şekilde yumruğumu suratına geçirdim. Alkan acıyla yüzünü buruşturdu.” Bu acıdı.” Kolumu ondan kurtarmaya çalışsamda boşaydı.

Alkan tekrar sırıtıp beni kendine doğru çekince bir ses geldi arkamdan” ALKAN!” O öfkeli ses beni kurtarmıştı. Eftal aniden kolumu kurtarıp beni arkasına almıştı. Alkan’ın yakasına yapışıp ona kafa attı. Aniden Alkan ona karşılık verip o da ona saldırdığı sıra geriye kaçtım. Nasıl olduğunu anlamadığım şekilde Alkan dişlerini Eftal’in boynuna geçirince çığlık attım. Boğazım yırtınırcasına. Bu sıra muhafızlar hemen koşmuştu. Oğuz’un geldiğini görünce Oğuz ilk önce bana baktı hemen sonra Eftal’in acıyla buruşan suratına. Hızla Alkan’ı tutunca muhafızlarda gelmiş yardım etmişti. Yerde acıyla yüzünü buruşturan Eftal’in yanına çömeldim. Elim Alkan’ın ısırdığı yere gidince Eftal elimi tutu.”Bakma sen oraya.” Kaşlarımı çattım.

“ Kalkabilecekmisiniz kralım.” Oğuz’un sorusuyla Eftal ona döndü.” Kalkarım ben bana Arel’ i çağırırsan mutlu olurum ama.” Oğuz bana baktı. Başımla onu onaylayınca gitti.

“ Dalya ne olursa olsun biri seni rahatsız ediyorsa, sana zarar verecekse çığlık at birileri yardımına gelir.” Bakışlarımı kaçırdım.” Ben çok kez çığlık attım ama kimse duymadı, duymak istemediler.” Eftal yerden kalkıp benim gibi oturur pozisyonuna geçti. Eliyle çenemi tutup ona bakmamı saladı.” Ben duyarım bundan sonra.” Ona hayran olmuşum gibi bakmaktan kendimi alamadım.

“ Bu kadar iyi davranma su kralı”

“ Bu kadar iyi davranmakla yetinmeyeceğim Ateş perisi”

İstemsizce gözüm boynuna kaydı. Diş izi çok kötü duruyordu ve kapanması uzun zaman alırdı.” Yaran uzun zaman geçmeyecek.” Eftal yorgun bir şekilde bana baktı.” Öpücük iyileştirir.” Tek kaşımı çattım.”Yalancı, öpücükle hiç bir şey geçmez!“Eftal gözünü kıstı.” Eminmisin?” Başımla onayladım.”Dene ve gör!” Aniden şaşkınlıkla ona baktım onu öpmemi istiyordu.” Yani istersen öpmek zorunda değilsin.” Kendisini açıklaması komiğime gitti. Suratı öyle bir hal almıştı ki. Yine içimdeki dürtüleri kontrol edemedim ve yarasına hızlı ve küçük bir öpücük kondurdum. Benim yanaklarım hızla kızarırken, Eftal şaşkınlıkla bana baka kaldı.

Yarada aniden kapandı. Gözlerime inanamadım.” Bu nasıl olur.” Eftal aniden suratı endişeyle kaplandı ve hemen sonra düzeldi.” Yani ben kralım.” Anladım dercesine başımı saladım.

Arel ve Oğuz yanımıza yaklaşınca hızla ayağı kalktım.” Eftal iyi misin? Lanetin ilerledi mi ? Kalkabilecek misin?” Arel’in sorusuyla Eftal ona döndü.” Çok iyiyim , lanetim nedense aniden ilerlemeyi kesti şimdilik ve kalkabilirim.” Hepsinin bakışları aniden bana dönünce kaşlarımı çattım.” Ne bakıyorsunuz!” Eftal baştan aşağı beni süzüp elbisemi işaret etti. Elbiseme tekrar bakınca az önce oturduğum için elbise biraz yukarıya katlanmıştı. Elbiseyi hemen düzeltim.” Yani olur öyle şeyler.” Eftal iç çekince bakışlarım ona döndü. Aynı şekilde Oğuz ve Arel’inde. Oğuz bana baktı.” Umarım iç çekişinin başka bir anlamı vardır yoksa kral demem öldürürüm.” Ben şaşkınlıkla Oğuz’a baktım. Eftal ise endişeyle kendimi açıklamaya çalıştı.” Ben şeyden iç çektim aklıma bir şey geldi ondan yoksa bana ne kardeşinden yani ben-“ kahkahamla Eftal konuşmayı kesti ve kahkahama odaklandı.

Kahkahamı kesince Armin’in yaklaştığını gördüm.” Siz dördünüz ne yaptığınız sanıyorsunuz herkes Dalya’yı bekliyor sizde Dalya’yı tutuyor musunuz?” Oğuz saçlarımın arasına öpücük kondurup gitti. Arel’ de kaçarcasına kaçtı.” Dalya sana ayarladığı elbise olmadı mı?” Başını iki yana saladım.”Beğenmedim bende bunu giydim bir sorun olur mu?”

Armin ağzını açmadan Eftal açtı.” Olur! Çok kısa bu elbise.” Eftal’e baktım.” Eftal kafanı kırmamı istemiyorsan çeneni kapat! Dalya güzel kızım benim sen ne istersen onu giyebilirsin ben düşünemedim sevemeyeceğini.” Bana annem bile bu kadar sahip çıkmamıştı.

“ İçeri gireceksin ben girdikten hemen sonra tamam mı?” Başımla Armin’i onayladım. Armin’i takip ettik. Armin içeri girdiği an bir alkış tufanı koptu. Tam ben gireceğim sıra Eftal durdurdu.” İzninizle prensesim size eşlik edebilirmiyim?” Kaşlarımı çattım. Hemen sonra gülümsedim.” Elbette kralım.” Eftal bana kolunu uzatınca koluna girdim. “ Armin seninle giriyorum diye kızar mı? “ Eftal bana gülümsedi.” Muhtemelen beni öldürür.” Kıkırdayarak ilerlemeye başladık. Bizim girmemizle alkış sesi gelmedi her taraf sessizdi. Eflin’in alkışıyla herkes alkışlamaya başladı. Herkesin başta sesiz olmasını Eftal’e beraber gelmem olduğunu düşündüm.

Armin’in yanına yaklaşınca Eftal bir kaç adım geriye attı. Armin hiç görmediğim anne şefkatiyle gülümsedi. Ona getirilen tacı aldı ve başıma taktı. Bana sımsıkı sarılınca garip hisettim.

Kulağıma fısıldadı.” Hiç sahip olamadığım kızım olduğun için teşekkür ederim.” Benden ayrıldığı sıra şaşkınlıkla ona baktım. O ise bana gülümseyip misafirlere doğru dönmemi istedi. Misafirlere dönünce bir alkış tufanı koptu. En önde Oğuz bir abi gibi göğsünü kabartmış bir şekilde alkışlıyordu. Sonra Eflin ve Asil’in gülümseyen suratı.

Bir ses geldi.” Ateş prensesin ilk dansı için ortaya alabilir miyiz?” Kaşlarımı çatarak Armin’e baktım. Armin gülümseyerek önüme dönmemi işaret etti. Önüme dönünce Eftal önümde reverans yapıp elini bana uzatı. Gülümsedim. Ona karşılık reverans yaptım ve elini tutum. Elini tutar tutmaz beni ortaya çekiştirip belimi kavradı. Bana göz kırparak dans etmeye başladı. Ona ayak uydurarak dans etmeye başladım. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. Aynı şekilde o da gözlerini benden ayırmıyordu. Aramızda boy farkı vardı ve bu benim hoşuma çok gidiyordu.

“ Bana aşık olduğunu düşünmeye başlayacağım Ateş perisi.” Utanarak başımı çevirmek yerine bakışlarım sertleşti. “ Sana aşık olduğumu düşündüren ne su kralı.” Güldü. Gülmesiyle içime garip bir huzur geldi.

Eftal tacıma baktı uzun süre.” Tacıma mı aşık oldun Su kralı.” Cıkladı.” Tacını değiştirmek istersen bana gel Ateş perisi “ gülümsedim.” Beni kraliçen yapamaya mı çalışıyorsun su kralı.” Dedim. Aynı onun gibi. Güldü.” Seni kraliçem yapamayı çalıştırdığımı düşündüren ne Ateş perisi” kahkaha atınca o da kahkaha attı.

Dans etmeyi bırakıp kahkaha atınca dikkatler üstümüze çekmiştik. Normalde utanırdım. Ama bazen Özgür olmak için ilk önce insanların ne düşüneceğini umursamamak gerekir.

İçimden gelen Eftal’e sarılma dürtüsüyle Eftal’e sarıldım. Eftal ‘de bana sımsıkı sarılınca aynı anda ağzımızda acı dolu bir inleme çıktı. Benim kalbim çok set çarpınca bağırmıştım…

Kafamdaki deli soruları bir kenara atmaya karar verip güldüm. Eftal’in garip suratı benim gülümsememle düzeldi.

Eftal’in arkasında gördüğüm Ateş abi onlarla gülümsedim. Ateş abi bana göz kırpıp kardeşinin yanına doğru giderken arkamda gözleri takıldı. Arkama dönünce şaşkınlıkla Armin’i gördüm. Ateş abiye yılardır görmediği biri gibi bakıyordu. Dudağını hareket ettirdi. Bir şey dedi ama uzakta olduğum için duymadım aniden koşup bir isim bağırdı.” ALP!” Armin tam Ateş abiye sarılacağı sıra hiç bir şeyi fark etmemiş Eflin abisine sarılıp Armin’in önüne geçmişti.

Armin başını iki yana salayarak bize Yani arkasına dönünce gözünde yaşların aktığını fark ettim. Eftal yanına gitmek isteyince kolunu tutum. Armin terasa doğru çıkarken Ateş abi Eflin’i bırakıp Armin’in peşinden gidiyordu.” Gitme sen bırak onlar konuşsun.” Eftal çaresizce bana baktı. Olayın ne olduğunu bilmiyordum ama ikisinin konuşması en doğru şeydi.

İlahi bakış açısı;

Armin terasta derin derin soluklanırken Ateş arkasından gelip Armin’i izledi ilk önce geçen gün rüyasında gördüğü kadındı. Ondan yardım isteyen.

Ateş cebinde ki kırmızı mendili ona uzatı. Armin ona baktı ve burukça gülümsedi.” Onunla tanıştığım ilk günde bana böyle bir mendil vermişti.” Ateş sesiz kaldı. Armin ise gökyüzünü izledi.” Alp… benim sevgilimdi. Uykuya dalmadan önce son günümüzde tanıştığımız yerde Yani burada tartıştık. “ Armin serin bir nefes verdi.” O gün burada ayrıldık ve ertesi gün ben tam 500 yıl uyuya kaldım. Uyanınca her şey için çok geçti çünkü o ölümsüz değildi. Benden 9 gün sonra ölmüş ondan geriye kalan tek şeyde bir kaç mektup…”Armin yarım yamalak anlatmayı bitirince Ateş ilk kez ağzını açtı.” Tanrılar tekrar sana göndermiş Alp’i ben olarak.” Armin ona baktı.” Alp’e benziyorsun ama bir yanın da o değil…”Ateş gülümsedi.

Armin ona baktı ve titrek bir nefes aldı.” Sana sarılabilirmiyim?” Ateş cevap olarak kolarını açtı. Armin hiç düşünmeden ona sarılınca Ateş karşılık verdi. Armin içinden geçirdi kokusunun hala Alp gibi olmasını, kül gibi kokuyordu.

Dalya’nın ağzıyla;

Yine nasıl konuya girdiğimizi bilmeyerek tartışıyorduk Eftal’e “ Ben çocuk değilim sen yaşlısın!” Eftal kaşlarını çattı.” Nereden yaşlı oluyorum be senin taş kafalı arkadaşından daha gencim!” Oğuz’a laf atmasıyla kaşarımı çattım.” Kardeşime taş kafalı diyemezsin yaşlı adam!” Eftal bir an cırladı.” Taş kafalı ama sabahtan beri beni öldürecek gibi bakıyor salak!” Çığlık attım.” 1000 yaşından büyüksün be adam!” Eftal bana tersçe baktı.” Sen de 25 yaşında olmasaydın!” Kaşlarımı çattım. En son dayanamayıp göğsümün arasında sakladığım bıçağı alıp onun kalbine doğru saplamaya çalıştım. Eftal yine kolumu tutarak bir tur etrafımdan döndürerek sırtımı göğsüne yapıştırdı. Elimdeki bıçağı alıp yanda ki muhafıza verdi.” Beni zaten kalbimden vurdun bıçaklamana gerek yok.” Şaşkınlıkla ona dönerken. Kurtulmak için çırpındım. Eftal izin vermezken sabahtan beri bizi şaşkınlıkla izleyen insanlara baktım. Çok garip geliyordu onlar için çünkü herkes içinde çocuklaşmıştık.

“ Bırak beni lanet olası kral!” Eftal gözümün içine öyle mi dercesine bakınca öyle der gibi baktım gözlerine. Bir çocukmuşum gibi beni kucağına alıp omzuna un torbasını taşır gibi koydu beni.

İşte bu Oğuz için son nokta olmuştu.” Lan bu göz göze kardeşimi kaçırıyor.” Ben şaşkınlıkla etrafa bakarken Eftal sanki şuan Ateş prensesini kaçırmıyormuş gibi çok rahatı. Eftal’in sırtına yumruk attım.” İndirsene yaşlı kral!” Eftal güldü ama cevap vermedi. Bir anda kafamdan tacım çıktı yere düşeceği sıra son dakika tutum. Hemen yardıma koşan Barlas’a tacımı attım. Barlas tacımı yakalar yakalamaz bağırdı.” Prenses bu oyuncak değil öyle fırlatmazsın!” Barlas’a tersçe baktım.” Şuan kaçırılıyorum ve senin derdin taç mı? Hemen kurtar beni dağ ayısından!” Eftal aniden durdu ve bağırdı.” Prensesi almaya çalışan herkesin kanıyla oynarım!” Şaşkınlıkla ona bakmaya çalıştım.”Kanlarıyla oynayabiliyormusun?” Eftal başıyla onaylayınca gülümsedim.” Kendi kanınla da oyna o zaman ve beni bırak lanet olası kral!” Eftal kahkaha atarken terastan çıkan Armin ve ateşi gördüm. Armin bizi bu halde görürken bende çok masumca gülümsedim.” Yaşlı kral çocuklaşma kararı alıp beni kaçırıyor!” Eftal’e dışarı çıkınca ofladım.” Tamam artık şovun bitti beni bırak da odama çıkayım.” Eftal oralı bile olmayıp beni geldiği uçan atlardan biriminin arabasına bindirdi. Atlar hızla kalkarken şaşkınlıkla ona baktım.” Beni gerçekten kaçırıyormusun?” Eftal sırıtınca çığlık atıp onu dövmeye kalkıştım ama o bileklerimi tutup hareket etmeni yasakladı.” Yol boyunca böyle kalacaksın cezalısın.” Eftal’e dil çıkarınca Eftal güldü.

                                                                           *

Eftal şaka yapmıyordu beni yeniden su sarayına getirmiş üstüne beni kendi odasına hapsedip duşa girmişti. Dakikalardır su sesi gelmiyordu ama inadıma orada beklediğine emindim. En son kapı açılınca Eftal’e tersçe baktım. Etfal ise bana yorgunla baktı çok güçsüz duruyordu.

“ Eftal beni artık odama gitmem için bırakırmısın?” Eftal bana baktı ve burukça gülümsedi.” Bu gece yanımda kalsan?” Şaşkınlıkla ona baktım.” Bana aşıkmışsın gibi davranmayı kes artık!” Eftal derin bir nefes verdi.” Anlamıyorsun dimi?” Dedi. Kaşlarımı çattım.” Seni sevdiğimi nasıl ankamazsın Dalya! Herkes anladı bir sen anlamdın.” Şaşırarak ona baktım.” Seni ilk gördüğüm andan beri deliler gibi aşığım ama sen hiç arkanı dönüp bakmadın seni öptüm anlamdın!” Neye uğradığımı anlamadım.

Eftal’in sözleri bana tokat gibi çarpmıştı. O bana söyleyene kadar onu sevdiğimi, Eftal’e aşık olduğumu fark etmemiştim.

Eftal öfkeyle duvara yumruk atınca ona yaklaşıp ilk önce ellerini tutum. Ellerimi ellerinden bıraktım ve boynuna koyup Eftal’i kendime yaklaştırdım. Dudaklarımız arasında mesafe kalmasını istemiyordum. Dudaklarımızı birleştirdiğim an sanki şuana dek hiç yaşamamışım gibi hisetim. Eftal dudaklarımızı ayırınca ona baktım.” İstemediğin şeyleri yapma seni kullanıyormuşum gibi hissediyorum.” Başımı iki yana saldın.” Ben zaten seni istiyormuşum Eftal, sanki dudakların dudağıma değdiği an yaşıyormuşum gibi hisettim meğerse ben senden önce yaşamıyormuşum.” Eftal bir an beklemedi ve dudağıma yapıştı. Sırtım duvara çarpınca ne zaman kapadığımı fark etmediğim gözlerimi araldım. Eftal’in gözü bir anlık gözüme mavi görününce kaşlarımı çattım. Eftal’e karşılık vermeyi bıraktım. O tanıdık maviler…

Eftal’i itmemle Eftal şaşkınlıkla bana baktı.” Çok mu ileri gittim? Canını mı yaktım?” Cevap vermedim.” Kapıyı aç!” Eftal kaşlarını çattı.” Kapıyı aç dedim sana!” Eftal kapıyı açar açmaz hızla merdivenlerden indim. Geçmişim önüme düşmüştü.

Dışarı çıkar çıkmaz yeni arabadan inen bir muhafız görünce ona arabaya tekrar binmesini işaret ettim. Muhafız arkama bakınca bende arkamı döndüm. Eftal yorgun gözükmüyordu artık ama çaresiz gözüküyordu. Bana baktı ve başıyla muhafızı onayladı. Muhafız arabaya binerken bende arka koltuğa geçip beni Ateş abinin evine bırakmasını istedim. Biz ilerken yağmur yağmaya başladı.içimden bir ses bu yağmur öylesine olmadığıydı…