
Bölüm 12
Özel Bölüm: Fulya Akmaz
Ben. Sahi, ben kimdim? Bu dünyaya ne için gelmiştim? Amacım neydi? Kardeşim, annem, babam için mi? Yoksa o pislik kocam için mi?
Ben kimsenin birinci seçeneği olmamıştım. Olmayacaktım. Ben beş yaşındayken kreşe gönderdiler beni. Bir kız geldi yanıma.
“Sen kimsin?” dedi.
“Fulya ben.” Diyebilmiştim. Yüzüme uzun uzun bakmıştı kız. Gitti sonra. Göz altım mosmordu. Saçlarım diğer kızlar gibi özenle taranmamıştı. Yanıma gelen kızın saçları sarı, örgülüydü. Örgüsünün üstüne pembe bir kurdele takılmıştı. Ben kendi saçlarıma dokundum. Kötüydü. O akşam anneme sormuştum.
“Anne, benim saçlarımı neden örmüyorsun?” diyordum. Annem bana baktı. Gözleri doldu.
“Kızım, işe yetişemiyorum. Ama söz sana. Paramı kazanayım ben de öreceğim. Kreş paranı yetiştiremiyorum. Patronum yevmiyemi azaltıyor. Dayan. Birkaç yıl daha güzelim.”
Ben artık on sekiz yaşıma geldiğimde bana okulumdaki öğretmenlerim bir teklif sunmuşlardı. Yurt dışına çık demişlerdi. Sana okuma teklifi verildi demişlerdi. Ben de koşarak söyledim. O zamanlarda yurtdışında okumak başarıydı. Ün, şöhretti. Ben de kabul ettim tabii. Orada özel eğitim veren okullarda okudum. Tam yirmi dört yaşımda okulumu bitirdim. Ben öğretmen oldum. Öğrencilerimden birinin dayısıydı kocam. Bana başlarda çok güzel davranıyordu. Sonra içki içmeye başladı. O gece gözümü kırmadan onu bekledim. Gece geldiğinde ona güzel haberimi verecektim. Kızımız olacaktı. Ama o gece gözü dönmüştü. Beni yere yatırdı. Bir yumruk geçirdi suratıma. Bir gözüm morardı. Sonra karnıma vurdu. Kızım ölmemişti. Ama ondan başka gideceğim yer de yoktu. Çalışmıyordum. İzindeydim. Bilet alıp dönemiyordum. Kızım doğduğunda yanımda değildi. Elif’in saçını üç sene okşamadı. Sonra kızım ona sarıldığında sarıldı bir kez. Kavgalardan sonra işe başladım. Yine yanıma geldi. Vurdu bana. Ama kaçtım. Ona son sözlerimi söyleyip kaçtım. Kızımı da götürdüm. Boşandım sonra. Ama peşimi bırakmadı. Şimdi ben de kaçırılmıştım. Bu Paşa denen adam kaçırdı. Ona borcu varmış o eski eşim olacak adamın. Beni kaçırdı ama bilmediğim bir şey de varmış. O katiller benim kardeşlerimmiş.
(Alara)
Ablamı kurtaracaktık.
“Yolun sonundasın anla artık!” dedim.
“Ben yolun sonunda kalmam çocuk.” Dedi adam. “Sonsuzu yaratırım.”
“Bana şimdi edebiyat yapma lan! Ablamı sal.”
Ben derken bir kurşun patladı. Gözlerimi kapattım. Ama vurulan ne bendim ne de ablamdı. Üç kurşun sesi bu üç adamı öldürmüştü.
Arkadan gelen ses içler acısıydı. Elinde dosyayla Birce vardı karşımda. Silahlarımızı indirdik ve Birce’ye bakakaldık.
“Birce?” dedi Barbaros.
“Çocuklar…”
“Sen nasıl buldun bizi?”
“Konumunuzu merak ettim. Açıktı. En som planladığımız yere gitmişsiniz yani buraya ama ben size bir şey olacak diye korktum. Buraya geldim. İyi ki de gelmişim.” Dedi.
“Birce elindeki dosya?”
“İnanılmaz şeyler buldum. Evde öylesine dosyaları inceliyordum. Hani bu Korhan Volkan vardı ya,” dedi. Sesi incelmişti. “Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.” Bana bakıyordu.
“Ne oldu Birce anlat.”
“Alara,” dedi. Durakladı bir süre. “Baban, bilerek öldürülmüş.”
O an sanki kalbim tekrar durdu. Yere çöktüm. Ablamı çözdüler. Bana sarıldı. O da ağlamaya başladı. Hayır ağlamayacaktım.
“İntikamım çok pis olacak Volkan.” Diye bağırmaya başladım. “Nasıl olmuş?” dedim.
“Korhan, hastanedekileri tehdit etmiş. Bir de hastanenin sahibi batmak üzereymiş ve ona on sekiz milyon dolar vermiş.” Dedi. “Adamda bunu duyunca Amerika’ya kaçmış. Elimdeki dosya sızdırılmış. Al oku.”
Dosyayı açtım. Sayfasını gösterdi.
Bu sayfa hastane çalışanları dışında hiçbir yere sızdırılmayacaktır. Bu bir sözleşme belgesidir. Altında doktor ve Korhan Volkan’ın imzası vardı.
Ali Akmaz
Yaş:58
Kan Grubu: 0(Rh)+
Altında doktora yaptırılan konuşma kaydı vardı. Kodu okuttum.
“Hastaneye geldiğinde yaralıydı. Çok kan kaybetmişti. Zaten yaşama olasılığı yoktu. Ameliyatında sadece adamı ölüme hazırladık. Zorunda kaldık.” Diyordu. Kayıt kesildi.
“Doğru düzgün anlat şunu.” Dedi kalın sesli adam.
“Doğruları açıklıyorum. Bu dama hastane sahibine on sekiz milyon dolar verdi ve bize o adamı öldürmemizi söyledi biz de uğraşma-” kayıt burada kesiliyordu. Bir silah sesi gelmişti kayıtta.
Doktorlar Hipokrat yeminlerine bile sadık kalamıyordu. Benim babamı geçtim, bu adamlar nasıl bu kadar rahat yaşayabiliyorlardı? Şerefsizler çünkü.
Tamam olayları düzene sokalım. Babam bilerek öldürüldü. Ablam kaçırıldı. Koray vuruldu. Batu vuruldu. Bunlar aynı adam sayesinde oldu. Nasıl oluyordu da biz bu adamı hala yakalayamıyorduk? Aklım almıyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |