
17. Bölüm
- İçimdeki Kasvet-
Dün operasyonda başım çok döndüğünden bir doktora görünecektim. Sabah uyanığımda herke uyuyordu. Batu dışında.
“Batu n’aber?” dedim.
“İyi senden?”
“İyi ben de. Bizimkilere söylersin ben bir doktora görüneceğim dosticim.”
“Tamam. Bir şey mi oldu?” dedi.
“Dün operasyon bayağı başım döndü o yüzden.” Dedim.
“İyisin değil mi?” dedi. “Bırakmamı ister misin?” dedi.
“Yok giyinip çıkacağım zaten yakın kendi arabamla giderim.”
Yukarıya çıktım tekrar. Kocaman giyinme odamdan kendime bir eşofman ve uzun kollu bir kazak aldım. Midem başım döndüğünden bulanıyordu. Onu çok takmadım. Başım döndüğünden bugün şık giyinememiş, topuklu bile giymemiştim. Ayakkabılarımı giydiğimde ağzıma bir sıvı geldi ve hemen tuvalete koştum. Kusuyordum. Yine çok takmadım. Büyük ihtimalle soğuk algınlığım ya da alerjim tutmuştu çünkü o zaman böyle oluyordum.
Merdivenlerden indiğimde gerçekten başım dönüyordu. Batu oradaydı.
“Batu ben çıkıyorum.” Dedim zorlukla.
“İyi misin gerçekten Alara?” dedi.
“İyiyi-”
Sözüm yarıda kaldı. Başım feci şekilde döndü ve gözlerim kapandı.
-
Uyandığımda hastane sedyesinde yatıyordum. Bütün ekip başımdaydı.
“Neden dikildiniz başıma ordu gibi?” dedim.
“Tamam gayet de ayılmış bizimki.” Dedi Emirhan.
“Sen bayılmışsın doktora gideceğim diye. İşte biz de seni getirdik sonra.” Dedi Ela.
Yanıma bir doktor geldi. “Merhabalar Alara Hanım.” Ben arık bir hanımım. “Bayılmışsınız. Şu anlık iyisiniz eve gidebilirsiniz. Biz sizi sonuçlarınız çıkınca arayacağız ve çağıracağız.” Dediler.
Eve gittiğimizde sanki ameliyat olmuşum gibi dinlendiriyorlardı beni.
“Tahlil sonuçlarının çıkması uzun sürerse çıkana kadar evde Birce’yle kalacaksınız. Operasyonlara katılmayacaksınız.” Dedi Kutay.
“Ama kocacığım!”
“Kocan böyle istiyor.” Ofladım.
Bu dinlenmek bana da iyi gelebilirdi. Birce’yle beraber bir haftada yüz bölümlük dizi bitirebilirdik.
-
Kimseden habersiz hava almaya çıktım ve şüphelendiğim için eve yakın eczaneye gittim ve hamilelik testi aldım. Hızlıca eve döndüm.
“Alara neredesin sen?” dedi Birce.
“Biraz hava almaya gitmiştim yakınlara.” Dedim.
“Kutay duysa çok kızar. Neyse ki hepsi operasyona hazırlanıyorlardı.” Dedi. Refleksle karnına baktım şişiyordu.
“Nasıl bir duygu?” diye sordum.
“Ne nasıl bir duydu?” dedi.
“Annelik,” dedim. “Anne olmak, olacak olmak nasıl bir duygu Birce.”
Gülümsedi. Karnını okşadı. “Eğer sevdiğin biriyle bir çocuğun varsa,” dedi Birce. “Çok güzel bir duygu. Ama onu bu kararmış dünyadan nasıl koruyacağını bilmiyorsun.” Dedi yine.
“Anneler korur ama,” dedim. “Anneler de korur teyzeler de.” Dedim karnını okşayarak.
-
Biraz sonra üst kata çıktım. Tuvalete gittim. Saklayarak getirdiğim poşetin içindeki testi çıkardım. Testi yapacaktım.
-
Testi yaptım. Hem de art arda en az beş kere yaptım. Çubuğa her baktığımda aynı manzarayı gördüm. Çubukta iki çizgi vardı!
HAMİLEYDİM!
Ben bunu nasıl söyleyecektim ya? Kime söyleyeceğim? Çocuğu nasıl doğuracağım? Ya doğururken ben ölürsem? Ya beş tane olursa? Ya onları koruyamazsam?
Sorular aklımda uçuşuyordu. Birce’ye danışmalıydım. Ona ne diyecektim?
Aklımda bir diyalog kurdum.
“Birce ben hamileyim.” Dersem o ne diyecekti?
“A canım biliyor musun ben de hamileyim?” mi diyecekti?
Merdivenlerden indim. Kutay oradaydı. Konuşuyorlardı.
“Baba olacak olmak nasıl bir duygu Barbaros?” dedi Kutay. Tam şu ana mı denk gelmişti cidden.
“Sorma Kutay. Çok güzel. Resmen ferahlık ama korumaya muhtaç bir bebek var.” Dedi. Herkes buradaydı. Bütün ekip. Ela ve Emirhan yan yana oturmuş, sarılmışlardı. Barbaros da Birce’nin karnını okşuyordu.
Yanlarına gittim.
“Hoş geldin Güzelim.” Dedi Kutay. Moralim bozuk değildi ama hamilelikten korkuyordum.
“Eh bizim de olsa keşke bir çocuğumuz.” Dedi Kutay. Sessiz kaldım. Hatta gülümsemedi bile.
“Kızdın mı? Anne olmak güzel bir şey.” Dedi Dalya.
“Alara’dan çok güçlü anne olur ya.” Dedi Gülçin.
“Evet. Düşünsenize minik bir Alara da şurada o neydi adı altı kırmızı üstü siyah topuklularla yürüyor.” Dedi Emirhan.
“Belki de oğlu olur.”
“Daha kız hamile bile değil. Neden böyle boş muhabbetler yapıyoruz?” dedi Kutay. Bana baktı. Dolmuş vaziyetteydim. Bir anda baktım.
“Ben hamileyim.” Diye bağırdım. Sesim büyük salonda yankılanırken herkesin gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
“Sen?” dedi Kutay s harfini üç kere söyleyerek. “Sen hamile misin?” dedi. Kafamı salladım. “Dalya falan geçmiyorsun değil mi?” dedi.
“Niye dalga geçeyim inanmıyorsan al bak.” Dedim cebimden testi çıkararak. Gözleri daha da açıldı.
Beni kucakladı ve kaldırdı. Saçlarımı yanaklarımı ve dudaklarımı öptü.
“Ben baba mı oluyorum?” dedi. “Çocuğumuzun, ikimizin çocuğunun babası mı oluyorum?” dedi Kutay.
Arkadan Batu seslendi. “Yok Kutay seninle benim çocuğum. Başka kim olabilir?” dedi.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |