
19. Bölüm
Ekip de buradaydı. Depoya sakince girecektik. Adımımızı attık. Babamı gördüm.
“Kızım?” dedi. “Senin ne işin var burada?” dedi.
“Ne oldu baba?” dedim. “Öldü diye kandırdığın kızını bu kadar akılsız mı sandın?” dedim.
“Kızım…” dedi. “Söyleyecektim.”
“Ne zaman söyleyecektin? Ne zaman baba ha? Çocuklarım var benim karnımda. Ben sensiz nasıl yaşayacağım diye düşünürken sen burada takım elbiseyle oturuyorsun!” dedim.
“Böyle olması gerekiyordu.” Dedi.
“Bu şekilde mi görmem gerekiyordu seni baba? Üç buçuk aydan fazladır hamileyim ben hamile.” Dedim. “Kaç gece depresyona girdim sence ben ha? Kaç gece kabuslar gördüm ben ha? Sen benim ne çektiğimi biliyor musun? Bizi kaç gün hastaneden çıkartamadılar. Sinir krizi bile geçirdim ben baba!” dedim. Yine kriz geçiriyordum. Kutay beni durdurmaya çalıştığında diz çöküp titreyerek ağlamaya başladım.
“Kızım…” dedi.
“Ben senin kızın değilim artık.” Dedim.
“Her şey senin içindi.”
“En az üç ay geçirdiğim krizler de mi? Saçmalıyorsun.” Dedim.
“Affet beni. Ben gitmeseydim seni, Kutay’ı Karanlığın Kalbi’ni öldüreceklerini söylediler.” Dedi.
“Aa” dedi bir ses. “Her şeyi itiraf mı ettin Ali?” dedi Korhan Volkan.
“Bana bak gerizekalı sana bir dalarım buradan.” Dedim.
“No no, deneme minik kız. Karnındaki çocukları her an öldürebilirim. Arkadan Kutay çıktı. Silahıyla. Hiç kızgın olmadığı kadar kızgındı.
“Çocuklarıma ve karıma dokunamazsın. Artık değil Volkan.” Dedi. silah patladı. Sekiz kere. Baktığımda Korhan ve korumaları ölmüştü. Babam ve ekip kalmıştı.
“Çocuklar.” Dedi babam. “Size itiraf etmem gereken şeyler var. Sizin karşılaşmanız tesadüf değildi. Sizi ben yarattım. Karanlığın Kalbi’nin ressamı benim.” Dedi.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |