3. Bölüm

💌1💌

Zeyyy
zeynepinak9

YAZARDAN

X:"YARDIM EDİN"

30lu yaşlarını ortasına Gelen adam belkide bunca yıllık hayatının en acı günü yaşıyordu, karşısında kendinden oldukça büyük olan adam yaşına rağmen oldukça kalıplıydı bü yüzden vurduğu her darbe yerde kanlar içinde yatan adamın daha çok acı çekmesine sebep oluyordu

Y:"TORUNUM NERDE LAN"

Yaşlı adam yılların getirdiği yorgunlukla beyazlayan saçlarını bir eli ile geriye atıp ayaklarının dibinde iki büklüm olmuş adama tiksinircesine baktı adam yediği onca dayağa rağmen yüzündeki o iğrenç gülümsemesini silmiyordu resmen dayak yemekten zevk alıyor gibiydi

X:" GEÇ KALDIN CAVİT AKBARO ÇOK GEÇ KALDIN ÖLDÜ TORUNUN YERİN 7 KAT ALTINDA O ŞİMDİ KEMİKLERİ KALDI SADECE"

Cavit bey, adamın söylediklerinin gerçek olma olasılığını düşündükçe deliriyordu geç kaldığını biliyordu 23 yıl kadar geç kalmıştı ama torunu ölmemişti yaşıyordu Cavit beyin yaşlı kalbi bunu hissediyordu

Cavit bey biraz daha burda kalırsa adamı öldüreceğini bildiği için hızla arkasını dönüp bir köşeye fırlattığı gösterişli bastonunu alarak deponun çıkışına doğru adımladı ancak kapının sertçe açılıp duvara çarpmasıyla adımları durdu gelen yıllardır yanında olan çalışanın dan çok kardeşi olarak gördüğü sağ kolu Zait'ti

Zait:"AĞAM BULDUK"

Zait'in dedikleriyle Cavit beyin yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu hemen belindeki silahı çıkarıp hala yerde acı içinde inleyen adama kurşun yağdırdı artık torununu bulmuştu ona ihtiyacı yoktu

Cavit Arbavo:"ARABALARI HAZIRLAYIN TORUNUM GİDİYORUZ, CİHANGİR' E MÜJDEYİ VERİN OĞLUNU BULDUK"

°
°
°
°
°
METE AKIN

"Silemez o beni
Biraz yavaş olsun

Sevişip öptüğüm
Gözüne dursun

Yerime artık
Ne bulursa koysun

Yüreği uzak
Hadi rahat olsun..."

Elimdeki siğaradan bir nefes daha çektim yolun ortasında telefondan yüksek sesle şarkı açıp dans ederek eve doğru ilerliyordum saat henüz erkendi güneş yeni yeni batıyordu ama yinede bu mahalle pek tekin Bi yer olmadığı için yolda bir kaç kişi vardı onlarda bana garip garip bakıyorlardı ancak sorun bakalım sikimde mi?

Tabiki hayır! Allah Allah yandan yandan

Bizim evin olduğu sokağa girdiğimde müziğin sesini biraz daha arttırdım eve girdiğimde onları kardeş yaparken yakalamak istemiyordum onlar kim mi gereksiz annem ve piç babam kapının önüne geldiğimde duyduğum inleme sesleri ile yanılmadığımı anladım evin kapısını kıracak gibi çalıp bekledim bir süre

Kapı kilit sesini duymamla yerimde dikleştim kapı açıldığında yarı çıplak annemi görmemle yalnızca gözlerine diktim bakışlarımı

"kıyafetin mi yok"

Annem:" kendi evimde niye kıyafet giyiyim istediğim gibi gezerim beğenmiyorsan çek git"

"Sanki kirasını sen ödüyon çekil önümden"

Onu iterek içeri girdim hiç salona uğramadan odama çıkıcaktım ki salondan gelen havlama sesi ile durmak zorunda kaldım

Babam:" Buldun Nihayet evin yolunu"

"He bok kokusunu takip edince kolayca buldum"

Babam :" Hala aynısın Mete bu dik başlılığın hep başına bela açtı ama hala aynısın askerliğinden bile oldun lan"

Vücuduma yavaş yavaş yayılan sinirle ellerim yumruk oldu babama bir kaç adım yaklaşıp tam dibinde durdum

Babam:" Aslında sevinmen lazım bok yoluna ölmekten kurt-"

Lafını tamamlamasına izin vermedim hayattaki tek amacı kadınlar ve para olan bu piçin vatanı için şehit olan arkadaşlarıma laf etmesine izin vermedim

Boynunu ellerimin arasında ezecekmiş gibi sıktım o kıpkırmızı kesilirken annemin çığlıklarını hiç önemsemeden konuştum

" seni öldürürüm Akif senin boynunu kopartırım"

Artık morardığını fark edince elimi onun iğrenç kanına bulamak istemediğim için çektim elimi o yere yığılırken annem hemen yanına gitmiş ona sarılmıştı ancak benim hala sinirim geçmemişti yandaki ayakkabı dolabının üstünde duran vazoyu alıp duvara atarak param parça olmasını sağladım

" BU EVDE BİR DAHA NE ASKERLERİN NE DE ŞEHİTLERİN LAFI GEÇMEYECEK O PİS AĞZINIZLA ONLARIN ŞANLARINI LEKELEMİYCEKSİNİZ ANLADINIZ MI LAN BENİ"

İkiside hızla başlarını sallayıp beni onaylarken son kez onlara tiksinerek bakıp merdivenlerden çıkarak odama geldim üzerimi değiştirmeye üşenerek kendimi yatağa atıp kendimi derin uykuya bıraktım

Titrediğini hissederek uyandığımda cebimdeki telefonun çaldığını fark ettim telefonu çıkarıp kimin aradığına baktım arayan Emrah'tı hem çocukluk arkadaşım hem de eski silah arkadaşımdı , saate baktığımda saat 03.47 'yi gösteriyordu bu saatte araması ne kadar beni gersede cevapladım

"Hayırdır lo gece gece özledin mi beni "

Emrah :" METE YARDIM ET ALLAH İÇİN YARDIM ET ÖLDÜRECEKLER BENİ"

Duyduklarıma hemen kalkıp odadan çıktım merdivenlerden inerken Bi taraftan da ne olduğunu anlamaya çalışıyordum

"Nerdesin sen"

Emrah :" VEYSEL ABİNİN KAHVENİN ORDAYIM NOLUR ÇABUK GEL LAN"

Mete:"geliyorum kardeşim geliyorum kapatma sen telefonu"

Telefonun hala kulağımda tutarken az önce kavga ettiğimiz yere gelip ayakkabılığın altındaki silahımı aldım onu belime takıp evden koşarak çıktım arkamdan neden hala uyanık olduklarını anlamadığım anne ve babanın seslerini duyuyordum ancak şuan onlara cevap vermeye vaktim yoktu

Veysel abinin kahvesinin olduğu sokağa girdiğimde sokak lambası yanmadığı için kapkaranlık bir sokakla karşılaştım mesleğimin yani eski mesleğimin getirdiği alışkanlıklardan biri olarak silahın emliyetini açıp hazır hale getirerek duvarın dibinde yavaş yavaş yürümeye başladım gözlerim her yerde dolanırken telefonun flaşını açarak ayaklarıma doğru tutum

Tam kahvenin önüne geldiğimde flaşı kapatarak silahı iki elimle tutup karşıyı gösterecek şekilde göğsüme yapıştırdım adımlarımı biraz daha yumuşatarak ses çıkarmamaya özen gösterdim

Nerde bu adam amk

Biraz daha ilerlediğimde iki binanın arasından duyduğum inleme sesleri ile oraya yöneldim kafamı hafif eğerek oraya baktığımda 4 tane takım elbiseli adamın emrahı ölümüne dövdüğünü gördüm etrafa bir göz gezdirdiğimde yan duvar kenarında 3 adamın daha olduğunu gördüm biri otururken diğerleri ayaktaydı biraz daha etrafa bakındığımda adamların sadece bu kadar olduklarına emin olup silahın emliteyini kapatarak yerine koydum

" Hayırdır Gardaş 1'e 4 yakışür mü deliganlılığa"

Ne kadar Ankaralı olmasam bile doğma büyüme Ankarada olduğum için ister istemez bazen ağız kayıyordu adamlar bana garip garip bakarken ben Bi silahları var mı diye onları süzüyorum arkada taş gibi bir şeyin üstüne oturan esmer adam hiç kafasını yerden kaldırmadan adamlarına beni gösterdi

X:"Yok ol "

Ketçap mayonez de olsun mu yarram

"Ketçap mayonez de olsun mu yarram"

Adamın sinirden çenesinin kasıldığını görürken eli yukarı doğru savurarak adamlarına işaret verdi sanırım çünkü 6 tane izbandut bana doğru koşuyordu

Emrah :" METE KAÇ"

"LAN GÖT LALESİ MADEM KAÇ DİYECEKTİN NİYE ÇAĞIRDIN"

Emrahın daha cevap vermesine kalmadan sağ yanağıma dediğim yumrukla sendeledim

Emrah senin ben amk

Hepsinden daha iri duran adam kilosuna rağmen koşarak gelip ikinci yumruğu atacaktı ki omzu ile boynunun birleşimi olan noktaya elimi dikey bir şekilde vurmamla ikiye büküldü onun bu halinden yararlanarak yüzüne tekme attım o yana düşerken bu sefer geri kalan beşi aynı anda saldırdı bir adım geriye etıcaktım ki arkamda duvarı hissetmemle gülümsememe engel olamadım favori hareketimi yapabilecektim

Adamlar hiç bir düzen olmadan Allah ne verdiyse bana vurmaya çalışırken en sağdakinin kolunu büküp arkamı dönerek kendime siper ettim adamlar bana vurmaya çalışırken ona vuruyorlardı amatörler

Onlar mal mal davranırken sırtımı adama yaslayıp iki ayağımı duvara koyarak kendimi ittirip havada takla atarak adamların arkasına geçtim belimden silahı çıkarıp hepsinin bacağına birer tane sıkarak etkisiz hale getirdim silahımı yerine koyacaktım ki duyduğum alkış sesi ile arkamı döndüm az önceki esmer adam nihayet yapıştığı taştan kalkıp alkışlayarak bana yaklaşıyordu

X:" BRAVO, BRAVO MÜTHİŞ BİR GÖSTERİYDİ"

"Sen bide yatakta gör"

Alay eder gibi konuşmam onu sinir etmek yerine gülmesine sebep olmuştu noluyo lan

X:" Korumam ol"

"Yoğ gardaş eyvallah"

X:" Neden"

"Dağ hariç başka bir yerde adam öldürmek prensibim değil"

X:"Ne dağsı"

"Ananın... Tövbe estağfurullah la yürü git"

Adam tekrar ısrar edecekti ki ona fırsat vermeden köşede sırtını binanın duvarına yaslamış bir şekilde bizi izleyen Emrahın yanına doğru ilerledim

"Yaşıyon mu la"

Emrah :" Maalesef"

"Tüh be Bi dahaki sefere artık gardaş"

İkimizde sırıtırken Emrahın koluna girerek onu kaldırdım zor yürüyor hatta topallıyordu ona ayak uydurarak yavaş bir şekilde yürüdüm ordan uzaklaşırken adamın bakışlarını hissediyordum ama sikimdede değildi açıkcası o mahalleden çıktığımızda daha fazla kendimi tutamadım

"
Geliyorum Ankara'nın elinden
Kaşıkları çekilmeli belinden
Seni gidi topal
Seni hayın topal
Seni gidi topal bu gecede burda gal.."

Emrah bu dediklerime gülerken biraz daha toplamaya başladı rolünü yaşıyordu adam resmen Bi anda şarkıya devam etmesi ile kahkaha attım

Emrah:"
Yandan çarklı geliyor da gaçın
Gapıları, bacaklı gapatın " bundan sonrasına bende dayanamayıp eşlik ettim şuan ikimizde hem deli gibi gülüyor hemde şarkı söylüyorduk

&" Seni gidi topal
Seni hayın topal
Seni gidi topal bu gecede burda kal"

Şakıyı en az 5, 6 kere tekrar ede ede emrahın evine geldik Emrah cebindeki anahtarla kapıyı açtığında Necla teyzeyi yani emrahın annesini uyandırmamak için sessizce içeri girip kapıyı kapatarak emrahın odasına çıktık

Odaya girdiğimiz gibi emrahı yatağına ittip kendimi odadaki 2 kişilik koltuğa attım Emrah sanırım canı acımış olduğu için hem inliyor hemde sövüyordu

Emrah :" İNŞALLAH UZUN YOLCULUKTA POVYON DOLMUŞA DENK GELİRSİN METE"

Bu ağır olmuştu...

Bir süre daha yaratıcı küfürlerini ettikten sonra uyuya kalan emrahın üstünü örttüm eve gitmeye üşendiğim için emrahın yatağının Bi köşesine kırılarak uyumaya çalıştım

Yarın yorucu bir gün olacakmış gibi hissediyorum

--------------------------------------

İLK BÖLÜMDEN SELAMLAR NASIL BULDUNUZ ANA KARAKTERİMİZİ YORUM ATNAYI UNUTMAYIN LÜTFEN

Bölüm : 19.11.2024 22:34 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...