
YAZARDAN
Çınar:" O Albaro'yu istiyorum, meteyi bana getir sevgili üvey kardeşim "
Emrah:"Tabi efendim paket mi olsun burda mı alırsınız, TAŞŞAK MI GEÇİYON LAN SİKTİR GİT ŞURDAN SİNİRİMİ BOZMA BENİM"
Çınar, Emrahın bu haline gülüp hiç istifini bozmasan tekrar alayla konuştu
Çınar:"Aşk olsun bana sözün yok muydu istediğim her şeyi yapmayacak mıydın Hı"
Emrah aklına dolan anılarla vücudunun kitlendiğini hissetti zor nefes alıyordu
Doğru ya çınar Emrah yüzden bu hale gelmişti
°
°
°
°
°
GEÇMİŞ ( 27.02.2011 Emrah 16, Çınar 12)
Emrah her hafta sonu olduğu gibi babasının yanına gitmek için hazırlanıyordu, annesi ve babası 6 yıl önce boşanmışlardı Emrahın velayeti annede kalmıştı ancak hafta sonları anne ve babasının anlaşması üzerine babasında kalmaya gidiyordu, boşandıktan 2 yıl sonra annesi Nevzat KARABEY ile tanışmış mantık evliliği yapmıştı
Nevzat Bey'in eşi oğlunun 2.çocuklarının doğumunda vefat etmişti, neyzat bey 8 yaşındaki oğlu çınar ve yeni doğmuş kızı Elfida ile ortada kalmıştı ancak 3 Ay sonra Necla Hanım ile mantık evliliği yapmıştı, 4 yıl boyunca mutlu giden bu evlilik son bir kaç aydır çatırdamaya başlamış nevzat bey, kendi öz çocuklarına şiddet uygularken, Necla hanıma psikolojik şiddet uygulamaya başlamıştı bu durum ne kadar Emrahı rahatsız etsede gücü yetmiyordu hem iki kardeşini hemde annesini korumaya gücü yetmiyordu
Çınar :"ABİ!"
Emrah alt kattan gelen kardeşinin çığlığı ile katlandığı tişörtü bir tarafa atıp masanın üstünde duran çakısını alıp aşağıya koştu
Merdivenlerden hızla inip salona girdiğinde gördüğü manzara ile şok oldu Necla Hanım, kucağında ile yerde kanlar içinde yatıyordu nevzat bey ise elimdeki odunla salonun bir köşesine sinmiş ağlayan çınara doğru ilerledi
Emrah o an yerdeki annesine gitmek istesede çınarın yardım için yalvarmaları buna engel olmuştu hemen çınarın yanına gitti nevzat beyin çınara vurmak için kaldırdığı sopayı tutarak evin bir köşesine attı o sırada elinden düşen çapkının farkına varmamıştı hemen çınarın üstüne kapandım ona gelebilecek herhangi bir darbeyi engellemeye çalıştı
Nevzat bey, elindeki soğanın alınmasıyla daha da sinirlenirken çınarın üstüne kapanan Emraha eline ne geldiyse fırlattı çam ve porselen vazolar, bardaklar, sandalyeler, saksılar, tablolar, hepsi Emrahın vücuduna çarpıp param parça oluyorlardı
Emrah yavaş yavaş bilincini kaybettiğini fark edince cebindeki çakıyı yokladı eline hiç bir şey gelmeyince etrafa bakındı çınarın ayaklarının dibine düşen çakıyı alarak nevzat beye saldıracak ki çınarın kolunu tutması ile durmak zorunda kaldı
Çınar :"Abi - hıck- yapma - hıck- korkuyorum"
Emrah'ın gözleri bir süre çınar ve yandaki İçki dolabındaki 2 içkiyi aynı anda içen adam arasında mekik dokundu en sonunda kardeşinin kıpkırmızı gözlerine dayanamadı yan tarafındaki az önce sırtına çarpıp kırılan sandalyenin bir parçasını alıp 3.içkisine geçen adamın ensesine sert bir şekilde vurdu nevzat bey oraya yığılırken emrah hemen annesinin yanına koştu kucağındaki Eflida'yı alıp Bi yerinde bir şey var mı diye baktı çok şükür ki küçük kızın yanlızca burnu kanamıştı onu hemen çınarın kucağına vererek odasına çıkmasını söyledi
Çınar abisine bir şey olmasından korktuğu için hemen itiraz etti
Çınar :" Olmaz abi bırakmam seni burda"
Emrah:"Abim hadi çık söz gelicem arkandan"
Çınar:" Hayır, hayır sana Bi şey yapar abi olmaz"
Emrah :"Çınar hadi aslanım Elidayı koru hadi ne istersen yapıcam sonra söz ama şimdi çık yukarı"
Emrah elimdeki çakıyı çınarın eline tutuşturdu çınar abisine daha fazla karşı gelmeyerek üst kata çıkıp kapıyı kilitleyerek abisinin gelmesini bekledi
Ancak Emrah gelmedi, çınarı o odadan eve gelen sağlık ekipleri çıkarttı herkese sordu ancak kimse ne Necla Hanımı nede emrahı görmemişlerdi onların gidişinin ardından Nevzat bey daha çok çınara sarmıştı çınar nerdeyse her ay hastaneye gidiyor Bi yerinden bir kırık çıkıyordu çınar ise bunların hepsi için emrahı suçluyordu neden onlarıda görmemişlerdi ki
Emrah abisi, Kendisini de Elfidayı da bu adamın elinde ölüme terk etmişti
°
°
°
°
°
ŞİMDİKİ ZAMAN
Emrah :"Saçmalamayı kes lan ne istediğinin farkında mısın sen"
Emrah daha fazla bu saçmalığı dinlemek için arkasını dönüp arabasına doğru ilerledi ancak çınarın acı dolu sesi ile durmak zorunda kaldı
Çınar:" Gitme abi"
Sesindeki acı gerçekti ne alayla ne de şaka ile değildi gerçekten canı yanıyordu, Emrah yıllar sonra duyduğu abi kelimesi ile dolan gözlerini sımsıkı kapatırken çınar onun bu halinden bihaber şekilde konuşmaya devam etti
Çınar:"Yine bırakma bizi abi"
Çınar, abisinin dönmesini bekledi ona sarılmasını bekledi ama Emrah bunların hiç birini yapmadı Bi kaç saniye daha yerinde dikildikten sonea arabasına binip ordan yavaşca uzaklaşmaya başladı
Çınar daha fazla kendine engel olamıyara etrafındaki adamları önemsemeden sesli bir şekilde ağlıyarak giden arabanın arkasında bağırıp nefretini kustu
Çınar:" YİNE GİTTİN YİNE GİTTİN, HER ŞEY SENİN YÜZÜNDEN OLDU HER ŞEY, BİZİ NİYE BIRAKTIN ABİ, SENDEN NEFRET EDİYORUM, NEFRET EDİYORUM SENDEN!"
Çınar daha fazla ayakta duracak gücü bacaklarında bulamayıp, yere dizlerinin üstüne yığılırken Emrah arabanın yan aynalarından gördüğü yıkılan kardeşiyle ne kadar durmak istesede durmadı, duramadı
Emrah:" Özür dilerim kardeşim özür dilerim çınarım tekrar olmaz aslanım tekrar olmaz sizi o kuyuya tekrar istemem"
°
°
°
°
°
METE AKIN
Öz ailenin konakta bana verdikleri odada yatağımda yetiyor Bi yandan da patlamış mısır yiyerek film izliyordum yarım saat önce Emrah beni arayıp uçağa bindiğini söylemişti yani Bi 45 dk sonra inerdi
Haritalarda baktığıma göre hava alanı bu konağa uzaktı bu yüzden şimdiden çıksam iyi olur emrahı bekletirsem siker belamı
Yediğim parlamış mısırı yatağın yanındaki komodinin üzerine koyup bilgisayarı kapatarak yataktran kalktım dolaba doğru ilerleyip içinden bir kaç şey alarak giyindim

Mete'nin kombini şemsiye falan yok
En son kendime aynada Bi bakıp saçlarımda üstün körü düzeltip odadan çıktım arabam olmadığı için Cihangir beyciğime kaldık
Cihangirin nerde olduğunu düşünerek merdivenlerden inerken salondan cihangirin kalın sesini duymamla adımlarımı hızla o tarafa çevirdim
"CİHANGİR"
Kapıyı çalma gereği duymadan dan diye odaya girdiğimde gördüğü şeyle şok oldum çihangir, Nihal hanımı köşeye sıkıştırmış öpmeye çalışıyordu abooov
Cihangir :"LAN OĞLUM kapısız evden mi çıktın lan"
"Odan yokmu senin be adam gir orda yap kardeş "
Nihal hanım kıpkırmızı olurken koşarak çıktı odadan, Cihangir yanındaki yastığı meteye atarken Mete havada tutu yastığı
"Yine başlama be bütün çocuklarını telef edecez en sonunda"
Cihangir başta metenin dediğine gülsede sonradan bu gülüş piç sırıtışına dönüştü
Cihangir :"takımı yenilemeyi düşünüyordum zaten"
Aaaaa sapık, azgın, manyak herif yüzüm nasıl bir hal aldı bilmiyorum ama Cihangir kocaman bir kahkaha attı bu halime
Cihangir :"Şaka şaka"
Oh çok şükür be
Cihangir :"Eee ne kuyruğuna basılmış enik gibi bağıra bağıra beni arıyon"
"şey emrahı hava alanından alıcam da"
Çekiniyorum amk daha Bi kaç gün oldu geleli çok mu oldu bu isteğim acaba taksiyle mi gitseydim lan
Ben düşünmekten devamını getiremezken Cihangir yüzünde koca gülümseme ile odanın Bi köşesindeki çekmeceli vitrine doğru ilerledi en isteki çekmeceyi bir anahtar yardımı ile açıp bir kutu çıkartarak bana doğru ilerledi kutuyu elime tutuşturarak karşımdaki koltuğa bacak bacak üstüne atarak rahat bir şekilde oturdu
Cihangir :"Benim olan her şey senin aslanım istediğini seç beğen al senin olsun"
"Eyvallah"
Hiç Olma ne gerek var falan demiycem baba değil mi yapsın amk kutuyu açtığımda gördüğüm onlarca anahtarla şaşırmadım desem yalan olur anahtarlara tek tek bakmak yerine elimi daldırıp hengisi gelirse ya hak diyip aldım gri siyah işlemeli şık bir anahtar geldi elime özel yapım bir anahtar olduğu çok belliydi çünkü arkasında küçük ve şekilli bir şekilde Albaro yazıyordu
O anahtarı alıp kutuyu geri cihangire verdim en son onunla da vedalaşarak konağın garajına doğru ilerledim anahtarın üstünde bir logo falan yoktu bu yüzden garaj girince Bi tuşuna basarak hangisi olduğunu anlamaya çalıştım tuşa basmamla ben kilit açılma sesi beklerken garajın sonralından bir gürültülü bir motor sesi geldi
Ananı satayım çok iyi lan araba taş amk

Araba
Hemen arabaya binip garajdan çıktım tam konaktan da çıkıcaktım ki avluda ki koltukta dizlerini kendine çekmiş bir şekilde tak başına oturan Atlas çarptı gözüme camı indirerek ona seslendim
"Atlası"
Dizine yasladığı başını sesini duymamla kaldırıp merakla bana baktı elimle gel işareti yaparak çağırdım onu üstünü düzelterek çekinerek yanıma geldi
Atlas:" Efendim abi"
Yerim seni çocuk çok tatlı abi diyor amk
" Dışarı çıkıcam da ben buraları pek bilmiyorum benimle gelir misin"
Sorduğum şeyle sanki bana uzaylıymışım gibi baktı sağ elinin işaret parmağı ile kendisini göstererek şaşkınlıkla konuştu
Atlas :"Ben mi... Ben mi geliyim"
" Evet olum hadi bak arabanın içi buz gibi oldu hemen bin"
Ben camı kapatırken o ikiletmeden hemen koşarak arabanın yolcu koltuğuna bindi
"Kemerini tak"
Hemen kemerini taktı, sevdim lan bu çocuğu hem çok tatlı hemde hiç sözümden çıkmıyor aradığım mükemmel formül
Hızla konaktan çıkarken aynı hızla gidiyorduk yollarda
120, 140, 160, 170 gittikçe artıyordu ibrenin gösterdiği hız yanından geçtiğim arabaların deli gibi çaldıkları kornalar umursamadan son hız gidiyordum gözlerim kısa bir süreliğine yoldan atlasa kaydığında bir eli emliyet kemerini diğer eli ise kapının tutunma kısmını deli gibi sıkıyor gözlerini som sıkı kapatmış bir şekilde kesik kesik nefesler alıyordu
"Korkuyor musun"
Kafasını belli belirsiz sallarken bu kalbimi acımıştı çok masum duruyordu şuan sol şeritten en sağ şeriye geçerek hızımı normale düşürdüm
"Gözünü açabilirsin artık özür dilerim seni korkutmak istememiştim"
Atlasın vücudu yavaş yavaş gevşerken aynı yavaşlıkta gözleri aralanadı sağ gözünden bir damla yaş düşerken hemen arabayı sağa çekip gözünden akan yaşı parmağımla sildim
"Abim özür dilerim ben korktuğunu bilmiyordum"
Atlas:"So..run.... Değ..il"
Korkudan kekelerken gözlerini benden kaçırıyordu elimi saçlarını okşamak için kaldırmıştım ki iki koluyla yüzünü kapatıp siper aldı
Bu hareketi içimde bir şeylerini kırılmasını sağlarken Atlas bana korkuyla bakıyordu
Atlas/"Vurma özür dilerim"
"Abim"
Atlas hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarken onu ensesinden tutarak göğsüme çekip sıkıca sarıldım saçlarını okşayıp öpmeye başladım onun ağlaması dahada artarken sağ elimle sırtını sıvazlamaya başladım o sırada Atlas acıyla inledi
Endişeyle onu kendimden ayırırken atlasın abana korkuyla baktığını gördüm lütfen düşündüğüm şey olmasın
"Atlas sırtını aç abim"
Atlas :"Ha-yır"
"Atlas! Hadi abim"
Sakin, sakin, sakin ol Mete sakin ol korkutma onu
Atlas ağlıyarak başını önüne eğip koltukta olduğu kadarı ile arkasını dönerek kazağını sıyırdı gördüğüm morluklar ve sayısız yaralarla kan beynime sıçramıştı dağlara izi vardı dağlama....
Gördüğüm şeylerle elimde olmadan kahkaha atmaya başladı elimle ağzını kapatıp deli gibi gülerken Atlas üstünü düzeltip korkuyla yerine sindi
"Kim yaptı"
Atlas:"Abi"
"Atlas kim yaptı"
Atlas:"Ba-babamın düşmanı yapmış-tı Bawer Şadoğlu"
Ben kahkaha atarak direksiyona vurarken kendimi zor sakinleştirdim yüzümde korkutucu bir gülümseme oluştuken arabanın anahtarını alarak kapıyı açtım
"Arabada kal geliyorum"
Atlas yanlızca kafasını sallarken hızla arabadan inip kapıları kilitledim cibimden sigaramı çıkarıp dudaklarımda yakareken arabanın kaputuna yaslanıp telefonumu çıkarım yine işim düşmüştü ona
Böcek aranıyor...
İlk çalışta açılan telefon ile şaşırmadım desem yalan olur
" KIDEMLİ ASTSUBAY ÖZGÜR ÇETİN EMRET KOMUTANIM"
"Bawer Şadoğlunu bul bana özgür"
"Emredersiniz komutanım akşama elinizde olur"
"Sağol aslanım"
Her zaman ki gibi telefonu yüzüne kapatırken orda sinirden 1 paket sigar içtim sinirim geçmiyordu
Bawer şadoğlunu bu dünyadan kazımadığım sürecede geçecek gibi durmuyor
-------------------------------------------------------

ALBARO KONAĞI
BÖLÜM NASILDI
YORUM YAPIN LO
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |