10. Bölüm

10. Bölüm

zeyno devit
zeyno_devit_

Sıyırmaya Çeyrek Kala

 

- Vakti geldi evlat. Kardeşinin buna hazır olduğu kanaatindeyim.

- Öyle mi dersiniz efendim? Hakikaten buna hazır mıdır?

- Onu eğiten sensin. Senin daha iyi bilmen lazım. Yoksa duyguların görevinden evvel mi geliyor?

Mahir Bey kısa bir sessizlik eşliğinde düşündü. Kız kardeşini kaybetme korkusundan dolayı mıydı bu tereddütü? Cevabı "evet"ti. Ama hayır! Olmamalıydı. Anne- babasını da bu uğurda kaybetmişti. Yıllardır dini, vatanı için mücadele ediyordu. Bu yolda kendisini bile feda etmeye hazırdı. Yere eğilmiş başını doğrulttu gururla.

- Vatanım için değil kardeşim, canım feda olsun.

- Gitgide daha da fedakâr oluyorsun Mahir. Rabbim yaptıklarının karşılığı olarak misliyle ikramda bulunsun.

- Amin efendim. Ancak zaten olması gereken bir şey diye düşünüyorum. dedi kibre kapılmamak için.

....

Odanın içinde bir o yana bir bu yana dolanıp duruyordu Mahir Bey. Kardeşine olan biteni anlatmış. Ama o hiç tepki vermeden öylece karşısındaki duvarı seyrediyordu.

- Ben demiştim. Olacağı buydu. diye yakınıyordu Mahir Bey.

- Sabırlı olmalısın Mahir. Kolay bir şey değil. dedi babam.

Hatice fazla şaşkındı. Ben bu kadar şaşırmamıştım ya hu. İnme mi indi yoksa kıza? Ay Allah korusun!

- Kontrol etsene bir.

Mahir Bey dediğim şeyden sonra Hatice'nin hizasına eğildi ve ellerinden tuttu. Abisinin varlığını farkedince biraz irkildi.

- Hatice?

- Yani.. şimdi sen.. koruyucusun, öyle mi?

Mahir Bey onaylar vaziyette başını aşağı yukarı salladı.

- Ve başka âlemden gelen insanlar var?

- Evet.

Hatice birden kendini tutamayıp kahkaha atmaya başladı.

Sıyırmaya çeyrek kala...

Aynı ortamda bizim de olduğumuzu hatırlayan Mahir Bey, kardeşine sessiz olmasını söyleyip duruyordu. Gülme sesini nâmahrem duymamalıydı. Kardeşine karşı çok hassastı Mahir Bey. Ancak bu durumun verdiği gerginlik ona yetmişti.

- Hatice, buradalar. Kahkaha atma.

Hatice, abisinin bu kadar ciddi olduğunu görünce gülmeyi bıraktı.

- Abiciğim bak, zor şeyler yaşamış olabilirsin. Bana anlatabilirsin, kimseye söylemem.

Bende zor inanmış biri olarak, kıza kızamıyordum. Ancak şu kolyeyi taksa mesele bitecek zaten.

- Tamam, şu kolyeyi tak. Daha da bir şey söylemeyeceğim.

Çok şükür.

- Bana kolye mi aldın?

Hee sana kolye aldı. Sen tak bakalım neler göreceksin.

- Tak hadi.

Nihayet Hatice, abisinin ona uzattığı kolyeyi alıp boynuna takmıştı.Mahir Bey ise kardeşi bizi daha kolay görsün diye yanımıza geldi.

- Taktım, old..

Kız şaşkınlıktan cümlesini bile tamamlayamamıştı. Ayağa kalktı.

- A.abi k.kim bunlar?

- Bahsettiğim kişiler.

- Rüya, hayır kabus görmekteyim. dedi ve gözlerini kapattı gülerek.

- Birazdan uyanacağım.

- Ayakta kabus göreni de ilk defa duyuyorum. dedim. Benim konuşmamdan sonra gözlerini açıp ikinci şokunu yaşıyordu.

- B.benim gördüklerim..

- Hakikatler kardeşim. Saatlerdir sana anlatmaya çalıştığım hakikatler. Madem bana inanmıyorsun. Kendin görsen daha iyi olur dedim.

...

Bir süre Hatice'nin bu durumu sindirmesini bekledik.

- Tamam yaşadığımız şeyler normal değil. Ama atlatmalısın artık be Hatice. dedim ona yönelerek.

Başını kaldırıp suratıma baktı bir süre. Yüzümde peçe olduğu için sadece gözlerimi görüyordu. Odada yalnız olduğumuz için peçemi açtım.

- İnan ilk öğrendiğimde bende en az senin kadar şaşkındım. Hatta hâlâ gerçekliğini sorguluyorum.

- Neden buradasın o zaman?

- Sorgulasam da sorgulamasam da kendimi burada buluyorum. Yani kendi irademle değil seçildiğim için burada olduğumu düşünüyorum. Ama iyi ki seçilmişim diyorum.

- Niye ki?

- Bu kutsal görevde benim de bir şeyler yapabilecek olmam beni mutlu ediyor. Bu hayatta seni mutlu eden hiçbir şey olmadı mı?

- Oldu. Hekimeydim ben. İnsanlara yardım ederken, onların yaralarını sararken yüzlerinin gülmesine sebep olmak, o kadar güzel bir histi ki anlatamam. Ama şimdi o histen mahrumum. Kaç yıldır saklambaç oynar gibi bilmediğim birilerinden kaçıp duruyorum. Hal böyle iken görevimi bırakmak zorunda kaldım.

- Tamam işte! Fırsat bu fırsat, istediğin şeyi bu görevde seve seve yapabilme şansın olacak. Hem de abinden bir daha ayrı kalmayacaksın.

- Gerçekten mi? dedi heyecanla.

- Gerçekten. dedim tebessüm ederek.

Neyse ki alışmıştı bize. Belki gerçekten inanmıştı.Belki de tutunacak başka dalı kalmadığı içindi. Bilemiyorum.

Boynumdaki kolyeye gitti elim. Bize verdikleri bu kolye sırlarla dolu olduğuna eminim. Şimdilik bizi burada tutmaya yaradığını biliyorum. Daha ne acayipliklerle karşılaşacağım acaba?..

******

 

 

 

Bölüm : 09.02.2025 20:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...