7. Bölüm

7. Bölüm

zeyno devit
zeyno_devit_

Teşkilât-ı mahsusa

 

Gözümü açtığımda Mahir Bey'in evine geldiğimizi gördüm. Babamın bunu nasıl yapabildiğini sorguluyordum hâlâ içimden, zira ben her geldiğimde sokakta buluyordum kendimi.

Yalnız ben Osmanlı Türkçesi konuşmaya bayağı alışmışım. Babam sağolsun.

Evin içine bakındıktan sonra babam yanıma geldi. Sanırım Mahir Bey'i arıyordu.

- Kız kardeşi ne ara geldi ki?

- Ben geldiğimden beri buradaydı.

- Hm demek orada da kalamadı.

Nerede kalamadı.

-Sen burada kal, benim Mahir'i bulmam gerek.

- Baba, hâlâ bana anlatmadığın şeyler var. Anlatmayacak mısın?

Babam duraksadı şöyle bir. Sakallarını ovuşturdu.

- Mahir ile konuştuktan sonra seninle daha net bir konuşma yapabilirim. İnan bundan sonraki konulara ben de hâkim değilim. Ben çıkıyorum, Hatice'ye göz kulak ol.

- Peki babacığım.

Babam gittikten sonra salondaki geniş sedirin üzerine bıraktım kendimi. Demek babam da buraya gelebiliyormuş. Babamın üstün körü anlattıklarından anlaşılan elimizdeki defter ile başka bir âleme, başka bir zamana üzerindeki enerji taşı sayesinde gidebiliyoruz. İki zamanı da dengeleyen defterin üzerindeki taş ile buralarda korunan taşlar olmalı. O zaman taşlar kaybolursa bu dünyadaki ve bizim dünyamızdaki dengeler bozulur. Bizim zamanımızdaki Kudüs işgal altında, peki buradaki Kudüs'e ne oldu ya da ne olacak?

Belki o taş yerinden alındığı için bizim zamanımızdaki Kudüs işgal altındadır. Ama eğer o taş yerine geri konulursa Kudüs yeniden özgürlüğüne kavuşacak demektir.Hayali bile içimi kıpır kıpır etmeye yetmişti.

...

Birkaç saat sonra babam Mahir Bey ile geri geldi.

- Hatice, nerdesin?

- Burdayım abiciğim, yemek yapıyorum.

- Tamam güzelim ben odamda olacağım, üzerinde çalışmam gereken meseleler var.

- Sofrayı akşam namazından sonra mı kurayım?

- Öyle yaparsın, şuan aç değilim zaten?

- Peki.

Odasına giderken biz de peşinden gittik. Kapıyı kapattıktan sonra oturmamız için kütüphanesinin yanındaki kenarları oymalı iki kişilik koltuğu gösterdi. Buraya daha önce girmiştim. Ama onun bundan haberi yoktu. İyi ki de yok.

Çalışma masasındaki evrakları alıp karşımızdaki tekli koltuğa oturdu. Elindeki evrakları önündeki geniş koyu kahverengi sehpaya bıraktı.

- Buraya niye geldiğinizi az-çok biliyorsunuz. Ama aramıza yeni katılan Asya Hatun için birkez daha anlatacağım.

Adımı öğrenmiş.

- Âlemler arasında seyahat. Sizin ifadenizle boyutlar arası geçiş. Bu geçiş taş vesilesiyle oluyor. Aynı zamanda bu taş bizim zamanımızı ve sizin zamanınızı dengede tutuyor. Bu taşa denge taşı da deniyor.Buranın korunabilmesi için o taşın yerinde olması şart.Eğer taş yerinden oynarsa iki âlemde yerinden oynar.

Tam da düşündüğüm gibi.

- Şuan Kudüs'ün ahvali ortada. Sebebi ise hem taşın yerinden oynaması hem de insanların verdiği tavizler. dedi babam.

Çok doğru söylemişti. İnsanların kör gibi davranması beni derinden üzüyordu. Tamam bu insanlar bir anda değişmedi. Bu değişim yavaş yavaş oldu. Ama biz dinimizden taviz vermeseydik dünyanın tüm kafirleri toplansa da bizi kimse yıkamazdı biiznillah.

- Şimdi ise iş biz koruyuculara düştü. Bizler asırlardır bu kutsal toprakların seçilmiş koruyucularıyız. Bu görev nesilden nesile aktarılmakta. Ancak bu görev yalnızca erkeklere verilir.Yani şu ana kadar biz öyle biliyorduk. Senin bu dünyaya gelebilmene o yüzden çok şaşırdım. dedi Mahir Bey.

- Peki neden..nasıl gelebiliyormuşum? dedim şaşkınca. Duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum.

- Onu henüz bizde bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var.

- Nedir o?

- Teşkilât-ı mahsûsanın yeni üyesi sensin. dedi babam ellerini biribirine kenetleyerek.

- Nasıl? Ne demek bu?

- Teşkilât-ı mahsûsaya dahil oldun demek. dedi elindeki kağıdı masaya koyarak. Kağıdın üzerinde ise daha önce de gördüğüm üç tane birbirine geçirilmiş ay ve etrafında üç tane yıldız vardı.

******

 

Bölüm : 04.02.2025 20:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...