25. Bölüm

25. Bölüm

zeyno devit
zeyno_devit_

Gözüme kıymık battı

 

- Deva Abla


- Hm


- Dondurma alalım mı?


- Bu havada?


- Sende biliyorsun ki dondurma benim için mevsimsel bir tatlı.


- Bilmez miyim?

- Hadi kalk hazırlan.

- Sürükleme beni be peşinden. Git al işte.

- Dedi karanlık havada tek başıma çıkamadığımı bilen birileri.

- Dedi çok bilmiş birileri. Kalk hadi kalk.

Rabia zafer gülüşünü attıktan sonra hazırlanmaya kalktı.

Kapıdan çıkarken Rabia hızlıca konuştu.

- En son çıkan dondurmaları ısmarlar.

- Zaten ben ısmarlayacaktım dedi Deva gülerek.

- Oo baştan söylesene şunu. Senin yüzünden boşa efor sarf ettim. Karnımı doyurmak zorundasın.

- Ne kadar üçkağıtçı bir kuzenim var Allah'ım. dedi Deva merdivenleri inerken.

Rabia önden hoplaya zıplaya inerken kapının girişinde Yiğit Efe'yi bir kızla sarmaş dolaş görünce duraksadı.

-Tövbe bismillah!

Deva'nın gelmesini engellemek için hemen merdivenleri geri çıktı. Ama artık çok geçti. Deva, Yiğit Efe'yi görmüştü hemde hiç görmek istemediği bir halde. Yiğit Efe zor da olsa kızı üzerinden kazımayı başarabilmişti.

Rabia ise endişeli bakışlarla Deva'yı takip ediyordu.

- Rabia..sonra gidelim mi?

- Tamam canım ablam sonra gideriz.dedi Rabia fısıldayarak.

- Deva! diye seslendi Yiğit Efe ardından.

Yanındaki kız ise benzin döküp ortalığı ateşe vermek istercesine konuşmaya devam ediyordu.

- O kim hayatım?

Yiğit Efe ise kızı görmezlikten gelip Deva'nın peşinden gitti.

- Deva!

- Yaptın yine yapacağını. dedi Mert kınayan bakışlarla ve Yiğit'in peşinden gitti.

Deva çantasının içinde anahtarını bulmaya çalışıyor ama titrek ellerinden bir türlü bulamıyordu. Rabia kuzeninin çantasını elinden aldı.

- Tamam ben hallederim. dedi ve aramaya başladı. Rabia kapıyı açtıktan sonra peşlerinden Yiğit ve Mert geldi.

- Deva?

Deva duymazlıktan gelerek içeri girdi.

- Rabia?

- Şuan değil. dedi ve kapıyı kapattı.

....

Deva odasına kapanmış, sessiz sessiz ağlamıştı. Bir süre sonra şiddetli baş ağrısından kıvranmaya başladı.Rabia ise kuzeni için bir şey yapamamanın ızdırabını çekiyordu.

- Allah'ım sen yardım et! Abla ablacığım hadi kalk hastaneye gidelim. Hadi kalk.

- Rabia..sakin ol..iyiyim.Daha öncekiler gibi şiddetli değil. İlacımı kullansam geçer.

- İyi falan değilsin kalk hadi!

-İyiyim dedim! diye yükseldi Deva. Belki ona sert davranırsa hastaneye götürmekten vazgeçer diye düşündü. Düşündüğü gibi de olmuştu.

Rabia ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Deva'nın yanından kalkıp anahtarını aldı ve dışarı çıktı. Kendini daha fazla tutamadı. Ağlamaya merdivenlerde başladı. Mert ise kapının önünde oturuyordu. Rabia ağlamaktan önünü göremiyor, sisli yolda yürüyor gibiydi. Apartmanın kapısı açılınca Mert ayağa kalktı ve gelenin Rabia olduğunu gördü.

- Rabia? Sen..ağlıyor musun?

-Yok..gözüme kıymık battı.

- Bir de kör oldum deseydin. diye takıldı.

- Sanane be! Ağlıyorsam ağlıyorum.

-Önce tependeki alevi bir söndürelim sonra sakin kafayla konuşuruz.

- Ne diyorsun ya?!

Mert elindeki çikolatalı sütü Rabia'ya uzattı. Rabia bir süte bir de Mert'e baktı. Sonra küçük bir çocuk gibi sütü elinden aldı. Pipetin paketini açarken merdivenlere oturdular.

- N'oldu? Neye atarlandın?

- Yok bir şey ben atarlanırım arada.

- Bu aralar çok üzgün ve öfkeli görüyorum seni.

- Seninde taşıman gereken ağır bir sır olsaydı sende en az benim kadar ne yapacağını bilemez bir halde olurdun.

- Anlatmak istersen dinlerim. dedi Mert yumuşak bir ses tonuyla.

- Anlatırsam sır olmaktan çıkar.

- Nasıl bir sır ki, seni bu kadar çaresizliğe itiyor?

- Bilmek istemezsin. Elinden hiçbir şey gelmediği bir ânın olduysa anlarsın belki.

- Oldu.

- Ne oldu?

- Anlatırsam sır olmaktan çıkar dedi gülümseyerek.

......

Yiğit Efe yakasına yapışan kızı nihayet göndermiş, biran önce Deva'ya ulaşmanın yollarını arıyordu. Kendi evinin balkonundan Deva'nın balkonuna geçmeye karar verdi. Ama aralarında bir kat vardı. Balkonunda biraz etrafa bakındıktan sonra yangın merdiveni gözüne çarptı. Yangın merdivenine girip basamakları çıkmaya başladı. Deva'nın katına geldiğinde demirliklere tutunarak karşı tarafa geçmeye çalışıyordu. Sonunda geçebilmişti. Balkon kapısının kulpuna elini uzatırken kapının kilitlenmemiş olması için dualar ediyordu.

Evet! Kapı açıktı.

Sessizce içeri girdi. Girdiği kapı mutfağa açılıyordu. Mutfaktan çıkıp salona yöneldi. Ortalık tuhaf bir şekilde sessizdi. Deva'nın kapısının önüne geldi. Derin bir nefes alıp verdi. Elini havaya kaldırıp kapıya tıkladı.

- Git başımdan dedi bitkin bir sesle.

- Gidemem, ben senin için geldim dedi Yiğit Efe.

Deva şaşırmıştı. Ne işi vardı burada? Rabia mı almıştı yoksa? Bir ara ona kızması gerektiğini not aldı aklının bir kenarına.

- Bak, neler oluyor bilmiyorum ama bunu tek başına atlatamazsın. Ben dinlerim seni, belki çare bulamam ama en azından yükünü bende taşırım. Deva, iyi misin? Bir şey söyle.

....

- Yiğit, Deva'ya aşık. dedi bir anda Mert.

- Farkındayım dedi Rabia dalgın bir şekilde.

Mert bütün cesaretini toplayıp yeniden dudaklarını araladı.

- Bende sana aşığım.

Rabia ise aynı dalgınlıkla cevapladı Mert'i.

- Farkındayım.

Cümlesini bitirir bitirmez Mert'in söylediğini yeni anlamıştı.

- Ne?!

.....

Deva zoraki yatağından kalkıp örtüsünü başına geçirdi. Örtünün kenarıyla elini ağzına kapattı. Komodinden destek alarak kapıyı açtı.

- "Ben..sana demiyor muyum ben senden..iki yaş büyüğüm diye"dedi ve artık takâti kalmamış yığılıvermişti yere. Yiğit Efe o an ki olayın şaşkınlığından Deva'yı yere düşmekten engelledi.

Deva bayılınca yüzü açılmıştı. Yiğit Efe'nin yüreğine ateş düştü o an. Daha önce gördüğü şen şakrak yüz şimdi bitkin bir haldeydi. Göz altları çökmüş, beti benzi atmıştı.

- Deva? Deva uyan. Uyan hadi.

....

- Bir şey demeyecek misin? dedi Mert.

Rabia şaşkınlık ile heyecan arasında ne söyleyeceğini bilemiyordu. O an Mert'in telefonu çaldı. Mert telefonuna bakınca Rabia rahat bir nefes verdi.

●Efendim kardeşim?

● Mert..Deva.. dedi titrek sesiyle.

● Geliyoruz dedi ve fırladı yerinden.

Rabia ne olduğunu anlayamamış bir halde kendisini de Mert'in peşinden koşarken buldu.

- Mert! Ne oldu?

Mert hiçbir şey söylemiyor merdivenleri ikişerli üçerli çıkıyordu. Kapının önüne gelince

- Anahtarın yanında mı? diye sordu Mert telaşla. Rabia'nın içine korku çöreklendi yine. Titrek elleriyle cebindeki anahtarı çıkartıp Mert'e uzattı.

- Deva Ablam'a bir şey mi oldu?!

Mert kapıyı açtığında Deva'yı yerde serili görünce hemen yanına koştu. Yiğit Efe ise olayın şokundan bir kenara çekilmiş sessizce oturuyor, gözlerinden yaş geliyordu. Mert de hemen arkadaşının yanına çömeldi.

- Yiğit, Yiğit kendine gel kardeşim!

- Ambulansı aradım, hâlâ gelmedi. dedi sakince. Ne yaşadıysa hâlâ onun tesirindeydi.Mert bunu gözlerinden rahatlıkla okuyabiliyordu.

Ambulans sesini duyunca Rabia hareketlendi hemen. Balkona çıkıp ambulanstakilere seslendi.

- Burası! N'olur acele edin! Ablam ölüyor!

Görevliler kısa sürede yukarı çıkıp Deva'yı sedye ile indirdiler. Hastane yolunu yine ve yeniden tutmuşlardı. Tek fark bu sefer yeni kişilerle gidiyor olmalarıydı.

******

Bölüm : 17.02.2025 20:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...