TAKİP ETTİĞİ KİTAPLAR
tamamlandı 2a önce tamamlandı Kördüğüm
@isimsizkullaniciii
Okuma
4.48k
Oy
142
Takip
31
Yorum
44
Bölüm
17
--- BİRİNCİ BÖLÜM KADERİN ÖRÜLÜŞÜ Zelal, taş konağın yüksek penceresinden uzaklara baktı. Mardin’in toprak tonlarına bulanmış evleri, alacakaranlıkta birer gölgeye dönüşüyordu. İçindeki fırtına, dışarıdaki sessizliğe tamamen zıttı. O gece, hayatı tamamen değişecekti. Kapının önünde annesi, halası ve birkaç kadın daha sessizce konuşuyordu. O konuşmaların içeriğini duymaya bile ihtiyacı yoktu. Karar çoktan verilmişti. O, halasının oğlu Aziz’le evlenecekti. Ailesinin kararı kesindi. "Kanımız kanına karışsın, mal mülk bölünmesin" diyorlardı. Ama Zelal, ne Aziz`i seviyordu ne de böyle bir hayatı istiyordu. Oysa kalbinde sadece bir isim vardı: Cihan. Onunla yıllardır gizli gizli buluşmuş, aşklarını bir sır gibi saklamışlardı. Ama bu sır sonsuza kadar saklanamazdı. Kaçmaya karar verdikleri gece yakalanmış, ailesi tarafından odasına kilitlenmişti. Cihan ise ortadan kaybolmuştu. Aylardır ondan haber alamıyordu. "Beni böylece bırakıp gitti mi?" diye düşündükçe içi burkuluyordu. O sırada odanın kapısı açıldı. İçeri giren halasıydı. Yüzü sert, gözleri keskin bir emir taşıyordu. "Hazır ol Zelal, yarın söz kesiliyor." Zelal’in boğazı düğümlendi. Ama asıl darbe, halasının ağzından dökülen ikinci cümleyle geldi: "Ama Aziz`le değil. Rauf’la." Bunu duyar duymaz içi ürperdi. Aziz’i bile istemezken, şimdi bir başkasıyla mı evlenecekti? Üstelik onun hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordu. Halasının sesi tok ve kesindi: "Berdel olacak. Aziz, Rauf’un kız kardeşiyle evlenecek. Sen de Rauf’la. Aile meselesi, itiraz etmeyeceksin." Zelal’in içi daraldı. Kaçış yoktu. Ama ya Cihan? O geri döner miydi? Peki ya Rauf? O nasıl biriydi? Yoksa onun da kendi sırları mı vardı? Bilmiyordu. Ama bildiği tek şey, kaderinin o gece bir kez daha başkalarının elleriyle yazıldığıydı. ---
devam ediyor 6g önce güncellendi Siyah Gül
@smnurbal
Okuma
828
Oy
108
Takip
32
Yorum
52
Bölüm
22
Saklışehir`de düzen değişti. Çocukluğunu, dostu zannettiği en büyük düşmanının yanında geçiren ve kaybolan ablasını arayan Arven Ezfer Yetkin`in intikam yemini, en büyük imtihanı olacak. 12 yıl boyunca yürüdüğü zorlu yolda ruhunda iz bırakmış travmalarla yüzleştiğinde ise karşısında hiç kimse duramayacak. Arven ve Pusat`ın yok olma, yanma, yakma, var olma ve intikam ateşinin her satırda harlanan hikayesi. "Her hafta cuma günü saat 22.02`de yeni bölüm yayınlanmaktadır." 28.02.17 - 03.54 / SEMANUR BAL 10`a ithafen*
tamamlandı 3h önce tamamlandı Karanlık Çekim(Mafya/Zoraki evlilik)
@melody.nora
Okuma
54.41k
Oy
1.64k
Takip
166
Yorum
54
Bölüm
43
Anlamsız gözlerle iki korumaya baktım. Arkama dönüp, "Bu ne demek oluyor? Söylesenize çekilsinler." dedim. Edip`in dibimde olduğunu farkettiğimde kalbim hızla atmaya başlamıştı. Neler oluyordu? "Benim oluyorsun demek Demir kızı." Boynumda bir acı hissettiğimde bilincim yavaş yavaş kapanmıştı. *** Kitabım yayından kaldırıldı 65k okuma ve bir onca yorum, oy boşa gitti.
devam ediyor 6s önce güncellendi ARJİN HANIM
@1senaswritings
Okuma
2.39k
Oy
186
Takip
30
Yorum
25
Bölüm
18
Bu bir düşmandan aşka hikâyesi değildi. Bu tam da iki düşmanın hikâyesiydi. Karacaoğlu aşiretinin hanımağası Arjin Karacaoğlu Kandemir aşiretinin ağası Civan İlyas Kandemir. (...)Babamdan aldığım ani bir telefonla Mardin`e geldim. Tüm yol boyunca kötü bir şey olmaması için dua etmiştim. Konağa girdiğimde direkt olarak babamın yanına gittim. Elini öptükten sonra sarıldık ve yanına oturdum. "Nasılsın güzeller güzeli kızım?" "İyiyim babacım. Asıl sen nasılsın? Acil gelmemi istemişsin neler oluyor? Ters bir şey yoktur inşallah." Başını olumsuz anlamda sallarken gülümsemesi devam ediyordu. Eli saçlarıma gitti ve okşamaya başladı. "Ben bir karar aldım kızım(...)
devam ediyor 1a önce güncellendi Beyazın karanlık yüzü
@aytengul
Okuma
4.95k
Oy
553
Takip
120
Yorum
98
Bölüm
20
Maksim Vladislav, buraların en korkutucu adamlarından biriydi. Yıllarca suç dünyasının zirvesinde yaşamış, kanlı olaylara karışmış, birçok insanın hayatını kararmış bir adamdı. Dışarıdaki dünyada adı herkesin korkuyla andığı, yeraltı dünyasında ise adeta bir efsane haline gelmişti. Kendisini zorla kabul ettiriyor, her adımında gücünü gösteriyordu. Gözleri, yılların yarattığı acı ve öfkeyle doluydu. Ama bugün bir şey olmuştu. O gözler, daha önce hiç görmedikleri bir şeyle tanışmıştı. O hemşire... Begüm. İlk kez gördüğü andan itibaren, Maksim`in kafasında bir şeyler değişti. Kadının masumiyetine ve naifliğine bakarken, içinde bir şey kıpırdamıştı. O kadar sert, o kadar acımasız bir dünyada yaşamıştı ki, naiflik ona adeta bir yabancı gibi gelmişti. Ama Begüm, o dünyada bir ışık gibi parlıyordu. Gözlerini ondan ayıramadı. Elbisesinin üzerine düşen ışık, yüzündeki çaresiz ama yine de kararlı ifade... Maksim, kadının bir yerden tanıdık olduğunu hissetti. Ama bu his, içindeki karanlıkla boğuşuyordu. Onun gibi bir adam için, bir kadına ilgi duymak çok tehlikeliydi. Ama bu hemşire, ona bir şeyler çağrıştırıyordu. Masumiyetin kaybolduğu bir dünyada, Begüm gibi bir kadının varlığı, ona bir anlam katıyordu. Bu, Maksim`in hayatında bir dönüm noktasıydı. O, hiçbir kadına bağlanmazdı; bu dünyada kimseye güvenemezdi. Ama Begüm, nefreti, suçları ve vahşeti gölgede bırakıyordu. Yavaşça, ama emin adımlarla, bir şekilde ona daha yakın olmak istiyordu. Çünkü kalbindeki buzların çözülmeye başladığını hissediyordu. Ve bu, Maksim için korkutucu bir gelişmeydi.
devam ediyor 6g önce güncellendi ~ADAVET ~
@busra.w1
Okuma
22.46k
Oy
2.01k
Takip
106
Yorum
158
Bölüm
51
"boşa başka anlam aramaya gerek yok katlandığım kadar seviyorum seni !"
tamamlandı 2g önce tamamlandı ROSA NERA
@wezrey
Okuma
19.76k
Oy
832
Takip
34
Yorum
54
Bölüm
32
Kara gülün anlamı kara sevda demek. Bir o kadar da umut demek. İnsan umudunu yitirdiğinde Bir hiç olur. Ona hayata bağlayan ise sevdası olur. Eğer sevdası ya da umudu kalmadıysa tek çare. Ölüm olur. ●Rosa Nera= Siyah Gül
tamamlandı 2a önce tamamlandı TUZAK
@ferdo_00
Okuma
44.57k
Oy
2.56k
Takip
153
Yorum
618
Bölüm
67
Bir kızın mafya tarafından kaçırılma hikayesidir…
tamamlandı 3a önce tamamlandı ASAFZADE GÜZELİ ( BERDEL)
@aytengul
Okuma
87.34k
Oy
4.62k
Takip
512
Yorum
1.16k
Bölüm
46
Ben Şevval. Henüz on altı yaşındayım ama yaşadıklarım, omuzlarıma yaşımdan büyük yükler yüklemiş durumda. Annem öldüğünde, sadece on yaşındaydım. O gün bugündür, evimizde ne düzen kaldı ne de huzur. Annemin ardından, babamın üzerine kuma olarak gelen Hanife kadın, beni hiçbir zaman sevmedi. Bunu biliyorum, hissediyorum. Oysa annem... Annem bambaşkaydı. Annem ince uzun boylu, yüzünde her zaman bir bahar esintisi taşıyan, kocaman yürekli bir kadındı. Saçları koyu kestane, gözleri zümrüt gibi parlayan bir yeşildi. Abilerime düşkündü; başlarına bir şey gelecek diye gözüne uyku girmezdi. Bizimle güler, bizimle ağlardı. Annem, evimizin kalbiydi. Ama şimdi... O kalp durmuştu. Hanife kadın bambaşkaydı. Soğuk, otoriter ve hep hesap kitap içinde biriydi. İşin doğrusu, bu evde kimsenin ondan hoşlandığını sanmıyorum, ama babam sessiz. Belki annemin yokluğunun ağırlığı altında eziliyor, belki de buna boyun eğiyor. Ama benim, asla boyun eğesim yok! Yine çağırdı beni. “Şevval! Gel ortalığı toparla!” diye seslendi salonun bir köşesinden. Sesindeki buğulu ton, her zamanki gibi mideme bir yumruk gibi oturdu. Oysa ortalığı kimin dağıttığı belli; kızlarıyla, gelinleriyle sabahtan akşama kadar oturup dedikodu yapar, her yanı karmakarışık ederler. Ama iş temizliğe, düzenlemeye gelince iş hep bana kalır. Neden onlara söylemez? Neden hep ben? Bilmiyorum. Ya da biliyorum ama kabul etmek istemiyorum. Çünkü benimle uğraşmaktan, bana yük olmaktan keyif alıyor. Ayağa kalktım. Hızlıca salona yöneldim. Yerlerde, halının üzerinde çay bardaklarının izleri, tabakların dökülen kırıntıları vardı. Pencereler, günlerdir silinmemiş gibi kir içindeydi. Derin bir nefes aldım. “Yapacağım,” dedim kendi kendime, “Ama bir gün bu evden çıkıp gideceğim ve hiçbir şey beni geri getiremeyecek.” Bir köşede, yavaşça yere çömelip camları silmeye başladım. Ellerim çalışıyordu ama zihnim annemdeydi. Annem olsaydı... Şimdi yanıma oturur, belki de sessizce saçlarımı okşardı. Gözlerim doldu. Ama ağlamayacaktım. Hanife kadın gözyaşlarımı görse, bunu bile bir zafer sayardı. Son camı sildiğimde bir nefeslik mola verdim. Salondaki sesler kulaklarımda uğulduyordu. Kendi aralarında konuşuyor, arada dönüp beni işaret ediyorlardı. Ama duymuyordum artık. Annem gibi olmayı hayal ettim bir an. Güçlü, sevgi dolu, kendi ayakları üzerinde duran bir kadın... Belki bir gün... Ama o gün çok uzak gibi görünüyordu.
devam ediyor 5g önce güncellendi Erel
@ineffable3107
Okuma
22.16k
Oy
2.38k
Takip
211
Yorum
1.14k
Bölüm
32
Yavuz, bana elindeki tableti uzattığında ona baktım. “Bu ne?” “İzle.” Gösterdiği görüntüyü izledikten sonra birkaç kez daha izledim. İnanmak istemedim, bu görüntüye. Çünkü, bu görüntüdeki kadın benim sevdiğim olamazdı. Bana ihanet edemezdi, yanlıştı. Belki de yalandı da. Tableti geri uzattığımda sessiz kaldım. Masaya parmaklarımı tek tek vurarak düşünmeye çalıştığımda aklıma hiçbir şey gelmedi. Neden? Niye? “Ne yapacağız?” diye sormuştu birisi. Ben de bilmiyordum. İlk defa bir şeyi bilmiyordum ve bilmek istemiyordum. “Aradığımız kişi-“ “Zeynep Hena Erçin.” dedim, ondan önce. “Düşmanım ve aynı zamanda da sevdiğim kadın, biliyorum.” Eğer böyle bir şey yaptıysa, sonu ölümdü.
Loading...