15. Bölüm

15. Bölüm

İrem Çiftçi
berceste_sb

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn!

İyi okumalarr ❤️

☆☆☆☆

"Her yerim ağrıyor..." Diye söylendim yatakta bir o yana bir bu yana dönerek. Şifacı -buralarda doktora böyle deniyordu sanırım- bana şefkatle gülümsedi.

"Bu normal, tatlım. Omzunu neredeyse iyileştirdim ama biraz ağrı elbette olacak." Dedi sargımı değiştirme işini bitirdikten sonra. "Alfanın dediğine göre dönüşmen gerekiyormuş, o yüzden biraz hızlı davrandım."

"Teşekkür ederim." Dedim minettarlıkla orta yaşlardaki kadına. "Ama yinede omzumu nasıl bu kadar çabuk iyileştirdin anlamış değilim..."

"Bu yüzden bize şifacı deniyor." Dedi ve gülüp göz kırptı. "Ben artık gideyim. İlaçlarını içmeyi unutma." Eşyalarını toplayıp giderken son bir soru sordum.

"Peki ya sırtım? Neden bu kadar çok acıyor?" Dedim sırtımdaki sanki kesilmiş gibi yanan iki noktaya odaklanarak. Şifacı durup bana baktı.

"Onlar yakında kendiliğinden geçecektir. Ellememem daha iyi. Doğal döngüye karşı gelemem." Deyip bana tekrar gülümseyip odadan çıktı. Kapıda abimle konuştuğunu duyuyordum.

Derin bir nefes alıp telefonumun ekranına baktım. Sabah olmuştu. İki gündür ağrı içinde kıvranıyordum. Şifacı omzuma değişik bitkilerle yapılmış sıvılar sürmüştü, onun sayesinde iki günde daha iyi olmuş ve çok acı çekmemiştim.

Sanırım insanlar her ne kadar teknolojide gelişmiş olsada sağlık alanında şifacılarla kıyaslanamazlardı çünkü bu yerde büyü işin içine giriyordu.

Ben bile burada kendimi savunmaya çalışırken azıcıkta olsa büyü yapmış, o dalı yerinden kaldırıp yaratığa fırlatmıştım.

O anları hatırlayınca irkildim.

Kapı açıldı. Ece içeri gülümseyerek girdiğinde bende gülümsedim. İyi bir kızdı. "Nasılsın?" Diye sordu yatağın yanındaki sandalyeye oturup.

"Daha iyiyim sadece biraz ağrım var." Onunda geçeceğini söylemişti şifacı. Umarım öyle olurdu.

"Sevindim." Dedi ve derin bir nefes aldı. "Düşündüğümüz gibi vampirlerin köpekleri sürüyü basmış, emin ol Savaş'ın yardımı olmasaydı daha büyük bir hasar alırdık."

"Savaş ne yaptı ki?" Diye sordum merakla. "Çok bir şey hatırlamıyorum..."

"Melek ve şeytanları o çağırdı. Yine bize yardım etti." Sıkıntıyla iç çekti. "Onun sayesinde sürüde senin dışında ağır yaralanan yok."

Homurdandım. "Yinede iyi dayandım."

Ece güldü. "Evet, senin yerinde başka bir insan olsaydı büyük ihtimalle kaçamazdı bile."

Dudaklarımı büzdüm. "Sanırım hayatta kalma iç güdülerim devreye girdi yoksa bende şu anda burada olmazdım. Çok büyüklerdi, ilk başta donup kaldım." Konuyu kapatmak için derin bir nefes alarak yataktan doğrulmaya çalıştım. "Seni bilmem ama ben çok acıktım. Sanırım bir şeyler yiyeceğim."

"Dur yardım edeyim." Ece koluma girip aşağı, salona inmeme yardım etti.

İki gündür odamda sıkılmıştım. Telefona bakmaktan ve uyumaktan başka bir şey yapmamak bana iyi gelmemişti. Annem tam iyileşmeden yataktan kalkmama izin vermemişti, abimde onu desteklemişti. Yiğit arada yanıma gelmiş, yine tüm alaycılığı ile bir şeyler anlatmaya devam etmişti.

Şeytan ise... ben uyurken geliyordu. Ben daha orada olduğunu doğru dürüst anlamadan ise gidiyordu.

Mutfağa girdiğimizde tüm bakışlar bize döndü. Mutfakta abim, annem, Savaş ve Yiğit vardı. Savaş ve abim muhtemelen bir konu üzerinde sohbet ediyorlardı çünkü ikiside masaya eğilmiş harita olduğunu düşündüğüm kağıda bakıyorlardı.

"Büyük ihtimalle yine saldıracaklar. Bence birkaç kurdu buraya, kuzey tarafına koymalısın." Dedi şeytan haritada bir yeri işaret ederek. Abim başını salladı.

"Günaydın bir tanem." Dedi annem beni fark edip yanıma gelerek. Ece'ye teşekkür edip koluma girdi ve beni sandalyeye oturttu.

"Anne, yemin ederim daha iyiyim. Kendim yürüyebilirim." Dedim bebek muamelesi görmekten sıkılıp. Gerçi annemde haklıydı, kızı her zaman bir yaratık tarafından deşilmiyordu.

Normal hayatım buraya kadarmış. İçimden bir ses artık yara almaktan kurtulamayacağımı söylüyordu.

"Güzel. Çünkü programın gerisindeyiz." Dedi abim beni incelerken. Sonunda beni fark etmişlerdi demek ki. Şeytanın buz mavisi bakışlarını üzerimde hissettiğimde titredim. Ne kadar itiraf etmek istemesemde onu özlemiştim.

"Daha yeni iyileşti, Emre. Bırakta biraz tadını çıkarsın." Dedi Yiğit alayla sandalyesinde geriye yaslanarak. "Bu gidişle ileride yaralanmayan yeri kalmayacak."

"Çok yardımcı oluyorsun, Yiğit." Dedim annemin önüme koyduğu kahvaltılık şeyleri incelerken. Annemin ısrarıyla Ece eve gitmesi gerektiğini söylemesine rağmen kahvaltıya kalmıştı. Yanıma oturduğunda ona gülümsedim.

"Buna neden kardeşim karar vermiyor?" Diye sordu abim bana dönerek. Gülümsüyordu. "Dolunay, güçlerini öğrenmediğin için biraz daha yaralanmak mı istersin yoksa dönüşmek mi?"

"Üçüncü seçeneğim ne?" Diye sorduğumda yanında oturan şeytan tuhaf bir ses çıkararak güldü. Bakışlarım ona döndü. Gözlerim kıstığımda bana başını yan tarafına eğerek karşılık verdi.

Bu haline güldüm. Tanrım, ondan hoşlanıyordum.

"Üçüncü seçenek yok abicim." Dedi abim derin bir nefes alarak. "Etrafımız vampir doluyken ve biz seni doğru dürüst koruyamıyorken üçüncü seçenek yok. Seni saldırı altındayken oraya saklamamalıydım. Bu bir hataydı ve bir daha olmayacağı sözünü veremem. Her zaman yanında olup olmayacağımı bilmiyorum ve acelemiz var."

"Abin haklı." Dedi şeytan araya girerek. "En azından dönüşüp kendini savunabilirsin. Keskin pençeler ve dişler her zaman işe yarar."

"Her zaman." Dedi Yiğit sırıtarak şeytana katılırken. Onların dayanışmasına karşın gözlerimi devirdim.

"Ben dönüşmek istemediğimi söylemedim. Sadece içimden bir ses hazır olmadığımı söylüyor." Bundan emindim. Buraya geldiğimden beri içimde bir şeyler uyanmıştı ve her an saldırıya uğrayacakmışız gibi bana tetikte olmamı söylüyordu.

"Hazır olmadığını biliyoruz ama elimizden bir şey gelmiyor." Dedi abim beni rahatlatmaya çalışarak. "Bizim yanımızda kalmak istiyorsan böyle olmak zorunda."

Sustum. Elbette ailemin yanında kalmak istiyordum. Ve abim öyle haklıydı ki... eğer burada kalmaya devam etmek istiyorsam geçenki gibi saldırıya uğradığımızda kendimi korumam gerekiyordu. Biraz güçlü olmalıydım.

"Tamam. Elimden geleni yapacağım." Dedim konuşmayı kapatıp kahvaltıma dönerken.

Abim derin bir nefes aldı. "Kahvaltıdan sonra dönüştürme odasına gelin." Dedi Ece'yle bana hitaben. Başımızı salladık.

"Bu çok eğlenceli olacak." Dedi Yiğit tabağındaki yumurtayla oynarken. Ona gözlerimi devirdim. Şimdi onunla ilgilenemezdim çünkü...

Çünkü sırtım deli gibi acıyordu.

Çatalı tabağıma bırakıp gözlerimi kapadım. Sırtıma ne oluyordu benim? Tutulmuş ya da incitmiş olabilirdim ama böyle bir acı çok fazlaydı. Sanki bıçakla yarılmışlardı. Canım çok yanıyordu.

Etrafa çaktırmadan titrek bir nefes aldım. Birazdan geçecekti.

Ben acıdan soğuk terler dökmeye başlarken şeytan başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. "Neyin var? Canın yanıyor." Dediğinde gözlerimi kırpıştırdım.

Bunu hissetmiş miydi?

"Ne?" Dedi abim önce bana sonrada şeytana garip bakışlar atarak.

"Canı acıyor ama söylemiyor." Dedi şeytan gözlerini benden ayırmadan.

"Her şeyi size söyleyecek olsaydım şifacı bu evden çıkamazdı." Dedim homurdanarak. "Ayrıca bana kendiliğinden geçeceğini ve doğal döngüye karışamayacağını söyledi. O her ne oluyorsa artık..."

Canım bedenim, işimi çok zorlaştırıyorsun. Sana ne olduğunu anlayamıyorum.

Annem bakışlarını kaçırdı. Elbette bana ne olduğunu biliyorlardı. Sırtımın acısını biliyorlardı ama söylememek için ısrar ediyorlardı. Bende bilmek istediğimden emin değildim. Onlar susuyorsa eminim bir nedeni vardı.

Ayağa kalkıp banyoya ilerledim. "Bence bunu yapmak istemezsin." Dedi şeytan arkamdan ne yapacağımı anladığında. Gözlerimi devirip banyoya girdim ve üzerimdeki tişörtü çıkarıp sadece sütyenimle kaldım. Sırtıma bakmak için bedenimi çevirdiğimde donakaldım.

Her şeye hazırdım. Alerji, kızarıklık ya da onun gibi bir şey.

Ama bu yan yana olan iki düzgün kesiğe kesinlikle hazır değildim.

"Siktir." Ağzımdan kaçan küfürle elimi sağ tarafımda olan kesiğin üzerinde gezdirdim. Sırtımda dik bir şekilde uzanan iki düzgün kesik kanamıyordu, hayır. Anlamadığım şekilde kızarmış ve kabarmışlardı. Sanki bir şeyler o iki kesikten dışarı çıkmak istiyordu.

Tanrım, bana ne oluyordu?

☆☆☆☆

Devam edecek...

 

Bölüm : 21.02.2025 18:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...