
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn!
İyi okumalarr ❤️
☆☆☆☆
Havadaki eline bakıp tam suya ilerlemeye başlayacakken söylediği sözlerle kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Böyle mi gireceksin?" Dedi üzerimi inceleyerek.
Sorar gözlerle yüzüne kısa bir bakış attım. Ne dediğini anlamamıştım. "Evet böyle gireceğim." dedim.
Beni baştan aşağı süzdü, gözleri tekrar gözlerimle buluştuğunda konuşmaya başladı. "Üstündekini veya altındakini çıkarabilirsin" Biraz duraksadı sonra tekrar konuştu. "Ya da her ikisinide çıkarabilirsin" Dedi.
Yüzümü buruşturdum. İki dakika normal dursa olmazdı değil mi? Ona bağlı olsam bile bir şeytanın önünde soyunacak değildim.
"Sen tam bir sapıksın şeytan." dedim ve gözlerimi devirdim.
Sırıtmaya başladı. "Şeytan olmak bunu gerektirir bebeğim, doğamızda var" Dedi ve bana biraz daha yaklaştı. Bense ona kısık gözlerle bakıyordum. Sırıtışı daha da büyüdü, ona gülümsemek kesinlikle yakışıyordu. "Tamam tamam bir şey demedim, gel hadi." Dedi.
Gözlerimi gözlerinden çektim ve suya bakmaya başladım. Normalde olması gerekenden daha temiz ve berrak gözüküyordu. Ne çok derin ne de çok sığdı.
Suya doğru bir adım attım ve şeytanın havadaki elini tuttum. Su çok soğuktu ama soğuk olması normaldi, ne bekliyordum ki? Orta sıcaklıkta olmasını falan mı?
Yavaş yavaş ona yaklaştığımda belimden biraz daha fazla olan suya girmiştim bile. Şeytanın boyu benden biraz daha uzundu, ben onun omzuna geliyordum.
Siyah, gür kanatlarını biraz daha açtı ve kulağıma doğru eğildi. "Kendini bana bırak" Dedikten sonra beni çevirip sırtımı göğsüne yasladı.
"Bu pekte iyi bir fikir gibi gelmedi" dedim. Sonuçta suyun içindeydik ve beni boğma ihtimali yüzde yüz gibi bir şeydi.
Güldüğünü duyduğumda başımı ona doğru çevirdim. "Korkma seni yemem" Dedi.
"Tabii" dedim ve gözlerimi devirdim. Rahat olduğuma bakmayın, şu anda ona bu kadar yakın olduğum için titriyordum ama bunu suyun soğuk olmasına bağlıyordum... Evet, kesinlikle su soğuktu yoksa neden titreyeyim ki?
"Şu gözlerini devirip durma çok komik oluyorsun" Dehşetle gözlerimi ona çevirdim.
"Sende sırıtıp durma çok çirkin oluyorsun" dedim ve zaferle sırıttım. Ama iki saniye sonra sırıtmam söndü. Cevap vermese olmaz sanki.
"Bu sırıtışı görmek için ölen kaç kız var biliyor musun?" Dedi. Ego yığını ödülü bu yıl kesinlikle şeytana verilmeliydi.
Omuz silktim ve önüme döndüm, onun arkamda olmadığını varsaymaya çalışıyordum ama kesinlikle işe yaramıyordu.
Aklıma bir soru geldiğinde ona döndüm. Bu hareketimin nedenini merak etmiş olacak ki tek kaşını kaldırarak sorar gözlerle bana baktı.
Tişörtünü çıkardığı zaman köprücük kemiğinin üzerinde bir işaret görmüştüm, çok değişik bir işaretti. Bir yılanın iki yanında kanatlar vardı, biri şeytan kanadı diğeri ise melek kanadıydı.
"Bu ne anlama geliyor?" dedim. Elimi kaldırıp işaretin üzerine götürdüm.
Gözlerini yüzümden çekti ve işaretinin üzerindeki elime baktı. "Sadece annem, babam, ben ve kardeşlerimde var" Dedikten sonra gözlerini tekrar yüzüme çıkardı.
Bu garip gelmişti. Onun ailesi olabileceğini hiç düşünmemiştim. Sanırım böyle düşünmemin sebebi onu hep yalnız görmemdi.
"Neden?" Kaşlarımı çattım. Neden sadece ailesinde vardı bu işaret?
"Yakında öğrenirsin" Dedi sanki konuyu geçiştirmeye çalışır gibi.
"Ailen mi var?" Evet bu soruyu sormam garip olmuştu ama kendime engel olamamıştım. Ne de olsa o bir şeytandı, yüz yaşında da olabilirdi. Tamam bu biraz abartı bir düşünceydi, kabul ediyordum.
Tek kaşını kaldırdı ve bana garip bir şekilde baktı. Sanki bu soruyu sormamı beklemiyormuş gibiydi. "Elbette bir ailem var Dolunay. Buradaki herkes gibi" Dedi.
"Vampirlerin aileleri olmuyor ya belki şeytanlarda öyledir dedim" Sus bence Dolunay konuştukça batıyorsun.
Vampir kelimesini duyduğu an çenesi kasıldı. "O itler yüz yaşında falanda oluyor, sence ben yüz yaşında mı gösteriyorum?"
"Ne bileyim ben? Belki öylesindir" dedim ama şeytanın kızgın bakışları üzerine susmak zorunda kaldım.
"Yirmi yaşındayım Dolunay" Dedi ve konuyu kapattı.
Bir süre yüzünü sessizce inceledim. Mavi gözleri çok güzeldi, içinde olduğumuz sudan bile maviydi, daha önce hiç böyle bir göz gördüğümü hatırlamıyordum.
Bir süre daha geçtikten sonra bir şarkı sesi yükseldi, biri sanki ninni söylüyor gibiydi. Şarkının kimden geldiğini bulmak için şeytana baktım, o söylemiyordu. Sonra kafamı çevirip etrafa baktım ama ortalarda kimse gözükmüyordu.
Ben daha ne olduğunu anlamadan ayağıma bir şey takıldı ve beni suyun altına çekmeye başladı. Çığlık attım. Ondan kurtulamıyordum, beni suyun derinlerine götürüyordu.
Bir çift sarı göz gördüm ama sonra kolumdan tutularak su yüzüne çekildim. Şeytan kolumdan tutmuş beni kıyıya doğru götürüyordu ama tuhaf olan bir şey vardı, ben korkuyordum o ise komik bir şey olmuş gibi gülüyordu.
Ona en sert bakışlarımı attım. Az kalsın boğuluyordum! "Komik mi?" diye sordum suda ilerlemeye devam ederken.
"Evet, komik" diye cevap verdi. "Su perilerinin dikkatini çekmişsin, seninle oyun oynuyorlardı sadece" Ne oyunundan bahsediyordu bu şeytan? Bu nasıl oyundu?
"Beni boğuyorlardı!" dedim sinirli bir şekilde.
"Hayır seni boğmuyorlardı, isteseler bile izin vermezdim" Dedi.
"Seni mi dinleyecekler sanki?" Gerçektende onu dinleyeceklerini mi sanıyordu? Onlarca su perisine karşı tek bir şeytan.
"Zorundalar" Dedi Bay Ego Yığınımız.
"Neden?" Evet neden dinlemek zorundalarmış?
Sessiz kaldı. Ya verecek cevabı yoktu ya da söylemek istemiyordu.
Kıyıya geldiğimizde arkama baktım. Su perileri hala aynı yerde duruyorlardı. Deniz kızlarına benzemiyorlardı, onlardan daha korkunçlardı. Sivri dişleri ve sapsarı gözleri vardı, tırnakları sivriydi ve her yerlerinde yüzgeçleri vardı. Kısacası hikayedekiler gibi değillerdi.
Kıyıya çıktıktan sonra yere oturdum. Şu anda kesinlikle üşüdüğüm için titriyordum. Şeytan elimi bıraktı ve onlara döndü.
"Evinize dönün" Dedi, bunun üzerine su perileri değişik sesler çıkartarak suya dalmaya başladılar. Bense yerimde oturmuş gidişlerini izliyordum.
Bacaklarımı kendime çektim ve üşümemi engellemeye çalıştım, şeytan elbette üşümüyordu, kurtlarda öyle. Bu özelliklerini seviyordum.
Şeytanda yanıma gelip benim gibi yere oturdu, bakışlarının üzerimde olduğunu biliyordum.
"Üşüdün mü?" diye sordu.
"Yoo, keyfimden titriyorum." dedim tabikide üşüyordum.
Biraz güldükten sonra bana biraz daha yaklaştı ve kanadını açtı, ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Kanadını yavaşça etrafıma sardı ve ısınmamı sağladı.
Çok sıcaktı, daha yeni sudan çıkmamıza rağmen kanatları ıslak değildi, aksine sıcak bir battaniye gibiydi.
"Teşekkür ederim" dedim ve kafamı ona çevirdim.
Yüzüme garip bakıyordu. "Çok korktun mu?" Dedi.
"Hayır" dedim ve önüme döndüm. İnsanların gözünün içine bakarak yalan söyleyemiyordum.
"Yalancı" Dedi. "Kalbinin sesini suyun üzerinden bile duyabiliyordum."
O konuştuktan sonra ikimizde sessiz kaldık, bir süre geçtikten sonra sırtıma dokunan elle irkildim ve şeytana baktım, gözlerini sırtımda sabitlemişti.
"Dönüşümün başlamış melekcik"
☆☆☆☆
Devam edecek...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 44.32k Okunma |
4.65k Oy |
0 Takip |
43 Bölümlü Kitap |