Sabah kalkınca dikişlerime dikkat ederek duşumu almıştım ve hazırlanıp askeriyeye gitmiştim.
Büyük ihtimalle bugün sorgu yapılacaktı.Ve bunu ben yapmak istiyordum.
Üzerimdeki ceketi çıkararak siyah bir tişört giydim ve koluma vandalımı taktım .Altımda kamuflaj pantolonum duruyordu.Saçlarımı tepemde sıkıca topladıktan sonra sorgu odasının yolunu tuttum.
Babaların orada olduğunu tahmin ediyordum.Ayrıca bu sabah araz da dahil timden kimseyi görmemiştim.
Sorgu odasının hemen yanında ki odanın kapısını tıklayıp içeri girdim.Babam araz ve bir kaç asker vardı.
İki oda arasında ki camdan dün yakaladığımız adama bakıyorlardı.
"Günaydın Albayım."dedim.Hepsinin bakışları bana döndü.
Babam ve Arazın bakışlarında tek bir soru vardı.
Sanırım benim tek sıyırıkta yıkılacağımı galan düşünüyorlardı.
"Minela senin ne işin var burada ?"diye sordu babam.Gülümsedim.
"Sorguya girmek istiyorum."dedim.Anında kaşları çatıldı.Hadi ama sorguya girmeme engel olmazlardı değil mi?
"Yaran daha yeni olduğu için sorguya giremezsin."derken oldukça kararlı duruyordu.Ama bende kararlıydım.
"Albayım gerçekten kendime zarar verecek hiçbir şey yapmayacağım.İzin verin de şu adamla ben konuşayım.Bakın beni biliyorsunuz çok usluyumdur."dediğimde Arazla ikisinin kaşları havalandı.
Sonra hafifçe güldüler.Bu gülüşün anlamı çok basitti.
Ama ben gayet usluydum.Evet bazen damarıma bastıkları için çileden çıkabilirdim ama sonuçta ben cici bir kızdım.
"Bakmayın bana öyle ya.Gerçekten sadece sorguyu yapıp çıkacağım."derken ikna olmalarına az kalmış gibi hissediyorum.
"Minela eğer ki bir aksilik çıkarsa sorgu görevini senden alırım."dediğinde hevesle kafa salladım.
Boynumda ki bandajlı çıkarıp masaya koyduktan sonra bu odadan çıkıp soğu odasına girdim.
Adam kafasını öne eğmiş bir şekilde uyuyordu.
"Pişt."dedim omzuna vurarak.Hafif bir hareket etse de uyanmadı."Sana diyorum lan!"diye hafifçe bağırdığım da kafasını kaldırıp bana baktı.
Yüzünde pis bir sırıtıp belirdi.
"Sen şu dün ki kadın değil misin ?"diye sordu.Hala sırıtıyordu.
"Oyum ve ya değilim seni ilgilendirmez.Ben sana kısa ve basit sorular soracağım ve sende cevap vereceksin,"omzunu sıkarak hafifçe ona doğru eğildim.
Tekrar doğruluğumda hala sırıttığını gördüm.Yalnız benim böyle sırıtanlara tahammülüm yoktu.
"Sen Abdullah Tamo..Kim için çalışıyorsun ?"diye sordum.
"Kendim için."dediğinde güldüm.
"Hadi lan ordan.Oğlum senin gibi bir adam kendisi için bile yorulmaya değmez."dedim.
Kafasını sağa yatırıp kahkaha attı.
Çenesini sertçe tutup kendime çevirdim.
"Hayırdır etraf niye boş yalnız mısın ?"diye sordu konudan bağımsız olarak.
Bu sefer kafasını duvarda asılı olan Türk bayrağına çevirdim.
"İyi bak bu bayrağı görüyorsun değil mi?İşte bu al bayrağın altında yaşayan kimse yalnız değildir!"
Bayağa bakıp tükürünce dayanamadım ve çenesine sıkı bir yumruk attım.Aslında bir daha tükürmeyeceğim kadar vurmak vardı ama Şuan onu öldüremezdim.
"Şerefsiz haysiyetsiz.Bu nasıl bir itliktir lan!"
Hiç kanayan dudağını umursamadan bana tekrar baktı.
"Madem bu kadar güçlüsünüz cesurunuz.Peki şöyle o komutanlarına neden karşıma kendileri gelmek yerine bir kadını koyuyorlar.Bu mu sizin cesuluğunuz?"
Ağzımı açıp cevap vermeme izin vermeden devam etti.
"Gerçi bu durumdan pek şikayetçi olduğum söylenemez."iğrenç gözlerle beni baştan aşağıya süzdü.
"Eh baya da zevkli bir seçim."dediğind bende kayışlar koptu ve suratına aralıksız yumruk indirmeye başladım.
Damarıma basıldığında ölçüyü kaçırdığımı söylemiş miydim ?
Etrafta neler olduğunu anlayamıyordum.Sinirden gözüm dönmüştü.O kadar kendimi kaptırmıştım ki yumrukların etkisiyle kolumda beliren keskin acı bile beni durduramamıştı.
Adamın yüzü çoktan öne düşmüş ve bayılmıştı.Sanırım durmam gerekiyordu ama zordu.Zihnimde sürekli o bakışları ve söyledikleri benim bayrağıma yaptığı saygısızlık dolanıyordu.
Bu şerefsiz benim al bayrağıma saygısızlık yapmıştı!
Ben şimdi ona saygısızlık neymiş gösterecektim!
Son bir yumruk atmak için elim havalanmıştı ama bir el sıkıca bileğimi kavradı.Zaten bende güçte kalmamıştı.Kolumun kanadığını hissediyordum.
Gözümin önü kararmaya başlayınca zaten titremekte olan bacaklarımın üzerine yışılavakken iki çift kol belime sarıldı.
Dışarıda uğultular vardı ama ben kendime gelebilmiş değildim.
Bedenimin havalandığını ve o seslerden uzaklaştığımı hissettim.
Zihnim yavaş yavaş ayılmaya başladığında gözlerimi zorla araladım.
Birinin kucağındaydım.Kimdi bilmiyordum.Yavaşça kafamı kaldırdığımda korku dolu bakan yeşillerle karşılaştım.
Sonra bir odaya girdik.Araz bedenimi yatağa bıraktı.Tahminimce revirdeydik.Başıma bir hemşire gelip koluma dokunduğunda acıyla inledim.
Sonrasinda ise bilincim biraz daha kapanmıştı.Gözlerimi arada arayalabiliyordum.Hemşire konudaki işini bitirmişti.
Sanırım ağrı kesici vermişlerdi çünkü acısı dinmişti.Ama ben kendimi uyanmaya zorlamadım ve gözlerimi kapatarak kendimi uykuya bıraktım.
Etrafta yine gürültüler vardı.Zorlukla gözlerimi araladığımda ilk önce görüş açıma babam girdi.
"İyi misin kızım ?"diye sordu.
"Hani söz vermiştin be güzelim ?"diye sorunca mahçup bir şekilde ona baktım.
Sinirim baskın gelmişti be babam...
"Özür dilerim baba."dediğimde kollarını bana sararak saçıma öpücük kondurdu.
"Bundan sonra sorguya girmiyorsun."deyince kafamı kaldırdım.
"İtiraz yok.O kolla bir daha sorguya girmiyorsun."dediğind sustum.
"Komutanım bizi çok korkuttunuz be."dedi Sinan yandan.Güldüm.
Sanki göğsümüzden vurulmuştuk!
"Abartmayın lan."desemde hepsi güldü.
"Minela buradan direk eve gidiyorsun ve yarın izinlisin."dediğinde daha konuşmadan susmamı işaret etti.
Uslu bir kız olduğum için dediğini yaptım.1
Sonra ise ekiptekilerle biraz daha sohbet edip revirden çıkmıştım.Ve şöyle bir durum vardı.Babamın emri üzerine beni Araz bırakacaktı.
Şansıma küfürler yağdırmaya devamke ...
Arazla arabaya bindikten sonra bile hiç konuşmamıştık.Eve gelmemize az kala soru sordu.
"Minela böyle şeyler için kendi canını yakıyorsun yapma."diye uyardı beni.Göz devirdim.
"Benim canım değil mi kime ne ?"diye sordum ama hiç beklemediğim bir şey söyledi.
"O can uğruna kendini feda edebilecek insanlar vardır belki."dediğinde gözlerine baktım.
Bence kesinlikle babamdan bahsediyordu.
Kızardığıma emin olduğum için kafamı cana doğru döndüm.Ama bu onu gülen sesini duymama engel değildi.
Bu bölüm oldukça kısaydı ama son sahnenin devamını diğer bölümde uzun uzun anlatmak tercihim.Aalında bugün bölüm atmazdım ama attım dnsmaöaööa.
❗️Bakın bu bir KURGU.Yani gerçek hayatla alakası yok.Ben gerçek hayattaki askeriyenin nasıl işlediğini bile bilmiyorum.O yüzden bunun farkında olarak okursanız sevinirim.❗️
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
32.02k Okunma |
3.06k Oy |
0 Takip |
55 Bölümlü Kitap |