Mutlulukla gidip koltuğa oturmuş ve Arazın benim için yaptığı çorbayı içmiştim.
Tadı efsaneydi.Kesinlikle ondan tarifini almalıydım.
Belki de çorbayı bu kadar güzel yapan şey onun bana yapmış olmasıydı...1
Teşekkür niyetinde bende ona bir şey yapıp verecektim.Ne de olsa yarın evdeydim.Güzel bir şey yapabilirdim.
İçimde uçuşan kelebeklerle yatağıma girip gözlerimi kapattım.Zaten çok geçmeden uykuya dalmıştım.
Sabah kalkınca hızlıca üzerimi giyip evden çıktım.Minela bugün izinliydi o yüzden onunla karşılaşmamıştım.
Aklıma istemsizce dün yaşadıklarımız geldi.Onun üzerime yürüyerek beni tehdit etmesi.Tüm bunları yaparken o küçük burnunu havaya dikmesi yok muydu...
Kolu yaralı olduğu için ona annemin tarifi olan çorbayı yapmıştım.Kapı da beni beklemediği aşikârdı.
Birde şaşkın şaşkın suratıma bakmıştı.O hali çok tatlıydı ve bu istemsizce gülümsememe yol açıyordu.
Bir an ciddileşerek arabaya bindim ve askeriyeye gittim.Akıllandırmam gereken kişiler vardı.
Askeriyeye gelince hiç vakit kaybetmeden sorgu odasına yöneldim.Sorgu odasının hemen yanında ki odaya girdiğimde Ural albay bu sefer yoktu.
Üzerimde ki ceketi çıkardığımda sadece siyah bir tişörtle kalmıştım.Öfkemi kuşanıp kapıyı açtım ve sorgu odasının içine girdim.
Adam uyuyordu.Belki de baygındı.Minela onu çok hırpalamıştı.Ve o halleri oldukça dikkat çekiciydi.
Kendine gel lan!İşine odaklan Minelaya değil!
Hemen yanda duran askere bir kova su getirmelerini söyledim.Ben Minela kadar yumuşak bir şekilde uyandıramayacaktım.
Asker istediğim gibi suyu getirince adama yaklaşıp suyu kafasına boşalttım.Hiddetle sıçrayarak uyandı ve çırpınmaya başladı ama eli kolu bağlıydı.
Bir kaç öksürükten sonra nefesini düzene sokmaya başladı.Sonunda zır da olsa gözlerini kırpıştırarak bana baktı.
"Günaydınlar."dedim.Bu yumuşak halimi birazdan göremeyecekti.Aval aval suratıma bakmaya başladı.
"Öyle boş boş bakma on dakika sonra işim bitecek.Ama bir kaç saate yine uğrayacağım."dedim.
Çenesini tutup kafasını havaya kaldırdım.Almam gereken bir intikam vardı.
Dün konuşulanları kimse duymamıştı ama ben dudak okuduğum için aalarında ki sohbeti biliyordum.
Ve odaya girip adamı öldürmemek için kendimi zor tutmuştum!
Şerefsiz önce Minela ya laf etmiş sonra da arsız arsız ona bakmıştı.
Bende şimdi benim Minela'ma bakan gözleri morartmaya gelmiştim.2
Hiç vakit kaybetmeden adamın sol gözüne bir yumruk çarpınca acıyla bağırarak yüzünü benden kaçırmaya çalıştı.
Ama zordu.Bırakmadan hemen ikinci yumruğu da attım.Tekrar bağırdı.O bağıracak gücü bile bulamayıncaya kadar ona vuracaktım!
Dediğimi de yaptım.Yumruklarımı aralıksızda ona vururken bir yandan da haykırıyordum.
"Senin benim kıymetlime bakan o gözlerimi morartırım.Şerefsiz!Kansız köpek!Sen kimsin lan!"2
Dediklerimi dılardan birisinin duyması umurumda bile değildi.Gelsinler yüzlerine de söylerdim.
Adam attığım onca yumruğa rağmen ağzındaki kanı tükürerek konuşmaya başladı.
"Hayırdır ?Karın mı ?"diye sordu.1
Ama bunu onun bilmesine gerek yoktu!
"Karım lan!Var mı diyeceğin Karım işte!"dedikten sonra yumruk atmaya devam ettim.Adam artık hareket etmeyi bırakınca durdum.
Gözleri şimdiden morarmaya başlamıştı bile.
Ayrıca Minelayı karım diye tanıtmıştım.O buna kızmazdı çünkü haberi olamazdı.2
Olsaydı ağzıma ederdi.2
Elimdeki kana tiksinerek baktık ve koğuşa giderek hızlı bir duş aldım.Tam bir hijyen manyağıydım.Aynı zaman da simetri hastasıydım.
Bu yüzden evim hep derli toplu temiz olurdu.
Anneme Ayça'dan çok ben yardım ederdim temizlikte.
Tekrardan üniformamı giyip koridora çıktım.Eve gitmeden bir kez daha sorguya girecek ve öğrenmem gerekenleri öğrenecektim.
Birden karşıma göktunç çıkınca durmak zorunda kaldım.
"Selamlar komutanım."dedi şen şaklak sesiyle.
"Nerelerdesiniz komutanım Minela komutanım yok diye sizi de sahalarda göremedik."dedi.
"Biraz işlerim vardı."dedim sadece.
"Peki işiniz bittiyse gelin de bir çay içelim ?"dedi.İyi fikirdi.Çayı severdim.
"Ben bir Ural albaya uğrayayım sonra yanınıza gelirim."dedim.Kafa sallayıp nerde olacaklarını söyledikten sonra gitti.
Ural albayın odasının kapısına gelip iki kere tıklattım ve içeri girdim.
Beni görünce gel işareti yaptı.Gidip karşısında durdum.
"Günaydın Albayım."dedim sert sesimle.
"Günaydın asker."diye cevapladı.
"Ben sorguya girdim fakat birazdan bir sorguya daha gireceğim."dedim.Bilgilenmesi iyi olacaktı.
"O zaman hemen şimdi girebilirsin."dedi ama olanlardan haberi yoktu.
"Ben biraz adamı hırpalamış olabilirim.İki saatten aşağı ayılamaz.Haber vereyim dedim."dediğimde güldü.
"Desene Minela bir ben iki bu adamı dö
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
32.27k Okunma |
3.09k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |