18. Bölüm

15.Kusursuz Ekip

Biryazarımm
biryazarimm

Selmalarrrrrr

Bu bölüm biraz geç geldi çünkü uygulama bende dün hiç açılmadı yazamadım yani.O yüzden bugün biraz daha uzun bir bölüm yazmayı planlıyorum.Hatta belki iki ibölüm gelir.

İyi okumlarrr🌸

*****
Arabadan inip kapıyı kapattım ve binaya doğru yürümeye başladım.Araz benden önce gelmişti.Bugün biraz daha geç çıkmam gerekmişti.

Ayrıca eve gidince görüntülü konuşarak şu evlilik teklifini planlayacaktık.Ben her ne kadar bunu buluşarak yapalım desem de Göktunç parla bundan şüphelenir demişti.Bunun için görüntülü konuşacaktık.

Apartmana girdiğimde merdivene yönelecekken gördüğüm kişilerle durdum.

Seliman teyze ve yanında tanımadığım ama kankası olduğunu tahmin ettiğim kadın aralarına arazı sıkıştırmış bir şeyler soruyorlardı.

Sesimi çıkarmadan biraz köşeye yaklaştım ve onları izlemeye başladım.

"Kaç yaşındasın bakayım sen ?"diye sordu Seliman teyze.

"28"dedi araz.

"Maşallah pek de gençmiş.Nerelisin bakayım ?"diye diğer kadın sordu.

"Rize"dedi Araz.Oldukça kısa cevaplar veriyordu.Buradan hemen kurtulmak istediği her halinden belliydi.

"Sevgilin var mı ?"diye tekrar bir soru sordu Seliman teyze.

"Yok."derken arazın sesi duygudan yoksundu.

Olamaması iyiymiş.

Kes lan sesini!

"Minela ile aranızda ne var peki?"diye sordu Seliman teyze.Zaten onun asıl merak ettiğiyde buydu ya!

Arazın yüzünü göremesem de sırtından gerildiğini anlıyordum.O da bunu beklemiyordu herhalde.

Tamam sanırım burada olaya dahil olmam gerekiyordu.

Hadi başlıyoruz.

Boğazımı temizleyerek sanki binaya yeni girmişim de onları ilk kez görüyormuş gibi şaşkın bir ifade ile onların yanına gittim.

"İyi akşamlar Seliman teyze."derken gülümsüyordum.

"Sana da iyi akşamlar kızım.Şeninde gelmen iyi oldu.Ben de bir şey soracaktım."dediğinde göt oldum.

O soruyu bana da soracağını tahmin etmemiştim ki!

Neyse ki araz beni bundan kurtardı.

Yavaşça kolumu tuttu."Seliman teyze kusura bakma ama bizim çok işimiz var.Zaten ben Minelayı bekliyordum.O da geldiğine göre biz işimizi halledelim."dedi gülümseyerek.

"Evet,evet bizim çok işimiz vardı."dedim bende hemen kafa sallayarak.

Araz beni merdivenlere doğru yürütünce onun peşinden ilerledim.

Daha dün ben onu sürükleyerek götürüyordum.

Şimdi ne oldu böyle?

Yeterince gözden kaybolduğumuzu düşünerek kolumu elinden kurtardım.Bu halimle biraz duraksasa da sonra merdivenleri çıkmaya devam etmişti.

*********
Evdeydim.Yaklaşık iki saat gelmişti eve gelmemin üzerinden.Göktuncun araması an meselesiydi.

Ben ise yüzüme maske yapıyordum.

Bakım önemli iş arkadaş.

Ve evet tam tahmin ettiğim gibi o an telefon çaldı.Hay ben benim şansıma yani!

Oflaya oflaya telefonu açtım ama görüntümü açmadım.Aynaya baktım.Hortlak gibiydim.Asla açmazdım.

Telefondan hepsinin konuşma sesi geliyordu.Ama çok geliyordu be!

Bu kadar gürültü yapılmazki!

"Biraz sessiz olun."diye uyardım.

"Konutanım neden görüntünüzü açmıyorsunuz ?"diye sordu Kaan.

"Maske yapıyorum."dedim.

Açık sözlülük deyince de ben!

"Minela ne maskesi Allah aşkına.Burada bir şey konuşacağız."dedi Göktunç.Rütbeden çıkmıştı.

"Of tamam siz başlayın çok önemli konuşmanıza allahalla."diyerek maskeyi silmeye başladım.

Ciddi ciddi bir şeyler konuşuyorlardı. Ben en sonunda koltuğa oturarak bende görüntümü açtım.

"Dediğim gibi klişe olmasın.Yani ben restoran da kapatırım işte organizasyon şirketiyle de konuşurum ama bu hep gördüğümüz şeyler."dedi Göktunç.Haklıydı.

"Peki sizin Parlayla tanıştığınız yerde evlilik teklifi etsen."diye bir fikir sundu.

"Askeriye de mi edeyim ?"diye sorunca güldüm.

Doğru ya askeriye de tanışmışlardı.

"Tamam bu fikirden vazgeçtim."dedim geri çekilerek.

"Aslında burada ben tam bilmesem de illa böyle özel ve gezilecek yerler vardır.Oralarda etsen."diye bir fikir attı araz.

Mantıklıydı aslında.

Burada gezilecek yerler vardı.

Tabi ya!

Dicle köprüsü.

"Aslında ."diye söze başladım."Dicle köprüsünde edebilirsin.Yani güzel bir yer.Hem ayarlarsak orayı çok güzel süsleyebiliriz."dedim heyecanla.

Dicle köprüsü,aslında on gözlü köprüydü.Diyarbakır da deniz yoktu.Çok değişik yapılarda bulamazdınız.Fakat Dicle köprüsü gayet güzeldi.

"Valla helal olsun size komutanım bence çok iyi yer."dedi Sinan.

Önemli olan göktuncun beğenmeseydi ama.

"Olur ya hem de çok güzel olur.Tamamdır komutanım.Valla çok teşekkürler."dedi Göktunç mutlulukla.

"Ne demek Göktunç."dedim gülümseyerek.

"Ne zaman teklif edeceksin ?"diye sordu araz.

"İki gün sonra bizim yıldönümünüz.Yani iki yıl önce ben ona onu sevdiğimi itiraf etmiştim."dedi Göktunç.

"Yani o güne ayarlamak istiyorum."

Ama bu çok romantik.

İşte bende romantizm sevmem.

"Çok güzel düşünmüşsün.Elimizi hızlı tutarsak ayarlayabiliriz."dedim.Hızlıca halledebilirik.

Sonuçta şurada beş tane bordo bereliyidik.

"Ayarlarız dimi ?"diye tekrar sordu Göktunç.Hep selylüyırrum ve yine söyleyeceğim.Bu çocuk aşkından mal olmuş durumda.

"Hallederiz rahat ol."dedi Araz gülümseyerek.

Biraz daha detayları konuştuktan sonra telefonları kapatmıştık.

Plan şuydu.Dicle köprüsünü bir yere kadar güllerle ve mumlarla kaplayacaktık.Ben parkayı hadi kız kıza eğlenelim bahanesiyle dışarı çıkarıp köprünün oraya bırakıp araçların yanına gidecektim.Hatta Göktunç parla çok sevdiği için onun ismine özel havai fişekleri de patlatacaktı.

Çok zor değildi.Halledecektik.

*****

Selamlarrrr

Bölümün aşırı kısa olduğunun farkındayım ama başta dediklerim olmadı.

Aradan bir gün daha geçmesine rağmen uygulama açılmayınca yazamadım.

Ve şimdi hazır açılmışken az da olsa yazıp tamamlamak istedim.Eğer iki gün gibi bir sürede bölüm gelmezse bilin ki uygulama açılmamıştır.1

Şimdi bölüm istediğim gibi de olmadı ama atmak zorundayım.

Seviliyorsunuzzz)))

Yıldıza basmayı unutmayın✨💕

Bölüm : 05.12.2024 08:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...