Ben yorgunum.Bir kaç gündür derslerimden ve uygulamanın açılmamasından dolayı bölüm gelmedi.
Artık uygulama konusunda sorun yaşamamayı diliyorum.
Bu bölümü uzun yazarak atamadığım zamanları telafi edeceğim.
Elimi hemen önümde duran elbiselerde gezdirdim.Almayacaktım ama parla için bakıyordum.Malum bugün her ne kadar haberi olmasa da evlilik teklifi alacaktı.
Elimi rastgele birisinde durdurup elbiseye baktım.
Cırtlak pembe bir elbiseydi.Anında geri yerine koydum.
Seçenekler arasında bile olamazdı.
Yandan gözüme bir elbise sokuldu.Elbiseyi tutup bunu yapan kişiye baktım.Sumruya.
"Bunu almalıyız bence."dedi.Gözüne soktuğu elbiseyi incelemeye başladım.Lacivert saten bir elbiseydi.
"Parla bunu sevmez."dedim ama o elbiseye hayran dolu bakışlar atıyordu.
"Ben sevdim.Alayım belki düğünde giyerim."
"Kızım sen iyi misin ?Aklın nerede.Parlanın düğününde giyerim belki."dedi Sumru.
Yani ileride ki yeşil elbisede demek istemiştim.
Boğazımı temizleyerek konuştum."Parla nerede bir elbise seçti mi ?"
"Bir kaç elbise ile kabine girdi."dedi.
Kafamı sallayarak kabinin önündeki koltuklara oturup Parlayı beklemeye başladım.
On dakika sonra kabinin içerisinden parla çıktı.Üzerinde siyah mini boy bir elbise vardı.
Onunda rahatsız olduğu sürekli eteğini çekiştirip durmasından belliydi.
"Değiştir istersen."dediğimde koşarak kabine girdi.Bu haline güldüm.Kendisi pek bu tarz şeyleri giymeyi sevmiyordu.
"Niye kızı hemen kabine gönderdin?"diye sordu Sumru.
"O elbisenin içerisinde rahat değildi."dedim.
"Ama memnun değildi."dedim ve sohbet burada bitti.Aynı zaman da parla da kabinden ikinci elbise ile çıkmıştı.
Bu seferki elbise uzundu ama açık maviydi.Evet güzeldi fakat düğün elbisesi gibiydi.Yani bunu nişan için alsa daha uygun olurdu.
Hemen kalkıp yanına gittim ve elbiseyi yakından incelemeye başladım.
"Yani kız kıza eğleneceğimiz bir yere gitmek için fazla abartılı geldi."dedi parla kendisini aynadan incelerken.
Yavru kuşum bugün kız kıza eğlenmeye gideceğimizi sanıyordu.
"Evet sanki biraz fazla abartılı."dedi Sumru da.
"Hadi diğerini dene."dedim.Parla ofladı.
"Yahu evden bir elbisemi giyerdim.Niye alıyorum ?Hatta niye bir tek ben alıyorum ?"diye sordu ellerini beline yerleştirerek.
"Ben daha yeni kıyafet aldık onu giyeceğim."dedim.
"Bende biliyorsun ki bir ton kıyafete sahibim."dedi Sumru da.Sanırım o da o kıyafeti almaktan vazgeçmişti.
Parla bir şey demeden tekrar kabine girdi.Derin bir nefes aldım.Bir şeyler anlayacak diye ödüm kopuyordu.
Zira Göktunç bu konuda beni oldukça tembihlemişti.
Aklıma onlar gelince hemen gruba girdim.
Ben:Ne yaptınız ?Biz son mağaradayız bir saate hazır oluruz.
Göktunç:Tamam.Biz hallettik sayılır.Evlerde hazırlanıp yarım saat önceden orada oluruz.
Gruptan çıktığımda parla da kabinden çıkmıştı.Bu sefer giydiği elbise ona çok yakışmıştı.
Kırmızı saten dizlerinin iki karış aşağısında biten askılı düz bir elbise giymişti.
Tam onu yansıtıyordu.Sade ve şık.
Koşar adım onun yanına gittim.Yakından daha da güzeldi.Hevesle ona döndüm.
"Kesinlikle bunu alıyoruz mükemmel olmuşsun."dedim.
"Taş gibi olmuşsun valla.Kızım yanında sönük kalacağız."dedi Sumru.
Parla gülerek aynanın yanına gidip kendisini incelemeye başladı.Dudaklarında ki küçük gülümsemeden kendini beğendiğini anlıyordum.
"Peki bunu alalım."dediğinde kasaya gidip ödeme işlemini yaptık ve eve geçtik.
Artık hazırlanma işlemi başlıyordu.
*****
Aynaya bakıp açık tonlarda ki rujumu sürerek makyajımı tamamladım.Dorğulup baştan aşağı kendimi süzdüm.
Altımda krem rengi bir kumaş pantolon yine onun ile takım olan kolsuz bir ceket ve içine de beyaz bir gömlek giymiştim.Saçıma da aynı tonlarda bir bandana takmıştım.Saçlarım açıktı.Uyumlu bir kombin yapmıştım.
Gülümseyerek odadan çıkıp parlaların da hazır olmasını bekledim. Ben en sonunda ikisi de odadan çıktılar.
Parla sabah seçtiğimiz elbiseyi giymişti.Sumru ise siyah bir elbise giyip uzun çizmeler giymişti.
Gülümseyerek kapıya yöneldim.Arkamdan geliyorlardı.Binadan çıkıp arabaya bindim.Yanıma parla arka koltuğa ise Sumru oturmuştu.
"Eee nereye gidiyoruz ?"diye sordu Parla.
Evlilik teklifinin yapılacağı yere...
"Gidince görürsün."dedim sadece.Sumru da tüm planı biliyordu.O yüzden arkadan bana kaş göz yapıyordu.
Parlaya baktım.Camdan dışarıyı izliyordu.Aynadan sumruya baktım.Kafamı ne var dercesine salladım.1
Her şey hazır mı ?diye sordu.Kafa salladım.Arkasına yaslandı.Köprüye yaklaşmıştık.
"Dicle köprüsüne mi gidiyoruz ?"diye sordu parla.Gittiğimiz yolları tanımıştı.
On dakika sonra köprünün başında durduk.Ortalarda süslenen alan az da olsa belli oluyordu.
Arabadan indiğimde diğerleri de indi.
"Hadi gelin yürüyelim."dedim.Parlayı ortamıza alıp koluna girdik.İçimde istemsizce bir heyecan vardı.
Ortalara yaklaşınca arkası dönük olan göktuncu fark ettim.Araz,Sinan ve Kaan ortada yoktu.
Göktunç geldiğimizi anlamış olmalı ki arkasına döneceği zaman parlanın kollarından ayrılarak geriye doğru yürümeye başladım.
Parla şaşkın şaşkın bize bakarken asıl şaşkınlığı göktuncu görmesiyle yaşadı.
"Göktunç.."diye mırıldandı kısık bir sesle.
Göktunç burayı çok güzel süslemişti.Köprünün tam ortasında her yere güller dökmüştü.Etrafta mumlar vardı.Bir köşede kalpli balonlar duruyordu.
Gülümseyerek daha fazla geriye gittiğimde Sumru çoktan telefonu çıkarmış onları çekiyordu.Zaten köprüye ayarlanmış olan kamera her şeyi kayda alıyordu.
Hemen arkamda birisinin varlığını hissettim.Daha sonra onun güven ve huzur veren kokusunu...
Yavaşça ona döndüğümde bana gülümseyerek bakıyordu.Üzerinde siyah bir kumaş pantolon ve beyaz tişört vardı.Üzerine bir de siyah ceket giymişti.
Biraz daha yanına yaklaşıp tekrar önümdeki çifti izledim.Göktunç aşık gözlerle parlaya bir şey söylüyordu.Parlanın gözleri dolmuştu.
İkisi de güllerin arasında çok güzel gözüküyordu.
Sonunda en can alıcı kısıma gelmiştik.Göktunç cebinden kadife bir kutu çıkararak diz çöktü.
Benimle evlenir misin ? Diye sordu.
Ben ve Sumru alkışlarken araz ıslık çalıyordu.Göktunç yüzüğü parlanın eline taktıktan sonra sarıldılar.
Tam o sırada havai fişekleri patladı ve havada bir yazı yazdı.
Çok romantikti.Ben romantizmden hoşlanmazdım ama bu tatlı bir anıydı.
Parla şaşkınlıkla gökyüzüne bakarken yüzünden mutluluğu okunuyordu.
Bize dolu gözlerle bakarak eliyle gelin işareti yaptı.Koşarak yanına gidip ona sarıldım.
Bana bakıp elinde ki tektaş yüzüğü gösterdi.Kahkaha atıp tekrar ona sarıldım.
Sonra daha fazla çiftlerin arasına girmemek için tekrar kenara gittim.Beraber fotoğraf çekmeye başladılar.
"Biraz yürüyelim mi ?"diye sordu.Nedenini anlamasam da kafa salladım.Yavaşça köprüde yürümeye başladık.
Köprünün sonuna doğru yürürken hafifçe esmeye başlayınca kollarımı birbirine sürttüm.
Sonra omuzlarıma bir ceket bırakıldı.
Ona döndüğümde bana bakmadan dümdüz yürüyordu.Ama cekete gerek yoktu.
Zira bu sahne bana çok tanıdık geliyordu.
"Gerek yok."diyerek ceketi çıkarmaya çalışsam da izin vermedi.
"Çıkarmana gerek yok,kalsın."dedi.Çok zorlamadım.Öylece yürümeye devam ettik.
"Çok mutlular."derken parlalardan bahsediyordum.
"Seviyorum."dediğimde şaşkınca bana döndü.
"Ne ?"derken sesinden afalladığı belliydi.
İyi de ben şaşıracağı bir şey söylememiştim.
"Bende bende çok seviyorum."3
"Ne ?"derken ikinci bir şok dalgası yaşıyor gibi bakıyordu.
"Ben diyorum ki Parlayı çok seviyorum.Sen kimden bahsediyorsun."dediğimde iki saniye suratının asıldığını fark ettim.Ama sonra hemen düzeltti.
"Be-ben de göktunçtan bahsediyordum."dedi ama göz teması bile kurmadan önüne döndü.
"Peki."diyerek onun önüne geçtim.Arkadan bir şeyler mırıldanıyordu ama umursamadan yürümeye devam ettim.
Evet bu bölümde minnoş çiftimiz sonunda bir evlilik yoluna girmiş bulunmaktalar.
Darısı Minela ile Arazın başına dbdnsn.1
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
32.05k Okunma |
3.07k Oy |
0 Takip |
55 Bölümlü Kitap |