29. Bölüm

24.İzmir Güzeli

Biryazarımm
biryazarimm

Direk bölüme geçiyoruz…

Yorum yapmayı unutmayın)))

Oy sınırı:15*

*******

Görevden dönüp eve geldikten sonra sıcak bir duş alıp dinlenmiştim.Aslında görev uzun sürerdi ama kısa kesmek için bomba kullanmıştık.Ve bunu araz yapmıştı.

Benim daha önce çekmeyeceğimi bildiğim için uğraşamadığım bombanın pimini zor da olsa eliyle çekmişti.

Yatağımda dönüp durdum.Sonra daha fazla dayanamayıp saate baktım.Daha altıydı.Ve ben yeterince dinlediğimi düşünüyordum.

Yataktan kalkıp üzerime siyah bir eşofman altı ve beyaz bir badi giydim.Havalar soğumaya başladığı için de siyah hırkamı aldım.

Koşarken sıkılmamak için kulaklığımı ve telefonumu yanıma alıp evden çıktım.Hava yeni yeni aydınlanmaya başlıyordu.

Binadan çıkınca soğuk hava yüzüme vurunca istemsizce titredim.Bence bir ay sonra Diyarbakır karla kaplı olacaktı.

Nereye gideceğimi bilmeden öylece yürümeye başladım.Yani bir denizimiz olsaydı bende isterdim sahil kenarında yürümek.

Kulaklığımı kulağıma takıp çalan şarkıya eşlik etmeye başladım.

Kar yapar sine sine
Yarun elbisesine
Eski yarin ömrini

Ver Allah yenisine

Aha koy sevduğum.
Başuni omuzima

Olmasa demezduk.
Denemedik boşina

Kendimi bildim bileli Karadeniz şarkılarına fazlası ile takmış durumdaydım.Bana ayrı bir enerji veriyordu sanki.Yarım saat boyunca müzik eşliğinde yürüdüm.

Eve dönmeden önce fırına uğrayıp gevrek,boyoz ve ekmek aldım.Gevreğimi kemire kemire binanın yolunu tuttum.Binaya girip beşinci kata çıktığım da evden çıkan arazla karşılaştım.Dümdüz bakışlarını üzerimde gezdirdi.

”Günaydın.”dedi kuru bir sesle.

”Günaydın.”dedim.Gözü elimde ki fırın poşetine takıldı.Poşetin içinden bir tane gevrek çıkarıp ona uzattım.

”Gevrek ister misin ?” diye sorduğum da kaşları havalandı.

”Simit isterim.”dediğinde kaşlarımı çattım.

”Simit değil gevrek!”

”Ne fark eder ikisi de aynı şey.”dedi umursamazca.Ona uzattığım bir parça gevreği alıp yemeye başladı.

”Ne demek ne fark eder.Bu gevrek tamam mı ?Bir İzmirliden daha iyi bilemezsin bunu!”dedim hiddetle.

Dudağı kıvrılır gibi oldu.

”Tamam İzmir güzeli.Bunun ismi gevrek oldu mu ?”dediğinde kalbim sekteye uğradı.

İzmir güzeli…

Bozuntuya vermeden boğazımı temizledim.

”Yalnız öyle güzel falan uygun olmuyor yani.Aramızda ki sınırı aşmazsak.”dedim.Gözlerine bakmıyordum.

”Askeriye de değiliz.”dedi omuz silkerek.

”Aramızda samimi olmamızı gerektiren bir durum yok.”dedim bende.Bakışları değişti.Sert bakışları beni üzüyordu.

”O zaman minela hanım aramızda ki sınır bilmemiz için lütfen bana komutanım diye hitap edin.”dedi bana meydan okuyarak.

Ama ben ona komutanım demek istemiyordum ki!

”O benim bileceğim iş.Askeriye de görüşürüz.”diyip eve girecektim ki arkadan sesini duydum.

”İşte yine aynı şeyi yapıyorsun.Ukala gibi davranıp dünyanın kendi etrafında döndüğünü zannediyorsun!”dediğinde oan bağırdım.

”Öyle zannetmiyorum.Dünya ile beraber siz de benim etrafımda dönüyorsunuz.Ve bilin diye söylüyorum benim dünyamın merkezinde ben varım!”dedikten sonra kapıyı suratına çarpıp eve girdim.2

Sabah sinirlenme kotamı da doldurdum.

*****

İlahi Bakış Açısı

Araz suratına çarpılan kapıya dişlerini sıkarak baktı.Bu kadını ciddi anlamda anlamıyordu.Hayatında daha önce bu kadar ukala bir insan görmemişti!

Sinirle apartmandan çıkarken hala elinde duran simite baktı.

”Gevrekmiş!Simit lan işte bu!”dedi sinirle.

Arabaya binince kafasını direksiyona yasladı.

”Hata sende oğlum.Niye gidip kadına İzmir güzeli diyorsun ?!”diye kendine kızdı.Sonra arabayı askeriyeye sürdü.Bu kadın gereken mesafeyi istiyorsa o mesafeyi seve seve koyacaktı.

Askeriyeye vardığında ilk işi Ural albayın yanına gitmek oldu.Kendisi bir ara yanına gelmesini istemişti.Odanın kapısını tıklatıp içeri girdi ve asker selamı verdi.

”Albayım uygun bir zamanda yanınıza gelmemi istemiştiniz.Emredin!”dedi.Eliyle koltukları işaret etti.

”Geç otur asker.Bende seni çağıracaktım.”dedi Ural albay.Asker koltuklara oturdu.

”Buyurun albayım.”

”Şimdi araz sana ve Minelaya timinize yeni kişiler geleceğinden bahsetmiştim.Mağlum diğer timlere oranla asker sayınız az.E artık çoğalacaksınız çünkü timinize üç asker daha geliyor.Ek olarak da timinize doktor ataması yapıldı.”dedikten sonra çekmeceden üç dosya çıkarıp araza uzattı.

“Burada tüm bilgiler var.Timine ve minela ya gereken açıklamayı yaparsın.”dedi albay.Araz selam verip odadan çıktı.Bir yandan da elinde ki dosyaları inceliyordu.Doktor kadındı.Diğer üç asker ise erkekti.

Timine kısa bir mesaj yazıp hepsini terasa topladı.Minelanın gelip gelmeyeceğini bilmiyordu.Ama hisleri geleceğini söylüyordu.

Oysa minela mesajı görmüş ve terasa gitmek için yola koyulmuştu bile.Terasa çıktığın da sadece arazı görmesiyle bir küfür savurdu.Sürekli bu adamla yalnız kalmak zorunda mıydı?

Oysa daha sabah kavga etmişlerdi.

Boğazını temizleyerek masaya oturdu.Araz yüzüne bile bakmamıştı dikkatle önünde ki dosyaları inceliyordu.

Bir asker onlara çay getirdi.Nereden akıl etti bilmiyordu ama minelanın geleceğini tahmin ederek çay söylemişti.Ama getiren asker şeker getirmemişti.

Araz askere döndü.

”Sen iki de şeker getir aslanım.”dedi.Minela o an şaşırdı.O iki şekeri onun için mi istemişti acaba ?Minela çayı iki şekerle içerdi.

Ama belki de araz kendisi için istemişti.Çayları getiren asker iki tane de şeker getirdi.Araz Minelaya bakmadan masada ki şekerleri ona uzattı.

Minela o an gülümsedi.

Biliyordu.Araz minelanın çayı iki şekerle içtiğini bilecek kadar onu izlemişti.

Sadece izlemekle de kalmamıştı.

Sevmişti de…

Minela bakışlarını dikkatle dosyayı inceleyen adamdan çekmedi.Dudaklarında ki gülümsemenin farkında değildi.Ama o da fark etmişti ki araz çayı şekersiz içiyordu.Bu bilgiyi aklının bir köşesine kazıdı.

Araz üzerinde ki bakışları hissedip Minelaya dönünce ona gülümseyerek bakan kadını gördü.Göz kırpı kafasını hayırdır der gibi salladı.

Minela bu hareketle anlık bir heyecan yaptı.Ama sonra kendisini toparlayarak omuz silkti.Bu iki genç sözsüz bir şekilde birbirleri ile anlaşmaya çalışırken timin geri kalanı da terasa geldi.

“Komutanlarım selamlar.”diye sohbet açtı göktunç.

”Hoş geldiniz oturun size bir şey söyleyeceğim.”dedi araz.Timin hepsi masaya oturdu.

”Buyurun komutanım.”dedi Sinan ciddi bir sesle.

”Ural albayın yanından geliyorum.Timimize yeni üç asker ataması yapıldı.Ayrıca artık tim doktorumuz da var.”dedi.Minela tepki vermeden dinliyordu çünkü zaten her şeyi biliyordu.

”Dosyalar burada.İnceleyebilirsiniz.Tim doktorumuz Açelya ERDEM.Askerlerimiz;Astsubay Yiğithan BARÇIN,Asteğmen Kenan ALTANER,Uzman Çavuş Anıl ATABEY.”dedi araz.

”İnşallah aralarında akıllı olanlar vardır.”dedi minela iğneleyici bir tonla.

Kendi timin de akılın a sı bile yoktu.

”Ayıp oluyor komutanım.”dedi Kağan üzgün bir sesle.

”Yeni timimiz hepimize hayırlı uğurlu olsun arkadaşlar.”dedi araz.Sancak ailesi artık 10 kişilik koskoca bir aile olmuştu.

Kıdemli Üsteğmen Araz KIZILKURT
Üsteğmen Minela ÇEVİK.
Teğmen Göktunç KARAMAN.
Teğmen Parla GÜNER.
Asteğmen Sinan BİRSEN.
Asteğmen Kenan ALTANER
Astsubay Başçavuş Kaan AKIN.
Astsubay Yiğithan BARÇIN.
Uzman Çavuş Anıl ATABEY

Tim doktoru:Açelya ERDEM1

*****
Selamlarrrrrr

Nasılsınız bakalım ????

Ben size yeni bölümle geldim ama sınav haftam da olduğum için çok kısa yazabildim🥲

Şimdi okuduğunuz üzere hikayeye yeni karakterler geliyor ve hepsi aşırı eğlenceli karakterler.

Özellikle Yiğithan dnndndnd.

Kişilik özelliklerinden daha sonra bahsedeceğim.

Oy sınırını geçmediğiniz sürece bölüm gelmez.Zaten bir hafta sonra sınavlarım bitecek yani bol bol bölüm atacağım.

Lütfen yorum yapmayı unutmayın)))

Yıldıza basmayı unutmayın💕✨

Bölüm : 03.01.2025 19:19 tarihinde eklendi
Hikayeyi Paylaş