Bu sabah her sabah olduğundan daha mutluydum.Dün gece kendime araza olan aşkımı ilan etmiştim.Belki bir gün ona da ederdim...1
Kolyemi de boynuma takıp odadan çıktım.Bu kolyeyi hiç çıkarmayacaktım.Babam henüz uyanmamıştı.O kadar mutluydum ki erken kalkmıştım.Babama mükemmel bir kahvaltı hazırlayacaktım.Mutfağa girip saçlarımı topladım ve belime bir önlük bağladım.
Pankek yapmak için gereken malzemeleri çıkardım.Malzemeleri birleştirip karışımı çırparken bir yandan da şarkı mırıldanıyordum.
Oh nenni koçari1
Pankeki pişirirken bir yandan da sofrayı kuruyordum.Buradan direk askeriyeye geçecektim.Sofra hazır olduğunda son pankeklerimi de pişirip onları bir tabağa koydum ve salona götürdüm.Babam da o sırada odasından çıkmıştı.
"Bu güzel kokular da ne böyle ?"diye sordu.Gururla kendi hazırladığım sofrayı gösterdim.
"Senin bir tanecik kızın sana mükemmel bir kahvaltı hazırladı babacığım."dedim.Sofraya bakıp ellerini ovuşturdu.
"Eline sağlık güzelim.Hemen yüzümü yıkayıp geliyorum."dedi ve banyoya girdi.Bende o sırada çayları doldurdum.Ek olarak menemen ve kızartma çeşitleri de yapmıştım.İlk defa bu kadar hamarattım.
Babam geldiğinde beraber kahvaltımızı yapmaya başladık.
"Abinden haber var mı ?Uzun zaman konuşamıyorum."dedi babam.Kafamı salladım.
"Bir kaç gün önce konuştum ben.Baba abim çok yoğun.Yani en fazla beş dakika konuşabiliyoruz."
"Farkındayım kızım.Ama ne yapsam onu buraya taşınmaya ikna edemedim gitti."
Aslında istesem tek bir cümle ile onu buraya taşınmaya ikna edebilirdim ama bu biraz sıkıntılı bir yoldu.Tercih etmeye gerek yoktu yani.Kahvaltımız bittikten sonra babamla beraber sofrayı toplamıştık.babamdan biraz daha erken çıkacaktım.Ceketimi giyip babama sımsıkı sarıldım ve adeta hoplaya zıplaya aşağı indim.
Ben bugün çok enerjiktim ya.Aşk böyle bir şey miydi ?Tek taraflı yaşarken bile bu kadar mutluysam çift taraflı yaşamak nasıl bir duyguydu acaba.Belki bir gün tadardım...1
Askeriyeye girdiğimde ise herkese gülerek günaydın demiştim.Gereksizce sırıtıyordum.Ama kimse umrumda değildi.BEN MUTLUYDUM!BEN AŞIKTIM!
Üzerime üniformamı giyip yemekhaneye bizim timin yanına gittim.Burada olmayan tek kişi Arazdı.Benim asıl merak ettiğim de oydu ama neysee.
Bizimkiler yiğithanın başıan toplanmış gülerek telefondan bir şey izliyordu.Somurtan ve izlemeyen tek kişi Göktunçtu.
"Günaydın."dediğimde hepsi yerlerine geçip toparlandı.
"Günaydın komutanım."dedi Kaan.Yiğithanın telefonunu işaret ettim.
"Hayırdır neye gülüyorsunuz bu kadar bakayım ?"diye sorduğumda Yiğithan sırıtarak telefonu bana çevirdi ve videoyu başlattı.
Nişan daha doğrusu isteme anının videosuydu.Öncelikle Göktuncun kahveyi içememe anı çekilmişti.Yiğithan videoyu durdurup eliyle Gçktuncun kızarmış suratını işaret etti.
"Bakın komutanım bakın şu surata."diyip kahkaha attı.Bende güldüm.Göktunç bana ters bakışlar atıyordu.
"Hayırdır Göktunç ?Bir sorun mu var ?"diye sordum.Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.Kollarını göğsünde birleştirip yüzünü diğer tarafa çevirdi.
"Var komutanım hem de çok büyük bir sorun var.Dün yaptığınız hiç hoş olmayan o şaka da çok kırıldım."
"Göktunç,koçum bence sen çok kaşınma da o yüzüğün parmağında olduğuna dua et."
Ellerini açıp ciddi ciddi dua etmeye başlayınca güldüm.Cidden deli bir koca adamdı.Araz hala neredeydi ya ?Özlemiştim yeşilleri.Onu aramak için masadan kalktım.
"Ben bahçeye çıkacağım."diyip yemekhaneden ayrıldım.Araz belki de bahçedeydi.
Fakat bahçeye çıkınca hiç beklemediğim birisiyle karşılaştım.Üsteğmen Kartal ile.Aylardır onu göremiyordum.Çok özlemiştim.
"Kartal abi."diye koşarak onun yanına gittim.Eliyle sus işareti yaptı.1
"Kızım sus lan.Duyan da yaşlı sanacak beni."dediğinde güldüm.Kendisi benden iki yaş büyüktü.Aramızda tam bir abi kardeş ilişkisi vardı.uzun zamandır ortalarda yoktu.
"Uzun zamandır ortalarda yoktun abi ?"
"Eee sahalara geri döndük.Duyduğuma göre sizin time de birileri gelmiş.Anlat bakalım neler oldu ?"
Beraber arka bahçede ki masalardan birisine oturup gülerek sohbet ettik.
İlahi Bakış Açısı1
Terastan aşağı indi Araz.Erken geldiği için vaktini burada geçirmişti.Minela şimdiye gelmiş olmalıydı.Artık gidip onu görebilirdi.Özlemişti.Revirin önünden geçerken Minelanın ismini duyunca durdu.Hafifçe yaklaşıp dinlemeye başladı.
"Ya gözlerimle gördüm diyorum kızım.Kartal Üsteğmen geri döndü.Hatta Minela Üsteğmen koşarak onu karşıladı."dedi içlerinden biri.Araz kaşlarını çattı.Kartal da kimdi ?
"İyi de bu kız Araz komutan ile gülüp eğlenmiyor mu şimdi Kartal da nereden çıktı ?"diye sordu bir diğeri.Araz daha da sinirlendi.
"Kartal komutanla eskiden beri bir tanışıklıkları var.Hem görmediniz mi Minela bugün ne kadar mutluydu sebebi belli işte."
Araz ellerin yumruk yapıp kapıdan uzaklaştı.İçeri de konuşulan hiçbir şeye inanmayacaktı.Minela yapmazdı ki.O güzel gülüşünü arazdan başkasına sunmazdı ki.Ama yine de içinde ki endişeye engel olamıyordu.Biraz hava almak için arka bahçeye çıktığında gördüğü görüntü ile adımları durdu.1
Minela bir adam ile gülerek sohbet ediyordu.Fazla yakınlardı fazla fazla yakın hemde.Çenesi kasıldı.Hayır minela hakkında yanlış bir düşünceye kapılmayacaktı.Minelayı dinleyecekti.Fakat Minela gülerek karşısında ki adama sarılınca araz daha fazla dayanamadı ve hızla içeri girdi.
Olmuyordu işte.Gördüğü görüntü duyduklarını destekliyordu.Mantıklı düşünemiyordu.Mantığını kesip atmıştı o kadın.Sinirle terasa çıktı.Buradan inmemesi gerekecekti.Sinirinin geçmesi ve Minela ile sakince konuşması gerekiyordu.
Fakat Minelanın hiçbir şeyden haberi yoktu.Kartal abisi ile vedalaşıp Arazı bulmak için terasa çıkmıştı.İkisini tanıştırmak için sabırsızlanıyordu.Arazı terasta görünce mutlulukla yanına gidip adını seslenmişti.
Araz Minelanın sesini duyduğu an gerilmişti.Şimdi olmazdı.Henüz konuşamazlardı.Araz hala çok sinirliydi.Üzerdi Minelayı ki bunu hiç istemezdi.
"Sonra konuşalım Minela."dedi ama Minela bırakmadı.
"Ama neden ya ?Ben bir kahve içeriz diye düşünmüştüm."dedi mutlulukla Minela.Araz yumruklarını sıktı.O adam için mi bu kadar mutluydu ?1
"Minela yalnız bırak beni."dedi araz duygudan yoksun bir sesle.Minela hafif üzülse de inadını bırakmadı.
"Başına bela olmaktan ne kadar zevk aldığımı biliyorsun ? Bırakır mıyım hiç seni ayrıc-"Minela konuşurken Arazın koluna dokununca Araz hızla ona dönüp kolunu elinden kurtarmıştı.Artık o kadar sinirlenmişti ki ne yapacağını bilmiyordu.
"Bıraksana ya!Beni bir bıraksana Minela.Gitsene o adamın yanına.Benim bana özel sandığım o gülüşleri ona da sunsana.Ne duruyorsun yine benimle oynasana!Yapma Minela benim içim de bir umut yeşertip hepsini bir anda benden koparmaktan vazgeç!Anlamadın mı hala ?!Şımarıksın sen şımarık.Herkesi aynı anda elinde tutabileceğini sanıyorsun.Herkes ömür boyu senin peşinde dolanacak sanıyorsun.Neden ya neden ?Madem o adam var neden bana öyle bakıyorsun.O kadar benmerkezcisin ki her şeyde kendini üstün görüyorsun!O kadar ukalasın ki bana komutanım bile demiyorsun.Bunların sebebi ne biliyor musun ?Annesiz büyümen.Baban seni o kadar şımartmış ki annesiz büyüdüğün her halinden belli.Ama Minela şunu bil iki adamı birden yürütemezs-"Yandan suratına atılan bir tokatla yüzü sol tarafa düşmüştü ve sözleri yarım kalmıştı.3
Minela titreyen elleriyle ona bir tokat atmıştı.Dolu gözleriyle karşısında ki adama bakıyordu.
Onun aşık olduğu adam bu değildi!
"O kadar o kadar rezil bir insansın ki dinlemeden yargılıyorsun."dedi ona hayal kırıklığı ile bakarken.
"Keşke bana karşı bu nefretinizi çok daha önceden belirtseydiniz komutanım."
Bu Minelanın son sözleriydi.Arkasını döndüğü gibi gözünden akan bir damla yaşı eliyle silmişti.Sarsak adımları ile terastan çıkmıştı.Kalbi kırılmamıştı.
Araz yediği tokattan sonra kendisine gelebilmişti.Ne dediğinin farkına yeni varıyordu.Aklında hala Minelanın ona olan o hayal kırıklığı ile dolu son bakışı vardı.Neler söylemişti öyle ?!Kim bilir onu ne kadar kırmıştı !
Sinirle ellerini saçlarına geçirdi.Şimdiden yaptıkların pişman olmuştu.Nasıl yapardı bunu ?!Üstelik sonda söylediği komutanım kelimesi ağzına hiç yakışmamıştı.Araz hala kendisine inanamıyordu.Nasıl ağlatmıştı onu ?Kendini nasıl affettirecekti.Ama o adam kimdi ?1
"Araz Kızılkurt."İsmi seslenilince arkasını döndü.Karşısında o adamı görünce tekrar gerildi.Şuan hiç zamanı değildi.
Ama adam gelip karşısında durdu ve elini ona uzattı.
”Ben Kartal Dünzar üsteğmenim.Uzun zamandır yoktum.Sende sancak timine gelmişsin tanışalım dedim.”
Araz hafifçe adamın elini sıkıp bıraktı.
”Minelayı tanıyorsundur.Kendisi deli dolu bela bir kız.O benim kardeşim gibidir.Abilik yaparım ona.O bizi tanıştıracaktı ama kendisini bulamadım bir daha.”dediğinde Araz sarsıldı.1
Arazı yine bir suçluluk duygusu kapladı.Minelanın da dediği gibi dinlemeden yargılamıştı.Neden yapmıştı bunu ?Hani dinleyecekti onu ?
Araz adama bir şey demeden hızla terastan çıktı.Kalbini kırmıştı onun.Nasıl affedecekti kendini.
Ona inanmayı değil salak saçma dedikodulara inanmayı seçmişti.Şimdi çekecekti cezasını.
Hani bazen bazı anlar olur ya ne yapacağınızı bilemezsiniz,işte Araz bana o sözleri söyledikten sonra ben ne yapacağımı bilememiştim.Benim hakkımda söylediği şeyler aklımdan çıkmıyordu.O kadar üzerime gelmişti ki dayanamayıp tokat atmıştım ve onu terasta bırakıp inmiştim.Kendimi ağlamamak için zor tutarken boş bir oda arıyordum.
Gereksiz eşyaların bulunduğu depoya gidip kapıyı kapattım ve kilitledim.Sırtımı kapıya yaslayıp yavaşça yere çöktüm.Ağlamaya başlamıştım.Zaten kendimi daha fazla tutmam mümkün değildi ki.Bana neler söylemişti öyle ?Karşımda ki adamı tanıyamamıştım.Ama burada daha fazla ağlayamazdım.Evde kimse yoktu en azından.
Gözyaşlarımı silip odada ki aynadan kendime baktım.Harap olmuş gibi görünüyordum.Toparanmalıydım ,ağlamamalıydım ama olmuyordu işte.Hiç beklemediğim bir insandan duyduğum cümleleri kendime yediremiyordum.Keşke bugün hiç yaşanmasaydı.Beni abim gibi olan adamla aram da bir şey olmasıyla suçlamıştı!Annesiz olduğumu yüzüme vurmuştu!
Odadan çıkıp kendimi işe verdim ağlamak için eve gitmeyi bekliyordum.Ama şimdiden kesinleştirdiğim bir şey vardı.
Araz benim için başlamadan bitmişti.
İşlerim bitmek üzere olduğu için üniformamı çıkarmıştım.Neyse ki bu süreçlerde onu görmemiştim.Görsem dayanamazdım herhalde.Çıkmadan son kez Parlaların yanına uğradım.
"Ben çıkıyorum."dediğimde Parla gülerek bana döndü ama asık suratımı görünce kaşlarını çattı.
"Minela,daha erken değil mi ayrıca bu suratının hali ne senin ?Gözlerin şişmiş."dedi.Gözlerim mi şişmişti ?Umrumda değildi!
"Alerji olmuştur ondan."diye geçiştirdim.Parla inanmasa da çok kurcalamadı.
"Bak nişan fotoğraflarımızı bastırdık.Bundan sana da vereyim."dedi.Elinde ki fotoğrafa baktığım da toplu çekindiğimiz fotoğraf olduğunu gördüm.
Arazla birbirimize baktığımız fotoğraf.3
Zor da olsa fotoğrafı Parlanın elinden aldım.Oysa bana orada baktığı gibi bugün de baksa olmaz mıydı ?Bugün söylediklerini hiç söylememiş olsa olmaz mıydı ?
Gözlerim dolduğunda ağlamak üzere olduğumu fark edince Parlaya bakmadan hızlıca görüşürüz diyip koşarak otoparka gitmiştim.Parlanın bana seslendiğini duyuyordum ama ona yüzümü dönemezdim.
Arabaya biner binmez kafamı direksiyona yasladım ve ağlamaya başladım.Ben bunu hak edecek hiçbir şey yapmamıştım.Artık gücüm kalmamıştı.Normalde o sözler araza yedirecek olan Minela şuan ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyordu.Demek ki aşk böyle bir şeydi.Bir süre sakinleştikten sonra arabayı sürdüm.
Kendimi nasıl tuttuğumu bilmiyordum.Nasıl dayandığımı nasıl eve gelebildiğimi bilmiyordum.Kendimi gülümsemek için zorlasam da yapamamıştım.Parla bir şeylerin ters gittiğini fark etmişti.Sorduğunda bir şey yok diye geçiştirmiştim.Binaya girer girmez kendimi daireme atmıştım.Hiçbir şeye gücüm yoktu.
Üzerimi değiştirip pijamalarımı giydim.Saçlarımı rastgele toplayıp yatağa uzandım.Dizlerimi karnıma çektim.Yalnız değildim ama yalnızdım.İstesem tek aramamla herkes yanıma gelirdi.Ama o gelmezdi ki.
Sessizce ağlamaya başladım.Birisi için ağlamayalı uzun zaman olmuştu.Kalbim kırılmayalı da uzun zaman olmuştu.
Araz,namıdiğer yeşil gözlü beyefendi.Hayatıma girip her şeyi alt üst etmişti.Önce beni kendine bağlamıştı sonra da kalbimi kırmıştı.Beni hiç hak etmeyen birisine aşık olmuştum.
Elime Parlanın verdiği fotoğrafı aldım.Orada bana ne güzel umutla bakmıştı.Aradan bir gün bile geçmemişti ama o kalbimi kırmıştı.Fotoğrafta ki yüzüne sinirle baktım.
"Neden yaptın ?!Bunu bana neden yaptın ?!Neden öyle bakıp da verdiğin tüm umutları geri çektin.Hani ben şımarsam bile senin için sorun olmazdı.Daha dün aynı ima da bulunduğu için Kutayı döven sen değil miydin ?Bu günde aynı şeyi sen yaptın!Nasıl bu kadar yalancı olabilirsin ?!"
İster istemez aklıma bana söyledikleri ve yaşadıklarımız gelmişti.
"İstediğin kadar şımar.Karışan olursa karışırım."
"Önemli olan tek şey sensin.Senin canının sıkılmaması,kalbinin kırılmaması.Asıl önemli olan şey bunlar."
"Ciddiyim,sarıldığın an tüm dertlerim bitti."
"Nerede kaldı benim kurtarıcı meleğim ?"
"Burada senin kurtarıcı meleğin."
Ne kadar yalancıydı işte ?Bana ne güzel sözler söylemişti.Ama bugün dedikleri ile her şeyi yıkıp geçmişti.
Elim boynumda ki kolyeye gitti.Bana verdiği an o kadar mutlu olmuştum ki.Şimdi boynumda taşımak yük olarak geliyordu.
Yavaşça kolyeyi boynumdan çıkardım.Takmamı gerektiren bir durum yoktu.Koparmaya da kıyamadım ki.Kolyeyi komidinin üzerine koydum.Hiçbir şey yapmaya enerjim yoktu.Ağlamaya devam ettim.
Nasıl yapmıştı hala aklım almıyordu.O kadar mı değersizdim gözünde ?
Aynı pozisyonda ne kadar süre ağladığımı bilmiyordum.Yapamıyordum zihnimi ondan uzaklaştıramıyordum.Telefonum çalınca yaşlı gözlerimle ekrana baktım.
Abim yazısını görünce anında doğruldum.Şuan hiç uygun bir zaman değildi.Açmazsam da şüphelenebilirdi.
Gözyaşlarımı tutmaya ve sesimin titremesine engel olmaya çalıştım.Derin bir nefes verip telefonu açtım.
Onun bana böyle seslenmesi bile gözyaşlarımın akmasına sebep olmuştu.Kalp kırıklığımın üzerine bir de abime olan özlemim eklenmişti.
Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki duymamış olabilirdi.Ama sesimi yükseltirsem titreyen sesimle ağladığımı anlardı.
”Minela,güzelim sesin çok az geliyor.Müsait değil misin ?”
Bu sefer diğerine göre daha yüksek sesle konuşmuştum.Ama gözyaşlarımı tutamıyordum.
”Abi..ne zaman geleceksin ?Kardeşinin sana ihtiyacı var.”Artık sesimden ağladığımı anladığına emindim.Umrumda değildi.Kendimi abimden saklamayacaktım.1
”Minela sen neden ağlıyorsun ?”
Ağlıyor musun diye sormamıştı.Çünkü her şeyi anında anlamıştı.Zaten benim abim hep anlardı ki.
”Hiç.Yani önemli bir şeyden ağlamıyorum ki.Hem kimse kalbimi kırdığı için de ağlamıyorum.Kim benim kalbimi kıracak ki.Ben seni özledim ondan.”Konuşurken bile aslında kalbim kırık olduğu için ağladığımı belirtmiştim.İşte kırgınken ne dediğimi bilmiyordum.
”Minela abicim söyle bana kim kırdı senin kalbini ?Söyle de o ite dünyayı dar edeyim.”dedi.Yapardı biliyordum.Ama yapmamalıydı.
”Boş ver abi.Değmez ki.Hem çok kırmadılar.Azıcık kırdılar.Biraz fazla azıcık oldu ama.Çok üzülmedim zaten.”Çok üzülmüştüm.Abimin bunu anladığını da çok iyi biliyordum.
”Minelam ben şu an sakin olamıyorum.Birisi senin kalbini fazla kırmış ve sen onun için ağlıyorsun.Söyle bana söyle bunu yapan şerefsiz kim ?!”
”Boş ver abi.Ben seni istiyorum.Çok özledim.Hem sen gelsen kalbimi onarırsın.”
Şuan küçük bir çocuğun umuduyla kendime tutunacak dal arıyordum.
”Geleceğim.O kurban olduğum kalbini kıranların da icabına bakacağım.Şimdi sil o göz yaşlarını.Biliyorsun onlar benim inci tanelerim.Çok değerliler.”dediğinde yüzüm de buruk bir tebessüm oluştu.Göz yaşlarım onun için çok değerliydi.3
”Tamam abi.Sildim inci tanelerini.Seni seviyorum abi.Bana çabuk gel olur mu ?”diye sordum.
”Şu aralar biraz yoğunum ama senin için deneyeceğim.”
Telefonu kapatıp tekrar yatağa uzandım.Ve abimin dedikleri aksine tekrar ağlamaya başladım.
Of ama ya niye bu kadar ağlıyordum ki ?!
Zar zor adımlarla mutfağa girdim ve ne kadar çikolata varsa hepsini toplayıp tekrar odama gittim.Artık depresyona girebilirdim.
Açtığım çikolatayı hırsla yemeye başladım.Kırgınlığım geçmeyecekti ama en azından karnım doyardı.1
Parla ve Sumru binanın merdivenlerini hızla çıkıyorlardı.Parla Minelanın o halini görünce dayanamamış ve Sumruya da haber vermişti.Şimdi ikisi de onun evine gidiyordu.
”Çok mu üzgündü ?”die sordu Sumru.
”Ben onu hiç bu kadar üzgün görmemiştim”dedi Parla.İkisi de arkadaşları için üzülüyordu.
Kapının önüne gelince kapıyı çaldılar.Ama kimse açmadı.Parla tekrar kapıyı çaldı bu sefer geç de olsa kapı açılmıştı.
Ama karşılarında asla beklemedikleri bir halde Minela vardı.Üstü başı dağılmış ve ağlamaktan burnu ve gözleri şişmişti.O kadar kırgın bakıyordu ki Parlanın da ağlayası gelmişti.
”Minela bu halin ne senin ?”diye sordu Sumru içeri geçerken.Minela cevap vermeden onları arkasında bıraktı ve odasına gidip tekrar yatağa girdi.
Parla ve Sumru kapyı kapatıp Minelanın odasına girdiler.
Etrafta peçeteler ve çikolata paketleri vardı.Yerde ise toplu nişan fotoğrafı vardı.Komidinin üzerinde de yıldızlı bir kolye.Minela yatağa yatmış ve öylece boşluğa bakıyordu.
Parla gidip Minelanın yanına oturdu ve omzuna dokundu.
”Minela sen iyi misin? bu halin ne canım arkadaşım.”diye sordu.Minela omuz silkti.
”Bir şeyim yok.”dedi Minela umursamazca.Ağlamaktan sesi çatallaşmıştı.Parlayla Sumru çaresizce birbirlerine baktılar.
”Bir şeyin var belli.Sabah gayet mutluydun şimdi neden böyle oldu ?”diye sordu Parla.Minela derin bir iç çekti.Sonra eliyle akan göz yaşını sildi.
”Olmazsa ağlamazdın canım.Hadi anlat bize.Seni bu kadar üzüp ağlatan ne ?”diye sordu Sumru.Minela sessizce ağlamaya başladı.
Sumru ve Parla ne yapacaklarını bilmiyorlardı.İlk defa arkadaşlarını bu kadar acı çekerken görüyorlardı.
Sumru yerde ki fotoğrafa baktı.Arazın yüzü karalanmıştı.Kaşlarını çattı.Araz mı üzmüştü arkadaşını ?
”Araz mı üzdü seni ?”diye sordu dayanamayarak.Minela çatık kaşlarla ona baktı.
”Sakın bana o yalancının adını söyleme!”diye bağırdı.Sumru anlamıştı.Mevzu arazdı.
Minelaya biraz daha yaklaşıp onu omzundan çekti ve sımsıkı ona sarıldı.Parla da kalkıp Minelanın diğer tarafına geçti ve sarıldı.
”Ağlama Minela.Neden üzdü seni ?Seni üzse bile sen bu kadar ağlamazdın.Ne oldu anlat bana.”dedi Sumru Minelanın saçlarını okşarken.
Minelanın dediği ile ikisi de şoka uğradı.Az önce Minela araza aşık olduğunu mu söylemişti ?
Sumru zaten aralarında bir şeyin olduğunun farkındaydı.
”Ee bu çok güzel bir şey Minela.Aşk güzeldir.Ama sen niye üzgünsün bu kadar ?”diye sordu Parla.Minela tekrar göz yaşlarını sildi.
”Ben çok mutluydum.Aşık olduğuma pişman değildim.Ona da söyleyecektim bunu.Ama o benim tanıdığım gibi değilmiş.Ben bugün onun gerçek yüzünü gördüm.Paramparça etti kalbimi.Ben beni hak etmeyen bir adama aşık oldum.”dedi Minela hıçkırarak.
”Araz ne yaptı benim canım arkadaşıma ?”diye sordu Sumru.”Ne dedi de kırdı kalbini ?”
”Şımarıkmışım öyle dedi.Oysa daha dün bana balon alıp istediğin kadar şımar diyen de oydu.Sonra ukalaymışım ona komutanım bile demiyormuşum.Bunları bağırarak söyledi bana.Bir de …”dedi Minela ve devamını getiremedi.Onu söylemeye dili varmıyordu.
”Bir de…”diye onu söylemesi için destekledi Parla.
”Bir de ben iki adamı aynı anda yürütüyormuşum.Şımarıklığım sebebi annesizliğimmiş.”dedi ve tekrar ağlamaya başladı.Sumru ne diyeceğini bilmiyordu.Bınları ona Araz mı söylemişti.Sinirden yumruklarını sıktı.
Sonra Minela yaşlı gözleri ile arkadaşlarına baktı.
”Çok mu belli oluyor annesiz büyüdüğüm ?”diye sordu masumca.1
”Ne salak saçma şeyler ya bunlar?!Sen ne eksik ne fazlasın.Şımarık falan da değilsin.Hayır senin annesiz büyüdüğün falan da yok.Eksik bir yanın yok.Ne demek iki adamı birden yürütüyorsun.Bu adamın hiç mi aklı yok ?!Sen ona aşıkken nasıl sana bunları söyler ?!”diye bağırdı Sumru.
“Çok kırıldım.”dedi Minela.Elini kalbine koydu.
”Burası,buram çok ağrıyor.Sanki hiç geçmeyecek gibi…”
Sumru arkadaşının aşk acısı çektiğinin farkındaydı.Şimdi de asıl acıyı buna sebep olanlara çektirmek için bekliyordu.
”Üzülme Minela.Ağlama onun için değmez canım benim.Sil o göz yaşlarını.Ben ona haddini bildirmesini bilirim.”dedi Sumru.Minelanın gözleri yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı.
Minelayı yatağa yatırıp ayaklandılar.Hedefleri belliydi.Karşı komşu !
Sessizce Minelanın yanından ayrılıp karşı daireye yürüdüler.
Diğer yandan Araz ise eve geldiğinden beri içinde ki duygudan kurtulamıyordu.Deli gibi kendisini suçluyordu çünkü suçluydu.Ama sanki söyledikleri ile çıkmaz bir yola girmişti.
Minelayı hiç görmemişti.Oysa bir kere bile görse şükredecekti.Gerçi buradan sonra görüp görmeyeceği bile kesin değildi.
Elini ağrıyan kalbine götürdü.Çok acıyordu burası.Minelanın kalbini kırmıştı ama kendi kalbi daha fazla acıyordu.Araz yaptıklarının bedeli neyse çekmeye razıydı.Yeterki Minela iyi olsundu.
Araz sonunda bazı şeylerin farkına varmıştı.Sırılsıklam aşıktı o kadına.Tutuşuyordu Minela için.Ama her şey için çok geçti.Her şey imkansız gibiydi çünkü sevdiği kadını en zayıf noktasından vurmuştu.
O daha kendisini bile affedemezken aşık olduğu kadın onu nasıl affedecekti ?!Deli gibi uğraşsa bile affettirmezdir kendini.
Camı kapatıp içeri girdi.O sırada kapısı şiddetle çalınmaya başladı.Kaşlarını çatarak kapıya yürüdü.Eğer elinde sopayla minelası çalmıyorsa kapıyı geleni kovacaktı.
Kapıyı açar açmaz suratına bir yumruk atıldı.Geriye gidip ona yumruk atan kişiye baktı.Sumruydu.Daha o ne olduğunu anlamadan içeri girdiler ve parla kapıyı kapattı.Sumru da hızla arazın yakasına yapıştı.2
”Ne halt ediyordu lan sen ?!Minelayı üzmek nedir ?!Hiç mi düşünmüyorsun bu kız kırılır diye ?!”Bağırarak arazı sarstı.1
Araz sonunda kendine gelip konuşmaya başladı.
”Ben çok pişmanım.Anlık bir sinirle oldu her şey.Hiçbir şeyi isteyerek yapmadım.Deli gibi pişmanım.Çok kırdım onu farkındayım.”dedi güçsüz sesi ile.
Sumru anlık bir bocalasa da arazı daha sert sarstı.
”İyi halt ettin!Ya sen kızı annesizliğinden vurmuşsun.Neler demişsin ona?!Hiç mi düşünmedin bu kızın da kalbi var diye ?!”
”Düşünemedim.Kahretsin ki o an hiçbir şey düşünemedim!Salak gibi onu dinlemeden yargıladım.Onu zayıf noktasından vurdum.Farkındayım yediğim her bokun farkındayım.Ona kendimi affettirmek için her şeyi yaparım.”dedi Araz.
”Ya bak hala affettirmek diyor ya?!Kız şuan ne halde biliyor musun ?!Ağlamaktan perişan olmuş.Az önce bana benim annesiz büyüdüğüm çok mu belli oluyor diye sordu ?”diye bağırdı Sumru.Arazı bırakmıştı.
”Çok mu ağladı ?”diye sordu Araz sessizce.
”Çok ağladı.”dedi Parla.Arazın yüreğine bir hançer daha saplandı.Bu kadar ileriye nasıl gidebilmişti ?
”Çok pişmanım.Ama olmuyor işte pişmanlığım onu bana geri getirmiyor.Karşısına çıkmaya da cesaretim yok.Siz söyleyin ben ona kendimi nasıl affettireceğim ?”diye sordu.
Sumru ve Parla birbirlerine baktılar.
”Önce sen dökül bakalım.Bize itiraf etmen gereken çok önemli bir şey var mı ?”diye sordu Parla.Aslında beklediği cevap çok açıktı.
Bu dedikleri ile Sumru kaşlarını çatmış ve tekrar arazın üzerine atlamıştı.
”Lan madem aşıktın niye kırdın lan onu ?”diye sordu.Parla sumruyu arazın üstünden aldı.
”Bilemedim.Böyle olacağını bilemedim.Bu kadar ileri gideceğimi tahmin etmedim.”dedi Araz.
Sumru ve Parla bilerek Minelanın araza aşık olduğunu söylemediler.Biraz sürünmek zorundaydı.
”Madem aşıksın o zaman kendini Minelaya affettir.Ama bu sefer de onun kalbini kırarsan bu sefer kafanı kıran ben olmam.”dedi Sumru.Araz yanlarından geçip karşı daireye yürüyecekti ki Parla kolundan tuttu.
”Nereye gittiğini sanıyorsun ?”diye soru sinirle.
”Yanına gidiyorum.Dövse de kovsa da yanına gideceğim.”dedi Araz inatla.Sumru göz devirdi.
“Salak saçma konuşma.Şimdi gidersen hiçbir şeye yaramaz.Şükrü’yle kovalar seni.”dedi gayet rahat bir şekilde.
Araz kaşlarını çattı.Bu da neydi böyle ?Kutayı bitiyor Kartalı başlıyor Kartalı bitiyor Şükrüsü başlıyor.Kaç taneydi lan bunlar ?!
”Şükrü kim lan ?!”diye sordu oldukça kibar bir şekilde.
”Dağ ayısı gibi davranma.Şükrü Minelanın tabancası.”dedi Parla.Araz derin bir nefes verdi.En azından tabancaymış.Sonra pişman bir şekilde kızlara baktı.3
”Ben nasıl affettireceğim kendimi ?”diye sordu Araz.
”Onu da kendin hallet.Parçaladığın o kalbi onarmasını bil.”dedi Parla.Ve ikisi evden çıkıp aracı düşünceleriyle yalnız bıraktılar.
Koltuğa geçip başını ellerinin arasına aldı Araz.Ne yapacağını bilmiyordu.Bildiği tek bir şey vardı.
Ne yapıp edip Minela kendisini affettirecekti.2
Sevdiği kadının kalbini onaracaktı.
Sonra o kalbi kendi aşkı ile dolduracaktı.
Fakat bilmediği tek şey Minelanın kalbinin zaten onunla dolu olduğuydu…
Bugün o kadar da mutlu değilim çünkü bu bölümü ağlaya zırlaya yazdım.Şaşırtıcı bir şekilde yazdığım en uzun bölü oldu.Ve en zor bölüm...2
Bir çoğunuz böyle bir bölümün aksine Minela ve Arazın aşk yaşayacağı bir bölüm bekliyor olabilirdi ama ben sizi şaşırtmayı seçtim HXJJNCANL1
Aslında burada ki amacım biraz Arazı süründürmekti.Hatta önümüzde ki 7-8 bölüm boyunca Araz sürünecek diyebiliriz.Ama haketti.Dedikleri fazlaydı)))1
Minela ne kadar yazmasam da annesizliğini her zaman hissetmiş bir çocuktu.İlerledikçe geçmiş sahneleri de artacak bu arada.Arazın anlık bir sinirle Minelayı en zayıf noktasından vurmasına ben bile çok sinirlendim.Şimdi sürünsün dursun ZXHVKDSNLF.
Bu yaşanan küslük kısa bir küslük.Çok ayrı kalmayacaklar merak etmeyin.Zaten Araz üzerinden beş dakika geçmemesine rağmen dediklerine pişman oldu))
Önümüzde ki bölümler oldukça eğlenceli olacak.Özellikle Arazın süründüğü kısımlar ehehe.Bir de artık birisi hikayeye giriş yapacak.2 bölüm kaldı.Az daha dayanın jcsnf.4
Bölüm hakkında ki yorumlarınızı bekliyorum)))2
Sizi seviyorum...1
Yıldıza basmayı unutmayın3
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
31.75k Okunma |
2.99k Oy |
0 Takip |
55 Bölümlü Kitap |