46. Bölüm

38.Rize

Biryazarımm
biryazarimm

 

Oy sınırı;35*

(Oy sınırını geçmeye özen gösterelim.”

Gidiyorduk.Ciddi ciddi Rizeye gidiyorduk.Arazın bize aniden 'Toparlanın rizeye gidiyoruz." demesinin üstünden saatler geçmisti.Ani ve hızlı bir karardı.İlk baslarda saka yaptığını düsünsem de gözlerine bakınca ne kadar ciddi olduğunu anlamıstım.Onun bu ani kararına hiçbir sekilde karsı çıkmamıstım çünkü buradan biraz uzaklasmak istiyordum.Üstelik onun memleketine gidiyorduk.Ailesinin yanına.

Onun ailesi ile tanışacak olma fikri kanımı kaynatıyordu.

Sumru elinde ki kocaman valizi alıp yatağa bıraktı ve hemen yanına yattı.Sonra dirsekleri üzerinde hafifçe doğrularak;

”Ay inanmıyorum resmen Rize’ye gidiyoruz.”dedi.Evet Sumru da bizimle geliyordu.

Sadece Kenan abi bu bir haftalık izinde ailesiyle vakit geçirmek istediği için gelmiyordu.Onun dışında tüm ekip gidiyorduk.Açıkçası aşırı heyecanlıydım.

Dolabımda ki diğer kıyafetleri yatağa bırakıp valizimi çıkardım.Parla,Sumru,Açelya ve ben ,benim evimde toplanmış valizlerimizi hazırlıyorduk.

”Sumru biraz kenara kay kızım ya valizimi kapatamıyorum.”diye zorlukla konuştum.Tamam belki bir tık fazla doldurmuş olabilirdim.Sumru kenara kaydığın da valizin ağzını kapatıp fermuarı çekmeye çalıştım ama gitmiyordu.

Tüm gücümü uygulayıp tekrar çekmeye çalıştım ama nasıl bir inat varsa kapanmıyordu.

Çok saçma olsa da farklı bir yöntem olarak valizin üzerine çıktım.Etrafta ki garip bakışları umursamadan valizi kapatmaya çalıştım ama benim ağırlığım da işe yaramıyordu.

”Kızım ne yapıyorsun lan sen orada ?”diye şaşkınca sordu Parla.Oturduğu yerde daha çok yayılarak yapmacık bir şekilde gülümsedim.

"Hii. öyle buradan hava nasıl diye kontrol etmek istedim."dediğim de ciddi ciddi kafasını sallayıp önüne dönünce kaşlarımı çattım.

"Yahu ne yapıyor olabilirim ?Şu kahrolası valiz bir türlü kapanmak bilmiyor."

"Ara hemen arazını gelip kaslarıyla kapatsın valizini."dedi sumru pis pis gülerek.Elime geçen yastığı suratına fırlattım.

"Salak saçma konuşma.Ayrıca sanane benim arazımın kaslarından!"bağırarak söylediklerimle kızlar kahkaha atmaya başlarken ben onlara garip garip bakıyordum.Yanlış bir şey mi söylemiştim ?

Alt üstü arazımın kaslarını savund-

Lan!

Kızların imalı gülüşlerine karşılık olarak hızla valizin üzerinden atladım ve ellerimi iki yana salladım.

"Yani ben yanlışlıkla öyle dedim.Yoksa o sahiplenme eki özel olarak çıkmadı yani.Tamam Arazımın aman arazın kasları var ama sonuçta bana özel değil ya hani o y-"

"Ya Minela niye açıklama yapıyorsun ki ?Burada ki herkes senin Arazı sevdiğini biliyor."dedi açelya ellerimi tutarak.Aslında evet burada açıklama yapmak zorunda olduğum kimse yoktu.Tekrar valizimin yanına gidip zorladım ve sonunda kapatabilmiştim.

"Harbi ya siz tam olarak ne zaman sevgili olacaksınız ?"diye ellerini merakla yanağına yaslayarak sordu Sumru.Valla bacım ne sen sor ne ben söyleyeyim.

Dertli bir şekilde yatağa oturarak;

"Ya bende bilmiyorum ki.Yani öyle bir şey olacaksa da ilk adımı onun atmasını bekliyorum."dedim.Sumru da gelip yanıma oturdu.

"Sen haklısın bacım.İlk adımı onun atması lazım.Her şeyi biz yapacak değiliz ya.Zaten bu zamanın erkekleri de kendilerini prenses sanıyorlar."dedikleriyle güldüm.

"Yalnız benim ki daha çok dağ ayısı."

"Benim ki çok kibar bir centilmen."dedi Parla da.

"Benim ki ise kibar ve prenses olmayan bir beyefendi."Açelyanın dedikleri ile herkes suspus olmuştu.O hala valize kıyafetle doldurmakla meşgulken birden ne dediğinin farkına varmış ve hızlıca bize bakmıştı.

"Yok,yok öyle bir şey!Kaanla aramız da bir şey yok bizim."diyerek ikinci bombayı patlatmıştı.Şu gizli aşıklara bak sen ya ?

"Oha Oha inanamıyorum!Lan siz sevgili misiniz ?"Sumru bağırarak yerinden kalktı.Kulağımın dibinde bağırma be!

"Ya hayır.Sadece bir kere buluştuk o kadar.O da teşekkür amaçlıydı zaten.”dedi Açelya kızaran yanaklarını saklamaya çalışırken.

”Hı hı kesin öyledir.”dedi Sumru ama inanmadığı her zerresinden belliydi.

Sumru açelya ile uğraşmaya devam ederken telefonumun ekranına düşen bildirimin sahibini görmemle kalbim hızlanmıştı.Hemen telefonu eline alıp mesaja baktım.

Araz:Bitti mi hazırlığın ?

Aynen bitmişti!

Ben:Tabi canım ne demezsin ?Hazırlığım bitti şimdi de üstüne yorgunluk kahvesi içiyorum.Yahu her şey duruyor.Biten tek şey benim pilim!

Araz:Anlaşılan benim minik askerimi sinirlendirmişler.

Pardon da minik derken ?O miniği alır..neyse.

Araz:Ayrıca canım derken ?

Ben:Üstüne alınma lafın gelişi öyle söyledim.Sana özel değil yani.

Araz:Bir gün bana özel olsun isterim..

Bende!Bende seni isterim!

Araz:O zaman ben seni tutmayayım işin varmış.

Ben:Tamam o zaman.

Araz:Minela...

Araz:Gerçekten gelmek istiyor musun ?

Ben:Ben hiçbir zaman istemediğim bir ortamda bulunmam Kızılkurt.Bunu aklından çıkarma.

Araz:Seni aklımdan hiç çıkarmadığım gibi bunu da çıkarmam.

Koşmuyordu bu adam,bildiğin uçuyordu

Ben:İşim var benim gidiyorum.

diye yazmış ve telefonu kapatmıştım.Aksine beni daha da utandırabilirdi.Her ihtimale karşı önlem alıyordum.

Yarım saat sonra herkes valizini toplamıştı.Ordu gibi gitmemiz dışında bir sorun göremiyordum.Üstelik otobüs veya uçakla da değil bildiğiniz özel araçla gidiyorduk.

İki araç şeklinde gidecektik.Arazın ve Göktuncun arabasını kullanacaktık.

Kızlar bu gece bende kalacaklardı ve yarın Göktunçlar da buraya gelince yola çıkacaktık.7 buçuk saatlik bir yolumuz vardı ama molalarla falan en az 9 saati bulurdu.

Yer olarak ise otelde kalmayı teklif etsek bile Araz bunu kabul etmemiş bizzat ailesinin evinde kalacağımızı belirtmişti.Dediğine göre evleri genişti.

Kızların yatağını salona kurup yastıklarını da yerleştirdiğim de işim bitmişti.Kızlar giydikleri pijama takımları ile tek tek odaya doluştular.Sumru hemen kendini hazırladığım yatağa attı.

”Oh be rahatlık.”dedi yayılarak.Açelya yatağın köşesine otururken Parla ayakta kalmıştı.

”Bence çok alışma 7-8 saat yol çekeceğiz.”dedi Parla.Sumru onu takmadan yastığa sarıldı.

”Valla ben sadece yatacağım.Araba sürecek olan sürsün.”dedi.İhtiyaç olursa ben kullanırdım.

“Ay hadi yatın uyuyun be artık.Sonra sabah kalkamazsanız görürüm sizi.”dedim.Açelya da yatağa uzanınca bir Parla kalmıştı.

“Minela seninle biraz konuşalım mı ?”diye sordu mutfağı işaret ederek.Kafamı salladım ve salondan çıktık.Mutfağa girdiğimiz de masaya yaslandım.

“Önemli bir şey mi oldu ?”

“Hayır sadece seni sormak istedim.”

“Ne varmış ki bende.”

“Aşıksın ve mutlusun.”

“Bu kötü bir şey mi ?”

İmayla bana baktı.

“Aksine çok güzel bir şey.Aşk sana yaradı galiba.”Aslında bana yarayan aşk değildi Arazdı ama detaya gerek yoktu.

“Eh yaramadı diyemem.”dedim.

“Benim canım arkadaşım şuan mutlusun ve senin yine aynı konudan dolayı üzülmeni istemiyorum belirtmek istedim.”dedi.Yani arazın beni yine üzmesinden korkuyordu.Ona sımsıkı sarıldım.

“Merak etme.Bundan sonra beni üzen kendi düşeceği hale üzülsün.”dediğimde gülerek sarılışıma karşılık verdi.

“Ay tamam neyse gidip uyuyalım.”dediğim de beraber mutfaktan çıkmıştık.

*******

Sabah olduğunda hızlıca bir kahvaltı yapıp hemen hazırlanmıştık.Yol uzun süreceği için üzerime siyah bir eşofman takımı giyip üzerine de siyah montumu giymiştim.Saçlarımı ise topuz yapmıştım.

Valizlerin hepsini kapının yanına taşırken en zorlandığım sumrunun valizi olmuştu.İçine dünyaları bile koymuş olabilirdi çünkü en ağırı onundu.

“Öf hadi gelin ya bir siz kaldınız!”die bağırdım içeriye doğru.Hala gelmemişlerdi.Vakit geçiyordu canım.

“Ay patlama kızım geldik.”diye sonunda odadan çıkabildi Sumru hanım.Üzerinde ki her şey tamamdı da o pembe mont da neydi be kızım ?

“Minela haklı hadi çıkıyoruz.”dedi Parla ve kapıyı açıp kendi valiziyle beraber çıktı.Açelya da hemen ondan sonra çıktığın da Sumru yanıma gelip göz kırptı.

“Sen taşıma valizi,çağır arazın gelsin.”dediğinde kafasına vurmama izin vermeden hemen çıkmıştı.

Eksik bir şey olup olmadığını kontrol ettikten sonra valizimi sürükleyerek bende evden çıktım.Kapıyı iyice kilitleyerek arkamı döndüğüm de Araz da evden çıkmıştı.Beni gördüğü an gülümsedi.

“Günaydın.”dedim enerjik bir sesle.

“Günüm tam olarak şuan aydı.”dedi çapkın bir sesle.

Valizimi sürükleyerek yanına gittim.Onun da yanında küçük bir valiz vardı.Bir hafta kalacağımızı düşündüğümüz için herkes valiz almıştı.

“Eh gidelim artık değil mi ?Bekletmeyelim bizimkileri.”dedim ama o dalmış gibi duruyordu.Kime dalmış diye sormayın benden başkasına dalarsa bende ona dalardım ama farklı bir anlamda.

“Tabi,tabi çıkalım.”diye sonunda daldığı dünyadan sıyrılmıştı.Ben harekete geçemeden valizimi tek eliyle tuttuğu gibi kaldırdı .

Adam da boşuna kas var demiyorduk herhalde.

“Ben taşırdım.”dedim hevesli gözükmemek için ama onun taşıması işime gelirdi.Arkasını dönüp minik bir tebessümle bana baktı.

“Yorulma sen.Hadi inelim.”dediğinde beraber aşağı indik.Havalar hala soğuktu ama arazın dediğine göre Karadeniz de bu yıl kar yağmamıştı.

Zaten artık ilk bahara girecektik.Şubatın sonuna yaklaşmıştık.Daha girmediğimiz için burası soğuk olsa da idare ediyorduk.

Arabanın yanına geldiğimizde göktuncun arabasını görünce şaşırdım.Geçerken onları alırız diye düşünmüştüm.

“Göktunçlar erkenden geldi.Beraber çıkacağız buradan.”diye açıklama yaptı Araz.Sadece kafamı salladım.Arabanın bagajına tüm valizleri yerleştirdiğimiz de geriye yola çıkmak kalmıştı.

Araz,ben,Göktunç,Parla ve Yiğithan arazın arabası ile gelirken Açelya,Kaan,Sinan,Sumru ve Anıl diğer araç ile gideceklerdi.

Arabaya bindiğimiz de herkes sessizdi.

“Komutanım bu yolculuk böyle geçmez ama.Suspus mu duracaksınız ?”diye sordu Yiğithan kafasını araya uzatarak.

Araz direksiyondayken bende hemen yanına oturmuştum.Diğer üçlü ise arkadaydı.Tabi Göktunç ve Parla kendi aralarında takıldığı için Yiğithan sıkılmıştı.

“Git Göktunçlarla konuş.”dedi Araz.Kesinlikle katılıyordum.Yiğithan kafasını iki yana salladı.

“Sıkıcılar komutanım.Kına için mekan bakıyorlar.Ne evlenme meraklısı çıktı bunlarda ?”dedi.Vay be şunlara bak kınayı planlıyorlar.

“Yat uyu işte lan.”dedi Araz.Yiğithanın aramıza girdiğinden hoşlanmamıştı.Yiğithan dertli bir şekilde başını pencereye çevirdi.

“Ah ah şimdi anılım olsaydı ortalığın anasını ağlatırdık.”dediğinde güldüm.Yiğithan anını seviyordu ama Anıl için aynı şeyler geçerli değildi sanki.Koltukta biraz dönerken Yiğithana yaklaştım.

“Gel biz seninle konuşalım.Zaten bende çok sıkılmıştım.”dediğimde Araz hızla bana dönüp öyle mi dercesine kaşlarını kaldırmıştı.Evet öyleydi çünkü gerçekten sıkılmıştım.

“Sıkıldıysan biz konuşuruz başkasına gerek yok.”diyerek omzumdan tutmuş ve önüme dönmemi sağlamıştı.Gülmemek için zor duruyordum çünkü beni kendi askerinden bile kıskanmıştı.

Yiğithan uslu uslu yerine dönerken ben ise önüme bakıyordum.Madem biz konuşacaktık o zaman konuya o girsindi bir zahmet.Ben bakışlarını üzerim de hissetmeme rağmen hala ona dönmüyordum.

“Hiç bana bakmayacak mısın ?”diye sordu.Ona bakmaya dünden razı olduğum için hemen kafamı çevirdim.

“Baktım,ne oldu bir şey mi söyleyecektin ?”diye sordum.Biraz uğraşacaktım onunla.Yoksa bu yol geçmek bilmezdi.

“Sıkıldıysan bana söylemen yeterliydi.Sıkılmaman için her şeyi yaparım.”dedi ve hemen sonra elimi avucuna alıp vitese koymuş kendi elini de üstüne yerleştirmişti.

Elim…ellerindeydi.

“Elimi verir misin ?”diye sordum.Bu hareketinden çok hoşlanmıştım ama arkada ki üçlü olmasa daha iyi oldurdu.Kafasını iki yana sallayarak cıkladı.

“Hayır veremem,asıl sen söyle bakalım ömür boyu bana kalbini verir misin ?”diye sorduğunda gözlerim irileşmiş ve öylece kalmıştım.

Hayır hayır istediğim itiraf bir araba yolculuğunda gerçekleşemezdi!

“Niye dondun kız.Şaka yaptım şaka.”diyerek önünde dönünce gülüşüm soldu.Ne yani yalan mıydı her şey ?Sinirlendiğim için elimi elinden çektim.

Şakaymış!Gösterecektim ben ona şakayı!

Aradan dakikalar geçmişti ve ben hala araza trip atıyordum.Tabi onun bu durumdan haberdar olduğu şüpheliydi.İçimden araza sövmeye devam ederken birden yanağımda elini hissedince irkilerek ona baktım.

Yanağımdan makas almıştı.

“Küstün mü sen bana ?”diye sordu ama aklım hala yanağıma dokunmasındaydı.Alık alık ona baktım.Sonra hafifçe kendimi toparladım.

“Ne küsücem be sana.Sonuçta hiçbir asker komutanına küsmemeli değil mi ?”dediğimde yüzü düştü.

İşte şimdi skor 1-1

“Ha ha şakacı seni.Çok mu biliyorsun ya sen ?”dedi alaylı bir tonda.Kafamı salladığım da iki parmağı ile burnumu sıktı.Kafamı sallayarak elinden burnumu kurtarabildim.

“Bu şarkı benden sana gelsin.”dedi ve radyodan bir şarkı açtı.Çıkan şarkı bir yandan sinirlerimi bozarken bir yandan da gülümsememe sebep olmuştu.

Tarkan’dan Şımarık çalıyordu.

Araz şarkının başında Tarkan’la beraber öpücük atmıştı.Hem de bana!Sonra ise şarkıya eşlik etmesini kahkaha atarak izlemiştim.

“Seni gidi fındık kıran

Yılanı deliğinden çıkaran

Kaderim püsküllü belam

Yakalarsam muah muah.”

Bu sefer öpücük kısmında ben ona öpücük atmıştım ve bunu memnuniyetle karşılamıştı.Yiğithan bizim videomuzu çekerken Araz bana bakarak şarkı söylemeye devam ediyordu.

Koskoca Kıdemli Üsteğmen Araz Kızılkurt karşımda şarkı söyleyerek cilve yapıyordu.

*****

Yolun yarısından fazlasını bitirmiştik.Şimdi de mola vermek amaçlı bir lokanta da durmuştuk.Yemek yiyecektik.Arabadan inip kollarımı ve vücudumu esnettim.Valla her yerim tutulmuştu.

Herkes aşağı indiğinde beraber lokantaya girdik.Yalan yok kurt gibi açıkmıştım.İki masayı birleştirerek hepimizin sığacağı şekilde bir masa kurduk.

Menüler geldiğinde elimde ki menüden yemek seçmekle meşguldüm.Sağım da Araz solum da ise Sumru oturuyordu.Söylediğine göre onların yolculuğu çok eğlenceli geçiyordu.

“Ne alacağına karar verdin mi ?”diye sordu Araz.Şuan dünyaları almak istiyordum ama haberi yoktu.

“O kadar açım ki her şeyi yiyebilirim.”

“O zaman her şeyi sipariş edelim”diyerek garsonu çağırmak için elini kaldırınca hemen engel oldum.Ya bu adam benden deli çıkmıştı ya!

“Hayır ya saçmalama.Ayrıca ben karar verdim,lahmacun istiyorum.”dedim.Sallamıştım bu arada.Elini indirmeyip garsonu çağırmış ve herkes istediği şeyleri garsona söylemişti.

Yemeklerimiz geldiğinde herkes yemeğe odaklanmıştı.Anlaşılan tek aç olan kişi ben değildim.Lahmacunumu bitirdikten sonra arkama yaslanarak karnımı ovdum.Şişmiştim ya.

“İyice doydun mu ?”diye sordu Araz sanki bana dört tane lahmacunu o söyleyen değilmiş gibi.Hayır yani bitirmezsem geri döneriz diye de tehdit etmişti beni.

“Fazla fazla doydum.Siz de doydunuz mu bari komutanım ?”

“Eh doyduk elhamdülillah.”dedi imanlı yeşil gözlüm.Yemek Faslı’nı geçtikten sonra çay içiyorduk.Valla o yorgunluğun üzerine çay da iyi gelmişti.

“Valla ben çok heyecanlıyım.Bir an önce varmak istiyorum.”dedi Sinan.Sumru da abisine katıldı.

“Bende çok heyecanlıyım.Ay ilk defa Diyarbakır dışında bir yere gidiyorum.”dedi.Yani bende genel olarak izmire giderdim.O yüzden çok gezdiğim söylenemez.

“Komutanım siz bizi izmire götürmediniz ama Araz komutanım bir Krallık yapıp verdiği sözü tuttu”dedi Kaan.Ayıptı ama.Hatırlatsalardı götürürdüm ki.

“Peki o zaman Kaan.Hatırlatta izmire giderken seni götürmeyeyim.Sonuçta kral komutanın seni götürür.”dedim kırgın bir sesle.

“Öyle demek istememiştim ben komutanım.”dedi Kaan hemen yolundan dönerek.Tabi canım zaten ben yanlış anlamıştım.

“Artık kalkalım mı ?Hava kararmadan yola koyulalım.”dedi Anıl.Haklıydı.Rize’ye varmamıza çok az kalmıştı zaten.

“Şu yanda bir benzinlik var.Benzini dolduralım yola çıkalım.”dedi Araz.O benzinliğe gitmek için kalktığın da bende onunla kalktım.Suratıma soru soran bir ifadeyle baktı.

“Bende seninle geleceğim.”dedim omuz silkerek.Bir şey demeden bana yol verdi ve yürümeye başladık.

Lokantadan çıkarak arabaya doğru yürüdük.Arabayı benzinliğe çektikten sonra Araz inince bende indim.Zaten birazdan yola devam edeceğimiz için yeterince araba da oturacaktım.Araz önden yürüyordu ve ben adımlarımı ona yetiştiremiyordum.O da bunu fark etmiş olmalı ki durup bana baktı.

“Bir dursan mı artık ?Yetişemiyorum böyle.”

“Pıtı pıtı adımlarla yürürsen tabi ki yetişemezsin.”

“Hiç de bile.Hızlı yürüyen sensin ben yavaş yürümüyorum.”dedim kollarımı göğsümde birleştirerek.Yanıma gelip kolunu uzattı.

“Koluma gir istersen.Böylece geride kalmazsın.”dedi.Aslında o yavaş yürürse de sorun çözülecekti ama o bu yolu tercih etmişti.

Mükemmel bir yoldu zaten.

Utanarak elimle koluna tutundum.Beraber aynı hızla yürümeye başladık.İnşallah timdekiler bizi görmezdi yoksa kırk yıllık dedikodu çıkardı.

Benzinliğe girince Araz kasada ödeme yaparken bende öyle etrafıma bakıyordum.Burası normal marketti fakat her benzinlikte olduğu gibi burada da oyuncaklar vardı.Ve çok güzellerdi.

“Tamamdır beyefendi.Eşinizin istediği bir şey var mı ?”diye sordu kasada ki adam.Eşi derken pardon da kimmiş arazın eşi ?

Araz gülmemek için zor dururken bana döndü ve imalı bir bakış attı.

“Soralım bakalım güzeller güzeli eşimin bir isteği var mıymış ?Var mı bir isteğin karıcığım?”dediğinde öylece baktım.

Benmişim ya adamın eşi.

Her şey kafama bir bir dank edince anında kızardım.Hadi adam bizi evli sanmıştı da Araz niye devam ettiriyordu.Arazı şaşırtarak;

“Yok kocacığım.”dediğim de gülümsedi.Sonra adama dönüp tekrar bir şeyler söylerken ben kolundan çıkıp oyuncaklara yöneldim.İçlerinde bir ayı vardı ve aşırı tatlıydı.

“Minela hadi çıkalım.”diye bağırdı Araz.Oyuncaklardan ayrılıp hızla çıkıla doğru ilerledim.Araz çıkmadan önce durunca ona döndüm.

“Sen bekle beni ben bir şey daha alıp geleceğim.”dedi ve tekrar istasyona girdi.Omuz silkerek onu beklemeye başladım.Aradan beş dakika geçmişti ki arkamdan adım sesleri geldi.Biri yavaşça koluma dokununca hızla arkamı dönmüş ve gördüklerimle çığlık atmıştım.

Karşımda ayı vardı!

Yumruğumu kaldırıp suratına geçirecektim ki bir el ayıyı yüzünden çekti ve Araz ortaya çıktı.Elinde çok beğendiğim oyuncak ayı ile bana şaka yapmıştı.Sinirlerim bozulduğu için omzuna vurdum.

“Pisliksin ya sen.Nasıl korktuğumun farkında değil misin ?!”

“Özür dilerim ya.Sadece şaka yapmıştım.Üstelik bunu sana aldım.”dedi ve ayıyı bana uzattı.Üzülsem mi sevinsem mi bilememiştim.Ayıyı elime aldım.

“Teşekkür ederim ama gerek yoktu.”

“Ama sen beğendin.”

“Evet fakat bundan daha güzel ayılar gördüğüm de olmuştu.”

“Mesela ?”

“Mesela sen!”

Beni omzumdan ittirerek yürütmeye başladı.Bir yandan da bıdır bıdır konuşuyordu.

“Ayı görmüşmüş .Varsa yoksa laf sok zaten.”dediğinde bende keyifle kucağımda ki ayıya sarılmıştım.

******

Benzinlikten ayrılıp sonunda yola devam edebilmiştik.Göktunç arabayı kullanmayı teklif etse de Araz reddettiği için hala önde ben oturuyordum.

Kucağımda ise Ayıcık Araz vardı.

Onu çok sevmiştim.Evet hemen yanımda gerçeği duruyordu ama sahtesine istediğim gibi sarılıp öpebiliyordum.Üstelik kahverengi tüyleri ve yeşil gözleri olan bir ayı olduğu için araza daha çok benziyordu.

“Şu oyuncakla ilgilendiğin kadar benimle ilgilenmedin be kızım.”dedi Araz isyan eden bir tonda.Zaten arabaya bindiğimizden beri aynı şeyi sayıklıyordu.

Hava kararmaya başlamıştı bile.Arkada ki üçlü uyurken bir tek biz uyanıktık.Bende uyumak istiyordum ama arazı tek bırakamazdım.Zaten şunun şurasında bir saatlik bir yolumuz kalmıştı.

“Ay yaklaştıkça çok heyecanlandım.”dedim ayıya daha sıkı sarılarak.Yeni bir yer görecek olma fikri beni heyecanlandırıyordu.

“Hmm,peki seni heyecanlandıran şey sadece gidecek olmamız mı ?”diye sordu.Hayır değildi.O yüzden uzun uzun anlatmak başladım.

“Aslında hayır.Evet orası çok güzel bir yer ama beraber gidecek olmamamız beni mutlu ediyor.Üstelik Ayça ile de görüşeceğim.Hatta annen ve babanla tanışacağım.”dedim neşeyle.Arazın yüzü son kurduğum cümle ile solarken boğazını temizleyerek cama odaklanmıştı.

“Annemle tanışırsın…Ama babam şehit oldu.”dediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü.Hüzünlenmesinin sebebini şimdi çok iyi anlıyordum.

“Ben özür dilerim gerçekten.Bundan haberim yoktu.Seni üzmek istemezdim.Başınız sağ olsun.”

Tek bir cümle söyledi.

“Vatan sağ olsun.”

Annemi kaybettiğim zaman yavaş yavaş büyüdüğümde de herkes bana aynı şeyi söylemiş ve bende Araz gibi karşılık vermiştim.Onun da benimle aynı acıyı çektiğini nereden bilebilirdim ki ?

Yolun devamı sessizlikle ilerlemişti.Ne Araz bir şey söylemişti ne ben.Sanki ikimiz de geçmişe dalmış gibi hüzünlenmiştik.Ama belki de yaralarımızı beraber saracaktık.

Yarım saat sonra tekrar bir istasyon da durmuş ve üzerimizi değiştirmiştik.Artık varmamıza çok az kalmıştı.Herkes işini bitirince tekrar arabaya binmiştik.

Ben bir kot pantolonu ve beyaz badi giymiştim.Üzerine ise kalın olmayan kısa bir bej trençkot giymiştim.

Arabaya bindiğimiz de her ne kadar dayanmaya çalışsam da biraz gözlerimi kapatmıştım.Dinlenmek isterken uyuya kalmıştım.

*******

Bir el yüzümde dolaşıyordu ve bana bir şeyler söylüyordu.Uyanmak istiyorum ama gözlerimi açmakta zorlanıyordum.Yattığım hiç de rahat olmayan yerde hareketlenerek gözlerimi açtım.

Araz dudağında ki minik tebessüm ile bana bakıyor ve elleriyle yüzüme gelen perçemlerinden itiyordu.

“Uyan bakalım artık uykucu prenses.”dediğinde esneyerek gülümsedim.

“Geldik mi ?”

“Geldik.”

Emin olmak için etrafıma baktığımda gördüğüm manzara ile şok oldum.Çok güzeldi.Her yer yemyeşildi ve ahşap evler vardı.Önümüz de ise iki katlı kocaman bir ahşap ev duruyordu.

“Ay gelmişiz ya!”diye telaşla kapıyı açtım.Herkes çıkarken bir ben kalmıştım.Tam bir rezillikti.Arabadan indiğim de Araz da indi ve hemen yanıma geldi.Burada ki hava bile ayrı güzeldi ya.

“Hadi bakalım bizi bekliyorlar.”dedi ve belimden iterek yürümemi sağladı.Eve yaklaştıkça bizimkileri gördüm.

Hemen karşılarında üç kişi vardı.Birisi ayçaydı.Diğeri ise hafif yaşlı bir kadındı.Ve son olarak ise yanlarında bir dede vardı.

Gidip karşılarında durduğumuz da ben onlara gülümsüyordum onlar da bana.Dede beni şaşırtarak eliyle beni işaret etti ve yüksek sesle sordu.

“Benim gelinim ha bu kız mı ?”

*****

Selamlarrr

Nasılsınız ?

Ben kötüyüm çünkü feci derece de hastalandım.Başım çatlamak üzere.Bugün neredeyse bölüm atmaktan vazgeçecektim çünkü yazamıyorum.

Ama bir şekilde hallettim ve bölümü tamamladım.Siz de teşekkür olarak oy sınırlı geçerseniz sevinirim.

Bölüm yorumlarınızı alayım.

Açık konuşmak gerekirse rahatsız olduğumdan dolayı bu bölümü tam istediğim gibi yazamadım.Yoksa daha uzun ve eğlenceli bir bölüm atacaktım.

Bölüm de bir hata varsa kusura bakmayın düzenleyemedim.

Kapatmadan önce hemen Kardelen isimli kurgum hakkında da bir bilgi vermek istiyorum.

İşte karşınız da Kardelen kurgusunun baş karakterleri;

Başrol Kadın Karakter:
Kardelen Asarhan

Başrol Erkek Karakter:
Alpay Demir Saraçlı

İyi okumalar diliyorum.

Sizi seviyorum)))

Yıldıza basmayı unutmayın✨💕

Bölüm : 08.03.2025 17:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...