55. Bölüm

43.Minela Rüzgarı

Biryazarımm
biryazarimm

2 Hafta Sonra

Rize tatilimizden dönmemizin üzerinden tam iki hafta geçmişti.Bu süreçte mümkünmüş gibi her şey çok daha fazla güzelleşmişti.Arazla çok tatlı takılıyorduk.Birbirimize değer verip vakit geçiriyorduk.Boş zamanlarımızda sürekli dipdibeydik.

Sevgililik olayını tim hariç kimse bilmiyordu.Babama söylemek için biraz beklemek istemiştik çünkü her şey daha çok yeniydi.Araz da bu görüşüme karşı çıkmamıştı.

Beyefendinin tek huysuzlandığı nokta askeriye de benimle sürekli yan yana olamamasıydı.Araz dakika da bir burnumun dibinde bitiyordu.Eğer birisi durumu fark ederse bu tüm askeriyeye yayılırdı.Ve babamın kulağına ben söylemeden bir şeylerin gitmesini istemiyordum.

Önümde ki belgeleri imzalayıp hepsini bir arada topladım.Yaklaşık bir saattir belgelerle uğraşıyordum.Her ne kadar asker olsam da masa başı iş peşimi bırakmıyordu.Sandalyeyi biraz geri iterek kollarımı havaya kaldırdım ve gerindim.Boynum tutulmuştu böyle durmaktan.

İçinde bulunduğum odanın kapısı açıldığında kapıya doğru döndüm.Gördüğüm kişi ile hiç şaşırmadım.Hatta daha erken gelmesini bekliyordum.Sırıta sırıta üstünde ütülü üniforması başında da bordo beresi ile kalbime zarar olacak şekilde bana doğru yürüyordu.

Ne vardı yani bu kadar yakışıklı olmasa ?

Gelip hemen yanımda ki sandalyeye oturdu.Bu da yetmiyormuş gibi yanağını yumruğuna yaslayarak tatlı tatlı bana bakmaya başladı.Kollarımı göğsümde birleştirip sırtımı sandalyeye yasladım.

“Hayırdır komutanım ?Hangi rüzgar attı sizi buraya ?”

“Minela rüzgarı.”

En alasından gülümsedim.Her seferinde böyle yaparak kalbimi kazanıyordu köpek!

“Ciddi ciddi soruyorum Araz.Gerçekten niye geldin acaba ?”diye sordum.Kısa ve öz bir cevap verdi.

“Özledim.”Göz devirdim.

“Toplasan bir saattir ayrıyız Araz.”

“Yavrum o bir saat ne kadar uzun biliyor musun?60 dakika ,3600 saniye 216.000 salise.Anlayacağın çok ayrı kaldık.”dedi hemen sonrasında ise elime minik bir öpücük kondurdu.

“İyi de askeriyedekilerin anlamaması lazım.Biliyorsun onlardan önce öğrenmesi gereken bir kişi var.”Tekrar avucumun içine dudaklarını bastırdı.

“Güzelim zaten bugün akşam babana açıklayacağız.Rahat ol biraz.”

Sen onu gel de benim stresime anlat.

“Ay araz hatırlatma şunu.Ya işler istediğimiz gibi gitmezse ve babam karşı çıkarsa ?”Bu sefer sessiz kalıp bir süre düşündü.

“O zaman bende kaçırırım seni.”

“Ha ha çok komiksin!”

“Ciddiyim kızım ben.”

Belgeleri elime alıp ayaklandım.O da hemen kalktı.Beraber odadan çıkıp askeriyenin bahçesinde ilerlemeye başladık.

“Akşama ne yemek yapayım ?”diye sordum.Sonra bu cümle ile istemsizce zihnimde bir sahne belirmişti.

Arazla evlenmişiz.Ben beş aylık karnımla çalan kapıyı açmak için koridorda ilerlerken yan odadan beş yaşlarında ki kızımız çıkıyor.’Oley babam geldi!”diye çığlık atıyor.Kapıyı açtığımda yine asker üniforması içinde arazı görüyorum.Hemen kızımızı kucaklayıp onunla hasret gideriyor.Sonra bana doğru geliyor önce saçlarımdan öpüyor sonra da eğilip karnımdan öpüyor ve oğlumuzla konuşmaya başlıyor.Sonra da-

“Minelam ne oldu daldın gittin ?”Arazın sesini duymamla beraber içine girdiğim hayalden çıkıp gerçek dünyaya dönmüştüm.Kurduğum hayal ister istemez tebessüm etmeme sebep olmuştu.Belki bir gün gerçek olurdu.

“Daldım öyle birden.Sen ne diyordun ?”

“Kendini çok yorma güzelim.Ne yaparsan yerim.”dedi.Kolunu omzuma atacaktı ki hafifçe yana kaçtım.Ay adam bir gün sabredemiyordu!

“Elin kolun rahat dursun be adam!”dediğimde kollarını göğsünde birleştirerek başını başka yöne çevirdi.Trip mi atıyordu ?

“Araz ?”dedim ılımlı bir tonda.

Bakmadı.

“Sevgilim ?”dedim bu sefer de.

Yine bakmadı.

“Arazım ?”Hafif cilveyle karışık ona seslendiğimde bu sefer kayıtsız kalamamış ve bana bakmıştı.Ona ilk defa böyle seslenmiştim.

“Efendim Minelam ?”diyerek tribi hemen bir kenara bıraktı.

“Yürü.”dedim sadece.O böyle bakınca ne diyeceğimi de unutmuştum.Binaya gitmek üzereydik ama ben üzerimizde ki bakışları daha doğrusu arazın üzerinde ki bakışları hissediyordum.Ve bu bakışların sahibi genç hemşirelerden başkası değildi.

Anlık gelen bir kıskançlık hissiyle arazı soluma alıp duvar tarafına geçmesini sağladım.Böylece ondan önce beni göreceklerdi.Gerçi boy farkından dolayı araz hala belli oluyordu.

“Ne oldu niye çattın kaşlarını ?”diye sordu Araz.Ters bir bakış attım.

“Bir şey yok!Hem sen niye bu kadar uzunsun ?!”diye kızmamı beklemiyor olmalı ki adımları durmuştu.

“Ne ?”diye sordu şaşkınca.Durduğu için kolundan tutup onu tekrar yürütmeye başladım.

“Sakın durma yürü!Ateş hattındayız!”sözümü dinleyerek yürümüştü.Askeriyeye girdiğimizde sonunda tehlike geçmişti.Arazın sorgulayıcı bakışları üzerimdeydi.Sinirle konuştum.

"Niye bakıyorsun öyle ?Sevgilimi koruyorum şurada.Bir daha şu hemşirelerin yanından bensiz geçme.Çok pis yaparım bak!"Dudağının köşesi hafifçe kıvrıldı.

"Emredersin albayın kızı."Eğleniyordu köpek benimle!Çatılan kaşlarımı görünce ciddi bir ifadeye büründü.

"Tamam geçmem bir daha."

"İyi o zaman ben şimdi babamın yanına gidip akşamı haber vereceğim.Sonra da çıkmam lazım çok işim var çoook."diyerek yürümeye başladım.Arkamdan hemen huysuz huysuz söylenmişti.

"E ben ne olacağım burada ?Daha özlem giderememiştik ki ?!"Adımlarımı durdurup tekrar ona döndüm.Etrafı hızla kontrol edip araza doğru koştum ve sıkıca sarıldım.Bir kaç saniye sonra ayrıldım.

"Akşam görüşürüz."dedim.Utanmaz bir şekilde bana yanağını uzatınca bu sefer onu kırmayıp yanağına uzanmıştım ki koridorun başında beliren babamı görmemle beraber arazı hızla geriye itmiştim.Biraz sert itmiştim ve Araz bunu beklemediği için geriye sendeleyip çöp kovasına çarpmıştı.O sırada babam bizi fark etmiş ve hemen yanımıza gelmişti.

"Ne yapıyorsunuz burada siz ?"diye sordu sert bir sesle.Araz hala durumu çözememişti.

"Albayım!Bende tam sizin yanınıza geliyordum.Karşılaşmamız çok iyi oldu.Hadi gelin odanıza geçelim."diyerek koluna girip onu ilerletmeye çalıştım ama nafileydi.Zira babamın bakışlarının hedefinde Araz vardı.

Hemde tam on ikide!

"Sen ne yapıyorsun Kızılkurt ?"diye sordu.Araz hemen dik bir pozisyona geçip surat ifadesini topladı."İşimin başına dönüyorum!"

"Aferin!"dedi babam sert bir sesle.Bu adam eskiden böyle sert değildi."Görüşürüz o zaman komutanım."dedim ve arazın elini sıkıp kafalarımızı tokuşturdum.

Allahım sen sabır ver!dedi içimde ki ses.Kız rezil olmadan duramıyor.Kafa tokuşturmak nedir ya?!

Hiç sorma iç ses ?Aşık olmak beni çok bozdu.

Babamın ve Arazın garip bakışları altında ezildikçe ezilmiştim.

Şuan pır pır olup bir peri misali uçmak istiyordum!

"Gel Minela geçelim biz."diyerek nihayet ki ortamı bozdu babam.Arazın suratına son bakışımda hafifçe güldüğünü görmüştüm.Böyle telaş yapmam onu eğlendiriyordu tabi!

Odaya girdiğimizde babam masanın önündeki ikili koltuklara oturmuştu hemen karşısına da ben geçmiştim.Dışarıdaki sert ifadesi silinmiş ve benim ponçik babama geri dönmüştü.

"Söyle bakalım kızım ne söyleyeceksin ?"

"Baba akşam seni yemeğe bekliyorum."

"Hayırdır bir şey mi oldu ?"

"Aşk olsun baba!Seni davet etmem için illa bir şeylerin mi olması gerekiyor ?"EVET!diye bağırdı içimde ki ses.Hemen susturdum onu."Hem beraber vakit geçirmek için hemde..."

"Hemde ?"diyerek devam etmem için teşvik etti.

"Onu da akşam öğrenirsin."dedim.Yani akşam kalp krizi geçirmese iyiydi.Sonuçta dakika başı gelip ona şikayet ettiğim askere aşık olmuştum.

"Babam ben şimdi çıkıyorum.Akşam için hazırlık yapacağım."dedim ve koltuktan kalktım.Hemen yanına gidip sımsıkı sarıldım ve yanağından öptüm.Onunla vedalaşıp odadan çıktım.

Yapacağım yemekler ellerimden öperdi!

********

Yemekler bitmişti ve ben sonunda duş alma fırsatı bulabilmiştim.Dolabımı açıp kendime kıyafet bakmaya başladım.Ne giyeceğimi bilmiyordum.Güzel bir kombin yapmak istiyorum.Çok tercih ettiğim bir şey olmasa da dizlerimin hizasında bir etek seçtim.Üstüne de aynı şekilde açık kahve tonlarında bir bluz çıkardım.Hızla saçlarımı kurutup üstümü giydim.

Aynanın karşısına geçip önce saçlarımı güzelce taradım.Sonra da hafifçe uçlarını dalgalandırdım.Saçlarımı bu sefer toplamayıp açık bıraktım.Perçemlerimin bir kısmını sabit tutması için oldukça zarif gümüş detaylı bir sabitleyici toka kullanmıştım.Aynadan gördüğüm kadına ben bile hayran kalmıştım,arazı düşünemiyordum artık.

Sofraya tabakları da yerleştirdikten sonra kapı çalmıştı.İlk babamın geleceğini bildiğim için rahattım.Koşa koşa büyük bir hevesle kapıyı açtım.Babam elinde en sevdiğim pastanın paketi ile karşımda duruyordu.

"Hoş geldin babam."

"Hoş buldum kızım."

"Zahmet etmeseydin baba ne gerek vardı ?"diye sordum elinden poşeti alırken.Ayakkabılarını çıkarırken bir yandan da bana yandan bakışlar atıyordu.

"Kızımın evine gelirken en sevdiği pastayı almayıp da ne yapacağım ?"Dedi.Beraber salona geçtik.Babam önce banyoya gidip ellerini yıkayacağını söylemişti.Bende o sırada fırsattan istifade hemen telefonu alıp araza mesaj attım.

Ben:Babam geldi.Seni bekliyorum)

Araz:Beş dakikaya oradayım.İstediğin bir şey var mı ?

Ben:Babam en sevdiğim pastayı almış.Gerek yok teşekkürler.Ayrıca sen gel yeter.

Araz:Arka plana atılmış gibi hissediyorum.

Ben:Kusura bakma canım.Tüm kızların ilk aşkı babasıdır.

Babam banyodan çıktığında telefonu kapatıp masaya koydum.Babam direk masaya yöneldiğinde tabakları görünce durmuştu.

"Misafirimiz mi var güzelim ?"diye sordu.Dudaklarımı ısırarak kafamı salladım.Heyecandan kalbim güm güm atıyordu.Kapı çalınca babam oraya yönelmişti ki ben açarım diyerek önüne geçtim.Pıtı pıtı adımlarla gidip kapıyı açtığımda hastası olduğum beyefendi açık kahve tonlarında bir gömlek ve pantolon ile karşımda duruyordu.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum güzelim."

"hadi geç içeri."diyerek onu salona soktum.Masanın baş köşesinde oturan babam kafasını kaldırdığı gibi araz ile göz göze geldi.Bir süre bakıştılar.Ama daha çok gözleri ile konuşuyor gibilerdi.Arazı kolundan dürterek kendine gelmesine sağladım.

"Babacım misafirimiz geldi.Yemeğe başlayın siz."dedim.Araz hala tedirgin olsa da ona önceden yaptığım minik çaplı konuşmayı hatırlamış olmalı ki kibarlığını bozmadan masaya oturmuştu.

"İyi akşamlar albayım."demeyi de unutmamıştı.Babam ona cevap vermeden sadece kafa salladığında arazı hiç kolay şeylerin beklemediğine bir kez daha kanaat getirmiş oldum.

Zira ben babamın kızıydım.Ve bende olan inadın üç katı babamda vardı.

Yemeğe başladığımız da kimseden çıt çıkmıyordu.Arada araz ile göz göze geldiğimizde ona sohbet açması gerektiğini işaret ediyordum.Araz bu uyarım üzerine bir kaç konu açmayı denemişti ama babam kısa cevaplar vererek geçiştiriyordu.Bunları yapmasına önce ki vakalardan da alışıktım ama Araza yapmasa da olurdu.

Çorbalar bittiğinde ana yemeği servis ettim.Bu yemeği ilk defa yaptığım için tepkilerini merak ediyordum.Yemekten biraz yediklerinde heyecanla yerimde kıpırdandım.

"Nasıl olmuş ?Beğendiniz mi ?"diye sordum.İkisi de aynı anda bana baktı ama babam önce cevap verdi.

"Ellerine sağlık prensesim.Çok güzel olmuş."Mutlulukla gülümsediğim de araz pot kıracak o cümleyi kurmuştu.

"Ellerine sağlık güzelim."Tam o sırada su içen babam suyu boğazında kalmış gibi öksürmeye başlamıştı.Hızla masanın altından arazın ayağına bir tekme geçirirken bir yandan da babamın sırtına vuruyordum.Araz da hemen durumu düzeltmeye başladı.

"Yani güzelim derken yemeklere dedim ben onu.Güzelim yemekler manasında.Yoksa niye güzelim diyeyim ki ?"diye her şeyi daha da sıvadı.Babam derin bir nefes alıp arkasına yaslanırken gerildiğini çok iyi anlıyordum.Bu sofradan kalkmazsak hiç iyi şeyler olacak gibi durmuyordu.Yemeğin kalan süresinde şükür ki bir aksilik çıkmamıştı.Onlar koltuklara otururken ben hızla mutfağa girip pastayı dilimlere bölmüş ve yanına da çay yapmıştım.

Tatlıları servis edip koltuğa oturdum.Ortam da gülümseyen tek kişi bendim.O da mecburiyetten.

"E hadi tatlı yiyip tatlı konuşalım."dedim.Babam araza memnuniyetsiz bakışlar atmaya devam etti.Bu iki adamla cidden fazlası ile işim vardı.Aradan geçen on dakika ile araz tatlı tabağını bırakıp ciddi bir ifadeye büründü.

"Albayım ben buraya sizinle farklı bir konu konuşmak için geldim."diyerek girişi yaptı.Babam ciddi gözlerle arazı izlemeye başladı.Araz ise hayran olacağım bir cesaretlik sergiledi.

"Albayım belki kızacaksınız,söveceksiniz ya da döveceksiniz bilemem.Ama ben bundan dolayı bazı şeylerden vazgeçmek istemiyorum.Onların en başında da kızınız geliyor.Evet bir baba olarak kızınızı sakınabilirsiniz bu en büyük hakkınız.Fakat bu sizin kızınızı sevdiğimi değiştirmiyor.Sizinde rızanız olursa ben Minela ile görüşmek ve sonra da bir yola girmek istiyorum."bunları söylerken yetmezmiş gibi elimi de bir avucuna hapsetmişti.Ben bile etkilenmiştim be baba.

Babam bir süre sessiz kaldı.Sonra bakışlarını bana çevirdi.Bu bakışları çok iyi biliyordum.Gerçekten seviyor musun ? diye soruyordu.Eskilerde hiçbir zaman tamamen kafa sallamamıştım.Ama bu sefer tüm sevgimi fark etmesi için büyük bir güvenle kafamı salladım.Bakışlarını Araza çevirip ağzını aralamıştı ki çalan kapı buna engel oldu.

Hızla kapıyı açmak için kalkarken bu anı bölen kişiye içimden güze güzel(!) dualar yağdırıyordum.Kapıyı açtığımda elinde üç valizle sırıtan abimi gördüm.

Hayal görüyorsun. dedi içimde ki ses.Kesinlikle katılıyordum.Fakat karşımda sırıttığı yetmezmiş gibi bir de göz kırpan abim hiç de hayal gibi durmuyordu!

Gerçeği anlamak için kapıyı kapattım.Gözlerimi sımsıkı kapatıp ona kadar saydım.Bismillah diyerek kapıyı tekrar açtığımda sonuç değişmemişti.

Abim gerçekten gelmişti!

Sevinçten havalara uçmak ve üzüntüden ağlamak arasında gidip geliyordum.Abim benden önce davranarak içeri girmiş ve bana sarılmıştı.Şaşkınlığımı üzerimden atarak sarılışına karşılık verdim.Geriye çekildiğinde hala aval aval bakıyordum.

"Ne oldu kız ?Sevinçten kitlenip kaldın dimi ?"diye sordu.Sonra beni bırakıp salona yürüdüğünde şoku bir kenara bırakarak koştum ve abime yetiştim.Birazdan hiç iyi şeyler olmayacaktı.

Abim salona girdiğinde önce babamı görmüştü.Babam abimi gördüğünde hiç şaşırmamıştı.

“Hoş geldin oğlum.”diye karşılamıştı onu.Burada bir şeyler dönüyordu ama Şuan sorgulayamayacaktım.Abim henüz odada varlığını koruyan arazı fark etmiş değildi.

Bence araz ile pır pır olup uçabilirdik!

Abim sonunda soluna baktığında arazı gördü.Görmesiyle kaşları hemen çatılmıştı.Bende olay çıkacağını anladığım için hemen arazın yanına geçmiştim.

“Bunun ne işi var burada ?”diye sordu sinirle.Göz devirdim.Arazdan önce elini tutarak araya ben girdim.

”Biz sevgiliyiz abi.”dedim sakince.O da sakince karşıladı ama sadece ilk beş saniyede.Sonrası büyük bir kargaşaydı.Hızla arazın yakasına yapışmıştı.

”Lan bu ne demek oluyor ?Ben sana demedim mi kız kardeşimden uzak duracaksın diye ?!”Araz hiç çekinmedi.Ama ne abime elini kaldırdı ne de ona engel oldu.Sadece gerçekleri söyledi.

”Seviyorum ben onu!Neden anlamıyorsun ?!Minela da beni seviyor!Onun rızası olmayan hiçbir şey yapmam.”Abim hala sakinleşmediği için arazın yakasını bırakmamıştı.

Tekrar konuşmaya başlayacaktı ki araya babam girdi.

”Demir bırak çocuğun yakasını!”diye uyardı.Abim kararsız kalsa da babamın uyarısına karşı çıkmamıştı.Babam aynı sertlik ile araza baktı.

“Geç içeri beni takip et!”dedikten sonra odaya girmişti.Araz da bana bakıp odaya girdi.Abimle yalnız kaldığımızda sinirle ona baktım.Bir türlü rahat bırakmıyordu.Öfkeli bakışlarımı hissetmiş olmalı ki kafasını kaldırıp bana baktı.

”Bakma bana öyle!Kolay mı sanıyorsun gül gibi sevdiğin kardeşini paylaşmak ?”dedi.Sessiz kaldım ve koltuğa oturdum.Aradan neredeyse yirmi dakika geçmişti fakat babam da araz da odadan çıkmamıştı.

Garip olan şey içeriden tartışma seside gelmiyordu.Stresten kendimi yiyip bitirirken odanın ortasında volta atmaya başlamıştım.

Odanın kapısı açıldığında hızla oraya yöneldim.Önden babam arkasından da araz çıkmıştı.İkisinin de yüzü o kadar ifadesizdi ki ne konuştuklarını çözemiyordum.İçime ister istemez korku tohumları düşmüştü.Taki babam o cümleyi kurana kadar.

”Minela sen uğurla Arazı.Bugünlük bu kadar olay yeterli.”dediğinde gülümsedim.Bu cümlesi çok sıradan gelebilirdi ama her şeyi açıklıyordu.

Babam arazı kabullenmişti.

Araz koridora yönelirken bende arkasından geliyordum.Tabiki sonradan ne konuştukları hakkında onu sorulara boğacaktım.Kapının önüne geldiğimizde bana döndü.Ciddi ifadesi bozulmuş gülümsemesi doğmuştu.

”Artık kimseden sakınmamız gereken bir şey kalmadı.Karşımızda engel olduğunu düşündüğümüz her şeyi kaldırdım.”dedi.Gülümsedim.

”Tebrik ederim kızılkurt.Başarılı bir işti.”

”Ben daha ne başarılar yaşayacağım sana.Gör bak bizim devrimiz başlıyor…”

******

Sıkı tutunun gençler eseceeeeeezzzzz!

Nasılsınız canlarım????

Bölümü nasıl buldunuz ???

Diğer bölümlere oranla daha kısaydı ama burada kesmek durumundaydım.Biliyorsunuz ki bu sezon finalinden önce ki son bölümdü.

Evet sırada ki bölümümüz sezon finali…

Bu sıradan bir bölüm olmayacak.Öncelikle en az beş bin kelime yazmayı planlıyorum.Çünkü olayları sindire sindire okumanız gereken bir bölüm olacak.

Bölüm yorumlarınızı alayım bakalıM

Oy sınırını geçmeyi unutmayınız!Ayrıca yorum yapmaktan da çekinmeyin.Sizin yorumlarınızı okurken o kadar keyifleniyorum ki anlatamam.Çok komik yorumlar yazanlara bayılıyorum HXNDMSMSÖ

Sizi seviyorum canlarım)))

Sezon finalini bende yavaş yavaş sindire sindire yazacağım.Belki bir haftaya yetişmeyebilir bu konuda sizi bilgilendiririm.

Yıldıza basmayı unutmayın ✨💕

Bölüm : 19.04.2025 21:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...