
Oy sınırı;40*
(Yazım hatası varsa kusura bakmayın.)
Selamlar
Bölüme girmeden önce bazı konular hakkında konuşsak iyi olacak.
Biliyorsunuz ki sezon finalinden bu yana biz 6 bölümde dram okuyoruz.Bu durumdan şikayet aldım.Tabi ki görüşünüze saygım sonsuz.Okuruma açıklamayı yaptım ama buraya da söyleyeyim dedim.
Arkadaşlar size fazla gelen bu 6 bölüm bir kitapta toplasan sadece 30 sayfa ediyor.Yani aslında normalden az dram yazdım.Bize uzun gelmesinin sebebi benim bu bölümleri hafta da bir atıyor olmam.
Gün olarak sayarsak 1 buçuk aydır dram yazıyorum.Kabul ediyorum biraz fazla.Ama tabi ki her şeyin bir sonu vardır ve bunun da sonu var.
Oy sınırına son bölümlerde baskı yapmamın nedeni hem sezon finalinden sonra verilen oy sayısında bir düşüş yaşanması hem de oy atılmayınca benim motivasyonumun düşmesiydi.
Ama yıkılmadım,ayaktayım.
Şimdi ben normalde bir kaç bölüm yazıp üç günde bir bölüm atma planını uygulayacaktım.Ama sadece iki bölüm yazabildim ve birisini şimdim atıyorum.Çarşambaya kadar falan üç bölüm yazabilirsem çarşamba bölüm atarım belki.Bunu size bildiririm zaten.Detaylı bilgiyi bölüm sonunda açıklama olarak yazdım orayı da okursanız sevinirim.
Keyifli okunmalar diliyorum.
*****
2 Gün sonra/Diyarbakır
İki günü atlatmış ve diyabakıra gelebilmiştik.Bu süreçte arazın yanına gitme şansım bir daha olmamıştı.Araz hala yoğun bakımdaydı.
Ama doktor iki güne rağmen olumsuz bir şey olmadığını her şeyin gayet stabil ilerlediğini söylemişti.Evet çok büyük bir gelişme yoktu ama hayati risk ortadan kalkmıştı.
Helikopter ile nakil yapılmıştı.Diyarbakır gelir gelmez herkes evlere dağılmış ve güzelce dinlenmişti.Ben hastanede kalmaya kararlıydım.O yüzden sadece duş almış ve hastaneye geri dönmüştüm.
Yonca anneler bizi direk hastanede karşılamışlardı.Araz yoğun bakımdayken yonca annenin içeri girmesine yaşından dolayı izin verilmemişti.
Ve şuan hala hastanedeydik.Daha doğrusu yonca anne ben ve Ayça hastanedeydik.Açelya da doktor olduğu için buraya da gelmişti.O da sürekli yanımızda oluyor ve burada çalışmamasına rağmen arazın durumu ile yakından ilgileniyordu.
Elimde ki kantin tepsisi ile oturduğumuz masaya doğru ilerledim.Saatlerdir buradaydık ve hiçbir şey yememiştik.Üstelik hava kararmak üzereydi.
”Evet,tostlar ve çaylar geldi.Afiyet olsun bakalım.”Çaycı Hüseyin edasıyla elimde ki tepsiyi masaya bıraktım.Ayça sabırsızlıkla tostunu yemeye başlarken yonca anne sadece çayını eline aldı.
”Niye zahmet ettin kızım ?Ne gerek vardı ?”Kınayıcı bir bakış attım.
”Aşk olsun anne.Ne zahmeti ?Sabahtan beri bir şey yemediniz.Yoruldunuz zaten sizi birazdan eve bırakacağım.”
”Yok kızım ben bugün hastanede kalacağım.Evladımın burada olduğunu bile bile eve gidip yatamam.”
”Hayır anne.Bak kendi ağzınla diyorsun Araz burada bizim yakınımızda.İnan bana Araz şuan uyanık olda senin hastane köşelerinde sürünmene asla izin vermezdi.Rahatsız olursun burada.Ben sabaha kadar buralardayım zaten merak etme.”Yonca anne tekrar itiraz etmek için hazırlanıyordu ki araya Ayça girdi.
”Minela haklı anne.Bak abim çok şükür hayatta ve durumu düzelecek inşallah.Kendini daha fazla yıpratma,eve gidelim güzelce dinlen.Söz veriyorum sabah kalkar kalkmaz yine gelirim.”Yonca anne kararsız kalmış gibi bakışlarını ikimizin üzerinde gezdirdi.
”E iyi madem dediğiniz gibi olsun.Ama bak kızım kötü bir şey olsa bile ilk bana haber ver olur mu ?”Yonca annenin masa da duran elini kavradım.
”Tamam annem.Sen merak etme.Bizim için bol bol dua et temiz kalbinle.”Beraber tostlarımızı yedikten sonra kantinden çıktık.
Ayça arkadaşının aradığını söyleyerek hastanenin bahçesine çıkarak yanımızdan ayrılmıştı.Bizde Yonca annenin isteği üzerine arazın olduğu yoğun bakına gelmiştik.Yonca anne gitmeden son bir kez arazı görmek istemişti.
*****
İlahi Bakış Açısı
Ayça çalan telefonunu cevaplayarak bahçe çıktı.Arayan kişi okuldan arkadaşı özgeydi.Neredeyse yirmi gündür ortada olmayan Ayça’yı merak etmişti.
”Efendim Özge?”diye aramayı cevapladı Ayça.Ama karşı taraf bu kadar sakin değildi.
”Kızım sen nerelerdesin ?Haftalar önce kısa bir mesaj bırakıp beni merak etmeyin dedin ve gittin.Neredesin ya sen ?”Ofladı Ayça.Şu süreçte yaşadıklarından kimseye bahsetmemişti çünkü anlatmaya gücü yoktu.
”Bak özge ben gerçekten günlerdir hiç kolay olmayan şeyler yaşıyorum.Size beni merak yememenizi söylerken haklıydım.Zaten size dönünce her şeyi anlatacağım.Lütfen şuan üstüme gelmeyin.Önce kendimi toparlamam lazım.”
”Of tamam,”diye hızlıca pes etti özge.”Şimdilik karışmıyorum ama her neredeysen geldiğinde anlatıyorsun!Ve umarım mezuniyete gelmeyi planlıyorsundur?”
Ayçanın iki hafta sonra mezuniyeti vardı.O günlere gelmek için çok çabalamıştı.Ama abisi olmadan mezun olmak istemiyordu.
“Katılacağım,”dedi içinden geçenlere inat.”Şimdi dediğim gibi merak etmeyin.Hadi benim kapatmam lazım öpüyorum.”Telefonu kapatıp bahçede ki banka oturdu.Günlerdir her şeyi içine atmıştı ve daha fazla ayakta durabilecek gibi değildi.
Annesi bir aydır perişan haldeydi zaten.Kendisine bile doğru düzgüm bakamıyordu.Ayçanın hayatta destek alacak kimsesi kalmamış gibiydi abisi gittikten sonra.Şimdi içinden saatlerce ağlamak ve biraz olsun rahatlamak geliyordu.
Ama bunu yapması annesini daha da üzecekti farkındaydı.İyi de o da insandı ?Sadece bir yere kadar sessiz kalabilirdi.Göz yaşları ondan bağımsız dökülürken kimse onu bu halde görmedim diye başını eğdi.Biraz ağlasa bile yetecekti ona şuan.
Ellerini yüzüne bastırarak sessizce ağlamaya başladı.Ne kadar süre geçti bilmiyordu fakat biraz sonra arkadan gelen sesi duyunca irkilerek kafasını kaldırdı.
”Ayça ?”Sinanın sorgulayan sesini duyunca Ayça ne yapacağını bilemedi.Şuan bu halde birisine görünmek isteyeceği son şey bile değildi.O yüzden kafasını hızla yere eğdi.Ama gelip önünde duran Sinan durumu daha da zora sokmuştu.
”Ben komutanımın durumunu sormak için gelmiştim Minelayı göremedim o yüz-bir dakika!Ağladın mı sen ?”Her ne kadar Ayça kafasını yere eğerek yüzünü saklamaya çalışsa bile Sinan gerçeği çoktan kavramıştı.Ayça karşı çıkmayı bırakarak kafasını kaldırıp önünde dikilen adama baktı.Son zamanlarda o da diğerleri gibi Ayça’ya ve annesine destek oluyordu.
”Abimin durumu iyi.Yani daha doğrusu hala stabil.Minela da içeride gidip onu bulabilirsin.”Ayça bu güçsüz halini daha fazla kimseye göstermek istemediği için banktan kalkıp gidecekken koluna tutulan el buna engel oldu.
”Bir dur Ayça.Şu haline bak senin.Neden ağladığını söylemeden seni bırakmam.”
”Birinci olarak önce şu eline koluna bir hakim ol,”dedi Ayça kolunu sinanın elinden kurtararak.”İkinci olarak ise bir derdim varsa bile sana anlatacak değilim.Alt üstü abimin arkadaşısın.Neden seninle dertleşeyim ?”
Sinan karşısında ki bu inatçı ve sert kızı görünce içinden şöyle geçirdi.’Araz komutanımın kopyası resmen.Aynı inat aynı hırçınlık.’Tabi bu düşünceler ileride onun başına bela açacaktı ana farkında değildi.Ayça’dan bir adım uzaklaşarak teslim olduğunu belirtircesine ellerini havaya kaldırdı.
”Pardon refleksle kolunu tuttum.Ayrıca bazen derdini bir yabancıya anlatmak tanıdığın bir insana anlatmaktan daha iyi gelirmiş.”
”Bu saçma teorini kendine sakla lütfen.”dedi Ayça.Sinan rahat bir tavırla ellerini cebine yerleştirirken omuz silkti.
”Ben teklifimi sundum.Kabul edip etmemek sana kalmış.”Sinan banka oturduğunda Ayça da ayakta durmayı bırakıp yanına oturdu.
Kucağında birleştirdiği parmakları ile oynarken içinden bir ses ona içini dökmesini söylüyordu.Ve öyle de yaptı.
”Büyük bir derdim yok aslında,”diye başladı söze.”Sadece son zamanlarda yaşadıklarım fazla ağır geldi.Abimin esir düşmesi annemin o hali,Minelanın her şeye rağmen bize destek olmaya çalışması,sonra abimin yoğun bakıma alınması falan derken fazlasıyla doldum.Bir de bir yandan okul işi var.Öyle bir anlık içimi dökmek için ağladım.”
“İşe yaradı mı bari ?”diye sordu dakikalardan sessizliğini koruyan Sinan.Ayça kızgın gözlerini Sinan’a dikti.
”Eğer gelmeseydin ağlamam biterdi ve böylece işe yarayabilirdi.”
”Kendini boşuna kandırma bence.İçindekileri ağlayarak değil birine anlatarak dökmek senin için daha iyi.”
”Ben az önce sana içimi dökmedim.Abimin askerine neden içimi dökeyim ki ?”Omzularını kaldırıp indirdi Sinan.
”Bir yabancıya anlatmak daha kolay demiştim.”
”Sen hep yabancı olarak mı kalacaksın ?”diye sordu Ayça.Ama bunu sorduktan sonra dilini ısırdı.Ne gerek vardı şimdi böyle bir soruya ?
”Dediğin gibi ben sadece abinin askeriyim.Ha ama yabancı olup olmamam senin elinde.”
”Of tamam!Şuan senin gereksiz edebiyatlarını dinleyemeyeceğim.Başım yeterince ağrıyor.”
”Peki bende sessizce otururum o zaman.”Ayça hışımla Sinan’a doğru döndü.
”Senin amacın ne ?!Hayırdır niye gitmiyorsun yanımdan ?!”
Sinan ise oldukça rahattı.
”Kalkmaya üşendim kızım.Biraz oturur öyle giderim.”
Ayça bu tartışmayı ilerletmekte kararlıydı ki arkadan bir ses yükselene kadar.
”Tatlım,”diye yanlarına yaklaşmıştı bu ses.Ayça ve Sinan aynı anda kafalarını o yöne çevirirken onlara doğru gelen sarışın ve manken gibi olan kadına baktılar.
”Naber canım ?”Kadın gereksiz bir samimiyetle yanlarına yaklaşıp elini sinanın omzuna koyduğunda Sinan kaşlarını çattı.Kadını tanıdığını düşünmüyordu.Aksine daha önce hiç böyle bir kadın görmemişti.
”Tanışıyorsunuz galiba ?”diye sordu Ayça.Sinan reddedecekken kadın söze atladı.
”Tabi tanışıyoruz.Ama bu şaşkın şey beni hala çıkaramadı demek ki.”diyerek cilveli bir şekilde güldü kadın.Ayça ortamda daha fazla bulunmamak için banktan kalktı.
”Anladım o zaman ben sizi şu tatlı ve şaşkın şey ile yalnız bırakayım.”Gitmeye niyetlenmişti ki ayağa kalkan Sinan buna engel oldu.
Kadının omzunda ki elini nazikçe itti.
”Kusura bakmayın hanımefendi ama ben sizi tanımıyorum.Siz beni birisiyle karıştırıyorsunuz.”
”Ah!Senin gibi birini nasıl başkasıyla karıştırabilirim ki ?”Kadının cilveli sesine daha fazla dayanmadı Ayça.
”Bu konuşmalarınızı sonra yaparsınız.Ben gidiyorum.”Bu sefer Sinan ona engel olamadan oradan uzaklaşmıştı.Ayça uzaklaşınca Sinan sinirle yanında ki kadına döndü.
“Sen kimsin bacım ?!Ben seni tanımıyorum diyorum sen gelmiş zorluyorsun!Amacın ne hanımefendi?”
“Öf be!Sanki ben seni tanıyordum.Sarışın bir adam böyle rol yapmamı istedi.Bende yaptım bitti gitti işte aaaa!”Sinan her şeyi bekliyordu ama kadının birden çirkefleşerek gitmesini beklemiyordu.Giden kadının ardından bakarken yaşadıklarını sorgulamaya başladı.
Sarışın adam demişti kadın.O da kimdi ?
”Vay sinanım!”diye yanına yaklaşan yiğithanı görünce ise jetonu düştü.Bunu yapan kişi tam karşıda ki adamdı.Sinan tek hamlede yiğithanla arasında ki mesafeyi kapattı ve yiğithanın yakasına yapıştı.
”O kadın kimdi lan?!”diye sorarken fazlası ile kibardı.Yiğithan sırıttı.
”Sarışın bir hatundu işte.”Sinan yiğithanın yakalarını daha sıkı tutmaya başladı.
”Amacın ne senin ?Tanımadığım etmediğim bir kadını ne diye bana gönderiyorsun ?!Başkası ile konuştuğumu görmüyor musun ?”
”İyiliğin için yaptım zaten.”
”Ne iyiliğinden bahsediyorsun ?Açık konuş beni sinirlendirme valla kırarım o kafanı.”Yiğithan yakalarını sinanın elinden kurtarıp derin bir nefes aldı.
”Önce sen soruma cevap ver.Komutanımın kardeşi ile ne iş ?”Sinan yiğithanın sorusuna kaşlarını çattı.
”Ne demek ne iş ?Kız yalnız başına oturuyordu bende iyi olup olmadığını sordum.”Şüpheliydi Yiğithan.
”Bu kadar mı yani ?”
“Ne olsun istiyorsun oğlum sen ?Kıza destek olmaya çalışıyorum şurada.Asıl sen bana açıkla o yaptığın aptal oyunun amacı ne !”
”Ne bileyim ikinizi orada yalnız görünce şey sandım..”Sinan gözlerini yumarak sakinleşmeyi bekledi.
”Ne sandın ?”diye sordu bir yandan da.Yiğithan titrek bir nefes aldı.
”Ne bileyim lan?!Kızdan hoşlanıyorsun sandım işte!Komutanımın kız kardeşi sonuçta.Yanlış sulara kapılma diye kadını yolladım.Yoksa diğer türlü kızla ayrılacağınız yoktu.”Sinan yumruk yaptığı elini yiğithanın suratına doğru savurduğunda yiğithan yana kayak kurtulmuştu.
”Mal mısın sen ?!Ben komutanımın kız kardeşine göz koyacak adam mıyım ?Yaptığın oyuna tüküreyim ben senin!Kız kim bilir benim hakkımda neler düşünecek ?”
”Abi sakin ol bir ya.Ne yapayım lan seni kurtarmak için oyun yaptım işte.Bir yola gireceksen seni o yoldan çevirmem şarttı.Olmayacak işe kafa yorma o istedim.”
”Lan yoktu öyle bir şey zaten!”diye yükseldi Sinan.Sinirleri fazlası ile zorlanıyordu.”Kendin kurup kendin oynamışsın.Yok öyle bir şey sil bunu kafandan!Bir daha da aptal oyunlar oynamaya kalkışma!”
”Eminsin yani ?”diye sordu yiğithan.
”Eminim.”derken kısa bir an şüphe duymuştu kendinden Sinan.O kadar emin miyim gerçekten diye düşündü ama sonra bundan vazgeçti.Düşünmesi bile saçmaydı.
”Gece gece sinirlerimi zıplattın yiğithan!Git aptal düşüncelerini kendine sakla!”Sinan yiğithanın yanından ayrılırken yiğithan ilerleyen adamın arkasından baktı.
”Bok kokusu alıyorum.Yiğithan demedi demeyin.Fazla zekam ile buralarda harcanıyorum.Gelen dövüyor giden dövüyor.”diye kendi kendine söylenmeye başlamıştı bile.
*****
Minela
Doktor odasının kapısının önüne geldiğimde çalıp çalmamak arasında gidip geliyordum.Yonca anneleri Sinan eve bırakmıştı.Onun neden burada olduğunu bilmiyordum ama şuan kurcalayamayacaktım.
Saat gece yarısını çoktan geçmişti.Eve gitmek gibi bir düşüncem yoktu.Burada kalmak beni daha iyi hissettiriyordu.En azından camdan sevdiğim adamı izleyerek vakit öldürebilirdim.
Ama öncesinde bazı planlarım vardı.Mesela doktordan zorla izin alarak arazın yanına girmek gibi.
Elimi kaldırıp tekrar indirdim.Of geldiğimden beri doktordan bunu istiyordum ama bir türlü müsaade etmiyordu.
”Sanki yiyeceğim arazı,”diye söylendim.”O benim sevdiğim adam,alt üstü iki kelam edip çıkacağım ne var ?!”
”Minela hanım ?”Arkamdan gelen ses ile oraya döndüğümde karşımda Aslan beyi görmek asla beklemediğim bir şeydi.Onun bu hastane de çalıştığını,doktor olduğunu hatta daha ilerisi varlığını bile unutmuştum.
”Aslan bey ?”diye şaşkınlıkla sordum.Anında genişçe gülümsedi.Onu hatırlamamı beklemiyor olabilirdi.
”Hayırdır hangi rüzgar attı sizi buraya ?”diye sordu.Anlaşılan sabah hastanede değildi ve şimdi nöbete gelmişti.Kolumu işaret ederek kafasını salladı.
”Yoksa yine bir dikiş meselesi mi ?”Kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım.O sırada kafamın içinde bazı tilkiler geziniyordu.İşime fazlası ile yarayacak tilkiler.
”Yok bu sefer kendim için gelmedim.”dedim.Sonra ara vermeden devam ettim.”Arazı hatırlıyor musunuz bilmiyorum ?Kendisi benim sevgilim.Ve şuan yoğun bakımda.Bende başhekimden onun yanına girebilmek için izin alacaktım.”
Aslan bey sevgilim lafını duyunca suratı asılmıştı.Yeşil gözlüm uyuyor diye kimsenin bana yanaşmasına izin verecek değildim.
”Yani pek hatırlamıyorum ama siz dikiş aldırmaya geldiğinizde ortalığı karıştıran adam mı ?”Hevesle kafa salladım.
”Evet o!Aslan bey sizden bir şey isteyebilir miyim ?”Diye kibar bir soru sordum.Bundan sonrası tamamen benim ikna kabiliyetime bağlıydı.
10 Dakika Sonra
”Dediğim gibi Minela hanım,içeride kısa bir süre durmaya çalışın.Evet doktor olarak ben girmenize onay verdim ama başhekim bundan hoşlanmayacaktır.Siz içeriden çıktıktan sonra ona bunu bildireceğim.Saçlarımı bileğimde ki toka ile toplayıp yanımda konuşan doktora döndüm.
”Tamam aslan bey!Merak etmeyin iki dakika hasret giderip çıkacağım buradan.Ayrıca başhekime söyleyeceğim size hiçbir şekilde ceza vermesin.Sizi ben zorladım sonuçta.”Yoğun bakımın önüne geldiğimizde camdan sevdiğime baktım.Yanına gideceğim için içim kıpır kıpırdı.
Aslan bey benim için kapıyı açtığında içeri girip kapıyı kapattım.Koş koşa yatağın yanında gidip diz çöktüm.Şimdi sevdiğim adamın özlediğim yüzünü yakından izleyebilirdim.
”Rize yakışıklısı,”diye fısıldadım.”Hadi uyan İzmir güzelin geldi.”Araz da bir kıpırtı olmadı.
”Sen ciddi ciddi uyuyorsun yani ?”diye söylenmeye devam ettim.”Ha ben burada dört gözle senin uyanmanı bekleyeyim sen orada keyif yap.Yok ya!”Yalancı sitemimi duyduğunu pek sanmıyordum.
”Bak sırf senin yanına gelmek için illegal işler çevirdim.Kıymetimi bil kızılkurt.”
“Hadi uyan yeşil gözlüm.Sevdiceğini bu yaban ellerde yalnız başına koyma.”
”Of!Bu ne tepkisizlik be adam!”
”Süremiz azalıyor.Ama merak etme ben yine bir şekilde senin yanına gelmenin yolunu bulurum.”Geriye kalan anlarımı arasın yüzünü izleyerek geçirme kararı aldım.Şuan yüzü bana yabancı geliyordu çünkü sakalları az da olsa vardı.İnkar edemeyeceğim bu hali ile bile fazla etkileyiciydi.
”İkimizde perişan haldeyiz.Sen bedenen yaralısın ben kalben.Ama senin şu duruma rağmen bu kadar yakışıklı olman can sıkıcı.Ben süpürgeli cadıya döndüm!”Onun uyanması için her daldan konuşup çabalıyordum.Fırsat buldukça bunu yapmaya da devam edecektim.
”Süremiz bitiyor ya of!Ama olsun her saniyesine değdi.Aramızda olan o camdan seni izlemeyi sevmiyorum.Çünkü o zaman aramızda engel oluyor.Şimdi yok.”
Süremin gittiğini bildiğim için ayaklanıp arazın alnına minik bir öpücük kondurmakta niyetim.Ama öyle olmadı.Dudaklarım bir süre alnında yaslı kaldı.O an ondan hiç ayrılmak istemedim.Uyandığı zaman dibinden ayrılmayacaktım.
Dudaklarımı alnından çekip geriye doğru adımladım.Araza son kez bakıp odadan çıkacaktım ki gördüğüm görüntü buna engel oldu.
Araz parmağını kıpırdatmıştı.
Araz günler sonra yaşam belirtisi vermişti.
Ne yapacağımı bilemez halde etrafa bakındım.Belki uyanacaktı şimdi.Uyanır mıydı ki ?İnşallah uyanırdı.
En iyi şeyin doktoru çağırmak olduğunu düşünerek kapıyı açtığım gibi koridorda bekleyen aslan beyi içeri çağırdım.
”Elini kıpırdattı.Gördüm parmakları oynuyordu.Uyanıyor mu aslan bey ne oluyor ?”
Aslan bey kendisi ile beraber beni odadan çıkarırken bir yandan da hemşirelere sesleniyordu.
”Bilmiyoruz Minela hanım.Şimdi biz kontrolleri yapacağız siz dışarıda kalın lütfen!Hemşire,baş hekimi çağır bana!”
Dudaklarımda minik bir tebessümle öylece suratıma kapanan kapıya bakıyordum.Parmaklarını oynatmıştı.Ben buradayım,seninleyim demişti.
Yüreğime su serpmişti.
******
3 gün sonra
Arazın bir yaşam belirtisi vermesinin üzerinden tam üç gün geçmişti.Bu üç günde eskisine nazaran çok daha mutlu ve enerjiktim.Çünkü biliyordum ki Araz bana bir adım atmıştı ve asla son olmayacaktı.
Doktorlar o gece arazın tüm kontrollerini yapmışlardı.Hiçbir sorun olmadığını her şeyin gayet iyi olduğunu,arazın tepki vermesinin uyanmasına dair bir işaret olduğunu söylemişlerdi.
Tabi ben biraz işi kurcalamıştım.Tahminen ne zaman uyanır diye tüm doktorların başının etini yemiş olabilirdim.Ama hiçbiri bana cevap vermiyordu.Çünkü ne zaman uyanacağını onlarda bilmiyormuş.
3 gün boyunca yine hastane de kaldım.Ama geceleri kalmama kimse izin vermiyordu artık.Babam ve yonca anne birlik olmuşlardı.Katiyen kendimi yıpratmama izin vermiyorlardı.O yüzden saat geç olduğunda tıpış tıpış eve gidiyordum.
Şimdi adımlarımın hedefinde yine baş hekimin odası vardı.En son üç gün önce arazın yanına girmiştim ve sonuç ortadaydı.Bence beni bir kere daha sokabilirlerdi o odaya.
Odanın kapısını çalıp içeriden gelen onayla kapıyı araladığımda önce kafamı içeri soktum.Araz ile ilgilenen doktor Orkun bey masasında oturuyordu.50 yaşlarında saçına artık aklar düşmüş ama her şeye rağmen başarılı bir doktordu.Kendisi benim kafamı görünce hiç şaşırmadı.
”Sizi dinliyorum üsteğmenim ?”
”Doktor bey biliyorsunuz ki tam üç gün koca üç gündür sevdiğim adamın yanına gidemiyorum.Hele bir müsaade edin de gideyim artık ya ?!”Tek kalk havalanırken bakışları imalıydı.
”En son benden gizli doktorumla anlaşmaya varıp onayımı almadan oraya girmiştiniz üsteğmenim.Bunun bir cezası olmalı bence.”Suçlulukla kafamı öne eğdim.O mesele bana biraz pahalıya patlamıştı ama her saniyesine değerdi.
”Aman canım geçmiş gitmiş şey sonuçta.Hem sevenleri buluşturmak sevaptır,siz ayırıyorsunuz!Ayrıca en son arazın yanına girdiğimde tepki verdiğini hatırlatmak isterim.Ona iyi geliyorum ben.”
”Peki Minela hanım.Hemşireye söyleyin uzun sürmeyecek şartıyla girebilirsiniz.”Bu kadar çabuk onay vermesini beklemiyordum.Kendisi biraz kurallı bir doktordu.Ama kararından vazgeçmesin diye sesimi çıkarmadan usulca odadan çıktım.
Koşa koşa hemşirenin yanına gittim.Bu süreçte onu da birazcık darlamış olabilirdim.Neyse ki hemşire sakin ve nazik bir hanımefendiydi.Bu hallerimi gülerek karşılıyordu.
Yoğun bakımın önüne geldiğimizde hep yaptığım gibi içeri girdim.Bu sefer hemşire de benimle içeri girmiş ve arazın serumunu değiştirip çıkmıştı.Yalnız kalmanın verdiği huzurla yine arazın yanına çöktüm.
”Bu üç oldu Araz efendi.Üç seferdir yanına gelebilmek için dökmediğim dil kalmıyor.Sende bana bir adım atıp gözlerini açsan hiç fena olmayacak.Bir dene derim.”Araz tepkisiz bir şekilde uyumaya devam etti.Yeni bir gelişmeye karşı gözlerim ellerinde oyalanıyordu.
”Bence sen beni duyuyorsun.Tepki vermenin başka bir açıklaması olamaz.Madem duyuyorsun uyansana be adam!”
Tık yok.
Geçen sefer etkisini fazlası ile gösteren öpücüğümü bu sefer yanağına kondurdum.Bir süre öyle bekledikten sonra geriye çekilip onu izlemeye başladım.En küçük tepkiyi kaçıramazdım.
Ama umduğum gibi bir tepki vermedi.Dümdüz uyumaya devam etti.Hadi ama!Buna tepki vermesi gerekirdi!
”Sende ki de ne katır inadıymış canım?Bir uyanmak bilmedin yani!”
Arazın neye tepki vereceğini düşünmeye başladım.Evet biraz aptal düşünüyorum şuan.Ama elimden başka bir şey gelmiyordu ki.
”Aslan bey burada,”dedim önce.”Bir peşimden ayrılmadı gitti.”diye devam ettim.Araz şuan uyanık olsa kalpten gidebilirdi.
”Hi!”diye yükseldim endişe ile.Bu yaptığım kötüye giderse ağlardım.”Unut unut yok öyle bişi!Şaka yapım gül diye.”
Dışarıdan gören biri beni artık deli sanabilirdi.Resmen yoğun bakımda ki adamı önce kıskandırmaya çalışıyordum sonra şaka diyordum.Arazı beni bu durumlara soktuğu için dövmem gerekiyordu.
”Şimdi gitmem lazım sevdiğim.Çok sevgili doktorun yanında uzun uzun kalmama müsaade etmiyor.Uyanıp onunla tanışman için o kadar sabırsızlanıyorum ki.”
Çöktüğüm yerden ayaklanıp yine alnına bir öpücük kondurdum.Yüzünde ki yaralar artık iyileşmeye yüz tutmuştu.Göğsünün açık kısmından görebildiğim kadarı ile bir kısmı iyileşmişti.Hızlı toparlıyordu yeşil gözlüm.
Onu baştan aşağı son bir kez süzdükten sonra odadan çıktım.Sanırım bu sefer biraz erken çıkmıştım.Bunu hemşirenin bana karşı olan şaşkın bakışlarından anlayabiliyordum.
Üzerimi değiştirdikten sonra hastanenin çıkışına doğru yöneldim.Askeriyeye uğrayıp yarın saatlik halletmem gereken bir iş vardı.Sonra eve geçer biraz toparlanır öyle buraya geri gelirdim.
Arabamın yanına yaklaşıp kapıyı açacakken vücudumu saran his buna engel oldu.Garip bir histi.Kalbim bu hisle hızlanmaya başlayınca bunun tamamen benim kuruntum olduğunu düşünerek kapıyı açtım ve arabaya bindim.
Ama arabayı süremedim çünkü düşüncelerim beynimi işgal etmişti.Bu garip his neydi çözemiyordum.
İşte o an içimde ki sese uydum.
Arabadan inip koşarak tekrar hastaneye girdim.Arazu bir daha görmeden içim rahat etmeyecekti.
Yoğun bakımın koridorunda ilerlerken karşıma çıkan Orkun bey ile durmak zorunda kaldım.Yüzünde garip bir ifade vardı.Ama sonra bu garip ifade yerini yorgun bir tebessüme bıraktı.
”Gözünüz aydın üsteğmenim,sevdiğiniz adam uyandı.”
*******
Dırırıırırırı
Nasıldı ama ?Bölümü en kritik yerde bitirdim.Heyecan dorukta diyoruz yani 😉
Bölüm yaklaşık 3 bin kelime oldu.Yine klasik uzunlukta.Kısa diye şikayet etmeyin valla döverim Kfmwlxkwl.Şakaydı.
Öhm şimdi benim bazı planlarım vardı ama onu belki bu hafta uygulamayabilirim.Bir kaç bölüm depolayıp üç gün ara ile atmayı düşünüyordum.
Ama depolayamadımmmmm
Neyse hala devam ediyorum yazmaya.Hiçbir şey bitmiş değil fjsmlxke.
Şimdi şöyle ki eğer ben üç gün içerisinde iki bölüm yazabilirsem sırada ki bölüm çarşamba günü gelir ya da perşembe bilmiyorum artık.Bunu size iletirim zaten.
Ama bunun için yatıp kalkıp bölüm yazmam lazım.Eğer üç günde bir bölüm gelirse çok uzun bölüm beklemeyin bu bölüm kadar olur uzunluğu.
Deniyoruz bakalım neler neler olacak.
Sizi seviyorum)))
Emeğimin karşılığı için bol bol yorum yapıp oy verir misinizzzz
Yıldıza basmayı unutmayın✨💕
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 65.12k Okunma |
6.33k Oy |
0 Takip |
77 Bölümlü Kitap |