TAKİP ETTİĞİ KİTAPLAR
devam ediyor 3g önce güncellendi ELİZA
@yzrsitare
Okuma
19.32k
Oy
1.2k
Takip
189
Yorum
120
Bölüm
58
"Yemin ederim meleğim... Aldığım her nefeste, özlemin kalbimi yakıyor..." "O cennetin kapısında bekleyen bir melekti ama şeytan kanatlarını yaktı..." BU KİTAPTAKİ KİŞİ VE KURUMLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR
devam ediyor 3g önce güncellendi GECE KRALİÇESİ
@bitterimrjn
Okuma
47.45k
Oy
3.49k
Takip
828
Yorum
662
Bölüm
49
Trabzon`dan Mardin`e uzanan bir hikaye Elimden tutan adam beni hiç bilmediğim bir şehre, bilmediğim bir eve ve tanımadığım insanların içine getirdi."Oğlum elinden tuttuğun kız kimdir?" Diye soran pala bıyıklı, aklar düşmüş, hafif kilolu bir ağa gibi duran yaşlı adam "Nişanlım sevdiğim kadın." Diyen elinden tuttuğum adama baka kaldım. Daha ben onu tanıyalı bir hafta olmuştu. Benim gibi şok olan karşımdaki kişiler "Ne nişanlısı? Sen zaten Evin`le nişanlısın."Diyen yaşlı kadın. Bu annesi olsa gerek. Duyduklarımla bir kez daha şok yaşadım. Ne demek başkasıyla nişanlı? Kendi kendime sorduğum soruyu yanıtlayan elimden tutan Nişanlım olduğunu söyleyen Siyam oldu. "Onunla hiç bir zaman nişanlı olmadım. Size onu sevmediğimi söyledim. Onu kardeşim gibi gördüğümü söyledim. Ama siz kendi kafanıza göre oynamaya devam ettiniz." Dedi ve bana döndü. "İster kabul edin ister etmeyin. Ben Açela`ýı seviyorum onunla evleneceğim. Ha yine de yok diyorsanız bundan sonra ne adımı duyar, nede beni görürsünüz." Dedi elimden tuttuğu gibi beni merdivenlere doğru yukarı çıkardı. Arkamızda şaşkın bakışlar bırakarak çıktık.
devam ediyor 2g önce güncellendi MÂRAN: Çıkış Yok
@yarebay30
Okuma
1.15k
Oy
213
Takip
32
Yorum
619
Bölüm
20
"Vesvâs: Son Yok" adlı kitabımdaki Zühre karakterinin hikayesidir. (Kan gömleğine yapışmıştı. Titreyen parmaklarımla kumaşın düğmelerini yırtarken, bir anlığına gözlerini açtı. Bakışı, ölümün bile geri çekileceği türdendi. “Dokunma!” dedi, sesi boğuk ama kesin. Sanki her hece bıçak sırtındaydı. “Yaran kötü.” dedim. “Eğer—” “Elini çek!” Bir an bile tereddüt etmeden söyledi. Ama ben çektim mi? Hayır. Diğer eliyle beni itti. Geriye doğru sendeledim düşmemek adına... Tam o anda gözüm, yırtılan gömleğin altından görünen tenine kaydı.Dövmeyle kaplı gövdesinden sanki nereye bakacağımı biliyormuşum gibi göğsündeki dövmeye takıldı gözlerim... Karanlık tenine kazınmış bir yılan… Ve o yılanın dişlerinin hemen altına kazınmış, kanla yazılmış gibi duran bir kelime: MÂRAN.) Herşey köyde, tek odalı bir evde o zamanlar bir çok yaşıtımın hayalini bile kurmaktan çekindiği üniversite hayatına atılımım ile başlamıştı... Fakat işler hiçte istediğim gibi gitmemişti. Okumak uğruna bir çok zorluktan geçtiğim, yıllardır hayalini kurduğum ve nihayetinde okumak için gittiğim o büyük şehirde, insan tacirlerinin eline düşeceğimi bilemezdim? Bu da yetmezmiş gibi dünyanın bir diğer tarafında, koca bir şehri esir almış eli kanlı çete üyelerinin bir taht uğruna yaptıkları güç yarışlarının içine düşeceğimi de bilemezdim? Brezilya... ` Çıkış Yok ` denilen labirenti andıran bu sokaklardan çıkmanın tek bir yolu vardı. En güçlüyü bulmak ve onu yönetmek... Söylendiği kadar kolay olmayacaktı. Bulduğum gizemli kitap ve beraberinde yaptığım büyü ile ödemem gereken bir bedel olduğunu geç farketmiştim. Başıma iyi şeyler gelmemişti. Bana hiç acımamışlardı. Kimseye acımamıştım... Öldürdüğüm insanlar ve uğruma öldürülenler... Ben Zühre... O kadının deyişiyle ansızın gökyüzünde belirip tüm dengeleri alt üst edecek; Kanlı Yıldız.
tamamlandı 4a önce tamamlandı Siyahın Yansıması
@evrem_65
Okuma
18.63k
Oy
878
Takip
257
Yorum
134
Bölüm
15
WATTPAD DE 7,91M OKUNMA! Manevi ailesini kaybeden ve bundan dolayı manevi kardeşiyle arası açılan Berra Derin duyduğu hakaretlere, gördüğü dışlanmaya daha fazla dayanamayıp soluğu İstanbul`da alır. Kendine yeni bir yol çizmeye karar verirken hesapta olmadığı bir şey olur. Kaan Erdinç ile yolları kesişir. Kaan Erdinç`in geçmişi açığa çıkmasıyla beraber Berra kendini siyah beyaz dünyasında bulur. Bu dünyadan kendini uzaklaştırmak isterken Kaan`ın eli Berra`nın hep üstünde olur. ALINTI "Gideceksin dedim!" Dudağının arasından tısladı. Sinirli hali beni korkutuyordu. Fakat gitmemi istiyordu. Burasının benim için tehlikeli olduğunu söylüyordu. Beni mi düşünüyordu? Sanırım bu son soruyu bin defada tekrarlasam usanmayacaktım. Çünkü söz konusu bendim. "Benim hakkımda hiç bir şeye karar veremezsin anladın mı?" Yüzüne avazım çıktığı kadar bağırdım. İki ellerimle omzuna bastırdım. "Hiç bir yere gitmiyorum, bunu o taş kafana sok!" Kaan`ı omzundan iterek odadan koşar adımlarla çıktım. Arkamdan "Berra!" Diye kükredi. Asansörün kapısı açılınca `0` düğmesine bastım. Kapının hızlı kapanması için düğmeyi zorladım. Kapı yavaş yavaş kapanırken gözlerimi kapattım. Rahat bir nefes verip gözlerimi açtım. Asansör kapısının arasında el görünce çığlık attım. Tek eliyle asansörü durdurdu! "Sen manyaksın!" Yüz ifadesi beni çok ürkütüyordu. Üstüme doğru gelince kendimi kapana sıkışmış gibi hissettim. Hızlı bir hareketle herhangi bir asansör düğmesine bastı. Asansör ani bir çekimle durdu. Işıkların sönmesiyle gözlerimi kapattım. "Kes şunu!" Soğuk ve güçlü elini çenemde hissettim. Çenemi sıktığında acıyla inledim. Refleks olarak iki elimle, çenemi sıktığı elini tuttum. İtmeye çalışıyordum fakat gücüne karşı gelemiyordum. Ne yaptığını idrak etmeye çalışırken nefesini tenimde hissettim.
devam ediyor 2h önce güncellendi Karanlık Yüz: Gölge
@sematurann
Okuma
485
Oy
54
Takip
23
Yorum
525
Bölüm
21
Karanlığa gömülen şehrin üzerinde şimşekler dans ediyordu. Gök gürültüsü ise sağır eden cinstendi. Sanki ben konuşmadıkça gökyüzü konuşuyor, günahlarımı haykırıyordu adeta. İçimde... Beyaz ve Siyah. Aydınlık ve Karanlık vardı. Hangisinin büyüklüğü daha fazla kestiremiyorum. Terasta duyduğum adım sesleriyle irkilerek çıkışa doğru döndüm. Karan... Panikle geri adım atsamda terasın pervazına yaslanmıştım. Kaçışım yok. Kalbim deli gibi atarken telaşla bir çıkış yolu arıyordum. Ben kafamda bahaneler sıralarken o çoktan sınırlarımı ihlal etmiş bana yaklaşmıştı bile. "Saye!" Kullanmadığım ikinci ismimle seslenince tüylerim diken diken oldu. Herkes, "İclal" olan ilk ismimle seslenirdi. O beni tanıdığından beri hep ıslarla "Saye" diye seslenip durdu. "Bu havada ancak senin gibi biri, bu gökyüzüne kadar uzanan binanın terasına çıkar." Eliyle yanağımı okşamaya başlayınca bir an kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissettim. "Saye, sen gerçeği benden ne kadar saklarsan sakla." yüzünü yüzüme yakınlaştırarak "Gözlerinin ardında ki gerçek yüzünü görüyorum." Ve tekrar yineledi sözlerini "Sakladığın o yüzü görüyorum.! "
Loading...