keyboard_arrow_left | keyboard_arrow_left | 14. Bölüm | keyboard_arrow_right |
@hakikat.orucoglu
|
Unutacaksın,
Ve unutulacaksın Üstüne defalarca yazılıp silinen bir kağıt gibi Kalemlerin dili tükendiğinde, Boşlukta savrulan bir yaprak gibi Yitip gideceksin Çünkü bu hep böyledir, Senin gibiler, unutmaya meyillidirler, Bu yüzden vebal nedir bilmezsiniz Sen yada sizler, Yüreği merhamete kapalı, İyi niyetli tüm çocuksu duyguları istismar edenler.. Gözümde pul kadar değeriniz yok işte. Şimdi sen, sevgiden, aşktan bahsedip, Dibine kadar battığın yalanların kölesi Sayfalar dolusu kirletilmiş bir hayat da Terk edilmiş sokakların Duvarlarına yazılan isyan şiirlerinin son noktası.. Ve adını yalan bir sevdadan alan Ayrılık türkülerinin nağmelerinde Kahredilen, Ah edilen, kalplerde esirsin Bana göre ise bir hiçsin... Derler ki, devran her halükarda döner Gün geçer, günler geçer, Mevsimler, aylar ve nihayet ömür geçer Hayatımızdan yer tüketiriz kendimizi İpleri zamanın ellerine asılı kuklalar gibiyiz Dünya böyledir, hayat böyle, Ne geçmişten geçip gelenler var şimdi Ne gelecekte bizi ümit edenler Kalbimi kapattım sevdalara, Yedi kat zindanlarda mühürlüyüm artık Şikayetçi değilim kimseden, ve senden... Hepimiz bu oyunda çizilmiş karakterleriz Sana aşık olunmak düştü, bana ayrılık Ben kendi hükmümde bir kararım Şahitlere, delillere ispata gerek yok Bu benim kendime verdiğim müebbet ilanım Adımı sormasın kimse Çakılı kalsın duvarlarında bu zindanın Adımı aklamaya yeter zaten Senin vicdanın... |