"GÖLGEDE DOĞAR, FIRTINADA YÜRÜR, ZAFERLE DÖNERİZ."

Elimde ki dosya ya bir goz atıp koridorun sonuna dönmüştüm ki bir bedene çarptım.çarpmanın etkisiyle ben bir iki adım geri sendelleyip düşüçekken kolumdan tutup düşmemi engelledi ama elimde ki dosya çarpmanın etkisi ike yere düşmüştü.Kime çarptığıma bakmadan kolumu büyük ellerden sertçe kurtardım. "Lan oğlum ben size kaç defa dedim salak salak yürümeyin şu koridorda "diyerek eğilip dağılan dosyayı aldım . "Cevap versene lan "diye sinirle ayağa kalktım. Sinirden elim ayağım titriyordu. Karşımda bana ters ters bakan bir sivil görmeyi beklemiyordum. Aslında karşımda 1.90 larda,esmer, kalıplı, kirli sakallı, sivil ama yakışıklı bir adam görmeyi beklemiyordum...

Yüzbaşı Kaan Altay Bozkurt, özel operasyonlarda görev yapan, disiplinli ve soğukkanlı bir subaydır. Onun dünyası yalnızca görev, emir ve vatan sevgisinden ibarettir. Tüm hayatını timine ve karargâha adamış olan Kaan, duygularını gizleyen, mesafeli bir liderdir. Kıdemli Üsteğmen Ahu Altuner, yıllarca farklı bölgelerde görev yapmış, sert eğitimlerden geçmiş, zekâsı ve cesaretiyle ön plana çıkan bir kadın askerdir. Katıldığı gizli bir görev sonrası, yolunun Kaan’ın komuta ettiği karargâha düşmesiyle iki karakterin hayatı kesişir. İlk tanışmaları askerî disiplin içinde, mesafeli ve resmî olur. Ancak zamanla Ahu’nun kararlılığı ve soğukkanlılığı, Kaan’ın dikkatini çeker. Ahu da Kaan’ın sessiz gücü, liderliği ve içindeki derin yalnızlığa kapılır. İkisi de asker olmanın getirdiği sorumlulukların farkındadır; görev, emir ve disiplin her şeyin önündedir. Fakat aynı zamanda aralarında doğan bağ, ikisini de geri dönülmez bir yola sürükler. “Akıncı”, yalnızca çatışmaların ve operasyonların değil, iki asker ruhun zorlu görevler arasında bulduğu sessiz ama güçlü bir aşkın hikâyesini anlatır.

15 yaşında olan güneş 5 asker erkek ile tanışirsa ne olur Ona kızı gibi davrancaklar Ama guneş 2 yıldir onların tanımasina rağmen guneş onları tanımadığı için yakın olmaz Bakalım güneşi neler bekliyor

“Aşk ve ihanet, aynı silahın iki kurşunu gibidir.”

Buse Gül bir time gider ve o timdeki yüzbaşıyla üniversitede karşılatığını fark eder ama yüzbaşının farketmediğini düşünür acaba gerçekten fark etmemişmidir...

Gerçek ailem ve askeri kurgudur, kitabıma bir şans verir misinizz 🩶

"Ona baktığımda gördüğüm şey bir asker değildi. Gözleriyle değil suskunluğuyla konuşan bir adamdı : Yüzbaşı Alp Gökdeniz. Ve ben... ilk kez bir sessizliğe bu kadar çekildim."

babasının olduğu karargaha doktor olarak giden sinem orda gerçek aşkı bulacakmı?

Herkese merhaba arkadaşlar bu benim ilk kurgum yani saçmalamış olabilirim herhangi bir asker tanıdığım yok o yüzden pek bilgim yok açıkçası gerçek ailem ve askeri olucak yorumlariniz benim için çok önemli Tiktok: gecelereakiyoruzz

Masalda da gerçekte de kalbi olmayan kızların adı GÖKÇEN’DİR

Aysunun en çok korktuğu şey ilerde bir askere aşık olmaktı . Çünkü bir askere aşık olduğunuzda ya da onunla ilişkiniz olduğunda malesefki yarının garantisi olmuyordu . Fakat korktuğu başına geldi bir askeri sevdi, bir ona yar oldu ,birde onun gözüyle vuruldu , çünkü mermi bir yerinize geldiğinde tam saplanır .

Bu hikaye tamamen kurgusaldır.kitapta yer alan kişiler olaylar ve kurumlar gerçekte var olan kişilerle veya kurumlarla ilişkilendirmemelidir

“İntikam, bazen en soğukkanlı planlarla gelir; bazen de kalbin en beklenmedik yerinden… Feryal, geçmişinin gölgesinde bir göreve adım atar. Bozkurt Tim’iyle tanışır; her biri farklı bir güç ve sır taşır. Komutan Alakurt’un sert bakışları altında, görevleri hem hayatta kalmayı hem de duyguların test edilmesini gerektirir. Asil, bir timin içindeki güç, bağlılık ve yasak bir çekim hikâyesi.."

Kalbleri sarsan olaylar beklenmedik karşılaşmalarla dolu olaylar. Her karşılaşma geçmişi de beraberinde getiriyo farkında olmadan kaçan kovalayan oyunu oynayan Kutay ve Hilalin hikayesi

derler ya gene yaşasam gene aynısı yapardım bunu akıllanmayan anlamında kullansalar da ben kendimi öyle tanımlamlarım işte Vatan uğrunda şehit düşmüş ve onca yolu aşmıştım şimdi hayat bana başka bir şans sunuyordu ama gene aynı yola ayak basıcaktım ben Alaca Kiraz Tunga beş yaşındayım en azından öyle görünüyorum .

gdtfghhkjngnmgbmfvdkckfmnöhmcödcködkkggv

Çisem beş kardeşinin de ailesininde göz bebeği olan ortanca çocuktu. Bir gün gözlerini bir mezarlıkta açtığında neden orada olduğunu ve ne yaşadığını hatırlamadığını fark etti. Bir şeyleri hatırladığında ise sağı solu kaos dolmak üzereydi.

Bir görev verilmişti ruh timine kaçırılan bir kızı takrar ülkesine getirmek ,kızı buldular ama ne olacağını tehmin bile edemediler ...

Askerlik... Karanlık bir odada yakılan Küçücük bir mum ışığının verdiği huzuru ve umudu veren o kutsal meslek. Asker olmak her yiğidin kaldıracağı bir şey değildir aslında. Kim ister ki zorlu geçen hayatına daha da zorluk katmayı. Çoğu kişi cesaret edemez. Yiğidin kalbinde oluşan o sevgi ve şefkat bu kutsal mesleğin küçücük bir özeti sanırlar ama değeri çok büyüktür. Şehitlik... Damarında Türk kanı ile dolaşan her Aslan, her Yiğit, her Mehmetçiğin gizli hayalidir aslında. Vatanı uğruna savaşanlar ölmez.! Şehit olur. Şehit olmak ise bir toprağı, bayrağı ve milleti korumaktır. Şehidin bastığı yer yeşerir, çiçek açar. Şehidin içtiği su berraktır. Şehidin baktığı her yer gökyüzüdür... ᘻ Asi Komutan ve Deli Yüzbaşı Herkes onların hikayesinin yeni başladığını sanıyor. Ama onların hikayesi zaten çoktan başlamıştı. ... Bu hikayenin bir parçası olmak ister misin? ★ (Olaylar, hikayeler, kahramanlar ve yerler tamamen hayal ürünüdür.)

"Bir tim yollayacağım, onlar gelmeden kılını bile kıpırdatma!" "Kendi başıma hallederim komutanım." "Aylardır bulmaya çalıştığımız kampı buldun üsteğmen. İçinde kaç kişi var, kim var bilmiyoruz, tim gelmeden birşey yapma!" "Komutanım timi bekleyemem, tek başıma bu işi hallederim." "Emrime karşı mı geliyorsun üsteğmen!?" "Ben emrinize karşı gelmiyorum komutanım. Şu an `Kızıl` olarak görevdeyim, bu işe ilk başladığımda bana dediğiniz şeyi hatırlatırım; `Kızıl, emir dinlemez, Paşa hariç kimseden emir almaz, benden bile`" Yüzüne keyifli bir gülümseme yayıldı Elis`in, "Hatırladınız mı komutanım?" "Ben mi demişim onu?" Diyen albayla yine güldü Elis. Derin nefes alıp verdi "Hatırladığınızı biliyorum komutanım. Ha illa bir tim çağıracak iseniz dağıttığım kampı toplamaya gelirler." Çünkü burayı patlatacaktı, itlerin kanından bir göl olacaktı belki, ama önce içine girip bakmalıydı. Dosya, flaş gibi önemli kanıtlar ve bilgi içeren şeyler varsa almalıydı. Başlarında duran itleri içerdeyse onu da sağ salim karargaha teslim etmeliydi. Kampta kimsenin esir olduğunu düşünmüyordu ama bakmakta fayda vardı. ... Şimdilik burada kalsın ama bir gün yazacağım bu kitabı da inşallah.

Şehit düşerse beni kim koruyacaktı

Nazen Işık & Baran Alp Ulu

Bazen yaralarımızı başkalarıyla kapatmaya çalışırız; elleriyle, sözleriyle, sevgisiyle… İzler tamamen silinmez belki, ama acının keskin kenarlarını yumuşatır, kalpte yeni bir sıcaklık bırakır. Yaraların izleriyle birlikte de sevgi büyür, çünkü bazen en güzel dokunuş, geçmişin acısını sevmekle başlar…

Geçmiş insana derin yaralar bırakır, belki bir iz belki bir korku ama onun üstesinden gelmeyi başaracaktım...belki parçalara ayrılacaktım yine de yapacaktım kendim için geleceğim için ve de Alperen için...