Okumanızı çok oneririm

Türkiye de yaşanılan son olayları baz alınmıştır

Zorla evlilik mafya

“Gelecek, seçilmişlerin ellerinde şekillenir.” Siriusya… Dünyanın en büyük zekasına sahip adamın hüküm sürdüğü ülke. Görünürde mükemmel, ama altında sakladığı sırlarla dolu. Yeraltında bir laboratuvar… Burada, her biri farklı şehirlerden getirilen 50’ye yakın genç var. Onlara özel güçler yükleniyor; gelecek yılların garantisi için her şehir, kendi kurbanını vermek zorunda. Gençlerin, taze zihinlerin hayatları, şehirlerin kaderine bağlı. Ama güç, sorumlulukla geldiği kadar karanlık sırları da beraberinde getiriyor. Ve bu laboratuvar, sadece yeteneklerin değil, insan ruhunun sınandığı yer… Çünkü herkesin içinde hem umut hem de korku saklıdır.

Dracula, bir herkesin sahip olmak istediği güce sahipti. Ölmezdi, dirilirdi. Kül olurdu, küllerinden doğardı. Herkes onu, "Dracula" olarak tanır, bilirdi. Kimse gerçekten kim olduğunu bilmiyordu. Bir gün öğrenecektiler. Yıkılmayacaktı, onu yıkmak için gelenleri lanetleyecekti. "Sence, sen mi şahsın, o mu?" Diyen Valeria`ya döndü, Dracula. "Ben şahım, o piyon. Rolümü iyi oynuyorum, herkesi bir kukla gibi parmağımda oynatıyorum, en çokta onu. Şah yıkılmadıkça kimse kazanmaz." Dracula`nın aklındaki düşüncelere kimse katlanamazdı. Zekiydi. Ve zekasını her yerde belli ederdi. "Yani ben yıkılmadığım sürece kimse kazanamayacak. Piyon yani o ise, sadece benim kuklam. Ama bunu hala anlamıyor, kendini şah olarak gören bir piyon." Herkesle sanki bir kuklalarmış gibi oynuyordu, bunu hiç belli etmiyordu. Oysa şimdiden herkesi laneti ile boğmaya başlamıştı. Dracula`nın lanetine kapılıp yaşayabilen yoktu, olmayacaktı. Her şeyi yakıp yıkacaktı. Ona karşı çıkan hiç kimseyi sağ bırakmayacaktı. İşi bittiğinde ise, tahta geçen kişi; Dracula olacaktı.

daha belırtmedım

Geçmişte yaşanan olayların günahını çeken 2 masum.

Arkadaşları antrenmana gittikten sonra eve gelen Elfin, hayatının seyrini değiştiren gerçekleri öğrenir ve olanlar olur..

"Ben ateşten gömleğim ama kız sudan pantolon Yavuz..."

İlk olarak merhabalar ve bu kitabı yazma sebebim hayalerini gerceklestirmek isteyen ve gerçekleştiremeyen kişiler için ve kitapin amacı hayal kurup mutlu olmak ve ne kadar çok okursunuz bilmiyorum ama yani uğraşmak bile iyidir ve ben mutlu olurum okursaniz ve sevinirim. Ve başlıyorum arkadaş mutlu Okumalar Bir zamanlar bir kız varmış. Ve kızın bir hayali var ve kız hayali etmeyi seviyormuş. Ederken bile çok mutlu oluyormuş. Çünkü hayali gizli bir oda gibi kimse anlamazmış. Ve kızın bir korkusu var ve kız hayalinin kimse öğrenmesini istemiyormuş. Ve bir gün kız gökyüzüne bakarken Yıldız görmüş ve yıldıza sormuş. - kız : senin en büyük hayalin ne ? -Yildiz : benim en büyük hayalim parlamak demiş. Ben parlarsam insanlar ışık olduğunu anlar ve rahat olurlar dikkatli olurlar Ve kız şaşırmış. Kalmış senin halin çok güzel diye ama benim halaim gizli oda gibi kimseye anlatmam ama güvendigim insana anlatırım diye demiş. yıldıza Yıldız demiş güvendiğin insana hayalini anlatma çünkü hayal edersin ve gerçekleştiremezsin hayal etmeyi çok mu seviyorsun

İlk olarak merhabalar ve bu kitabı yazma sebebim hayalerini gerceklestirmek isteyen ve gerçekleştiremeyen kişiler için ve kitapin amacı hayal kurup mutlu olmak ve ne kadar çok okursunuz bilmiyorum ama yani uğraşmak bile iyidir ve ben mutlu olurum okursaniz ve sevinirim. Ve başlıyorum arkadaş mutlu Okumalar Bir zamanlar bir kız varmış. Ve kızın bir hayali var ve kız hayali etmeyi seviyormuş. Ederken bile çok mutlu oluyormuş. Çünkü hayali gizli bir oda gibi kimse anlamazmış. Ve kızın bir korkusu var ve kız hayalinin kimse öğrenmesini istemiyormuş. Ve bir gün kız gökyüzüne bakarken Yıldız görmüş ve yıldıza sormuş. - kız : senin en büyük hayalin ne ? -Yildiz : benim en büyük hayalim parlamak demiş. Ben parlarsam insanlar ışık olduğunu anlar ve rahat olurlar dikkatli olurlar Ve kız şaşırmış. Kalmış senin halin çok güzel diye ama benim halaim gizli oda gibi kimseye anlatmam ama güvendigim insana anlatırım diye demiş. yıldıza Yıldız demiş güvendiğin insana hayalini anlatma çünkü hayal edersin ve gerçekleştiremezsin hayal etmeyi çok mu seviyorsun

Buraya gelen sahipsiz çocuklar ailelelerini unutmak için kendilerine yeni bir isim belirlerler ama büyük bir macera onları beklemektedir.

Anemi Kulağa çok tatlı, masum bir kelime gibi geliyordu. Ama gerçek yüzü acılarla doluydu. Anemi, kanser demekti. Anemi, ölüm kalım savaşı demekti. Anemi, can düşmenı demekti. Oral hücreli anemi benim can düşmanımdı. ---------------- Koşuyordum. Nereye gittiğimi bilmeden. Koşuyordum. Evimin neresi olduğunu bilmeden. Koşuyordum. Evimin elimden gittiğini bilerek. Anemi, benim can düşmanımdı. Hayır nereye koştuğumu biliyordum. Hastaneye koşuyordum. Hayır evimin neresi olduğunu biliyordum. Evim kardeşimdi. Ve evet evimin elimden kayıp gittiğini biliyordum. Hayır gitmeyecekti. Kardeşimin benden gitmesine izin vermeyecektim. Gerekirse hayatımı onun için adarım. Gitmesine izin vermem. --------------

Hope and September

Bir değil bin günün sessizliği

Ben hayatımın son yılını onunla geçirmek istemiştim ama o, bana 48 günü daha çok görmüştü...

Kendini bir kütüphaneye hapseden kadın, dünyada herşey değişirken o sadece kitapların satırlarında kendini buluyordu, ta ki bir kitap, onu durdurana kadar yani sonbaharın düşen yaprağına kadar, işte benimde umutlarla kayıplarla doldurduğum o romanım...

Kendini bir kütüphaneye hapseden kadın, dünyada herşey değişirken o sadece kitapların satırlarında kendini buluyordu, ta ki bir kitap, onu durdurana kadar yani sonbaharın düşen yaprağına kadar, işte benimde umutlarla kayıplarla doldurduğum o romanım...

Sadece gerçekten ne hissttigim ve düşündüğümü yazmak istiyorum

———— ———— ———— ————

Kadınlar önemlidir

Işıl, o gün oturduğu bankta o adamı görmüş ve unutmamıştı. Unutamamıştı. Bir gün arkadaşı yüzünden karakola gitmek zorunda kaldığında, o adamla tekrar karşılaşmıştı... Ve gün bilmediği şey; Kılıç`ında onu unutamamasıydı... Kılıç geri de kaldı; unutmadı. Işıl geri de bıraktı; unutmadı.

Nasıl yani, nefret ettiğim birine mi aşık oluyorum? Sonra ona tekrar baktım. Soğuk ama yakışıklıydı. Ve gerçek ondan hoşlanmaya başlamıştım.

Velthar Krallığı. Üç dük, bir arşidük… ve kaderin iplerini elinde tutan bir lanet. Mayrin Avoris, sevgi dolu bir ailenin sevilen biricik kızı. Tek sorunu, her şekilde hayatı ona zehir eden zalim bir abi: Daren. Ama ya bir sabah o abi delirseydi? Aynen öyle oldu. Yıllarca ondan nefret eden Daren, bir sabah gözyaşları içinde ona sarıldı. “Artık seni koruyacağım… üzgünüm, Mayrin.” Bir insan bir gecede nasıl böylesine değişebilirdi? Kesinlikle… o delirmiş olmalıydı. Başka açıklaması yoktu. Artık Daren kuyruğundan ayrılmıyordu. Ancak Daren ne kadar uğraşırsa uğraşsın, kader hep bildiğini okur, değil mi? Mayrin’nin Arşidük Arzen Taredan’la yolları kesiştiğinde, Daren’in en büyük korkusu gerçeğe dönüştü. Lanetler, aşklar, trajediler… Ve Elmyra’nın laneti..

Öykü ve poyraz karşılaşması