15. Bölüm

11. Bölüm

Eda A.
mektupb_1rsanattir

Bölüm şarkısı:

*Hoje em Dia e Dificil Encotrar

*Bir Rüya Gördüm

Sevgi; ışıktan bir elin, ışıktan bir sayfaya yazdığı, ışıktan bir sözdür.

Halil Cibran

 

Göt korkusu... Şu an Cesur Toprak'ın yaşadığı tek şey göt korkusuydu. Oysa Alpay onun aksine korkmuyordu. Çünkü onu dövemezdi kimse.​​​​​​ En azından o öyle zannediyordu.

Turgut karısına bakıp ne oluyor burada dercesine başını salladı. Ceylin anlamazdan gelerek kocasına cilveyle gülümsedi tabii. Çünkü kocası zamanında kıskançlığından az dövmemişti milleti.

Nedim kaşları çatık bir şekilde Alpay İroz'dan gözlerini ayırmazken, Ferzan da aynı şekilde bir Zerya'ya bir Alpay'a bakıyordu. Yakın duruyorlardı. Ama ne anlamda?

"Alpay ve Cesur? Ne işiniz var burada?" Dedi Turgut ilk konuşan olarak.

Cesur Toprak korkak değildi ancak kendi gözleriyle Turgut ve Nedim'in kavga edişini görünce onlara bulaşmak istemiyordu. En az onlar kadar izbandut adamı, Ferzan'ı, saymıyordu bile.

"Turgut abi, biz Alpay'la AVM'ye geldik. Sonra işte sizinkilerle karşılaştık." Dedi Cesur üstü kapalı anlatarak.

"Madem karşılaştınız, niye konuşuyorsunuz?" Dedi Nedim konuyu bambaşka yerlere saptırarak.

"Konuşamaz mıyız? Zerya senin amcanın kızıysa benim de dayımın kızı?" Dedi Alpay.

"Yeni mi aklına geldi, dayının kızı olduğu? Bu zamana kadar selam vermezdin piç!" Dedi ağzını bozarak Nedim. Alpay'a olan nefreti o kadar büyüktü ki Nurşen halasına küfür etmemek için kendini zor tutuyordu.

"Ağzını toplayasın Nedim!" Dedi sinirden şivesi kayan Alpay.

"Sen kime ne anlatıyon lan?" Dedi Nedim Alpay'a yaklaşarak. Aynı zamanda Alpay da Nedim'e yaklaştı.

Birbirlerine adım adım yaklaşıyorlar ve nefretle birbirlerine bakiyorlardı. Aralarında neredeyse 10 yaş vardı ancak birbirlerinden ölesiye nefret ediyorlardı.

"Gençler, bir sakin olun." Dedi Turgut ve araya girecekti ki Nedim elini kaldırdı.

"Dur hele amca, bakalım derdi neymiş?" Dedi Nedim.

"Asıl senin derdin ne orospu çocuğu!" Dedi ki yüzüne inen yumrukla yüzü yana düştü.

Kızlar çığlık atarken Nedim Alpay'ın yakasından tutup, "Sen hangi piçsin ki benim anama laf ediyorsun, pezevenk!" Dedi ki Cesur Toprak Nedim'i sertçe itti.

Binnaz, Cesur Toprak'a bakarken oldukça şaşkındı. Oysa ona çok efendi davranmıştı.

"Asıl sen hangi köpek ki benim kardeşime vuruyorsun lan!" Dedi Cesur ve yumruğunu savurdu ki bir el kolunu sertçe tutup çevirdi ve kaval kemiğine tekme attı. Cesur acıyla inlerken gözlerini açtığında ilk gördüğü yüz Binnaz'ın ki oldu.

Korkmuş, şaşkın ve savunmasız bakıyordu ona. Şaşırmıştı Cesur. Bu kızım burada ne işi vardı?

"Ferzan?" Dedi Zerya şaşkınlıkla. Zira Cesur'a bunu yapan Ferzan'dı.

Ferzan Zerya'yı görünce küçük çaplı bir pişmanlık yaşasa da Cesur Toprak'ın Binnaz'a baktığını görünce ensesinden tuttuğu gibi yumruğu bastı.

Nedim ve Alpay da işler daha karışık ve korkunçtu. Yıllar sonra ilk defa birbirlerine nefretleri somutlaşıyordu. Asıl sırsa Nedim'di. Bu kadar iyi dövüşmesi normal değildi.

Alpay da iyi dövüşüyordu ancak Nedim kadar iyi değildi. Alpay yumruğunu Nedim'e savururken Nedim geriye savruldu. Boşluğundan yararlanarak Nedim'in kaburgalarına tekne attı, Alpay. Zeynep çığlık atarak onlara doğru koşarken Turgut amcası bile tutamamıştı onu.

Topuklu sesi olmasa belki anlaşılmazdı ama Alpay kısa sürede ezberlediği topuklu sesini tanımıştı. Zeynep'e dönerken Nedim ayağa kalktı hemen ve Alpay'ın ensesinden tuttu ve duvara doğru hızla savurdu.

Zeynep abisinin yaptığı şeyle hemen durarken Alpay'a baktı.

Alpay zorlansa da duvara çarpmadan dengesini korudu ancak Nedim ona arkadan tam sırtına tekme atınca duvara yüzü çarptı. Yüzünden kan akarken Zeynep ilk defa abisinden korktuğunu hissetti.

Abisini daha önce kavga ederken görmemişti. Kavga ettiğini biliyordu ama hiç görmemişti. Ta ki bugüne kadar.

Cesur Toprak ve Ferzan'sa onlara göre daha hafiflerdi. En azından birbirlerini duvara çarpmıyorlardı.

Cesur Toprak, Ferzan'a yumruk savuruyor ve onu düşürmeye çalışıyordu ancak Ferzan yumrukları bir şekilde atlatıyor ve savunuyordu.

Zerya daha fazla dayanamazken ayağındaki topuklu ayakkabıyı çıkardı ve Cesur'a attı. Tabi ne bilsin nişanlısının Cesur'u yakasından tutup çevireceğini...

Topuklu tak Ferzan'ın kafasına çarparken Ferzan Cesur'un kaval kemiğine tekrar vurdu. Tabii Cesur aynı acıyı tekrar hissedince bu kez yere düştü.

Ferzan yerdeki topukluyu eğilip aldı. Bu ayakkabı Zerya'nın sabah giydiği değil miydi lan?

Zerya'ya dönerken patlayan dudağına ve kızarmış gözüne rağmen ona yürüdü. Tabii Zerya da utançla yere baktı.

Ferzan Zerya'nın ayaklarına bakınca bir tane topuklunun olmadığını ve topuklunun tekinin elinde olduğunu fark etti.

Zerya Ferzan'ın ayağına baktığını görünce hemen ayağını, diğer ayağının arkasına sakladı. Ayağına bakılması onu utandırırdı.

Ferzan bunu görünce gülümserken onun tam karşısına yürüdü ve önünde diz çöktü. Tam evlenme teklifi modundaykan Zerya'nın diğer ayağını tutunca Zerya dengesini kaybetti.

Hemen iki elini Ferzan'ın kafasına koyup ona tutunurken biraz ona eğilmişti. Ferzan gülerek ona bakınca elini çekmişti. Ferzan bir eliyle, Zerya'nın elini tuttu ve omzuna koydu. Nişanlısının düşmesini istemezdi.

Zerya şaşkınca ona tutunurken Ferzan ayağını tuttu ve diğer elindeki ayakkabıyı, Zerya'nın ayağına giydirdi. Zerya şok, heyecan ve hayranlıkla nişanlısına bakarken kalbi yerinden fırlayacak gibiydi.

"Tekeşşür ederim." Dedi heyecanla Zerya. Demesiyle bir Ferzan güldü.

"Teşekkür olmasın o." Dedi Ferzan gülüşünü durdurmaya çalışarak.

"Ben ne dedim?" Dedi anlamayan Zerya.

"Boş ver." Dedi ve Zerya'nın yüzünün önüne gelen saçı eliyle kulağının arkasına yanağına parmağını sürterek koyarken.

Zerya saçlarına değen sıcak parmakları yanağında hissedince titrek bir nefes aldı.

"Şunlara bak! Ortalığın içine ediliyor bunlarda cilveleşiyor!" Dedi isyanla Birsen.

Cidden öyleydi. Alpay ve Nedim birbirlerine o kadar girmişlerdi ki güvenlik gelmişti. Hatta güvenlik onları hâlâ ayırmaya çalışıyordu. Tabii onlarda pek ayrılmaya niyet göstermeyince polisi çağırmışlardı.

Zeynep'se bir köşede ağlıyor korkuyla bir abisine birde Alpay'a bakıyordu. Elinden hiçbir şeyde gelmiyordu. Çünkü ikisinden de korkuyordu.

Oysa ikisi de ona hiçbir şey yapmazdı. Hatta onu ağlarken görse Alpay bile durardı.

"AYRILIN!" Diyen polisin sesiyle Nedim ve Alpay birbirlerinden ayrılırken birbirlerine hâlâ nefretle bakıyorlardı. Ancak ikisi de çevresine bakınca ağlayan Zeynep'i gördü.

Alpay Zeynep'i ağlarken görünce kabul etmek istemese de üzülmüştü. Bundan kendi aleyhine bir pay çıkardığından üzülmüştü. Öyle ki göğsüne rahatsız edici bir his çöktü.

Nedim ise sinirlerine hakim olamayıp Zeynep'in yanında biriyle dövüştüğü için pişman oldu. "ZEYNEP!" Nedim'in sesi Zeynep'e gitse de Zeynep korkudan abisine bakamadı. Bir yere dikilmiş herkesten uzak ikiliyi izliyordu. Korkudan ne onların yanına gidebiliyor ne de dışarı çıkabiliyordu.

İkisi de mekandan çıkarken polis memurları etrafa bakınca yerde yatan bir adet Cesur Toprak ve dudağa ve gözü şiş bir Ferzan gördüler.

"Siz de mi kavga ettiniz?" Dedi polis memuru.

"Hayır onlar kavga etmedi. Sadece ayırmaya çalışırken yaralandılar." Dedi Zerya hemen.

"Evet, şu kısa olan var ya Alpay mıydı neydi ikisini de o benzetti." Dedi Birsen.

"Hayır yalan söylüyorlar! O Nedim denen adam canavar beni duvara itti. Zaten ben yerde o ayakta olduğundan kimin daha çok zarar verdiği belli oluyordur umarım." Dedi yerden Cesur.

Polis memurları Bu kez bayanlara bakarken Binnaz oradan, "Alpay da az mı dövdü!" Dedi.

Binnaz'ın bu çıkışına şaşkınlıkla bakan Cesur Toprak içinden düşündü. Bu kız hiç de çıtı pıtı değilmiş.

"Anlaşıldı, Emre oğlum şu kamera kayıtlarına baktır." Dedi. "Şunları da tutuklayın." Dedi onlara bakarken.

"Amirim biz ne yaptık!" Dedi Ceylin. "Hem ben hamileyim!" Dedi ve ağlamaya başladı.

Ferzan ve Cesur Toprak aynı anda 'ne'lerken Ceylin pot kırdığını fark etti.

"Ah Ceylin ah!" Dedi bıkkınlıkla Turgut.

"Ne be! Hamileyim ben hamile! Üzerime çok geliniyor benim!" Dedi ve tekrar ağlamaya başladı.

"Yenge tamam sus! Deli zannedicekler ya!" Dedi en sonunda Birsen.

"Zeynep nerdeğ! O benim karnıma masaj yapıyordu!" Dedi en sonunda Ceylin ve Zeynep'i aradı gözleri.

"Yenge!" Dedi Zeynep ve yengesinin yanına gidin sarılıp ağladı.

Polis memurlarının kafası karışırken Zeynep'e sordular. "Siz de mi yanındaydınız?" Dedi

"Kimin?" Dedi Zeynep.

"Tutuklanan kişilerin?" Dedim memur.

"Abimi mi diyorsunuz?" Dedi Zeynep o anki duygusallıkla hiçbir şey düşünmeden.

"Ha bir de abiniz." Dedi polis memuru. "Emre gel şunları ltutukla başım ağrıdı yemin ediyorum!"

Bıkkınlıkla oradan uzaklaşırken Emre denen adam bir grup polisle beraber hepsini tutukladı. Tabii o anlarda Ceylin yengenin bazı tatsız sözleri de duyuldu.

"Ya bizim ne suçumuz var!"

"Çantamı sakın ellemeyin dava ederim sizi!"

"Bırakın bizi YA! Saçımı elleme! Bugün yeni fön çektim!"

"Hanımefendi saçınızı ellemiyorum ki?" Dede en sonunda bıkkınlıkla polis.

"Ama kolumu geriye atarken saçım çekilmiş gibi hissettim." Dedi ve ağlamaya devam etti Ceylin.

Polis susarken ofladı ve Ceylin'e ters kelepçe takarak dışarı çıkardı.

Hepsi kelepçelenip arabaları bindirilirken polis arabaları yolun sonunda karakola gelmişlerdi. Hepsi doğrudan nezarethaneye giderken iki gruba ayrilmışlardı.

Alpay, Cesur Toprak, Birsen, Binnaz ve Zeynep bir gruptu. Tabii Zeynep ve Alpay aynı nezarethaneye koyarlarken Nedim bayağı sıkıntı çıkarmıştı ama Zeynep sıkıntı olmadığını söyleyince biraz daha susmuştu.

Geri kalanlar yan kısımdayken Ceylin yenge hala ağlıyordu. O hamile olduğundan onu ve Zerya'yı direkt oturturlarken Nedim ve Ferzan yerdeydi. İki kadında rahat rahat uysun diye oturmamışlardı.

Tabii son anda Ceylin yenge Turgut'u yanına alınca üçü birlikte oturmuşlardı. Ferzan yere oturmuş kafasını duvara yaslamıştı.

Herkes sessizdi. Tabii Turgut ve Ceylin hariç.

"Turgut ben keledoş istiyorum." Dedi Ceylin.

Keledoş doğu kültürüne ait olan bir yemekti.

"Ceylin sana burada nereden bulabilirim?" Dedi Turgut.

"Bilmiyorum ama çok istiyorum." Dedi Ceylin. "Yanağını ısırayım mı?"

"Saçmalama!" Dedi Turgut.

Nezarethanenin kapısı açılırken içeri Sinan ve İsmet girdi. Yanlarındaki polis onlara bir şeyler derken Sinan kızının yanına, İsmet se kendi kızlarının olduğu kısma gitti.

"Baba baba! Kurtar bizi buradan!" Dedi Zerya hemen ayağa kalkarak.

"Bu haliniz ne!" Dedi Sinan ve İsmet aynı anda. Birbirlerine ters ters bakarlarken tekrar kızlarına döndüler.

"Baba vallahi ben bir şey yapmadım." Dedi Zerya kendini aklayarak.

"Kamera kayıtlarını izledim yavrum. O ayakkabı ne öyle." Dedi ve bir Zerya'ya bir Ferzan'a bakarak.

Belliki ayakkabıyı attığı kısmın devamını da izlemişti. Zerya utançla bakışlarını kaçırırken yerinde rahatça konuştu Turgut.

"Abi siz bizi çıkarın, bu sıpalar bu gece burada dursunda göreyim ben onları." Dedi.

"Ulan salak! Sen oradaydın da niye ayırmadın!" Dedi hiddetle Sinan.

"Abi ne yapsaydım, sen görmedin mi kedi köpek gibi birbirlerini yiyorlardı!" Dedi kendini savunarak Turgut.

"Ama haklısın, Turgut. 25 yıllık oğlum ilk defa kavga etti. Spor yaptığını biliyordum ancak böylesine dövüştüğünü bilmiyorum." Dedi İsmet gururla. "Bu gece kalsınlar burada da göreyim ben onu."

Ferzan babasına ters bir bakış atarken Birsen ve Binnaz hemen İsmet'e doğru atıldı.

"Baba ama bak biz bir şey yapmadık!" Dedi Birsen hemen.

"Bak saçım bile hâlâ topuz." Dedi Binnaz.

"Gidip polise yalan yanlış şeyler söylediğiniz için siz de cezalısınız." Dedi İsmet.

İki kız da oflarken İsmet ve Alpay'ın bakışları kesişti. "Demek senin oğlun." Dedi ve güldü alayla Alpay.

"Benim oğlum." Dedi gururla İsmet.

Alpay sadece gülümseyerek bakışlarını onlar çekerek Ferzan'a baktı. Ferzab da zaten tam Alpay'a bakıyordu ve oldukça ürkütücüydü.

Alpay gülerek Cesur'a dönüp güldü. Cesur, Binnaz'a baktı. Demek dövüştüğü adamın kız kardeşiydi. Cidden ailenin tam içindeymiş. Alpay'a dönüp o da güldü.

"Hadi kendinize iyi bakın. Şew baş(iyi geceler)!" Dedi Sinan ve arkasına dönüp çıktı.

"Baba!" Diye seslendi Zerya ancak gülerek nezarethaneden çıktı.

İsmet'se oğluna döndü ve ona doğru yürüdü. Ferzan babasının yanına ayaklanırken, İsmet oğlunun hala ona karşı tavırlı olduğunu fark etmişti.

"Oğlum, niye kavga oldu?" Dedi.

"Sonra anlatırım." Dedi Ferzan sadece.

"Öyle olsun bakalım. Kendine dikkat et. Kız kardeşlerin sana emanet. Şewe te baş we(İyi geceler)." Dedi ve arkasına döndü.

"Te râ ji!(Sana da)" Dedi Ferzan da. Babasını seviyordu. O iyi bir babaydı ancak nişanlısına yaptıkları için onu affedemiyordu.

(Bir Rüya gördüm dün gece şarkısını açmanız tavsiye edilir)

Geri yerine dönerken tekrar oturdu. Bir bacağını uzatmış bir bacağını hafif kendine çekti ve başını tavana kalırdı hafif. Gözlerini kapattı.

Zerya uyuyan Ferzan'ı izlemeye başladı. Yeni çıkmaya başlayan sakallarını daha kesmemişti. İlk geldiği günden beri sakalsızdı.

Güzel koyu kahve gözleri kapalıydı ama uzun kirpikleri ortadaydı. Burnu yunan burunları gibi hafif kemerli ancak ucu dikti hemde oldukça yüzüne yakışıyordu.

Kara saçları ortalama uzunluktaydı. Parlıyordu da. Dokunup okşamak istedi, Zerya. Buna cesareti yoktu ancak. Ferzan ona temas sevmediğini söylemeseydi de utanıp yapamazdı.

Elmacık kemikleri içe doğru ve orantılıydı. Hele çenesi ilk defa bu kadar güzel bir çene görüyordu. Onu her gördüğümde böyle uzun uzun bakmak istiyordu.

Kendinden beklenmedik bir şey yaparak Ferzan'ın yanındaki küçük yere oturdu.

Ferzan'ın gözleri hafif açılırken Zerya da kafasını duvara yasladı. Ferzan'ın burnuna kurabiyemsi bir koku geldi. Bu kokuya aşinaydı. Öyle ki nişanlısını her gördüğünde burnu bu kokuyu arıyordu.

"Zerya?" Dedi boğuk ve fısıltılı bir sesle.

"Efendim?" Dedi Zerya da aynı fısıltılı sesle. "Gelmem seni rahatsız mı etti?" Diyip uzaklaşacakken elini tuttu sıkıca Zerya'nın. Zerya ona şaşkınlıkla bakarken Ferzan diğer elini arkadan Zerya'nın beline yerleştirip kendine çekti. Artık eskisinde de daha yakın olmuşlardı.

"Saçmalama. Sadece şaşırdım. Benden rahatsız oluyorsun sanıyordum." Dedi Ferzan.

"Bende." Dedi Zerya da.

"Nasıl?" Derken hafif doğruldu Ferzan bu konu onu rahatsız etmişti. Zerya dan rahatsız olmuyordu aksine onu hep yanında görüp dokunmak istiyordu.

"Hani sana bir keresinde sarılmıştım ya." Dedi utana sıkıla. "Orada bana, ben temas sevmem demiştin."

"Evet temas sevmem dedim." Dedi Ferzan. "Ama senin temasını sevmem demedim ki? Aksine hoşuna bile gider." Dedi gülümseyerek.

Zerya büyülenmişcesine nişanlısına bakarken Ferzan da aynı şekilde ona bakıyordu.

Koyu kahve gözleri yine güzel bakıyordu. Güzel ve sevgi dolu. Zerya ise hayranlıkla ve etkilenmiş bakıyordu.

"Birazdan öpüşecekseniz bizim burada olduğumuzu unutmayın." Diye bir fısıltı geldi. Zerya irkilerek kolunu Ferzan'ın göğsüne koyarken, Ceylin yengeyi görünce derin bir oh çekti.

"Yenge ne yapıyorsun ya!" Dedi ve bir eilin göğsüne koyarak.

"Amcanız ve yengeniz ​​burada ona göre davranın." Dedi ve güldü Ceylin. Zerya'nın konuşmasına izin vermeden hemen kocasının yanına kaçtı. Zerya utançla gözlerini kapatırken tutunduğu yere başını gömdü.

Burnuna gelen erkek kokusuyla bir an şaşırsa da koku çok hoşuna gitmişti. Öyle ki birkaç saniye soluklanıp durdu. Belini kavrayan bir elle beli ısınırken mayışmış hissetti. Aklına bu göğsün nişanlısına ait olduğu gelince kafası hemen kaldırdı.

"Pardon."

"Sorun değil, istersen uyu. Rahatsız olmam." Dedi kesin bir sesle. Zerya'nın bu düşünce de olduğu aklının ucundan bile geçmezdi. Hatta o arabada elini eline değirince Zerya'nın rahatsız olduğunu bile düşünmüştü. Meğer ondan yapıyormuş. "Tabii sende rahatsız olamayacaksan."

"Olmam." Dedi Zerya ve nişanlısının göğüse kafasını yasladı.

Ferzan göğsünde dağılan yumuşak saçları öpüp koklamak istiyordu ancak Zerya'yı da korkutmak istemiyordu. Şimdiden bunu yapmak onu rahatsız edebilirdi. Zerya soluduğu kokuyla kısa sürede uykuya dalarken Ferzan uyanık kalmaya kendini zorluyordu. Bu güzel koku ve bu güzel görseli sabaha kadar izleyebilirdi ancak günün yorgunluğu onu da bir süre sonra uykuya esir kılmıştı.

İkisi beraber güzel güzel uyurken neredeyse herkes yatmıştı. Üç kişi hariç: Zeynep, Nedim ve Alpay.

Alpay yorgundu ve gözleri kapalıydı ancak uyku tutmuyordu. Nedim ve Zeynep se iki tel arasından birbirlerine sırtlarını dayamışlardı. "Abi?" Diye fısıldadı Zeynep.

Abisi olduğunu onaylayan bir ses çıkardı Nedim.

"Yine yoklar?" Dedi ağlamaklı bir fısıltıyla Zeynep.

İsyanı ailesineydi. Ailesi her zamanki gibi onların yanında değildi. Emindi ki şuan sıcak yataklarında yatıyorlardı. Durumu bildiklerine emindi Zeynep. Amcaları gelmişti.

Nedim'in içi yandı. Güzel kardeşini göğsüne yaslayıp göz yaşlarını silmeyi ne çok isterdi ama.

Zeynep istemsizce karşılaştırıyordu. Mesela Zerya, Birsen ve Binnaz'ın babaları nasıl gelmişti ama. Hal hatır sorup ceza olarak burada kalmalarını sağlamışlardı. Onun babası ise sadece metresini umursuyordu. Annesi ise kendisini.

Sadece abisi vardı o da ona sarılamıyordu.

Nedim pişman olmuştu. Annesine karşı hassastı. O daha annesine anne diyemezken kimsenin annesine küfür etme hakkı yoktu.

"Abi? Bizi ne zaman sevecekler?" Dedi aynı fısıltıyla Zeynep. Küçük bir çocuk değildi. Abisinin de üzüldüğünü fark ediyordu ancak artık dayanamıyordu. Onun abisi onun babası gibiydi.

"Ben seviyorum ya? Yetmez mi?" Dedi Nedim sadece.

Bunun üzerine Zeynep'in gözlerinden damla damla yaş akarken burnunu çekti. Boğazına oturan yumrudan kurtulamıyordu. Abisine döndü. Elinden geldiğince ona arkadan sarılırken konuştu.

"Varlığın bile yeter abicim." Dedi Zeynep.

Alpay duyduğu şeylerle Zeynep'i abisinden ve ailesinden vurmaması gerektiğini kendine not düşerken dinlemeye devam etti. Alpay Zeynep'in ağladığını anlayabiliyordu. Sesi ve burun çekişleri bunu ispatlıyordu. Her burun çekişinde üzüldüğünü hissediyordu.

Zeynep'in yakarışı duyulmayacak gibi değildi. Fısıltıylaydı ancak büyük bir çığlıktı aslında.

Nedim de kız kardeşine kollarını uzatıp kafasını tuttu Zeynep'in. Kafasını demirlere yapıştırdı. Zeynep'in tam anlından öpüp olabildiğince sarıldı. Lanet kader ikisini aynı kısıma koymadığı için üzgündü.

Alpay içinden Zeynep'i onayladı. Zeynep doğru söylüyordu. Abisinin tırnağı bile olamazdı onun gözünde.

 

 

 

Bölüm sonuu

Hehe bu bölümü bir günde yazmamın sebebi söz vermem. Bu haftaya mahsustu iki bölüm atmam.

Ayrıca Nedim ve Alpay'ın kavga edeceğini bekliyor muydunuz?

Acayip şiddetli bir kavga oldu ama farkındaysanız ne Nedim'in babası ne de Cihan gelmedi. Sizce niye?

Peki ya Cesur ve Ferzan'ın kavga etmesi😁 (en sevdiğim en sevdiğim, sahiplerimin abisiyle kavga etmesi)

Zerya ve Ferzan'ın yakınlaşmaları🥴 ben bile eriyip bittim yani😁

BU haftalık benden bu kadar. Haftaya görüşürüzzzz😽🥰🤩💋🪶

​​​​​

​​​​​

Bölüm : 02.03.2025 00:02 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...